Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1403 E. 2022/399 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1403
KARAR NO : 2022/399

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.11.2018
NUMARASI : 2017/705 E. 2018/1235 K.
DAVANIN KONUSU : Destek Tazminatı ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 07.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.03.2022

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.11.2018 tarih 2017/705 E. 2018/1235 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 29.06.2015 tarihinde davalıların maliki, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu araçların davacıların desteği olan …’a çarpması sebebiyle hayatını kaybettiğini, ceza yargılamasında davacıların desteği müteveffanın asli kusurlu bulunduğunu, diğer araç sürücülerinin tali kusurlu olarak bildirildiğini, alınan ikinci raporda ise davalı …’nin kusursuz olduğunun belirtildiğini, davalılardan … hakkında mahkumiyet hükmü tesis edildiğini, birbiriyle çelişen iki rapora rağmen ceza yargılamasında ikinci raporun hükme esas alındığını, kararın henüz kesinleşmediğini, temyiz aşamasında olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından davacı anne ve babaya bir miktar maddi tazminat ödendiğini, her iki aracın da aynı davalı şirkete sigortalı olması sebebiyle her iki poliçenin ayrı ayrı limitlerinin dikkate alınması gerektiğini, davacı anne ve babanın oğullarının desteğinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı anne ve babanın her biri için şimdilik 1000 TL. olmak üzere toplam 2,000 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan zincirleme olarak kaza tarihi olan 29.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, her bir davacı için 50,000-TL. olmak üzere toplam 150,000- TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihi olan 29.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar … A.Ş, … ile … vekili, davacıların talebini açıkça somutlaştırması gerektiğini, ceza mahkemesince alınan 14.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda; müteveffanın asli kusurlu, müvekkili …in üst derecede tali kusurlu.müvekkili …ın tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, rapora karşı itirazları ile alınan Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nca düzenlenen 30.05.2016 tarihli raporda; müteveffanın asli kusurlu olduğu, müvekkili …in tali kusurlu, müvekkili …ın kusursuz olduğunun tespit edildiğini, İzmir 40. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonucunda müvekkil …ın beraatine, müvekkili …in 15.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, davalı …in bir kusuru bulunmaması sebebiyle hükmün taraflarınca temyiz edildiğini, dosyanın Yargıtay’da olduğunu, müteveffanın hafif ve orta düzeyde zihinsel engelli bir birey olup, aynı zamanda işitme engeli de söz konusu olduğunu, meydana gelen ölüm olayında müvekkillerinin kusurunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta vekili, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, öncelikle kusur tespitinin yapılması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından 15.05.2017 tarihinde anne … için 14.797 TL, baba … için 13.693 TL olmak üzere toplam 18,490 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketçe yapılan ödemenin ve güncellenmiş faizinin mahsup edilmesi gerektiğini, bakiye tazminat hesaplanması halinde, faiz başlangıç tarihinin “borcun talep edilebilir hale geldiği” hesap raporu tarihi olarak dikkate alnmasını ve yasal faize hükmedilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ceza dosyasında ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporu ile mahkemece İTÜ teknik heyetinden alınan kusur raporunda açıklanan gerekçelerle davalı sürücü …’ın %25 oranında, destek …’ın %75 oranında kusurlu olduğu,davalı sürücü …’nin ise kusurunun bulunmadığı, davalı …’nin kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığından bu davalı hakkındaki maddi ve manevi tazminat davalarının reddine karar vermek gerektiği, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından davacıların desteğinin %75 kusuru oranında indirim yapılıp, davalı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme güncellenerek mahsup edildiğinde, davacı baba …’ın desteak zararının 1.096,58 TL, davacı anne …’ın destek zararının 1.504,58 TL olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği ve zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davcıların desteğinin ölümüyle sonuçlanan kazanın meydana geliş şekli, zarar görenlerin konumları, kusur oranları, davalıların sorumluluğunun niteliği, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacıların yakınları olan …’ı kaybetmeleri nedeniyle çektikleri elem ve ızdırap nazara alınarak, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle davacıların, davalı … hakkındaki maddi ve manevi tazminat davalarının reddine, davacı …’ın ve …’ın destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulü ile, 1.000,00-TL maddi tazminatın, davalılar … A.Ş.ve … yönünden kaza tarihi olan 29.06.2015 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüde düştüğü 15.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davacı … ve …’ın ile …’un manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı … ve … için ayrı ayrı 12.500,00 ‘er TL manevi tazminatın, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın, davalılar … A.Ş.ve …’tan, kaza tarihi olan 29.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, davacıların oğlu ve diğer davacının ise kardeşi olan …’ın 26.06.2015 tarihinde kaza mahallinde yoldan karşıdan karşıya geçmekte iken davalı sürücü …’ın, diğer davalı … şirketinin maliki olduğu aracı ile davacıların desteğine önce aracının sağ tampon ve ayna kısmı ile çarptığını, bu çarpmanın etkisiyle yere yuvarlanan kazazedeye takip mesafesine uymayarak bu aracı hemen arkasından takip eden diğer davalı …’nin sürücüsü ve maliki olduğu aracı ile ikinci defa şiddetli bir şekilde çarptığını, her iki davalı nın da müştereken kazazedenin ölümüne neden olduğunu, her iki davalı araç sürücüsünün de ölüm olayının meydana gelmesinde müştereken ve asaleten kusurlu bulunduğunu, özellikle takip mesafesine uymayarak ve ilk çarpan aracın hemen arkasından gelerek kazazedeye çarpan ve onun ölümüne neden olan sürücü …’ın kusursuz olduğunun kabul edilemeyeceğini, ancak taraflar arasında devam eden ve halen Yargıtay incelemesinde olan İzmir 40.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/585 Esas ve 2016/552 Karar sayılı dosyasının soruşturma aşamasında yapılan keşif ve alınan kusur raporu ile daha sonra kovuşturma aşamasında alınan bilirkişi raporları arasında kusur oranları yönünden farklılıklar mevcut olduğunu, ceza mahkemesi tarafından alınan son kusur raporunda asıl kusur desteğe verilmiş ise de bu kusur raporlarının olaya uygun düşmediğini, özellikle takip mesafesine uymayarak kazazedeye çarpan ve onun ölümüne sebebiyet veren … hakkında alınan son bilirkişi raporuda bu davalıya yönelik kusur verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, olaya uygun düşmeyen kusur atfı ve kusur dağılımı yönünden kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, ceza mahkemesinde alınan çelişkili bilirkişi raporlarına rağmen hukuk mahkemesince olayın özelliğine göre yerinde yeniden keşif yapılması ve ceza davasında alınan farklı bilirlişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekmekte iken bu hususun yerine getirilmediğini, ceza mahkemesi tarafından yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesinin ve alınan kusur oranlarının hukuk hakimini bağlamayacağının yasa ve yerleşik Yargıtay kararları gereği olduğunu, ayrıca kazanın oluş şekli ve özellikleri dikkate alındığında hukuk mahkemesi tarafından yeniden keşif yapılarak kusur oranına ilişkin rapor alınmasının bir zorunluluk olduğunu, mahkemece bu hususlar dikkate alınmadan dosya üzerinden kusur raporu aldırıldığını, Karayolları trafik kanunu kapsamında üçüncü şahısların trafik kazaları nedeniyle uğramış oldukları maddi ve manevi zararların tazmininde araç sürücüsü, işleten veya araç malikinin kusursuz sorumluluğu esas olup kural olarak araç sürücüsü, işleteni ve maliki kusursuz olsa dahi karşı tarafın uğradığı maddi ve manevi zararları tazminle yükümlü olduğunu, karşı taraf veya üçüncü şahsın kusuru belirlenecek tazminat miktarının takdirinde dikkate alınabilecek bir husus olduğunu, manevi tazminatta ise durumun tamamen farklı olup Yargıtay yerleşik kararları gereğince kazanın oluşumuna sebebiyet veren tamamen üçüncü şahıs olsa dahi hakimin olayın özelliklerine göre kusurlu tarafa olayın özelliklerini dikkate alaerak tehlike /kusursuz sorumluluk kapsamında manevi tazminat ödenmesine karar vermesi gerektiğini, BK.’nun 47. maddesinde manevi tazminat için kusur veya ağır kusur şartı öngörülmediğinden mağdurun kusurlu bulunmasının kusuru veya onun ağırlığını bertaraf etmesinin de söz konusu olmadığını, BK.’un 47. maddesi gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulabilmesi için ne kendisinin, ne de müstahdeminin kusurunun şart olmadığını, ölenin veya cismani zarara uğrayanın birlikte sebebiyet verme nisbetinin yahut müterafik kusurunun özel hal ve şartlar içinde takdir edilmesi gerektiğini, davalı … hakkında da en azından manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemenin bu davalı hakkındaki hem maddi hem manevi tazminat taleplerini reddetmesinin de bozmayı gerektirdiğini, ceza dava dosyasında birbirinden farklı kusur raporları alındığını, İzmir 40. Asliye Ceza Mahkemesi’nin hükme esas aldığı 30.05.2016 tarihli ATK raporunda asli kusurun ölene, tali kusurun davalı araç sürücüsüne verildiğini, diğer davalı …’nin ise kusursuz olduğunun belirtildiğini, ceza dosyasının temyiz edilmiş olup halen Yargıtayda inceleme aşamasında olduğunu, maddi vakıaların tespiti ve kesinleşmesi ve bunun üzerine yeniden kusur oranlarının belirlenmesi açısından ceza mahkemesinin sonucunun beklenilmesi gerektiğini, bekletici mesele yapılması talebine rağmen mahkemece ceza davasının sonucunun beklenilmemesinin bozmayı gerektiren diğer bir husus olduğunu, müvekkilleri … ve …’nin kendilerini hayata bağlayan ve henüz 19 yaşında olan tek erkek evlatlarını kaybettiklerini, evlatlarını kaybetmenin acısıyla başbaşa kalan müvekkillerinin bu nedenle ağır manevi acılar yaşadıklarını ve halen daha olayın etkisinden kurtulamadıklarını, diğer davacının ise tek kardeşini kaybettiğini ve kardeşini kaybetmenin acısıyla cok büyük acılar yaşayarak bu nedenle psikolojik destek de aldığını, mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı çok düşük olup müvekkillerinin sosyo ekonomik durumlarına olayın özelliklerine yaşanılan acılara hak ve nesafete uygun olmadığını, bu nedenle de kararın kaldırılması gerektiğini,mahkemece kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına yönelik davacılar lehine toplamda 8.540 TL vekalet ücreti ödenmesine karar verildiğini, karşı taraf … lehine reddedilen miktar üzerinden toplam 26.090,00 TL vekalet ücreti ödenmesine karar verildiğini, karşı tarafa hükmedilen vekalet ücretinin davacı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretini aştığını, ayrıca hakkında maddi ve manevi tazminat davası reddedilen … lehine her bir davacı için ayrı ayrı olmak üzere manevi tazminata yönelik ayrı ayrı 5.850 TL (toplam 17.550 TL) vekalet ücretine hükmedildiğini, yine aynı davalı hakkında reddedilen maddi tazminata yönelik her bir davacı için ayrı ayrı 2.180 TL ( toplam 6.540 TL) vekalet ücreti ödenmesine karar verildiğini, mahkemenin kabulüne göre her bir davacı için ayrı ayrı değil davacılar lehine hükmedilen vekalet ücreti miktarını geçmemek üzere vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, kararın bu nedenle de hukaka aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle destek tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davalı … hakkındaki maddi ve manevi tazminat davalarının reddine, davacı anne ve babanın diğer davalılar hakkındaki destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davalarının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava konusu trafik kazası nedeniyle ceza yargılaması yapılan İzmir 40. Asliye Ceza Mahkemesi’nin dosyasında alınan Ankara ATK 30.05.2016 tarihli raporunda, yaya …’ın kontrolsüz olarak yola girmesi nedeniyle asli kusurlu, sürücü …’ın yayanın yola girdiğini gördüğü halde gereken tedbiri almaması nedeniyle tali kusurlu, sürücü …’nin ise kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece, İTÜ den alınan 07.05.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; yaya geçidi olmayan yerlerde yolu geçerken müteveffa yayanın ilk geçiş hakkını araçlara tanımadığı, karşıdan karşıya geçerken dalgın olup sürücünün uyarılarını fark etmediği ve karşıya geçme işlemini devam ettirdiği, bu nedenle kazanın oluşumunda müteveffa yayanın %75 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’ın ise 25,30 metre ileride yolu geçmeye çalışan ve dalgın olduğu her halinden belli olan yayayı görünce ilk tedbir olarak aracının hızını düşüreceği yerde sadece korna ile uyararak yoluna devam ettiği, bu nedenle kazanın oluşumunda davalı sürücü …’ın % 25 oranında kusurlu olduğu, trafik yoğunluğunun bulunduğu bir yolda iki araç önünde bulunan ve kaza sonucu aniden kendi seyir şeridine düşen yayayı gördüğü anda yapacak fazla bir şeyi olmayan davalı sürücü …’ye kusur izafe edilmesinin mümkün görülmediği, bir aracın önüne beklemediği anda hareketsiz bir engelin çıkması halinde aracın durabilmesi için bir kaç takip mesafesine ihtiyaç olacağı , bu nedenle davalı sürücü …’nin kusursuz olduğu belirtilmiş olup, hukuk mahkemesince ceza dosyasında soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan rapor çelişkisinin giderilmesinin ve ceza davasının bekletici mesele yapılmasının zorunlu olmadığı, İTÜ den alınan 07.05.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunun dosya kapsamına, kazanın oluş şekline ve ceza dosyasında alınan ATK raporuna uygun, bilimsel, gerekçeli ve denetime elverişli olması nedeniyle mahkemece rapor hükme esas alınarak müteveffa yayanın %75 oranında kusurlu, davalı sürücü …’ın % 25 oranında kusurlu, davalı sürücü …’nin kusursuz kabul edilmesi isabetli olup davacılar vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazları reddedilmiştir.
Davacılar vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; Manevi tazminat; ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut uyuşmazlıkta, desteğin kazanın gerçekleştiği 26.06.2015 tarihinde 19 yaşında olduğu, davacıların kazada oğullarını ve kardeşini kaybettiği, kazanın ölen desteğin %75 oranında kusuru ve davalı sürücü …’ın % 25 oranında kusuru ile meydana geldiği anlaşılmaktadır. Kazanın oluş şekli, 26.06.2015 olan kaza tarihi, davalı sürücünün % 25 oranında kusurlu olması, ölen desteğin %75 oranında kusuru, tarafların ekonomik sosyal koşulları dikkate alındığında mahkemece davacılar anne ve baba için takdir edilen 12.500,00’er TL manevi tazminat, davacı kardeş … için takdir edilen 10.000,00 TL manevi tazminat makul ve ılımlı bulunmuş olmakla; davacılar vekilinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Davacılar vekilinin vekalet ücretlerine ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; Yargıtay 17. H.D’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere ihtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş olması halinde her birinin davası diğerinden bağımsız olup usul ekonomisi gereği birlikte dava açıldığı gözetilerek reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarına göre bağımsız davası olan her bir davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D’nin 2016/14514 E, 2019/6514 K). Mahkemece, davacı … ‘ın ve …’ın davalılar … A.Ş., … Sigorta A.Ş. ve … hakkındaki destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulü ile 1.000 TL destek tazminatının bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, tüm davacıların davalı … hakkındaki maddi ve manevi tazminat davalarının reddine, tüm davacıların davalılar … ve … A.Ş hakkındaki manevi tazminat davalarının davasının kısmen kabulü ile davacılar anne ve baba için 12.500,00’er TL, davacı kardeş … için 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir. Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmakta olup davacı sayısı kadar maddi ve manevi tazminat davası bulunduğundan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 2018 yılı asgari ücret tarifesinin 13/2.maddesinde “Hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceğinden davacı … ‘ın ve …’ın maddi tazminat davasında her bir davacı lehine 1.000,00′ erTL vekalet ücretine ve hakkındaki maddi tazminat davası reddedilen davalı … lehine her bir davacı aleyhine 1.000,00’ erTL vekalet ücretine hükmedilmesi doğrudur.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 2018 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2.maddesinde “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde red sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, red sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her red sebebi için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunur.” düzenleme bulunmakta olup tüm davacıların davalılar … A.Ş. ve … hakkındaki manevi tazminat davasının miktar yönünden kısmen reddine, kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığından davalı …’nin hakkındaki manevi tazminat davalarının farklı nedenle reddine karar verildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2.maddesi gereğince davalılar lehine reddedilen manevi tazminat davalarında ayrı ayrı vekalet ücretlerine hükmedilmesi doğrudur. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 2018 yılı asgari ücret tarifesinin 10/2.maddesinde belirtilen ” manevi tazminat davalarında davanın kısmen reddi halinde karşı taraf vekili yararına tarifenin 3.kısmına göre hükmedilecek ücret davacı lehine belirlenen ücreti geçemez” hükmü gereğince her bir davacı aleyhine reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden davalılar … A.Ş. ve … lehine davacı lehine belirlenen vekalet ücretini geçmeyecek şekilde 2.180,00 ‘er TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğrudur.Ancak karar tarihinde yürürlükte bulunan 2018 yılı avukatlık asgari ücret tarifesinin 10/3.maddesi gereğince manevi tazminat davalarının tamamen reddi durumunda avukatlık ücreti tarifenin 2.kısmı 2.bölümüne göre maktu olarak hükmolunacağından hakkındaki manevi tazminat davası kusuru bulunmadığından farklı nedenle tamamen reddedilen davalı … lehine 5.850,00 ‘er TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından davacılar vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazı haklı bulunmuş, Dairemizce yeniden kurulan hükümde, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunup davacı sayısı kadar manevi tazminat davası bulunduğu da gözetilerek ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan 2018 yılı avukatlık asgari ücret tarifesinin 10/3.maddesi gereğince tarifenin 2.kısmı 2.bölümüne göre her bir davacı aleyhine manevi tazminat davası tamamen reddedilen davalı … lehine 2.180,00 ‘er TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi uygun bulunmuş, kararın sadece bu kısmının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacılar vekilinin yukarıda açıklanan şekilde vekalet ücretlerine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, sair istinaf itirazlarının reddine, Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının sadece yukarıda açkılanan şekilde her bir davacının manevi tazminat davasında davalı … lehine 5.850,00 ‘er TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi kısmının kaldırılmasına, bu kısım dışında yasa gereği hükmün diğer kısımları aynen tekrar edilerek her bir davacı aleyhine manevi tazminat davası tamamen reddedilen davalı … lehine 2.180,00 ‘er TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.11.2018 tarih 2017/705 E. 2018/1235 K. kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Davacıların, davalı … hakkındaki maddi ve manevi tazminat davalarının ayrı ayrı REDDİNE,
Davacı … ‘ın davalılar … A.Ş., … SİGORTA A.Ş. ve … hakkındaki destekten yoksun kalma tazminat davasının KABULÜ ile, 1.000,00-TL maddi tazminatın, davalılar … A.Ş.ve … yönünden kaza tarihi olan 29.06.2015 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüde düştüğü 15.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı … ‘ın davalılar … A.Ş. ve … hakkındaki manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 12.500,00-TL manevi tazminatın, davalılar … A.Ş.ve …’tan, kaza tarihi olan 29.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Davacı …’ın, davalılar … A.Ş., … SİGORTA A.Ş. ve … hakkındaki destekten yoksun kalma tazminat davasının KABULÜ ile, 1.000,00-TL maddi tazminatın, davalılar … A.Ş.ve … yönünden kaza tarihi olan 29.06.2015 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüde düştüğü 15.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı …’ın davalılar … A.Ş. ve … hakkındaki manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 12.500,00-TL manevi tazminatın, davalılar … A.Ş.ve …’tan, kaza tarihi olan 29.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Davacı …’un manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 10.000,00-TL manevi tazminatın, davalılar … A.Ş. ve …’tan, kaza tarihi olan 29.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Kabul edilen maddi tazminat üzerinden hesaplanmış olan 136,62 TL nispi harca, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 105,22 TL karar ve ilam harcının davalılar … A.Ş., … ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
Kabul edilen manevi tazminat üzerinden hesaplanmış olan 2.527,47 TL nispi harca, peşin alınan 504,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.022,67 TL karar ve ilam harcının davalılar … A.Ş. ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 4,60 TL vekalet suret harcı, 290,20 TL davetiye ve posta gideri, 1.650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 1.944,80 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 492,03 TL yargılama gideri ile davacı tarafların karşıladığı 31,40 TL başvurma harcı, 536,24 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.059,67 TL’nin (davalı sigorta şirketi 554,83 TL’lık kısmı ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) davalılar … A.Ş., … ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı taraflara verilmesine. Davacı tarafların fazladan yaptığı yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına.
Dava kısmen kabul edildiğinden davalılar … A.Ş. ve …’ın yaptığı 98,00 TL davetiye ve posta giderinden davanın red oranı nazara alınarak 74,97 TL yargılama giderinin davacı taraflardan alınarak davalılar … A.Ş.ve …’a verilmesine.
Davacı …’ın maddi tazminat davası kabul edildiğinden, kabul edilen destekten yoksun kalma tazminat miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … A.Ş., … ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen davacı …’a verilmesine.
Davacı …’ın, davalı … hakkındaki maddi tazminat davası reddedildiğinden, reddedilen destekten yoksun kalma tazminat miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalı …’ye verilmesine.
Davacı …’ın maddi tazminat davası kabul edildiğinden, kabul edilen destekten yoksun kalma tazminat miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … A.Ş., … ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen davacı …’a verilmesine
Davacı …’ın, davalı … hakkındaki maddi tazminat davası reddedildiğinden, reddedilen destekten yoksun kalma tazminat miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı … ‘tan alınarak davalı …’ye verilmesine
Tüm davacıların manevi tazminat davaları kısmen kabul edildiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/1. ve 4. fıkralarındaki “Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” düzenlemesi uyarınca,
-Davacı … için kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılar davalılar … A.Ş. ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine.
-Davacı … için kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılar davalılar … A.Ş. ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine.
-Davacı … için kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılar davalılar … A.Ş. ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine
Davacı … ‘ın reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılar … A.Ş. ve …’a eşit şekilde verilmesine.
-Davacı …’ın reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılar … A.Ş. ve …’a eşit şekilde verilmesine.
Davacı …’un reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılar … A.Ş. ve …’a eşit şekilde verilmesine.
Davacı … ‘ın, davalı … hakkındaki manevi tazminat davası farklı nedenle tamamen reddedildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan 2018 yılı avukatlık asgari ücret tarifesinin 3/2.maddesi ve 10/3.maddesi gereğince tarifenin 2.kısmı 2.bölümüne göre 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalı …’ye verilmesine
-Davacı …’ın, davalı … hakkındaki manevi tazminat davası farklı nedenle tamamen reddedildiğinden,karar tarihinde yürürlükte bulunan 2018 yılı avukatlık asgari ücret tarifesinin 3/2.maddesi ve 10/3.maddesi gereğince tarifenin 2.kısmı 2.bölümüne göre 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalı …’ye verilmesine.
-Davacı …’un, davalı … hakkındaki manevi tazminat davası farklı nedenle tamamen reddedildiğinden ,karar tarihinde yürürlükte bulunan 2018 yılı avukatlık asgari ücret tarifesinin 3/2.maddesi ve 10/3.maddesi gereğince tarifenin 2.kısmı 2.bölümüne göre 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalı …’ye verilmesine.
Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Davacılar vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı olan istinaf yargılama giderinin istinaftaki haklılık durumuna göre hesap edilen 12,13 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye istinaf yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davalı … aleyhine açılan maddi tazminat davasının temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.07.03.2022