Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1271 E. 2022/392 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1271
KARAR NO : 2022/392

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.02.2019
NUMARASI : 2016/533 E. 2019/82 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 07.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.03.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.02.2019 tarih 2016/533 E. 2019/82 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, Rekabet Kurulu tarafından, aralarında davalı bankanın da yer aldığı 12 banka hakkında yapılan soruşturma sonucunda verilen 08.03.2013 tarih 13-13/198-100 s. karar ile, bankaların mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda anlaşma veya uyumlu eylem içerinde bulunmak sureti ile 4054 s. Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiği gerekçesi ile idari para cezasına mahkum edildiklerini, kararın iptali için açılan davanın Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 25.12.2014 tarih 2014/119 E. 2014/1580 s. Kararı ile reddedildiğini, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Danıştay tarafından hukuka uygun bulunarak onandığını, müvekkilinin 11.02.2011 tarihinde davalı bankanın İzmir Karşıyaka Şubesi’nden 60 ay vade ile 100.000,00 TL işletme ihtiyaç kredisi kullandığını, kartel faizi nedeniyle zarara uğradığını, davalının 3 katı oranında tazminat ödemesi gerektiğini ileri sürerek, davalının 21.08.2007-21.09.2011 tarihleri arasında kartel faizi uygulamak suretiyle vermiş olduğu zararın 3 katı bedelinden şimdilik 1.000,00 TL kartel tazminatının 11.02.2011 sözleşme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, genel yetki kuralı uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, Rekabet Kurulu Kararı’nda işletme ihtiyaç kredilerine uygulanan faiz konusunda müvekkiline isnat edilen herhangi bir ihlal iddiasının bulunmadığını, kararın 162. paragrafında belirtildiği üzere 6 numaralı belgede uzlaşma içinde olan bankalar arasında müvekkilinin bulunmadığını, kararın 45. sayfasında yer alan 32. dipnotta “belge 6’da adı geçmeyen …” ifadesine yer verildiğini, bu nedenle müvekkilinin davalı sıfatının bulunmadığını savunarak husumet itirazında bulunmuş, Rekabet Kurulu Kararı’nın iptali talebi ile açtıkları Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 2014/119 E.s. davanın reddolunduğunu, temyiz başvurusu üzerine Danıştay 13. Dairesi’nin 16.12.2015 tarih 2015/2445-4505 s. kararı ile onandığını, ancak karar düzeltme başvurusu yapıldığından kararın henüz kesinleşmediğini, bu kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, Rekabet Kurulu kararlarının idari yargı denetimine tabi olduğunu, kesin delil niteliği taşımadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, ticari kredi faiz oranının talepte bulunan firmanın güvenilirliği vb. kriterler değerlendirilerek, başvurana özel olarak başvurduğu banka tarafından belirlendiğini, dava dışı bankalardan celp edilen faiz oranları ile yapılan bilirkişi incelemesi sonucu piyasada farklı/değişken faiz oranlarının uygulandığı ve davalının piyasa koşulları içerisinde o tarihteki en uygun orandan kredi kullanımı yaptığının saptandığı, davacıya davalı banka tarafından kullandırılan “işletme ihtiyaç kredisi”nde Rekabet Kurulu kararında belirtilen ve mevzuatta belirtili kartel oluşturma ve uyumlu eylem tanımlarına uyan eylem saptanamadığı, ticari kredi faiz oranları konusunda Rekabet hukuku açısından uyumlu eylem ya da kartel oluşturma eyleminin bulunmadığı, davalının tazminat talebinin rekabet kurulu kararına dayandırılamayacağı, dava dışı bankaların davacının kredi kullandığı güne ait faiz oranlarının tamamının, davacının kredisine uygulanan faiz oranından daha yüksek olması nedeniyle, davacının kullanmış olduğu kredi nedeniyle zararı tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, Rekabet Kurulunun oniki bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine yönelik “uzlaşma” içerisinde bulunduğu sonucuna “devam eden tek bir ihlal yaklaşımı” doğrultusunda vardığını, Rekabet Kurulu kararında kredilerin türleri arasında ayrıma gidilmediğini, Rekabet Kurulu kararında, on iki bankanın somutlaştırılmış şekilde, 21.08.2007 ve 22.09.2011 tarihleri arasında mevduat, (kamu bankaları için ayrıca kamu mevduatı), krediler ve kredi kartları hizmetleri bakımından ortak fiyat tespitine giderek rekabet ihlali gerçekleştirdiklerinin, bireysel-ticari-kamu ayrımı yapmaksızın suni faiz artırımına gittiklerinin tespit edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olduğunu, zararın tespitine yönelik özel ve teknik hiçbir yöntem kullanılmadan, en basit şekliyle sadece ele alınan dönemdeki ortalama faiz oranlarının karşılaştırıldığını, ihlal dışında fiyata etki eden değişkenlerin dikkate alınmadığını, zararı en doğru şekilde hesaplayabilecek kişilerin bu konuda özel eğitim almış Rekabet Kurumu uzmanları olduğunu, Rekabet Kurulu kararı ve kredi değerlendirme uzmanı bir bilirkişiden ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 57 ve 58. maddeleri uyarınca, rekabet yasağına aykırı davranan davalı bankanın eylemi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Rekabet Kurulu kararına karşı açılan davalar kesinleşmemiş ise de, eldeki davada, öncelikle davacının kullandığı kredinin, Rekabet Kurulu Kararı kapsamında kalıp kalmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Rekabet Kurulu kararında, bankaların anlaşmalı olarak yüksek faiz belirledikleri tespit edilen kredilerin tüketici kredileri, mevduat faizlerine ilişkin olduğu, ticari kredilerin kartel kararı kapsamında değerlendirilemeyeceği, davalı … hakkında ticari krediler bakımından bir inceleme yapılmadığı, davalı banka bakımından ticari kredilere ilişkin diğer bankalar ile anlaşmaya vararak rekabeti bozucu bir eyleminin olduğuna dair bir tespitin yapılmadığı anlaşılmakla, davaya konu kredi ticari kredi olduğundan davanın reddine karar verilmesi doğru olup, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir (Benzer konuda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/1496 E.- 2020/163 K.ve 2019/1213E.- 2019/7738 K. sayılı içtihatları)
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL maktu harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07.03.2022