Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1416 E. 2022/264 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1416
KARAR NO : 2022/264

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2019
NUMARASI : 2016/1023 Esas 2019/241 Karar
DAVANIN KONUSU: Geçici ve Kalıcı İş Göremezlik Tazminat
KARAR TARİHİ: 15.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 15.02.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.03.2019 gün ve 2016/1023 Esas 2019/241 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 17.03.2016 tarihinde davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin kullanmakta olduğu akülü bisiklete arkadan çarpması nedeniyle müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, geçici ve sürekli maluliyet zararının doğduğunu ileri sürerek, 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalının kusuru oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak toplam talebini 14.596, 28 TL’ye yükseltmiştir.

CEVAP : Davalı vekili, davacının zararını ve sigortalının kusurunu ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün % 75, davacının % 25 kusuruyla kazanın meydana geldiği, davacının sürekli sakatlık oranın % 3, tıbbi iyileşme süresinin 3 ay olduğu, davacının 2.927,23 TL geçici, 11.669,05 TL kalıcı iş gücü kaybı olmak üzere toplam 14.596,28 TL zararı oluştuğu gerekçesiyle 14.596,28 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 19.07.2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, kusur raporunu kabul etmediklerini, müvekkiline kusur izafe edilemeyeceğini, müvekkilinin maluliyet raporunun İstanbul ATK 3. İhtisas Dairesinden alınması gerektiğini, ilgili yasa gereği tek yetkili merci olduğunu, bu yöndeki taleplerini reddedildiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili nezdinde sigortalı araç sürücüsünü izafe edilen kusuru kabul etmediklerini, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, maluliyet ve geçici iş göremezlik raporunun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınmasını icap ettiğini, geçici iş göremezlik talebinin 6111 sayılı Kanun uyarınca SGK’nın sorumlu olduğunu, aktüerya raporunu hazırlayan bilirkişinin Hazineye kayıtlı aktüer olmadığını, bilirkişi tarafından SGK tarafından esas alınan aktüeryal yöntem kullanılmadığından fahiş hesap yapıldığını istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Yargıtay 4. H.D’nin 22.06.2021 tarih 2021/3089E, 2021/3441K).
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; …, … Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, … Danışmanlık, … Üniversitesi ve … Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince(Kapatılan 17. H.D) de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. (Yargıtay 4. H.D’nin 22.06.2021 tarih 2021/3089E, 2021/3441K). Yukarıda yapılan açıklamalara göre mahkemece, kaza tarihinin 17.03.2016 olduğu gözetilerek öncelikle kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının raporu alındıktan ve raporun tebliğine müteakip rapora itirazlar giderildikten sonra davacının bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yöntemi kullanılmasıyla hazırlanacak aktüerya raporu alınması gerekirken, kaza tarihinde geçerli olmayan Engellilik Ölçütü Sınıflandırılması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Yönetmeliğe göre hazırlanan maluliyet raporuna itibar edilmesi ve % 1,8 teknik faize göre hazırlanan aktüerya raporuna göre hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenle mahkemece usulünce alınmış maluliyet raporu ve aktüerya raporunun varlığından söz edilemez. Mahkemece yukarıda açıklanan içtihatlar doğrultusunda kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe göre maluliyet rapora alındıktan sonra TRH 2010 Yaşam Tablosuna ve progresif rant metoduna göre usuli kazanılmış haklar gözetilerek yeniden aktüerya raporu alınmalıdır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair isitinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.03.2019 tarih 2016/1023 Esas 2019/241 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15.02.2022