Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1420 E. 2022/900 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1420
KARAR NO : 2022/900

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12.02.2019
NUMARASI : 2018/66 Esas 2019/143 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 08.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.06.2022

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.02.2019 tarih 2018/66 Esas 2019/143 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 28.07.2017 tarihinde müvekkilinin kendisine ait … yabancı plakalı aracı ile anayola çıkmak üzere beklediği sırada, anayol üzerinde ilerlemekte olan davalı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki ve diğer davalı …’e ait … plakalı aracın anayoldan çıkarak müvekkiline ait araca çarptığını, davalı sigorta şirketinin karşı aracın ZMMS sigortacısı olduğunu, müvekkilinin kazadan bir süre sonra yerleşik bulunduğu Almanya’ya döndüğünü ve aracını Almanya’da “…” isimli şirkete muayene ettirdiğini, düzenlenen raporda müvekkilinin aracında toplam 17.751,16 Euro zarar meydana geldiğinin tespit edildiğini, davalı sigorta şirketine yapılan hasar başvurusu üzerine 19.470,00 TL ödeme yapıldığını, ödemenin yapıldığı tarihteki TCMB döviz kuru dikkate alındığında yapılan bu ödemenin 4.307,52 Euro’ya karşılık geldiğini belirterek, yapılan ödeme düşüldükten sonra geriye kalan 13.443,64 Euro tutarındaki hasar bedelinin işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı …, davalıların İzmir’de ikamet etmemesi ve davalı sigorta şirketinin adresinin de İstanbul olması sebebiyle Tekirdağ ya da davalıların ikametgahlarının bulunduğu İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekile, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleri sınırlı olarak, sigortalının kusuru oranında ve teminat kapsamı dahilinde gerçek zarar miktarı kadar olduğunu, kaza tarihi itibariyle maddi hasarlı kazalarda araç başına teminat üst limitinin 33.000,00 TL olduğunu, davacıya 19.470,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye limitin 13.260,00 TL olduğunu, davacının uğradığı gerçek zararın karşılandığını, Almanya’da yaptırılan ekspertiz incelemesinin müvekkilinin yokluğunda ve tek taraflı olarak yaptırıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı sürücü …’nın kazanın meydana gelmesinde %100 oranında asli kusurlu, davacı sürücünün kusursuz olduğu, davacıya ait araçta yedek parça, boya ve işçilik olmak üzere 17.751,16 Euro tutarında zarar oluştuğu, aracın rayiç değerinin 30.000,00 Euro, sovtaj değerinin 6.555,00 Euro olduğu, aracın tamirinin mümkün ve ekonomik olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından dava tarihinden önce yapılan 19.470,00 TL kısmi ödeme, 11.12.2017 ödeme tarihli Merkez Bankası Efektif Satış Kuruna göre 1 Euro=4.5278 TL olmakla, Euro cinsine çevrildiğinde 4.300,10 Euro kısmi ödemenin toplam hasar bedelinden mahsup edildiğinde davacının bakiye hasar bedeli alacağının 13.451,06 Euro olduğu, davacı tarafça 13.443,64 Euro talep edildiği, talepten fazlasına hükmedilemeyeceği, davalı sürücü …’nın haksız fiil hükümleri uyarınca, davalı malik …’in ve davalı sigorta şirketinin KTK.nın 85 ve 91. Maddeleri uyarınca meydana gelen zarardan sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu oldukları, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği ve zarar miktarından davalı sigortanın yaptığı kısmi ödeme dikkate alındığında bakiye poliçe limiti olan 13.530,00 TL ile sınırlı olarak sorumlu olduğu, hasar ihbarının davalı sigortacıya 23.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, KTK’nın 99. maddesi hükmüne göre trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğü süresinin, hasar ihbarından itibaren 8 iş günü olduğu, gerekçesiyle davanın kabulüne, 13.443,64 Euro maddi tazminatın (davalı sigorta şirketi bakiye poliçe limiti olan 13.530,00 TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla), davalı sigorta yönünden temerrüde düştüğü 06.12.2017 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 28.07.2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre uygulanacak değişken faiziyle birlikte, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, dava dilekçesinde 13.443,64 Euro’nun tahsili talep edildiği halde, müvekkili şirket yönünden bakiye poliçe teminat limiti olan 15.530,00 TL üzerinden davanın kısmen kabul edildiğini, oysa davacı tarafça müvekkilinin bakiye teminat limiti ile sınırlı olacağının dahi açıkça yazılmadığını, reddedilen kısım gözetilerek müvekkili şirket yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili ve davalı … vekili ayrı ayrı verdikleri istinaf dilekçelerinde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hasar miktarının fahiş olarak hesaplandığını, bilirkişi raporunun eksik ve kusurlu olduğunu, bilirkişinin aracı görmediğini, davacı tarafın dava dosyasına sunduğu belgeler dikkate alınarak ve bu belgelerde yazılı olan tutarlara göre rapor hazırlandığını, kazanın Türkiye’de olmasına ve aracın Türkiye koşullarında hasar onarımı yapılmasının mümkün olmasına rağmen bu hususun raporda değerlendirilmediğini, aracın hasar alan ve onarılması gereken parçalarının gösterilmediğini, hasarlı olarak kabul edilen parçaların Türkiye’deki fiyatının ne kadar olduğu ve onarım bedellerinin ne kadar tuttuğunun da belirtilmediğini, yeni bir bilirkişi raporu alınarak Türkiye’de onarım maliyetlerinin de hesaplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE : Dava, hasar bedeli tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Davacı vekili, davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkiline ait yabancı plakalı araca çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının hasarlandığını ileri sürerek hasar bedeli tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece bilirkişi heyetinden alınan raporda, kaza ile hasarın uyumlu olduğu, Almanya’da yapılan işçilik ve yedek parçaların da hasar ile uyumlu olduğu, Almanya şartları ve rayicine göre tamirin ekonomik olduğu belirtilerek Almanya’dan alınan bilirkişi raporundaki hasar ve değer kaybı tazminatına aynen iştirak edilmiş, toplam KDV dahil 17.751,00 Euro hasar bedeli hesaplanmıştır. Mahkemece davacı vekilinin davalı sigorta şirketinin davadan önce yaptığı 19.470,00 TL ödemenin mahsubu ile bakiye hasar tazminatının tahsiline, istinafa gelen davalı sigorta şirketinin bakiye poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. Yerleşmiş içtihatlarına göre davacıya ait aracın Almanya plakalı olması nedeniyle Euro cinsinden tazminat istemesi mümkündür. Davalı sigorta vekili, müvekkili şirket yönünden bakiye teminat limiti olan 13.530,00 TL ile sınırlı olarak tazminata hükmedildiğini, bu nedenle müvekkili yararına reddedilen kısım yönünden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirtmiş ise de, esasen davacı tarafın davasında haklı olduğu, davalı sigorta şirketinin ise ancak bakiye poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğu, davada reddedilen kısım bulunmadığı anlaşılmakla, davalı sigorta vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. Davalı … vekili ve davalı … vekili hükmedilen hasar miktarının fahiş olduğunu, hasar gördüğü iddia edilen parçaların gerçekten hasarlanıp hasarlanmadığının kontrol edilemediğini, bu parçaların Türkiye’deki fiyatlarının tespit edilmediğini belirtmiş ise de, bilirkişi tarafından belirlenen hasar miktarı dosya kapsamına uygun olup, kaza ile hasarın uyumlu olduğu, Almanya’da yapılan işçilik ve yedek parçaların da hasar ile uyumlu olduğu, Almanya şartları ve rayicine göre tamirin ekonomik olduğu da tespit edilmiş olmakla, davalılar … ve … vekillerinin bu yöndeki istinaf itirazları haklı bulunmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçelerinde yer verdikleri itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, davalı … vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden istinaf karar harcı olan 924,23 TL’nin peşin alınan 1.075,21 TL harçtan mahsubu ile bakiye 150,98 TL’nin talep halinde davalı … Sigorta A.Ş.’ye iadesine,
3-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 4.308,00 TL’den peşin alınan 1.077,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.231,00 TL’nin davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 4.308,00 TL’den peşin alınan 1.077,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.231,00 TL’nin davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davalıların yaptığı giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08.06.2022