Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/147 E. 2021/1363 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/147
KARAR NO : 2021/1363

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.10.2018
NUMARASI : 2016/530 E. 2018/1023 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 17.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.11.2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.10.2018 tarih 2016/530 E. 2018/1023 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ile davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 15.08.2015 tarihinde müvekkiline ait yabancı plakalı araca davalıların işleteni ve ZMMS sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada müvekkiline ait aracın hasarlandığını, Almanya da bulunan … bürosu tarafından düzenlenen 13.11.2015 tarihli fiyat teklifi ile tamir masrafının KDV dahil 12.893,80 Euro olarak tespit edildiğini, aynı rapor ile aracın rayiç değeri 18.100,00 Euro, hurda değeri 7.500,00 EUR olarak tespit edildiğinden aracın pert kabul edildiğini, bu nedenle rayiç değerinden hurda değeri düşüldüğünde müvekkilinin 10.600,00 Euro zararı olduğunu, davalı sigorta tarafından 14.04.2016 tarihinde 19.287,00 TL. tutarında kısmi ödemede bulunulduğu, ödeme tarihindeki kur esasa alındığında ödenen tutarın 5.958,85 Euro’ya tekabül ettiğini, kısmi ödemeden sonra müvekkilinin karşılanmayan zararının 4.641,15 Euro olduğunu, müvekkilin zararının tazmini Euro üzerinden hesaplanarak fiili ödeme günündeki kur üzerinden tahsili gerektiğini, davalı sigorta şirketi temerrüde düştüğünü ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.641,15 Euro maddi tazminatın, davalı sigortanın teminatından kalan miktar ile sınırlı olmak kaydıyla 25.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek değişken faiziyle birlikte diğer davalı …’ dan tazminatın tamamından kaza (13.08.2015) tarihinden itibaren değişken faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif satış kuru karşılığı TL’ si olarak tahsiline, müvekkilinin bilirkişi ücreti olarak ödediği 1.165,49 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif satış kurulu karşılığı TL olarak yargılama giderlerine dahil edilerek müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, yapılan hasar başvurusu üzerine müvekkil sigorta şirketince açılan hasar dosyası kapsamında ekspertiz raporuyla aracın onarının ekonomik olduğu belirtilerek toplam hasar bedeli olan 19.287,00 TL.nın 14.04.2016 tarihinde davacı tarafa ödendiğini, ayrıca aracın yürür vaziyette Türkiye’den Almanya’ya gidebildiği gerçeğinin mutlaka öncelikle ve önemle dikkate alınması gerektiğini, müvekkil şirket ödeme yapmakla yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davacı tarafça talep edilen hasar miktarı gerçek zararı yansıtmaktan uzak olup fahiş olduğunu, davacı tarafından kendilerinin yokluğunda yaptırılan tespitin delil niteliği bulunmadığı, bilirkişi ücretinin fahiş olduğunu, müvekkil şirketin temerrüdü söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …’ cevap dilekçesinde; istenen bedelin haksız ve yersiz olup reddinin gerektiğini, araçta pert olacak kadar hasar bulunmadığını, öne sürülen onarım bedellerinin fahiş ve aracın hurda bedelinin düşük gösterilmiş olduğunu, bilirkişi ücretinin çok fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ; 3 kişilik uzman bilirkişi kurulunun ve İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesiden aldırılan raporların denetime elverişli ve açık olması nedeniyle itibar edildiği, davacının kazanın oluşumunda kusursuz, davalı araç sürücüsünün ise %100 kusurlu olduğu, davacı aracındaki toplam hasarın 4.641,15 Euro olduğunun anlaşıldığı, davalı sigorta şirketinin bakiye sorumluluk bedelinin 2.352.Euro olduğu, davalı sigorta şirketinin davacı tarafa hasar bedeli olarak 14/04/2016 tarihinde 19.287,00.-TL ödeme yaptığı, ödeme tarihi itibariyle ödemenin 5.958,85- Euroya karşılık geldiği, bakiye 4.641,15 Euro hasar tazminatı alacağı bulunduğu, davalı sigortanın bu bedelin 2.352,00 Euro’ sundan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4.641,15 Euro hasar tazminatının, davalı sigortanın bu bedelin 2.352,00 Euro’ sundan sorumlu olması kaydıyla, davalı …’dan kaza tarihi olan 13.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek , davalı sigortadan 23.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek, 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez bankası efektif satış kuru üzerinden TL cinsinden hesaplanarak davalılılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 1.165,49 Euro bilirkişi ücretinin karar tarihindeki TL karşılığının yargılama gideri olarak yargılama giderleri bölümünde hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … ile davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı …, meydana gelen kazada davacı daha ağır kusurlu olduğu halde, tüm kusur kendisindeymiş gibi davanın kabulüne karar verildiği, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı düzenlendiğini, davacı aracının değeri fahiş gösterildiği halde itirazlarının dikkate alınmadığını, özel olarak davacının lehine düzenlenen rapor doğruymuş gibi kabul edilerek karar verildiğini, davacı aracındaki hasar tamir edilebilir ve düşük bir hasar iken uzman olmayan bilirkişiler tarafından çok yüksek gösterildiğini ve euronun o dönemki TL karşılığı ile şu anki TL arasında büyük fark meydana geldiği için aleyhine fahiş miktar üzerinden karar verildiğini, davanın reddi gerektiğini ileri sürmektedir.
Davalı … A.Ş. vekili, kaza tarihi itibariyle poliçe teminat limitinin 29.000.TL ile sınırlı olduğunu, davadan önce 19.287,00.TL ödenmiş olduğundan ödenen bu miktarın teminat limitinden düşülmek suretiyle bakiye sorumluluk miktarının 9.713,00.TL ile sınırlı olduğunu, bu hususun kararda ve karar hüküm kısmında açıkça belirtilmesi gerektiğini, ayrıca hükmedilen 2.352 euro bakiye tazminat ile icra emrinin üzerinde yazılı kur üzerinde hesaplama yapıldığında bile bakiye teminat limitinin fazlası ile aşıldığının ortada olduğunu, icra emrinin düzenlendiği 05.12.2018 tarihi itibariyle bile 2.352 euro x 5,9145.TL = 13.910,90.TL ye tekabül ettiğini, bakiye teminat limitlerinin TL olarak kaldığını, mahkemece euro üzerinden eksik ve hatalı verilen karar doğrultusunda dosyada çıkartılan kapak hesabında sorumluluk teminat limitinin fazlası ile aşıldığını, dava dilekçesinde açıkça sigorta teminatından kalan miktar ile sınırlı olmak kaydıyla talepte bulunulduğunu, talebe bağlılık ilkesinin gözetilmediğini, hükmedilen tazminatın da fahiş olduğunu, Almanya ‘da alınan raporlarda var olan çok küçük hasarların bile abartılarak fahiş maddi gerçeklerle alakasız rakamlara dönüştürüldüğünü, hükme esas alınan raporun Almanya’dan alınan raporun yinelenmesinden ibaret olduğunu, gerçek hasar miktarının belirlenmesi gerekirken hiçbir araştırma yapılmadığını, pert total işlemine tabi tutulması gerektiği kabul edilecekse ikinci el piyasa değerinin ve sovtaj değerinin Almanya piyasası ve Almanya rayiçleri araştırılmak ve ciddi bir piyasa araştırması yapılmak suretiyle, emsal örneklerin rapora eklenerek belirlenmesi gerekirken hükme esas alınan raporda eksik değerlendirme yapıldığını, ekspertiz ücretinin fahiş olduğunu, Almanya konsolosluğuna müzekkere yazılarak Almanya ekspertiz ücretlerinin öğrenilmesi ya da talep edilen ücretin makul olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılması gerektiğini, bir dosyada Almanya ‘da 50 euro bilirkişi ücreti ödenirken, başka bir dosyada talep edildiği gibi 1165,49 euro ekspertiz ücreti ödenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazasında davacı aracının hasarlanmasından kaynaklanan maddi zararın tahsili istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı tarafça delil olarak dayanılan Almanya ‘da bulunan bilirkişice düzenlenen raporda, tamir maliyetinin KDV dahil 12.893,80 Euro, aracın rayiç değerinin 18.100 Euro belirlendiği, aracın tamirinin ekonomik olmadığının görüş olarak belirtildiği ve aracın hurda (sovtaj) değerinin 7.500 Euro tespit edildiği görülmektedir.
İlk derece mahkemesince, trafik uzmanı makine mühendisi sigorta hesap uzmanı bilirkişilerden oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan raporda; kavşak içinde seyrine göre sağa dönüşte kendisine hitaben yolun kapalı olduğunu bildiren “DUR” anlamındaki kırmızı trafik ışığına rağmen kontrolsüz biçimde dönüşe geçen davalı sürücünün kendi istikametine doğru gelen davacıya ait araca çarpması ile meydana gelen kazada kırmızı ışık ihlali nedeniyle davalı sürücünün % 100 kusurlu olduğu, ekspertiz raporunda toplam hasar bedelinin KDV hariç 19.287,00.TL olduğunun belirtildiği, Almanya ‘daki bilirkişi bürosu tarafından tespit edilen hasarlar ve bedellerinin dosyadaki kaza resimleri, hasar resimleri ve teknik verilere göre uygun olduğu, bu rapora iştirak edildiği ve rapordaki, aracın pert total işlemine tabi tutulması gerektiği, aracın 2007 model ve 196.166 km olması sebebiyle 2. el rayiç değerinin 18.100 Euro, sovtaj bedelinin 7.500 Euro olduğu görüşüne de itibar edildiği, sovtaj bedelinin mahsubu ile istenebilecek tutarın 10.600 Euro olduğu, 14.04.2016 tarihinde sigorta şirketi tarafından 19.280,00.TL ödeme yapılması sebebiyle ödeme tarihindeki kura göre, ödeme miktarının 5.958,85 Euroya tekabül ettiği, bu miktarın 10.000 Euro’dan çıkartılması ile hesaplanan 4.641,15 Euro bakiye ek hasar ödemesi yapılması gerektiği kanaatine varıldığı, sunulan faturada 1.165,49 Euro ekspertiz ücreti ödendiğinin tespit edildiği,01.01.2015 tarihi itibariyle araç başı maddi zarar teminatının 29.000,00.TL olduğu, bu teminattan davalı sigorta şirketinin ödediği 19.287,00.TL çıkartıldığında sigorta şirketinin 9.713,00.TL miktardan sorumlu olacağı, ekspertiz ücretinin mahkemenin takdirinde olduğu, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda ; davacı tarafın Almanya ‘da aldığı bilirkişi raporu ile hasar dosyasında davalı tarafça tanzim ettirilen ekspertiz raporları raporda belirtildikten sonra, başkaca hiçbir açıklama yapılmadan aracın tamirat onarım masrafıyla ilgili hiçbir tespit ve değerlendirme yapılmadan aracın rayiç değerinin 18.100 Euro, sovtaj bedelinin 7500 Euro tespit edildiği, aracın tamirinin ekonomik olmadığı, sovtaj bedelinin aracın rayiç değerinden mahsubu ile istenebilecek zarar miktarının 10.600 Euro olduğu, talep edilen ekspertiz ücretini mahkemenin takdirine bıraktıkları belirtmiştir.
İlk derece mahkemesince alınan ATK raporunda hiç bir açıklama yapılmadan, bilirkişi heyeti raporunda sadece, Almanya Bilirkişi Bürosundan alınan raporunun uygun görüldüğünün belirtilmiş olmasıyla yetinilmesi, bilirkişi heyeti raporunda ise sadece Almanya Bilirkişi Bürosunca düzenlenen rapora iştirak edildiği belirtilerek, aracın rayiç ve sovtaj değerinin, bu rapordaki miktarlara göre belirlenmesi ve neden itibar edildiğine iliikn veriler ile araştırmaların raporlarında açıklanmaması, davalılar, davacının ödediği bilirkişi ücretinin, ödenmesi gereken gerçek miktardan sorumlu olduğu halde, her iki raporda da , bu talebin makul olup olmadığı, istenebilecek gider miktarının ne olduğu yönünde değerlendirme yapılmamış olması karşısında, eksik ve yetersiz raporların hükme esas alınması doğru olmamıştır.
Öte yandan, kararın gerekçesinde her iki raporun denetime elverişli ve açık olması nedeniyle benimsendiği açıklanmış ise de, benimsenen bilirkişi raporunda, davalı sigorta şirketin bakiye sorumluluğunun 9.713,00.TL olduğu belirtildiği halde, hükmedilen 4.641,15 Euro hasar tazminatından, davalı sigorta yönünden bilirkişi raporundan farklı olarak 2.352 Eurosundan sorumlu olmak kaydıyla davalılardan tahsiline hükmedildiği, kararın gerekçesinde davalı sigorta şirketinin bakiye sorumluluğunun 2.352,00 Euro olduğu açıklanmış ise de, bu hesaplamanın ne şekilde belirlendiğin açıklanmadığı görülmekte olup, gerekçenin açıklanmaması HMK hükümlerine aykırıdır.
Ayrıca, davalı sigorta tarafından düzenlenen 14.08.2014 tarihli ZMMS poliçesi ile davalı işletene ait aracın bir yıl süre ile teminat altına alındığı, teminat limitinin TL olarak belirlendiği görülmekte olup, davaya kaza poliçe düzenlendikten sonra 2015 tarihinde meydana geldiğinden,Hazine Müsteşarlığı ‘nın 2015 yılı için belirlediği 29.000,00.TL poliçe limitinin esas alınması gerekmektedir. Hasar dosyasında davalı tarafça aldırılan ekspertiz raporunda, aracın onarım bedelinin 19.287,00.TL belirlendiği ve davalı sigorta şirketinin davadan önce davacı tarafa hasar bedeli olarak 14.04.2016 tarihinde 19.287,00.-TL ödeme yaptığı, yapılan bu ödeme Hazine Müsteşarlığı ‘nın 2015 yılı için belirlediği 29.000,00.TL poliçe limitinden mahsup edilmesi sonucu, davalı sigorta şirketinin bakiye limit sorumluluğu 9.713,00.TL olduğu halde, TL olarak düzenlenen ve TL limitli poliçede, davalı sigorta şirketinin bakiye sorumluluğunun Euro olarak belirlenmiş olması nedeniyle, davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limitinin aşılarak, davacının limtten daha fazla tahsilat yapmasına sebebiyet verecek nitelikte karar verilmesi de doğru olmamıştır.
… veya … Fen Heyetinden seçilen bilirkişi kurulundan Almanya ülkesindeki piyasa rayiç değerine göre inceleme yapılarak aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, tamiri ekonomik değilse; aracın markası, modeli, yaşı, özellikleri ve Almanya’daki alım satım fiyatları esas alınmak suretiyle kazadan önceki hasarsız haliyle Almanya’daki 2.el rayiç değeri ile sovtaj değerinin belirlenen piyasa rayiç bedelinden sovtaj değeri düşülerek Almanya ülkesi koşullarına göre gerçek zarar miktarının belirlenmesi, talep edilen bilirkişi ücretinin makul olup olmadığı yönünden ayrıntılı, emsal araştırmaları ile sonuçlarının belirtildiği, kabul edilen emsal örnekler ve emsal ortalama fiyatlarının açıklandığı, gerekçeli ve denetime açık bir rapor alınarak sonucuna göre ve sigorta şirketinin poliçede belirlenen 29.000,00 TL limit sorumluluğunu aşmayacak şekilde , bakiye limitinin TL olarak belirlenerek hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı, delil vasfına haiz olmayan bilirkişi raporu benimsenerek, eksik gerekçe ve değerlendirmeyle karar verilmesi, hükümde bakiye TL limitinin açıkça yazılmaması usul ve yasaya aykırı bulunmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı … ile davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.10.2018 tarih 2016/530 E. 2018/1023 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.17.11.2021