Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1268 E. 2022/323 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1268
KARAR NO : 2022/323

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05.02.2019
NUMARASI : 2018/423 E. 2019/79 K.
DAVANIN KONUSU : Araç hasar ve değer kaybı bedeli
KARAR TARİHİ : 25.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.02.2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.02.2019 tarih 2018/423 E. 2019/79 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 31.01.2018 tarihinde davalının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın davacıya ait araca arkadan çarpması üzerine davacıya ait araçta hasar meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, davalı trafik sigortacısı şirketin müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limitleri ile sorumlu olduğunu, kaza sonrası müvekkiline ait araçtaki hasar bedelinin tespiti maksadıyla İzmir 6. SHM ‘nin 2018/25 D. İş sayılı dosyası ile yaptırılan tespit sonrası düzenlenen tespit bilirkişi raporunda müvekkiline ait araçta 19.966,00 TL hasar olduğunun belirtildiğini, davalı … şirketine başvuru yapılmasına rağmen bir cevap alınamadığını ve zararının tazmin edilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik hasar bedeline mahsuben 10.000,00 TL, değer kaybı alacağına mahsuben 10,00 TL olmak üzere toplamda 10.010,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 1.287,60 TL delil tespit giderinin yargılama giderlerine dahil edilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiş, değer artırım dilekçesi ile hasar bedeli talebini 15.000,00 TL ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili şirketin sigortalısının kazadaki kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olarak gerçek zarardan sorumlu olduğunu, kusur dağılımının tespiti ve hasarın tespiti için uzman bilirkişilerden rapor alınması gerektiğini, dava konusu kaza ile ilgili yeterli bilgi ve belge ile ihbarda bulunulmadığını, bu nedenle ancak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait araçta toplam 19.966,60 TL hasar meydana geldiği, aracın piyasa değerinin 35.000,00 TL, sovtaj değerinin ise 20.000,00 TL olduğu, kaza sonrası oluşan hasar miktarının, araç rayicinin %50’sini aşması nedeniyle aracın ağır hasarlı olduğu ve pert-total işleme tabii tutulması gerektiği, aracın pert-total işleme tabi tutulması gerektiğinden araçta değer kaybı oluşmayacağı, davacının gerçek zararının 15.000,00 TL olduğu ve sigorta poliçesi kapsamında kaldığı, davalı aracın hususi araç olması nedeniyle dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faize hükmedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 TL araç hasarına ilişkin maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının değer kaybına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, kusur tespiti alanında uzman olmayan bilirkişi tarafından düzenlenen raporun hükme esas alındığını, yasal süresi içerisinde bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, itirazları değerlendirilmeden ve karara bağlanmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kusur oranlarının tespiti için hem ATK trafik ihtisas dairesinden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunluluk arz ettiğini, dayanak bilirkişi raporunda yol durumunun dahi yeterli şekilde değerlendirilmediğini, trafik kazasında kusur oranlarını belirleme konusunda uzman olmayan otomotiv bilirkişisinden alınan kusur ve hesap bilirkişi raporu ile hüküm kurulmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, konusunda uzman trafik bilirkişisinden kusur oranlarının tespitine yönelik denetime elverişli rapor alınarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğini, otomotiv öğretim görevlisi bilirkişiden alınan kusur raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kusur raporu akabinde de yeniden hesap yapılması gerektiğini, tazminat hesabı da uzmanlık gerektirdiğinden hazine müsteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek hesaplamaların yaptırılması gerektiğini, bu hususlara aykırı alınan bilirkişi raporunun kabulünün mümkün olmadığını, faiz başlangıç tarihinin de hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısına araç hasar bedeli ve değer kaybı bedeli istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 TL araç hasarına ilişkin maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının değer kaybına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece otomotiv uzmanından alınan 07.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda, kazaya karışan araç sürücüleri tarafından düzenlenen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağına göre davalıya sigortalı araç sürücüsünün aracı ile seyir halinde iken savrularak solunda ilerleyen davacıya ait araca çarptığı, çarpmanın etkisi ile sol refüje çarparak durduğu, sigortalı aracında sağ taraftaki kaldırıma çarparak durduğu, sigortalı araç sürücüsünün yola gereken dikkati vermediği, aracının hızının kullandığı aracın görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uymadan direksiyon hakimiyetini kaybederek davacıya ait aracın şeridine girip, kazaya sebebiyet verdiği, bu nedenle KTK ‘nın 84/g, 46/1c maddelerinde belirtilen şeride tecavüz etmek ve hatalı şerit değiştirmek kuralını ihlal etmesi nedeni ile kazanın oluşumunda % 100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, ani gelişen bu durum karşısında davacıya ait araç sürücüsünün önlem alma imkanının bulunmadığı ve herhangi bir trafik kuralı ihlali yapmaması nedeni ile kusursuz olduğu, dosyaya sunulan tutanak , belge ve fotoğraflara göre davacıya ait aracın meydana gelen kaza nedeni ile ön, sağ yan kısımlarında ve mekanik aksamlarında araç gövdesinde ve sökülebilir takılabilir parçalarda ve büyük şiddette hasar olacak şekilde darbe alarak hasarlandığı, tespit bilirkişi raporunda belirtilen değişmesi gerekli yedek parçaların davacıya ait aracın yedek parçaları olduğu, değişmesinin gerektiği, yedek parça ve işçilik fiyatlarının piyasa rayiç değerlerine uygun olduğu, araçta KDV dahil 19.966,60 TL hasar meydana geldiği, dava konusu kazadan önce üç adet kazasının bulunduğu, ikinci araç satış ilanları ve … markasına hizmet eden yetkili satış ve servis bayileri ile piyasa koşullarında yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda aracın marka, model, tipi , km si dava konusu kaza öncesinde üç adet kazasının olması ve pazarlık payı da dikkate alındığında kazadan önceki piyasa rayiç değerinin 35.000.00 TL olduğu, hasar miktarının araç rayicinin % 50 sini aşması nedeni ile aracın ağır hasarlı olduğu ve pert total olarak değerlendirilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olduğu, hasarlı araç alım satım işi ile iştigal eden firmalarla ve ayrıca piyasa koşullarında yapılan inceleme ve araştırmalarda dava konusu aracın sovtaj bedelinin 20.000,00 TL olduğu, gerçek hasar tutarının 15.000,00 TL olduğu, pert total olması nedeni ile araçta değer kaybı olmayacağı belirtilmiştir. Davalı vekilince bilirkişi raporuna tespit edilen hasar bedeli yönünden itiraz edilmediğinden hasar yönünden itiraza uğramayan bilirkişi raporu davacı lehine hasar yönünden usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Kusur ve araç hasarı konusunda uzman bilirkişi tarafından kazaya karışan araç sürücülerinin kendi aralarında düzenlediği trafik kazası tespit tutanağı, tutanakta çizilen kazanın oluş şeklini gösteren basit kroki ve dosya kapsamındaki belge ve fotoğraflar incelenerek düzenlenen bilirkişi raporu araç görülerek düzenlenen tespit bilirkişi raporu ile de uyumlu, gerekçeli, dayanaklı ve denetime elverişli olduğundan mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Dava açılmakla dava tarihinde temerrüde düşen davalı aleyhine talep doğrultusunda dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi de doğru olup davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-.Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.024,65 TL’den peşin alınan 256,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 768,25 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalı’nın yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25.02.2022