Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1410 E. 2022/300 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1410
KARAR NO : 2022/300

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2018
NUMARASI : 2017/905 Esas 2018/1142 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 22.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.02.2022

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.11.2018 tarih 2017/905 Esas 2018/1142 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 16.06.2017 tarihinde davacıya ait araç ile davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazasının oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, kaza sonrasında müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedelinin tespiti için İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/98 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talep edildiğini, makine mühendisi bilirkişinin düzenlediği tespit bilirkişi raporunda müvekkiline ait araçta 54.946,00-TL tutarında hasar olduğunun tespit edildiğini, hasar bedelinin ödenmesi için 28.07.2017 tarihinde davalının resmi kayıtlı elektronik posta adresine başvuru yapıldığını, bugüne değin herhangi bir yanıt alınmadığını, ileri sürerek araç hasar bedeli için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 15.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep artırım dilekçesi ile talebini 25.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının dava açmadan önce müvekkili şirkete gerekli tüm evraklarla birlikte yazılı başvuruda bulunulmadığını, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru ve poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, kazanın iddia edildiği gibi meydana gelmediğini, zarar ile kaza arasında illiyet bağının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu ve müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın oluşumunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacı aracında yedek parça, işçilik ve KDV dahil 54.946,85 TL’lik hasar meydana geldiği ancak aracın serbest piyasa 2. el rayiç emsal bedelinin ortalama 35.000,00 TL olması nedeniyle aracın tamiri için gereken masrafın aracın 2. el piyasa hasarsız rayiç emsal değerinden yüksek olması nedeni ile aracın tamirinin ekonomik olmadığı, aracın pert olduğu, otomobilin hasarlı hali ile pert-total (sovtaj) değerinin 10.000,00 TL olduğu, gerçek zararın 25.000 TL olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan zararlardan sorumlu olduğu, sigortalı aracın hususi olarak kullanılması nedeniyle yasal faiz talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 25.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, dava konusu kazada araçların hasarlarının birbiriyle uyumlu olup olmadığı ve davacının aracında meydana geldiği iddia edilen hasarın dava konusu kaza sonucu oluşup oluşmadığının araştırılmadığını, meydana geldiği iddia edilen kazanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmemiş olması ve yalnızca onaylanmamış sürücü beyanlarına istinaden kaza tespit tutanağı tutulmuş olmasının hasarın düzmece olduğunu ortaya koyduğunu, mahkemece bu hususun yeterince araştırılmadığını, dosyada mübrez araştırma raporunda yer alan tespitlerin de göz ardı edildiğini, davaya konu kaza nedeni ile meydana geldiği iddia olunan hasarın illiyet bağı bulunmadığını, kazaya karıştığı iddia olunan araç kazada pert olmasına rağmen kaza tarihinden sonra trafik ve kasko sigorta poliçelerinin çeşitli şirketlerden yapılmaya devam edildiğini, sürekli olarak malik değiştirdiğini, ayrıca yargılamaya konu edilen uyuşmazlık dışında davacı vekili Av. … tarafından ve müvekkillerine ilişkin … Sigorta A.Ş. nezdinde takip olunan sırası ile ceza/soruşturma, hukuk numarası ve hasar dosya bilgilerini sunduklarını, 14.09.2017 tarihli araştırma raporunda “Tespit olunan her iki firmanın da …firması olduğu, kaza tutanağının saklandığı gizlendiği mahkeme yolu ile bilirkişi tespiti yaptırıldığı, sigortaya, eksperlik ofisine ve de tarafımıza hiçbir bilgi ve belge sunulmamış olup tarafların kendi aralarında anlaşmalı trafik kaza tutanağı ile sigorta şirketinden haksız kazanç ve menfaat elde etme amaçlı tazminat talebinde bulunulduğu anlaşılmış olup konu hasar dosyasının olumsuz olduğu” yönünde kanaat edinildiğini, yargılama sırasında bu itirazların hiç dikkate alınmadığını, gerekli ve yeterli araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verildiğini, düzmece hasar şüphesi ortadan kaldırılmadan hüküm kurulmasının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafça müracaat şartının yerine getirilmediğini, KTK 97.maddesi gereği davacının dava açmadan evvel müvekkili şirkete talebi ile ilgili gerekli tüm evraklarla birlikte yazılı başvuru yapması gerekirken müvekkili şirket tarafından istenilen evraklar temin edilmeden ve müvekkili şirkete iletilmeden doğrudan doğruya dava açılmasının kanuna aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası sonucu davacıya ait araçta oluşan hasar bedelinin karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece makine mühendisinden alınan 19.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda, kazaya karışan araç sürücüleri arasında tanzim edilen trafik kazası tespit tutanağındaki davacıya ait araç sürücüsü ve sigortalı araç sürücüsünün beyanları ve tutanakta çizilen kazanın oluş şeklini gösteren basit krokiye göre, sigortalı araç sürücüsünün önünde seyreden araç konvoyunu sollamak için karşı yönden gelen araç şeridine geçtiği sırada karşı şeritte seyreden davacıya ait araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek sağ tarafta bulunan hendeğe düştüğü ve takla attığı, davalı sürücünün dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde hatalı sollama yapması nedeni ile KTK’nın 54/3 maddesini ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda %100 oranında asli tam kusurlu olduğu, dosya kapsamındaki belge ve fotoğraflara göre davacıya ait aracın kaporta aksamlarının değişik derecelerde darbe alarak hasarlandığı, hasar kalemlerinin ve hasar gören kısımların krokide gösterilen çarpma noktaları ve kaza ile uyumlu olduğu, tespit bilirkişi raporunda dava konusu aracın tamiri için gerekli değişecek yedek parça ve işçilik bedelinin KDV dahil 54.946,85 TL olduğu hesaplandığı, yapılan piyasa araştırmaları neticesinde belirlenen değişecek yedek parça fiyatlarının ve işçilik bedellerinin günün piyasa rayiçlerine uygun olduğu, dava konusu kazadan önce bir adet kazasının bulunduğu, davacıya ait aracın güncel, hasarsız, ikinci el piyasa bedelinin kullanılmışlık düzeyi de değerlendirildiğinde yapılan araytırmalar sonucunda 35.000,00 TL civarında olabileceği, tamir masrafının aracın ikinci el piyasa rayiç değerinden yüksek olması nedeni ile aracın tamirinin ekonomik olmadığı ve pert olduğu, hasarlı hali ile sovtaj değerinin 10.000,00 TL olduğu gerçek zarar miktarının 25.000,00 TL olduğu, pert total olması nedeni ile değer kaybı oluşmadığı belirtilmiştir. Kazaya karışan araç sürücülerinin kendi aralarında düzenlediği trafik kazası tespit tutanağı,tutanakta çizilen kazanın oluş şeklini gösteren basit kroki ve dosya kapsamındaki belge ve fotoğraflar incelenerek düzenlenen bilirkişi raporu gerekçeli, dayanaklı ve denetime elverişli olup dava konusu trafik kazası sonucu davacıya ait araçta oluşan hasar kalemlerinin ve hasar gören kısımların krokide gösterilen çarpma noktaları ve kaza ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafça kazadan sonra mahkemeden delil tespiti istenmesi sonucu davacıya ait araç görülerek bilirkişi refakatiyle hasar tespiti de yapılmış olup davalı sigorta şirketince alınan hiç bir somut delile dayanmayan araştırma raporundaki soyut açıklamalar kazanın gerçek bir kaza olmadığına ilişkin davacı aleyhine delil teşkil edemez. Davalı sigorta şirketince kazanın gerçek bir kaza olmadığı iddiası ispatlanamamıştır. Davacı tarafça dava açılmadan önce poliçe, ruhsat belgesi,ehliyet, kaza tespit tutanağı,tespit bilirkişi raporu ve yeterli evraklarla birlikte hasar bedelinin ödenmesi için davalı sigorta şirketine gerekli başvuru da yapılmış olmakla bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmayıp davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.707,75 TL’den peşin alınan 426,94 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.280,81 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22.02.2022