Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1260 E. 2022/1167 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1260
KARAR NO : 2022/1167

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05.02.2019
NUMARASI : 2015/1043 Esas 2019/72 Karar
DAVANIN KONUSU : Rekabet Yasağı Sözleşmesinin İhlali Nedeniyle Tazminat
KARAR TARİHİ : 08.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.09.2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.02.2019 tarih 2015/1043 Esas 2019/72 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili şirketin Türkiye ve dünyada pek çok ülkede otomotiv üretim ve montajı sektöründe kalite kontrol hizmeti verdiğini, davalının müvekkili şirket nezdinde 10.06.2014 – 04.08.2015 tarihleri arasında operasyon müdürü olarak istihdam edildiğini, davalının kendi isteği ile görevinden istifa ettiğini, haricen edinilen bilgilere göre kısa bir süre sonra müvekkili şirketi ile aynı alanda faaliyet gösteren rakip şirket olan dava dışı … Şti’nde çalışmaya başladığını, müvekkili ile davalı arasında imzalanan iş aktinin 9. maddesinde “Rekabet Etmeme” hükümlerinin düzenlendiğini, buna göre iş akdinin devamı süresince ve iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra 1 yıl süre ile davalı çalışanın hizmet verdiği, çalışmaların gerçekleştiği işyerinin bulunduğu coğrafi bölge içerisinde yer alan ve işveren ile ayrı sektörde faaliyet gösteren hiçbir işyerinde, sözleşme ile ifası yüklenilen işleri part-time olsa dahi gerek kendisi gerek işverenle rekabette olan firmalar veya başkaca üçüncü şahıslar nam ve hesabına yapmamayı, böyle bir işte çalışmamayı, serbest rıza ve iradesiyle kabul, beyan ve taahüt ettiğini, rekabet etmeme hükümlerine aykırı davranılması halinde davalının almakta olduğu son(net) maaşın 4 katı tutarında cezai şart ödeyeceği, cezai şart miktarını aşan zararın istenebileceği hususlarının kararlaştırıldığını, davalının dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile müvekkili şirketin adını karaladığını, asılsız isnatlarda bulunduğunu, müvekkili şirket nezdinde haiz olduğu ticari, mesleki vs her türlü bilgiyi müvekkili şirket aleyhine kullanarak yeni çalıştığı şirkete müşteri ağı sağladığını, müvekkili şirketin fiyat bilgisi, operasyon sırları gibi birçok sırrına haiz olan davalının müvekkili şirketin saatlik çalışma ücretinden daha düşük ücretler teklif ederek, müvekkilinin müşterilerini, işlerini elinden almaya çalıştığını, müvekkili şirketin ticari ilişki içinde bulunduğu dava dışı … A.Ş. isimli şirkete ait ticari ilişkinin her aşamasına vakıf olan davalın dava dışı … şirketine geçmesiyle birlikte … şirketine fiyat teklifinde bulunduğunu, bu şekilde bu şirketin müvekkili ile ticari ilişkiyi sonlandırıp rakip şirket olan … şirketiyle çalışmaya başladığını, müvekkiline ödemesi gereken bakiye borcu bile ödemekten kaçındığını, davalının verdiği zararın cezai şart olarak belirlenen miktarı aştığını, yine iş sözleşmesinin 10. maddesinde “Sır saklama yükümlülüğüne” aykırılık düzenlendiğini, bu maddede de cezai şart düzenlendiğini, davalının müvekkili şirket bünyesinde çalışırken edindiği fiyat politikalarını, teknik sırları, proje ve operasyon sırlarını yeni işyerinde menfaat sağlayacak şekilde ifşa ederek iş aktinin 10. maddesindeki sır saklama yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davalının, müvekkili şirket bünyesinde çalışanları ayartarak dava dışı şirkete aktardığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak davalının iş akdinin 9. maddesine aykırı hareketi nedeniyle 4 kat net maaşı tatarındaki 12.000,00 TL cezai tazminat ile müvekkilinin uğramış olduğu zararın bu cezai tazminatı aşması nedeniyle 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle iş sözleşmesini 9. maddesi uyarınca 12.000,00 TL cezai şart olmak üzere toplam tazminat talebini 61.262,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı, davacı ile rekabet ve gizlilik yükümlülüğü ile ilgili bir sözleşme imzalamadığını, özgür iradesiyle çalışma hayatına devam ettiğini, davacı şirketi karalamadığını, şirketin yönetim ve fiyat politikası bilgilerinden yararlanmadığını, personeline yüksek maaş ile davette bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça sunulan belirsiz süreli iş sözleşmesi 6 sayfadan ibaret olup, son sayfasında davacının imzasının bulunduğu, diğer 5 sayfasında tarafların imzasının yer almadığı, davalı, kendisinin imzaladığı iş sözleşmesinin her sayfasının imzalı olduğunu savunmuş ise de sözleşmenin tümü ile bütünlük arz ettiği, bir sayfadan diğer sayfaya geçişte gerek madde numaraları, gerekse anlam bütünlüğünün korunduğu, davalının sunulandan farklı olduğunu iddia ettiği iş sözleşmesi örneğini sunamadığı dikkate alınarak taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin sunulan iş sözleşmesi olduğu kanaatine varıldığı, davalının davacıya ait iş yerinde 10.06.2014- 04.08.2015 tarihleri arasında operasyon müdürü olarak çalıştığı, iş yerinde işe başlarken imzaladığı belirsiz süreli iş sözleşmesinin 9. maddesinde rekabet etmeme yükümlülüğünün düzenlendiği, 9.2 maddesinde rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı davranış halinde almakta olduğu son net maaşının 4 katı tutarında ceza tazminatı ödemeyi kabul ettiği, yine aynı sözleşmenin 9.3 maddesinde rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı davranış nedeniyle iş verenin cezai şartı aşan zararını talep edilebileceği, sözlemenin 10. maddesinde sır saklama yükümlülüğü ve ihlali halinde uygulanacak ceza tazminatı ve aşan maddi tazminat tutarlarından sorumluluğun düzenlendiği, sözleşmede ortaya konulduğu üzere rekabet etmeme yükümlülüğünün işin sona ermesinden sonra bir yıl süre ile sınırlandığı, sözleşmenin bu hükümlerinin Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerindeki düzenlemesine uygun olduğu, davalı istifa ederek davacı ile aynı alanda ve aynı coğrafi bölgede faaliyet gösteren … Şti.’nde çalışmaya başladığı, … şirketinde çalışmaya başladıktan sonra davacı şirket genel merkez yönetim kurulu başkanına gönderdiği 19.10.2015 tarihli e-mailinden de anlaşıldığı üzere davacı şirkette başladığı kendi projesi olarak adlandırdığı projelerini yeni firmasına aktaracağını bildirdiği, bunlara örnek olarak da …. şirketini gösterdiği, … şirketinin davacı şirket ile çalışırken davalının … şirketinde başladıktan sonra davacı şirket ile ilişkisini sonlandırdığı, … şirketi ile çalışmaya başladığı, böylelikle davalının 19.10.2015 tarihli e-mailinde de kabul ettiği üzere, davacı şirket müşterisi olan … şirketini yeni çalışmaya başladığı şirkete müşteri yapma konusunda çaba gösterdiği ve davacı şirket işyerinde edindiği bilgilerden faydalanarak bunu gerçekleştirdiği, bundan dolayı davacının kazanç kaybına uğradığı, davacının … A.Ş. ile çalışması karşılığında elde ettiği ciro ortalaması üzerinden davalının … şirketinde çalışmaya başladığı 09.10.2015 tarihinden davacının rekabet yasağı süresinin sona erdiği 04.08.2016 tarihine kadar olan kar kaybının 22.379,35 TL olarak tespit edildiği, iş sözleşmesinin 9/2. maddesine göre hesaplanan son net maaşın 4 katının 11.058,00 TL cezai şarta denk geldiği, bakiye 11.231,35 TL’nin de cezai tazminatı aşan maddi tazminat olarak talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının cezai şart talebinin kısmen kabulüne, 11.058,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair cezai şart talebinin reddine, davacının cezai şartı aşan maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 11.321,35 TL maddi tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bu tutarın 10.000,00 TL’ sine dava tarihinden itibaren, geriye kalan kısmına ıslah tarihi olan 28.04.2017 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, davacının fazlaya dair maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalı, müvekkili şirketten ayrıldıktan sonra müvekkilinin büyük karlılıkla çalıştığı …, … …. gibi şirketlerin de müvekkili şirket ile olan ticari ilişkilerini bitirdiğini, bu şirketle müvekkili şirket hakkında gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, ticari sırlarını ifşa ettiğini ve müvekkilinin bu projelerinin sona ermesine sebep olduğunu, 24.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda anılı şirketlerin kaybı sebebiyle müvekkili şirketin uğradığı zarar ayrıntılı olarak hesaplandığını ve müvekkilinin kar kaybının 61.262,00TL olarak belirlendiğini, ancak mahkemece müvekkili şirketin uğradığı zararın yanlızca davlının rakip firmaya geçirdiğini ikrar ettiği … şirketine indirgediğini, 24.04.2017 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili, sadece bir sayfasına imza attırılmış olan sözleşmenin diğer sayfaları kolaylıkla değiştirilebileceğini, bu yöndeki itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkilinin çalışmış olduğu şirketin davacı şirketten daha iyi bir teklif verdiğini ve iş ihalesi aldığını, bunda kanuna aykırı bir durum olmadığı gibi müvekkilinin bu durumla doğrudan bağlantılı olduğunu gösteren bir delil de bulunmadığını, söz konusu ihalede müvekkilinin etkisi var mı yok mu bakılmadan sadece davacı şirketin mali kayıtlarına bakılarak zararın müvekkilinden kaynaklandığına karar verilemeyeceğini, müvekkilinin ticari teammüllere aykırı davranmadığını, davacının ihaleyi kaybetmesi nedeniyle uğradığı zararı tazmin etmek için kötü niyetle dava açtığını, davacı tanıklarının davacı yanında çalışan kişiler olduğun, tanık beyanlarına karşı itirazlarının bilirkişiler ve mahkemece dikkate alınmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, çalışanın rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davrandığı iddiasıyla cezai şart ve cezai şartı aşan bakiye zararın tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 444/2. maddesi hükmüne göre, rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.
TBK’nın 446. maddesinde ” Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür. Yasağa aykırı davranış bir ceza koşuluna bağlanmışsa ve sözleşmede aksine bir hüküm de yoksa, işçi öngörülen miktarı ödeyerek rekabet yasağına ilişkin borcundan kurtulabilir; ancak, işçi bu miktarı aşan zararı gidermek zorundadır.”, TBK’nın 445. Maddesinde de” Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davacı vekili müvekkili nezdinde operasyon müdürü olarak görev yapan davalının istifa ettikten kısa bir süre sonra müvekkiliyle aynı alanda faaliyet gösteren dava dışı … şirketinde işe başladığını, müvekkili aleyhine haksız rekabette bulunduğunu, iş sözleşmesinin 9/2. maddesi uyarınca rekabet yasağına aykırı davranması nedeniyle son maaşının 4 katı kadar cezai şart ödemesi gerektiğini, sözleşmenin 9/3. maddesi uyarınca sözleşmede öngörülen cezai şart miktarını aşan zararın da istenebileceğiniileri sürerek, ıslah edilmiş haliyle iş sözleşmesinin 9/2. maddesi uyarınca belirlenen 12.000,00TL cezai şart ile cezai şartı aşan miktar olmak üzere toplam 61.262,00 TL’nin tahsili isteminde bulunmuştur.
Mahkemece alınan 15.12.2016 tarihli kök bilirkişi raporunda davalının davacı şirkette operasyon müdürü olarak üst düzey bir pozisyonda çalıştığı, pazarlama, müşteri bilgisi ve fiyatlandırma gibi herkesin sahip olmadığı önemli bilgilere sahip olduğu, davalının davacının rakibi konumundaki bir şirkette çalışmaya başlamakla sözleşmedeki rekabet yasağı hükümlerine riayet etmediği, rekabet yasağı hükmünün süre ve yer bakımından kanuna uygun bir şekilde sınırlamaya tabi tutulduğu belirtilmiştir. Davalı vekilinin itirazları üzerine alınan 24.04.2017 havale tarihli ek raporda kök rapor tekrar edilip davacının 2014-2015-2016 yıllarına ait ticari defterleri incelendiğinde davacının 2014 yılında çalışmaya başladığı … A.Ş’ye 2014 yılında KDV dahil 610.220,28 TL’lik, 2015 yılına KDV dahil 896.965,78 TL’lik hizmet satışına ilişkin fatura düzenlendiği, 2016 yılında hiç satış yapılmadığı, davacının 2015 yılında çalışmaya başladığı … firmasına 2015 yılında KDV dahil 123.032,73 TL hizmet satışı karşılığı fatura düzenlendiği, 2016 yılında hiç satış yapılmadığı, davacının 2015 yılında çalışmaya başladığı …. firmasına Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında KDV dahil 133.003,70 TL hizmet satışı karşılığı fatura düzenlendiği, sonrasında ve 2016 yılında hiç satış yapılmadığı, davalının 2015 yılı Ağustos ayında görevi bırakmasıyla … A.Ş., … A.Ş. firmalarında aylık ortalama satışları esas alınarak yapılan kazanç kaybına ilişkin hesaplamalarda firmanın satışlarında ortaya çıkan azalış tutarının toplam(163.900,00 TL+40.305,00 TL) 204.205,00 TL olduğu, bu tutarın % 30’una denk gelen 61.262,00 TL kazanç kaybı olarak hesaplandığı, iş sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca net maşın dört katı tutarında cezai şartın (net istihkak+avans) olmak üzere 2.764,50 TL x4= 11.058,00 TL olması gerektiği ifade edilmiştir.
Davalı vekilinin itirazı üzerine 03.10.2017 tarihli ikinci ek rapor alınmış, bu raporda , iş sözleşmesinin sadece son sayfasının imzalı olmasının geçersizlik nedeni olmayacağı, davalının … şirketinde çalışmaya başladığı 09.10.2015 ile 31.12.2015 tarihleri arasında şirket karlılığının 20.818,56 TL x% 30= 6.245.56 TL ‘lik olumsuz etkilendiği rapor edilmiştir. 30.04.2018 havale tarihli üçüncü ek raporda, önceki raporda davalının … şirketi ile çalışmaya başladığı tarihten 31.12.2015 tarihine kadar hesaplama yapıldığı, 01.01.2016 tarihinden 04.08.2016 tarihine kadar … şirketine hiç satış yapılmadığı, hiç satış yapılmayan dönem için kar kaybı hesabının kıyas yoluyla hesaplandığı, bu şekilde davalının … şirketiyle çalışmaya başladığı 09.10.2015 ile cezai şart süresinin dolduğu 04.08.2016 arasındaki kar kaybının 22.379,35 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, 30.04.2018 tarihli son ek rapora itibar edilerek, davalının 19.10.2015 tarihli e-mailinde de kabul ettiği üzere, davacı şirket müşterisi olan … şirketini yeni çalışmaya başladığı şirkete müşteri yapma konusunda çaba gösterdiği ve davacı şirket işyerinde edindiği bilgilerden faydalanarak bunu gerçekleştirdiği, bundan dolayı davacının kazanç kaybına uğradığı, davacının … A.Ş. ile çalışması karşılığında elde ettiği ciro ortalaması üzerinden davalının … şirketiyle çalışmaya başladığı 09.10.2015 tarihinden davacının rekabet yasağı süresinin sona erdiği 04.08.2016 tarihine kadar olan toplam kar kaybının 22.379,35 TL olduğu, bunun 11.058,00 TL’sinin iş sözleşmesinin 9/2. maddesi uyarınca cezai şart kabul edilerek hüküm kurulmuştur.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin son sayfasında imza var ise de cezai şartın düzenlendiği sayfaların imzasız olduğu için müvekkili hakkında uygulanamayacağını istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür. Davalı, 10.03.2016 tarihli ön inceleme duruşmasında kendisinin iki sayfalık iş sözleşmesi imzaladığını, iki sayfasında imzası bulunduğunu, dosyaya sunulan sözleşmenin 6 safya olduğunu, son sayfanın imzaladığı iş sözleşmesinin bir bölümü olduğunu, diğer imzasız 5 sayfayı kabul etmediğini belirtmiştir. TBK’nın 12 ve devamı maddelerinde sözleşme sayfalarının tamamının tek tek imzalanacağına dair emredici hüküm bulunmayıp, sözleşmenin diğer sayfalarının imzalı son sayfa ile bütünlük arzettiği, imzası inkar edilmeyen son sayfanın “14. Madde” ile başlandığı, davalının ileri sürdüğü gibi ilk sayfada 13 maddenin tamamının yer almasının mümkün olmadığı, davalı tarafça cezai şart hükümlerinin bulunmadığı iş sözleşmesinin ilk sayfasının da sunulmadığı dikkate alındığında sözleşme hükümlerinin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı tanıkları mahkemece hükme esas alınmadığı için davalı tarafın tanık beyanlarına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. Mahkemece sadece davacı şirketin dava dışı … şirketi ile işlerinin azalması nedeniyle tazminata hükmedilmiş olup, davalının davacı şirketin yurt dışı yöneticilerinden birine gönderdiği 19.10.2015 tarihli e-mailde davalının bir kısım anlatımlar yanında ekstact sistem adına başlattığı tüm projeleri kendisi ile birlikte yeni firmaya aktarılacağı, ekstact sistemden projeleri almaya başladığı, örneğin … olduğu yönünde beyanda bulunduğu, … şirketi davacının müşterilerinden iken davalının davacı şirketten ayrılıp … şirketinde çalışmaya başlaması ile davacı şirket ile işlerini sonlandırıp, … şirketi ile çalışmaya başlayan bir şirket olduğu saptanmış olmakla davalı vekilinin haksız rekabette bulunulmadığına dair istinaf itirazı haklı görülmemiştir. Yine TTK’nın 444 ve 445. maddeleri uyarınca yapılan incelemede de iş sözleşmesinin 9/2 maddesinde 1 yıl süreyle ve davacının işyerinin bulunduğu coğrafi bölge için sınırlama getirilmekle rekabet yasağının kanuna uygun ve geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelince; iş sözleşmesinni 9/2. maddesinde rekabet yasağı hükmüne yer verilmiş olup davalı çalışanın davacı şirketteki pozisyonu dikkate alındığında davalının davacı hakkındaki bilgileri kullanması, işveren davacı açısından önemli bir zarara sebep olabileceği için sözleşmede öngörülen cezai şarta hükmedilmesi doğru ise de iş sözleşmesinin 9/3. maddesinde belirtildiği üzere rekabet yasağının ihlali nedeniyle cezai şart miktarını aşan zararın istenebilmesi için bunun ispatlanması gerekmektedir. Dava dışı … şirketiyle ilgili olarak rekabet yasağı ihlalinde bulunulduğu kanıtlanmış ise de dava dışı … ve … şirketleri yönünden davalının bizzat rekabet yasağına aykırı hareket ederek zarara sebebiyet verdiğine dair yeterli delil bulunmamaktadır. Bilirkişi raporuna göre dava dışı … şirketiyle davacının iş aktinin feshettiği Ağustos 2015 tarihinde dahi ticari ilişkide bulunulmuş olup gerek … gerek … şirketiyle( sözleşmenin fesih tarihi dahil) sonradan iş ilişkisinin sona ermiş olmasının tek başına davacının eylemlerinden kaynaklandığı ispatlanamamıştır. Davacı nezdinde çalışan tanıkların beyanlarının bunu kanıtlamaya yetmeyip bu şirketler yönünden tazminata hükmedilmemesi doğrdur. Bu nedenle mahkemece 24.04.2017 tarihli rapora itibar edilmeyerek 30.04.2018 tarihli rapora itibar edilerek davalının …. şirketi ile çalıştığı tarihten 1 yıllık rekabet yasağı süresinin bittiği 04.08.2016 tarihine kadar olan süredeki kar kaybına hükmedilmesi doğrudur.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL maktu harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.528,73 TL’den peşin alınan 382,25 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.146,48 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı ve davalının yaptığı giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08.09.2022