Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1432 E. 2022/1079 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1432
KARAR NO : 2022/1079

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.03.2019
NUMARASI : 2018/10 E. – 2019/116 K.
DAVANIN KONUSU : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 07.07.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.07.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.03.2019 tarih, 2018/10 E. – 2019/116 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, müvekkilinin 27.04.2001 tarihinde bedelsiz olarak arsasını davalı kooperatife devrettiğini, müvekkilinin ayrıca kooperatif aidatlarını düzenli şekilde ödediğini, aidat borcu olmadığı halde davalının, 05.09.2017 ve 02.10.2017 tarihli ihtarnameler ile 64.325,00 TL’lik borcu nakten ve defaten ödemesi hususunda ihtarname gönderdiğini, davalı kooperatif yönetim kurulunun 10.11.2017 tarih 16 sayılı kararıyla müvekkilinin kooperatif üyeliğinden ihracına karar verildiğini ileri sürerek, ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının statüsünün bedelsiz/bağış kapsamında kalmadığını, davacının …. parseldeki hissesinin kooperatife satıldığını, davacının kooperatife arsa satışı yaptığında kooperatifin taşınmaz m2 si 3 dönümken şu anda 31 dönüme ulaştığını, davacının güncelleme hesabının doğru olmadığını, ortaklıktan çıkarma kararının ana sözleşme ve genel kurul kararına uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacıya gönderilip tebliğ edilen 1. ve 2. ihtarnameler şekil ve süre yönünden usule uygun olduğu, her iki ihtarnamede 64.325,00 TL tutarın ödenmesi istenildiği, davacı tarafından 2011 yılının sonuna kadar 2.175,00 TL ödeme yapıldığı, sonraki yıllarda ise hiçbir ödemede bulunulmadığı, bu tutarın dışında Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2014/246 E.sayılı dosyası ile davacı tarafından davalıya 29.06.2015 tarihinde 12.000,00 TL ödeme yapıldığı, yatırılan bu paranın davalı kooperatif kayıtlarına alınmadığı, ayrıca öncesinde kooperatife ait taşınmazın hissedarı olan ancak kurucu ortağı olmayan davacı …’a kooperatife devredilen bu hisse için herhangi bir satış bedeli ödendiğine dair kayıt ve belge davalı tarafından sunulamadığı, bu durumda, ihtarnamelere ve ihraç kararına konu borç tutarının doğru olmadığı, şayet davacı ortağın aidat borcu mevcutsa karşı tarafça denetlenebilir şekilde ortaya konulması ve hesaplanmasının kooperatif tarafından yerine getirilmesi icap ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2014/246E sayılı icra dosyasına davacı tarafından yapılan ödemeye ilişkin olarak icra hesap listesi çıkarılarak hesaba aktarılması icra müdürlüğünden istenmiş ise de icra müdürlüğünce icra dosyası mahkemelerden fiziki olarak geldikten sonra değerlendirme yapılmasına karar verildiğinden henüz kayıtlara aktarılamadığını, davacının itirazın iptali davasının kısmen kabulünden sonra 29.06.2015 tarihinde icra dosyasına 12.000.00 TL yatırdığını, yapılan ödemenin tamamının aidat alacağı olarak kayıtlara alınamayacağını, zira ödemenin masraf ve vekalet ücretini de kapsadığını, bu icra dosyasına yapılan ödemenin davayla ilgili olmadığını, bu icra takibinin 01.05.2005 – 05.12.2013 tarihli aidat borçlarına ilişkin olduğunu, bu davada ise 22.05.2017 tarihli genel kurulununda alınan karar uyarınca, her üyenin ödemelerinin 67.000,00 TL’de eşitlenmesi kapsamında kaldığını, resmi senede dayalı satış işlemiyle ilgili alınmış akademisyen raporlarına rağmen, 2001 yılı satışı kooperatif ispatlayamadığının kabulünün doğru olmadığını, geçmiş yıllara ait kooperatif defterlerinde de alınan kararlar satış niteliğinde bulunduğunu, 23.12.2000, 20.03.2001, 16.04.2001 tarihli yönetim kurulu kararlarından bu durumun anlaşılacağını, 27.4.2001 tarihli tapu senetlerinde … için … parsele dair hisse bedelinin 25 milyon dörtyüzellibin olduğunun geçtiğini, satış işlemi tüm resmi kayıtlarda görünüyor olmasına rağmen Koop. Kan. 21. maddesi uyarınca bir bedel tespiti yapılamayacağını, kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını, davacının hisseleri sattığı dönemde yönetim kurulu üyesi olduğunu, kooperatif tüzel kişiliğini kendisinin temsil ettiğini, davacının kurucu üye olmadığı gibi üyeliği de satış ile birlikte olmadığını, kooperatifin 1995 tarihinde kurulduğunu, 01.02.1999 tarihli yönetim kurulu kararıyla yeni üye olarak alındığını, hisseli taşınmazının satışının ise 27.04.2001 tarihinde gerçekleştiğini, hisse satışı ile üye olanların sayısı yeterli olmadığı için yeni ortak arayışına girildiğini, satış yolu ile gelen üyelerin ödentileri ile eşitlemek için yeni üyelerden giriş aidatları alındığını, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/532 E. sayılı dosyasında kooperatif lehine sonuçlanan ve yine işbu davamızda da bilirkişi olarak rapor düzenleyen …’in heyet üyesi olarak vermiş olduğu 14.03.2017 tarihli ek raporda, ilk rapordan farklı bir sonuca vardığını, davacı vekili tarafından sert eleştirilere maruz kalan bilirkişiler yönünden çekilme talebinde bulunmuşlarsa da mahkemece talep kabul edilmediği ve rapor ve ek rapor doğrultusunda dava 10.05.2017 t. ve 2017/281 K sayılı ilam ile 26.04.2014 tarihli genel kurulun 4. gündem maddesi hariç, davanın reddedildiğini, dosyanın istinafa gönderildiğini, bu davanın dayanağı olan 22.05.2017 tarihli genel kurul kararının iptali davası da mahkemenin 07.02.2018 t. 2017/ 483 E. 2018/39 K. sayılı ilamı ile red ile sonuçlandığını, her iki genel kurul iptal davalarında da üye olmayan hissedarlara karşı açılan ortaklığın giderilmesi davaları ve satın almalar için bu miktarların tüm üyelerce ödenmesi, ödemelerin herkes için eşitlenmesi genel kurullarda karara bağlanmış ve genel kurul iptal davalarında alınan bilirkişi raporları eşitlemelerin gerekliliğine karar vermiş, raporlar doğrultusunda mahkemece kararlar verilmişken, şimdi hesaplamalar hatalı demek, adil yargılanma ve hukuk güvenliği ile bağdaşmadığını, davacı vekilinin Dikili Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/572 E sayılı 1087 parsel sayılı taşınmazla ilgili izaleyi şuyu dosyasına verdiği dilekçesinden tefrik edilen 2015/33 E sayılı dosyanın Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/532E sayılı dosyanın sonucunun beklenmesine karar verildiğini, bekleme kararı verilen dosyadaki 15.05.2013 ve 26.12.2013 tarihli bilirkişi raporlarını 08.10.2018 tarihli itiraz dilekçeleri ekinde mahkemeye sunduklarını, raporlarda, tapu iptal ve tescil davasının koşullarının oluşmadığı saptandığını, bilirkişi tarafından Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/341 E sayılı dosyanın incelenmediğini, açılan davada tapu iptal ve tescil davası rededildiğini ancak bazı davacılar için davanın tefrik edildiğini, yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, müvekkilinin 64.325,00 TL’lik borcu ödemediği iddiasıyla kooperatif üyeliğinden ihracına dair kararın haksız olduğunu ileri sürerek üyelikten ihraç kararının iptali isteminde bulunmuştur.
Mahkemece alınan bilirkişi kök raporunda davacının dava dışı kişiden … Parselin 723/18900 hissesini satın aldığı, …, … ve … parselerin SİT kapsamına alınması üzerine, bu parsellerde payı olanların, paylarını Hazine arazileri ile takas etmek veya takasta kullanılan sertifika almak üzere, Hazine’ye karşı tek vücut olabilmek amacıyla bir kooperatifin çatısı altında bir araya geldikleri ve hisselerini kooparatife devrettikleri, kooperatif defter ve kayıtlardan, davacının 01.02.1999 tarih ve 2 nolu yönetim kurulu kararı ile ortaklığa kabul edildiği, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin, E.2012/244 dosyası incelendiğinde, …. Parselin 723/18900 payı davacı …’a ait iken, 27.04.2001 tarihinde … adına tescil edildiğinin görüldüğü, arazideki hissesini kooperatife devreden ortaklara herhangi bir bedel ödenip ödenmediği hususunun tartışmalı olduğu, davacı taraf, hisse satışının söz konusu olmadığı, kooperatife devredilen hisse için kendisine herhangi bir bedel ödenmediğini, hisselerin ayni sermaye olarak kooperatife devredildiğini iddia ederken, davalı taraf, hisselerin, bedeli ödenerek satın alındığını savunduğu, davalı tarafın tezi, tapu kayıtlarında tescil sebebinin “satış” olarak gösterilmesine dayandığı, davacıya satış bedeli olarak ödeme yapıldığını gösteren herhangi bir kayıt ve belge ibraz edilmediği, olayların seyrinin, arazideki hisselerin kooperatife bedelsiz olarak devredilmiş olabileceğini gösterdiği, 06.04.2002 tarihinde yapılan genel kurulda, gündemin 11. maddesinde alınan karar, bu konudaki kuşkuları ortadan kaldırdığı, sözü edilen kararda ” Ortaklardan devir alınacak taşınmazların M2’leri ölçüsünde üyelerin kooperafifte pay sahibi olmasına ve yönetim kurulunca buna yönelik olarak pay senedi veya diğer ortaklık belgelerinin tanzim ile hak sahipliğini ispat açısından ilgili üyelere verilmesine. Bu devir karşılığında, kooperatife pay sahipliği buna göre oluşacaktır.” ibarelerine yer verildiği, tapu kayıtlarında gösterilen devir bedelinin m2 si 10.000 TL’ye (0,01 YTL) tekabül ettiği, sembolik kaldığı, davalı kooperatife ait defter ve kayıtlar incelendiğinde, arsa için yapılan ödemelerin 258/Yapılmakta olan Yatırımlar Hesabında takip edildiği ve 251.300,00 TL olduğu, kayıtlarda arsa bedeli olarak görünen rakam, izaleyi şüyu davası sonucunda ortak olmayanların hisselerinin alınması için yapılan ödeme miktarı olarak görüldüğü, bunun hisselerini kooperatifte devreden ortaklara satış bedeli olarak harhangi bir ödeme yapılmadığı anlamına geldiği, kooperatifin satın alınarak bedel ödendiği tezini yasal defter ve kayıtlarla ispat etmesi gerektiği, davacı için çıkartılan her iki ihtarnamedeki miktar aynı(64.325,00TL) olup borcun 22.05.2017 tarihli 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında koperatif ödenti seviyesinin 67.000,00TL’ye eşitlenmesine dair genel kurul kararına dayandığı, 22.05.2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına, davacının da bizzat katıldığı, davacı vekili bu genel kurul toplantısında alınan kararın iptali için açtıkları dava kesinleşmeden müvekkilinden böyle bir para talep edilemeyeceğini, davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini belirtmiş ise de takdirin mahkemeye ait olduğu, kooperatif kayıtlarına göre, davacı tarafından, 2011 yılının sonuna kadar 2.175,00 TL ödeme yapıldığı, davacı vekili müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2014/2486 sayılı dosyasına 13.400,00 TL ödeme yaptıklarını iddia ettiği, kooperatif kayıtlarında böyle bir para girişine rastlanmadığı, bu tespitlere göre davacıdan, 67.000,00 TL- 2.175,00 TL = 64.825,00 TL daha ödeme yapması talep edilebileceği, buna karşılık 500,00 TL daha eksik talep ettiği, sonuç olarak davacının ortaklıktarı çıkarılmasına ilişkin işlemlerde, ortaklıktan kaynaklanan borç miktarı konusundaki uyuşmazlık dışında herhangi bir usulsüzlüğe rastlanmadığı, davacının Karşıyaka Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü’nün 2014/245 sayılı dosyasına ödendiği belirtilen 13.400,00 TL’ye, davalı kooperatifin kayıtlarında bulunmadığı, davacının gerçek borcunun hesaplanabilmesi için icra dosyasına yapılan ödemelerin de, kooperatif kayıtlarında gösterilmesi gerektiği, aksi kanıtlanmadığı takdirde, davacıya ait … Parseldeki 723/18900 hissesinin bedelsiz olarak kooperatife devredildiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu durumda kooperatife devredilen hissenin fiyatlandırılarak, davacının ödemesi olarak ortaklık hesabına girilmesi icap ettiği, bunun ihmal edildiği, davacının borcunun, değeri belirlenmeyen ayni ödeme miktarı (arsa payı) ile takip dosyasına yapılan ödemeler dikkate alınmadan hesaplanmasının doğru olmadığı, davacıya gönderilen ihtarnamelerin usulsüz olduğu anlamına geldiği rapor edilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazı üzerine ek rapor alınmış olup ek raporda davalı kooperatif vekilinin istinaf dilekçesinde bildirdiği itirazların aynısına yer vermiştir. Bilirkişi, davalı kooperatif vekilinin istinaf dilekçesinde de tekrar ettiği itirazlarına karşılık olarak ek raporda; 08.01.2014 tarihinde, davalı kooperatif tarafından Karşıyaka 4. lcra Müdürlüğünün 2014/246 E sayılı takip dosyasıyla …’dan 11.245,00 TL’si asıl alacak, 1.050,00 TL’si gecikme faizi(yasal faiz) olmak üzere, 12.295,00 TL tutarındaki alacağın, takip tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesi istendiği, düzenlenen ödeme emrinde, talep edilen alacağın, 01.05.2005 / 05.12.2013 tarihlerini kapsayan dönemde ödenmesi gereken aidat tutarından, bu süreçte ödenmiş olan 2.475,00 TL’nin düşülmesi suretiyle hesaplama yapıldığı, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/526 E sayılı itirazın iptali davasında alınan bilirkişi raporundan davanın kısmen devam edeceğinin anlaşılması üzerine borçlu tarafından, 29.06.2015 tarihinde dosyaya 12.000,00 TL ödeme yapıldığı, yatırılan paranın hesaplarına aktırılması için 02.11.2018 ve 11.01.2019 tarihlerinde yazılı talepte bulunduğu, ancak bunun henüz gerçekleşmediği, alacaklı vekilinin başvurusu üzerine icra müdürlüğünün dosyanın mahkemeden istenmesi, paranın ödenmesine ilişkin talebin dosyanın gelmesinden sonra değerlendilmesine karar verildiği, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/341 E sayılı dosyasında …, …, …, …, … varisleri ve … tarafından, … aleyhine açılmış tapu iptali ve tescil davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda,… tarafından açılan davanın açılmamış sayılmasına, … varisleri ile … tarafından açılan davaların esastan reddine, …, … ve … tarafından açıları davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına karar verildiği, aidat borçları (11.245,00 TL) için davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı, takip dosyasına davacı tarafından, 29.06.2015 tarihinde 12.000,00 TL ödeme yapıldığı, ödemenin hesaplara intikal ettirip, anapara(aidat) olarak yapılan ödemenin 67.000,00TL’den düşülmesi gerektiği, bunun yapılmamasının davacıdan daha fazla para talep edilmesi sonucunu doğurduğu, çıkarma kararına konu ihtarnamelerin usulsüz hale geldiği, Karşıyaka 4.İcra Müdürlüğünün 2014/246 E sayılı dosyanın eldeki davayla ilgili olmadığına dair itirazın gerçeği yansıtmadığı, tapu kayıtlarındaki satış bedelinin satış işleminin gerçekleştirilebilmesi için konulmuş olan itibari bir değer olduğu, eğer gerçekten böyle bir satış yapılmış olsa idi taşınmaz bedeli olarak ortaklara ödeme yapılması gerekeceği, davalı kooperatife ait defter ve kayıtlarda böyle bir ödeme yapıldığına dair bir bulguya rastlanmadığı, tapu kaydındaki bedelin ne şekilde belirlendiğinin de anlaşılamadığı, Koop Kan 21. maddesine de uygun olmadığı, arazinin SİT kapsamına alınması üzerine hissedarla, taşınmazın değeri kadar sertifika alıp taşınmaz satışları ile ilgili Devlet ihalelerine katılabilmek için kooperatif çatısı altında bir araya geldikleri, parseldeki tüm hissedarların kooperatife ortak olup olmadığı, eldeki dava açısından önemi bulunmadığı, keza aynı amaçla yeni ortak kaydedildiği de bu dava açısından önemli olmadığı, mahkemenin 2014/532 E sayılı dosyasındaki raporların çelişkili olduğu ileri sürülmüş ise de raporlarında, kooperetif ortaklarından bir kısmının (davacı …’ın da dahil olduğu grup), eskiye dönülerek, hisselerin hak sahiplerine iade edilmesini istediği; bir kısmının ise, kooperatif ortağı olmayanlara ait payların dahi satın alınarak, arazinin tamamını kooperatife kazandırmaya çalıştığın açıklandığı, kesin bir yorum yapmak doğru olmayacağı, taşınmazların tasarrufu ile ilgili kararın genel kurula ait olduğu; bu konuda alınan genel kurul kararının, iyi niyet esaslarının aykırı olarak nitelendirilemeyeceği hussularının belirtildiği, eldeki dava, ortaklıktan çıkarma kararının iptali ile ilgili olup, davacı …, parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle ortaklıktan ihraç edildiği, davanın niteliği gereği, ödenmesi istenen ortaklık borcunun hesaplanmasında usulsüzlük bulunup, bulunmadığı araştırıldiği ve iki yönden usulsüzlüğe rastlandığı, ortaklık borcunun hesap lanmasında, 2015 yılında takip dosyasına yapılan ödemenin dikkate alınmamasıyla davacıdan fazla talepte bulunulduğu, diğer usulsüzlük ise eski ortakların kooperatife devrettiği arsalar için herhangi bir bedel takdir edilmemiş olması olduğu, nasil ki, nakit olarak yapılan ödemeler, kooperatife ait defter ve kayıtlarda gösteriliyorsa, ayni olarak (arsa payı) yapılan ödemelerin de, kooperatife ait defter ve kayıllarda gösterilmesi gerektiği, kooperatife devredilen arsa payların değerlerinin defter ve kayıtlarda gösterilmesi, tüm ortakların ödemelerin belli bir rakamda eşitlenmesine engel olmadığı, bilirkişi raporları arasında bir çelişki bulunmadığı, davalı vekilinin bahsettiği 15.05.2013 ve 26.12.2016 tarihli raporlar inşaat ve harita mühendisleri tarafından düzenlendiği, tapu iptal ve tescil talebi kapsamında kaldığı, 15.05.2013 tarihli raporda, dava konusu taşınmazın davacı tarafından kooperatife devrettiği payın dava tarihindeki(03.05.2012) değerinin 18.075,00 TL olduğu hususunun rapor edildiği belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere davalı kooperatif vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği itirazları bilirkişi kök raporuna karşı verdiği itiraz dilekçesindeki itirazlar ile aynı olup ek raporla itirazlar denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun şekilde karşılanmıştır. Davalı kooperatif, davacının daha önceki kooperatif aidat alacağıyla ilgili başlatılan Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2014/246 E sayılı takip dosyasıyla ilgili olarak 29.06.2015 tarihinde yaptığı 12.000,00 TL’lik ödemeyi dikkate alarak ihraç kararına dayanak ihtarnameleri düzenlemesi gerekirken önceki aidat ödemesini düşmeden davacı adına çıkartılan ihtarnameler gerçek borç miktarını yansıtmadığı için usulsüzdür. Bu nedenle ihraç kararının iptal edilmesi doğrudur. Davalı vekili, yapılan ödemenin icra müdürlüğünce yansıtılmamasında kendi kusurlarının olmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de ödeme tarihi(2015) ile 2017 tarihli ihtarnameler arasında geçen süre dikkate alındığında davalı kooperatifin yapılan ödemeden haberdar olduğunun kabulü gerektiği, davacı ortaktan mükerrer tahsilat yapılmasına neden olacak şekilde çıkartılan ihtarnamelerin gerçersiz olduğu kanaatine varıldığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı haklı bulunmamıştır. Davalı kooperatif, genel kurul kararına dayanarak ihtarname gönderildiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekte ise de davacının taşınmaz hissesini ayni sermaye olarak kooperatife devredip devretmediği, taşınmazın satış karşılığı mı kooperatife geçtiği hususlarının kooperatif genel kurul kararının iptali istemli açılan diğer davada irdeleneceği, davacının icra dosyasına yaptığı ödeme miktarı gözetildiğinde bile davacı ortağa fazladan borç ödeme ihtarı gönderildiği, bu durumun tek başına ihraç kararının iptali için yeterli olduğu dikkate alınarak davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı reddedilmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde bildirdiği diğer bilirkişi raporları ve dosyalar dava konusuyla doğrudan ilgili olmayıp ek bilirkişi raporuyla da tüm itirazlar karşılandığı için bilirkişi raporu benimsenerek kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 19.07.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.