Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1441 E. 2022/1081 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1441
KARAR NO : 2022/1081

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.02.2019
NUMARASI : 2017/249 E. – 2019/101 K.
DAVANIN KONUSU : Kooperatif Yöneticilerinin Sorumluluğundan
Kaynaklanan Tazminat
KARAR TARİHİ : 07.07.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.08.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.02.2019 tarih 2017/249 E. – 2019/101 K.sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ve … vekili ile davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin … Kooperatifinin üyesi olduğunu, davalıların yönetici olarak görev yaptıkları dönemde kooperatifi zarar uğrattıklarını, zimmetlerine para geçirdiklerini, görevi kötüye kullanma suçundan Karşıyaka 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 20012/292 E, 2012/1026K sayılı kararıyla mahkumiyetlerine karar verildiğini, kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, 28.11.2008 ve 18.12.2008 tarihlerinde kooperatife ait toplam 30 daireyi 5.000,00’er TL’den 150.000,00 TL’ye sattıklarını, davalıların genel kurulun verdiği yetkiye aykırı ve gerçek satış bedelinin altında satış yaparak kooperatifin 57.000,00 TL zararı oluştuğunu, satış bedelinin 60.000,00 TL’sini de kooperatif hesabına yatırmayarak zimmetlerine geçirdiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 70.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile koopertatife ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı …, suçlamaları kabul etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … ve … vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş, davanın esasına ilişkin olarak da kötü niyetli dava açıldığını, daha önce kooperatifin açtığı davanın genel kurul kararı bulunmadığı için reddedildiğini, müvekkillerin kooperatifin ihtiyaçlarını gözeterek o günün rayiç bedellerine göre satış yaptığını, satış bedelinin banka hesabına yatırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların 2008 yılında almış oldukları yönetim kurulu kararına dayalı olarak açıldığı, zamanaşımı süresinin 12 yıl olarak kabul edilmesi gerektiği, dava açılış itibariyle zamanaşımının dolmadığı, mahkemenin 2015/710E, 2016/456K sayılı dosyası ile derdestlik bulunmadığı, toplamda 32 dairenin satışından 155.000,00 TL tahsil edilmesi gerekirken 100.000,00 TL’lik tahsilat yapıldığı, 55.000,00 TL’nin kooperatif kayıtlarına girmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 55.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile dava dışı … Kooperatifine ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar … ve … vekili ile davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı …, aynı mahkemenin 2015/710E, 2016/456K sayılı kararı ile kooperatifin aleyhine açtığı sorumluluk davsının reddedildiğini, ret gerekçesi olarak kooperatif genel kurulunca dava açılmasına dair onay vermediğinin gösterildiğini, kooperatifin, genel kurulun reddetmiş olması nedeniyle açamadığı davayı üye sıfatıyla açamayacağını, bilirkişilerin şikayetçi üyelerin de ödeme durumlarını incelemesi icap ettiğini, söz konusu satışların yüklenici firmanın … inşaatın bitiremediği işlerin bitirilmesi için yapıldığını, kooperatif kasasından 85.000,00 TL bulunduğunu, bu paranın yetmediğini, üyelerin bir kısmı evlerine taşındığını, elektrik-su -kanalizasyon bağlanmadığını, şantiye elektriği kullanarak iki kat para ödediklerini, … konutların elektriklerini ancak 7 yıl sonra bağlayabileceğini, kendi trafoların kendilerince ağlatılması gerektiğini söyleyince bütün bu işlemlerin tamamlanması oturum ruhsatı alınabilmesi için satış yapmak zorunda kaldıklarını, genel kurul yapmak için yeterli zaman bulunmadığı için satışı üyelerin onayını yaparak gerçekleştirdiklerini, bu şekilde eksik işlemler tamamlanarak bir hafta gibi kısa sürede oturma izni alınabildiğini, davacı daha öne yönetimde bulunduğu dönemde aidat ödemeyi kabul etmediği için hakkında dava açıldığını, bu nedenle husumet beslediğini, genel kurul onayının böyle bir davanın açılması için ön şart olduğunu, genel kurulunun reddetmiş olması nedeniyle üyenin böyle bir dava açma hakkı bulunmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar … ve … vekili, müvekkillerini kötü niyetli olmadığını, kooperatifi zarar uğratma kastıyla hareket etmediklerini, tüm üyelerin aslında satışları hızla gerçekleştirip kooperatif inşaatlarını devam ettirebilmek ve yaşanabilir hale sokabilmek için yapıldığını bildikleri için sorumluluk davası açılması yönündeki teklifi reddettiklerini, mahkemenin 2015/710E ve 2016/456K sayılı kararın tüm detayları kooperatif üyelerince bilinmesine dayalı bir karar kapsamında kaldığın, müvekkili …’un halen kooperatif başkanlığının sürdürdüğünü, zarar kavramının maddi olarak ve usulen satış rakamından farklı rakamla satılmasına bakarak değil, tüm yönleriyle değerlendirilmesi gerektiğini, bilirkişi tarafından yapılan incelemede de satışla kooperatifin harcamalarının karşılanabildiği ve paranın nerede kullanıldığı kayıtlar geçtiği düşünüldüğünde zarara uğratma eyleminin olmadığının anlaşılacağını, henüz inşaat aşamasında olan ve tamalanmayan elektrik, su, doğalgaz, kanalizasyon bağlantıları yeplamayan kooperatifi hayata geçirmek, oturulur, yaşanılır hale getirmek gayesiyle hareket edildiğini, elde edilen gelirin bu şekilde kullanıldığnıı, bir yıl gibi kısa sürede kooperatif oturulur hale geldiğini, üyelerini evlerini kullanabildiklerini, satış sonrası zarar değil yarar sağladıklarını, dava zamanaşımına uğradığını istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, Kooperatifler Kanun 98. maddesi delaletiyle TTK’nın 553. maddesi uyarınca kooperatif ortağının dolaylı zarar kapsamında davalı yöneticilerin sorumluluğundan kaynaklanan tazminatın kooperatife verilmesi istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Davacı kooperatif ortağı, davalıların kooperatif yöneticileri olduğu dönemde kooperatifi zarara uğrattıklarını ileri sürerek tazminatın kooperatife verilmesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece alınan kök ve ek rapora göre kooperatifte bodrum katlarda bir yerine ikişer daire inşa edilmekle toplam 32 adet daire yapıldığı, 23.06.2007 tarihli genel kurul kararıyla bodrum kattaki dairelerin asgari 2.500,00 TL, diğer bağımsız bölümlerin asgari 5.000,00 TL’ye satılmasına karar verildiği, asgari satış tutarına göre bu şekilde toplam 155.000,00 TL tahsilat yapılması gerekirken satışlardan 100.000,00 TL tahsil edilmekle kooperatifin 55.000,00 TL zarar uğratıldığı belirtilmiş, mahkemece de bu rapora itibar edilerek kooperatif yararına tahsil hükmü kurulmuştur.
Davalılar … ve … vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de Karşıyaka 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/292E, 2012/1026K sayılı doyasıyla davalı yöneticiler hakkında görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet kararı verilmiş olup 5237 sayılı TCK’nın 257 ve 66/1-e-4 maddeleri uyarınca ceza zamanaşımının 12 yıla uzadığı, uzamış ceza zamanaşımı dikkate alındığında zamanaşımının dolmadığı anlaşılmakla bu yöndeki istinaf itirazı haklı bulunmamıştır.
Davacı kooperatif üyesi, koperatif yöneticilerinin kooperatifi zarar uğratması nedeniyle uğradığı bu zararı, dolaylı zarar kapsamında olup kooperatif üyesinin zararın koperatife ödenmesi amacıyla genel kurul kararı almaksızın doğrudan dava açabileceği için dava şartı eksikliği bulunmamaktadır. Bu davadan önce kooperatif tarafından davalı … ve davalı … aleyhine aynı konuda sorumluluk davası açılmış, 26.06.2016 tarihili genel kurul kararıyla dava açılması yönünde izin verilmediği için dava usulden reddedilmiş ise de anılan genel kurul kararı oybirliğiyle değil oy çokluğuyla alındığı için bu karara karşı olumsuz oy veren davacı üye, ayrıca sorumluluk davası açabilir. Nitekim bu genel kurul kararında yönetim kurulu üyesi … hakkında bir karar da verilmemiştir. Davalılar kooperatifin işlerin görünmesi için düşük miktarda satış yaptıklarını belirtmiş iseler de Kooperatif Kanunun 42/6. maddesi ve ana sözleşmenin 23. maddesi uyarınca gayrımenkul satış bedelini belirleme yetkisi genel kurula ait olup davalı yöneticilerin, genel kurulun belirlediği bedele satışı yapamamaları durumunda bu konuda genel kuruldan yeni bir karar istemeleri gerekirken bunu yerine getirmeyip daha az tahsilat yaptıklarından zararın oluşmadığı yönündeki istinaf itirazı haklı bulunmamış, tüm istinaf itirazları reddedilmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalılar … ve … vekili ile davalı …’un istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalılar … ve … vekili ile davalı …’un istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … ve … yönünden istinaf karar harcı olan 3.757,05 TL’den peşin alınan 984,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.772,65 TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalıların yaptığı giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07.07.2022