Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1250 E. 2022/377 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1250
KARAR NO : 2022/377

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2019
NUMARASI : 2017/163 Esas 2019/217 Karar
DAVANIN KONUSU : Hasar Tazminatı
DAVA TARİHİ : 13.02.2017
KARAR TARİHİ : 04.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.03.2022

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.02.2019 tarih 2017/163 Esas 2019/217 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortası ile sigortalı aracın davacıya ait yabancı plakalı araca çarpması sonucu araçta maddi hasar oluştuğunu,bir kısım hasar bedelinin ödendiğini, bakiyesinin ödenmediğini ileri sürerek 5.537,61 euro bakiye hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, meydana gelen kaza sebebiyle davacı tarafa 3.265,22 TL ödemenin yapıldığını, maddi zararın ispatının gerektiğini, maddi tazminatın fahiş olarak istenildiğini, araç sürücülerinin kusurunun tespitinin gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, sigorta şirketi tarafından yapılan 888,19 Euro ödemenin mahsubu ile davacının aracında 5.429,77 Euro bedelli hasarın oluştuğu, hasarın sigorta teminatı kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 5.429,77 Euro hasar bedelinin 30.12.2016 temerrüt tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıllık Euro mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte, fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, bilirkişi raporunda belirtilen sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, bilirkişi raporunda dava konusu kazanın gerçekleşmesine ilişkin olarak hava durumu, yol şartları ve kazanın oluşumunu etkileyebilecek diğer hususların dikkate alınmadığını,kusur durumlarının netleştirilmesi adına keşif incelemesi yapılmadığını, eksik inceleme sonucu oluşturulan bilirkişi raporunun kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu kazanın hangi sebeple meydana geldiği araştırılarak Karayolları Genel Müdürlüğü’nün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunup bulunmadığının ayrıca belirlenmesi gerektiğini,kusur durumunun tespiti için İstanbul ATK trafik ihtisas dairesi’nden kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, hükme esas alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen raporlarda; davacıya ait aracın yedek parça ve işçilik ile %19 KDV dahil ve ödeme mahsup edilerek bakiye hasar miktarının 5.429,77 Euro olduğunun tespit edildiğini, sigortacının ödeme yükümlülüğünün gerçek zararla sınırlı olduğunu, dosyada alınan tüm raporlarda davacı tarafından yaptırılan tespit incelemesinin baz alındığını, aracın yurtdışına çıkarılmasından sonra onarımının kasko poliçesi kapsamında gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin irdelenmediğini, davacıya ait aracın kasko poliçesi teminatında hasarının giderilmiş olması halinde hem gerçekleştirilen ödemenin mahsup edilmesi hem de hasar onarımının gerçekleştirilmesi esnasında tanzim edilen raporun bilirkişi raporlarında da değerlendirmeye alınması gerekeceğini, mahkemece alınan ilk heyet raporunda dosya içerisinde aracın onarımının yapıldığına dair bir belge veya fatura bulunmaması sebebi ile dosyada yer alan ve … Kurtarıcı Araçlar Karoser Yapımı,Araç Boyama GMBH&Co.Kg tarafından hazırlanmış 14.09.2016 tarihli onarım teklifi raporunun detaylandırıldığını, ayrıca aracın sökülüp sökülmediği hususunda bilgi verilmediğini, dosya içerisinde aracın kilometresine ilişkin herhangi bir belge bulunmadığı ve aracın yabancı plakalı olması sebebi ile davaya konu kazadan önce herhangi bir hasarının olup olmadığının bilirkişi heyeti tarafından belirlenemediğini, belirtilen sebeplerle birlikte aracın önceden hasarı olmadığı ön görülerek kilometre yönünden kaza tarihinde yaklaşık 3 senedir (33 ay) trafikte olan bir araç için 90.000 km’nin uygun olacağının belirlendiğini, aracın emsal değeri hesaplanırken 2.el satış yapan Almanya internet sitelerinden araştırma gerçekleştirilerek hasarsız emsal değerinin 15.000,00 Euro civarında olacağı kanaatine varıldığını, hasar ile kazanın uyumlu olduğu ve aracın trafiğe çıkmasında herhangi bir engelin olmadığı belirtildiğini, işçilik ücretlerinde ise, yapılan araştırmalar,Almanya’da hali hazırda kullanılan araç üreticileri tarafından onaylanmış DAT adlı program kullanılarak aracın kayıtlı olduğu ülke ve bölgedeki işçilik ücretleri ile piyasa rayiçleri göz önünde alınarak hesaplama yapıldığını, aracın kayıtlı olduğu ve davacı araç sahibinin ikametgahı olan ülkede (Almanya) tamir edilmesinin tercih edilmesi sebebi ile hazırlanan hasar tespitinin Euro bazlı ve ülke şartlarına göz önüne alınarak hazırlandığını, dolayısıyle aracın hasar onarımı ile ilgili detaylı veri olmaması sebebi ile bilirkişiler tarafından emsal araştırmalarla ve öngörülerle irdeleme yapıldığını, bu rapor doğrultusunda İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından da rapor tanzim edilmiş olması sebebi ile eksik inceleme ile hasar bedeli tespitinin yapıldığını, hasar bedeli hesaplaması yapılırken eklenen % 19 KDV oranının da oldukça yüksek olduğunu, müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde 3.265,22 TL ödeme ile üzerine düşen sorumluluğun yerine getirildiğini, zararın ağırlaştırılmamasıyla yükümlü olan davacının yurt içinde çok daha uygun fiyata aracının onarımını sağlayabilecekken fahiş fiyatla işlem yapmasının hukuka ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, mahkemece kabul edilen tazminat miktarının poliçe teminat limitini aştığını, mahkemece müvekkili şirketin poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere şeklinde karar verilmediğini, poliçe teminat limitinin değerlendirilmeye alınmadığını, 06.08.2016 kaza tarihi itibariyle müvekkili şirketin sorumlu olduğu teminat limiti 31.000,00 TL olup bu teminat limiti üzerinden 3.265,22 TL ödeme yapılması sebebiyle bakiye sorumluluk limiti üzerinden hüküm kurulması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, davacıya ait yabancı plakalı aracın hasar bedelinin karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile, 5.429,77 Euro hasar bedelinin 30.12.2016 temerrüt tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıllık Euro mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte, fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Mahkemece alınan 17.11.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda, sigortalı araç sürücüsünün sağındaki caddeye dönüşü sırasında aracını kaydırarak park halindeki davacıya ait araca çarpmasıyla kazanın oluşumunda % 100 oranında kusurlu olduğu, işçilik ücretlerinin DAT adlı program kullanılarak ve Almanya’daki piyasa rayiçleri göz önüne alınarak belirlendiği, dosyada bulunan aracın onarımını yapacak atölyenin verdiği fiyat teklifi ndeki “arka tampon, arka tampon çeki demiri kapağı ve arka tampon sağ kedi gözü, fotoğraflarda görülmediğinden ve Türkiye’deki eksper incelemesinde yer almadığından değişiminin uygun görülmediği ve araç yürüyebilecek durumda olduğundan nakit ücretinin listelendiği, % 19 KDV dahil yedek parça ve işçilik ücretleri olmak üzere toplam hasar miktarının 5.179,63 € olduğu belirtilmiş, taraf vekillerinin rapora itirazları üzerine alınan ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi 29.3.2018 tarihli raporunda, 14.9.2016 tarihli bilirkişilik bürosu tarafından hazırlanan fiyat teklifine göre hasar tutarı 6.525,86 € olarak belirlenmiştir. Yine itiraz üzerine mahkemece alınan ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 14.12.2018 tarihli raporunda ise, daha önceki raporlarda belirtilen kusur oranının yerinde olduğu, Almanya’da … Bilirkişilik Bürosu tarafından hazırlanan 14.9.2016 tarihli fiyat teklifi esas alınarak hasar tutarının belirlendiği, ancak aracın Almanya’ya nasıl gittiğine ilişkin veri bulunmayan, yürüyebilir durumda olduğu kabul edilen fiyat teklifindeki 90,-€ dikkat alınmadığı, yedek parça ve işçilik ücretleri olmak üzere % 19 KDV dahil toplam hasar miktarının 6.318,76 euro olduğu, ödeme tarihindeki kur karşılığı olarak 888,19 euro ödemenin düşülmesiyle zarar miktarının 5.429,77 € olduğu belirtilmiş, mahkemece ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 14.12.2018 tarihli raporu hükme esas alınarak raporda belirtilen zarar miktarına hükmedilmiştir.
Kusur raporlarında, sigortalı araç sürücüsünün sağındaki caddeye dönüşü sırasında aracını kaydırarak park halindeki davacıya ait araca çarpmasıyla kazanın oluşumunda % 100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş olup, kusur raporları kazaya karışan araç sürücülerinin kendi aralarında düzenledikleri kaza tespit tutanağına ve kazanın oluş şekline uygun, denetime ve hükme elverişli olduğundan sigortalısının kaza tespit tutanağındaki beyanının davalı sigorta şirketini de bağlayacağı gözetilerek mahkemece kusur raporlarının benimsenerek sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmayıp davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Mahkemece hükme esas alınan ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 14.12.2018 tarihli raporunda, dava konusu kaza nedeniyle Almanya’da bilirkişi tarafından belirlenen hususların kazanın oluşu ile uyumlu olduğu belirtilerek bilirkişi raporunda tek tek değiştirilecek parça ve işçilik ücreti Euro cinsinden belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda davacının Almanya’daki bilirkişilik bürosu tarafından yapılan hasar tespiti, araç fotoğrafları, incelenip karşılaştırılarak sonuca varıldığı için bilirkişi raporunun yeterli, dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline, tarafların kendi aralarında düzenlediği kaza tespit tutanağına uygun bulunduğu, mahkemece sadece yabancı bilirkişilik bürosu tarafından düzenlenen rapora dayalı olarak karar verilmediği, konusunda uzman bilirkişilere hasar bedeli konusunda gerekli incelemenin yaptırıldığı, 6098 sayılı TBK’nın 99. maddesi hükmüne göre, davacının Almanya’da yaşaması ve aracı Alman plakalı olup Almanya’da tescilli olması olması ve seçimlik hakkı gereği aracını Almanya’da tamir ettirmesi nedeniyle araçta oluşan zararın Almanya’daki piyasa değerlerine göre belirlenmesinin usul ve yasa ile Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu , araç tamir edilmiş olsun veya olmasın KDV gerçek zarar kapsamında ödenmesi gerektiğinden ve Almanya’da %19 oranında KDV oranı uygulandığından mahkemece bilirkişi heyetinin hesaplamış olduğu hasar bedeline %19 oranında KDV hesaplanarak hasar bedeline ilave edilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla ; davalı vekilinin hasar bedeline ve açıklanan bu hususlara yönelik istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir. Kaldı ki davalı vekili tarafından hasar bedeli yönünden itiraz edilmeyen mahkemece hükme esas alınan ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 14.12.2018 tarihli raporu hasar bedeli yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan davalı vekilinin hasar bedeline ilişkin istinaf itirazları bu yönden de yerinde değildir.
Kaza tarihi itibariyle poliçe limiti 31.000,00 TL olup, mahkemece hükmedilen tazminat miktarı poliçe limitini aşmaktadır. Davalı sigorta şirketi meydana gelen zararı poliçe limiti dahilinde gidermekle yükümlüdür. Sigorta poliçelerinde TL olarak belirlenen limit miktarlarını aşmayacak şekilde hüküm kurulması ve hükümde poliçe limitlerinin gösterilmesi gerekir. Mahkemece davadan önce davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 3.265,22 TL ödeme düşülerek bakiye 27.734,78 TL poliçe limitini aşmayacak şekilde davalının bakiye poliçe limiti ile sorumlu tutulması ve bakiye poliçe limitinin hükümde gösterilmesi gerekirken poliçe limiti belirtilmeden karar verilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları haklı bulunmuştur.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekilinin istinaf başvurusunun poliçe limitinin belirtilmesi yönünden kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davalı sigorta şirketinin bakiye 27.734,78 TL poliçe limiti ile sorumluluğunun belirtilmesine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.02.2019 tarih 2017/163 Esas 2019/217 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
5.429,77 Euro hasar bedelinin 30.12.2016 temerrüt tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıllık Euro mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte, fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin bakiye poliçe limiti olan 27.734,78 TL ile sınırlı sorumlu olmasına,
Fazlaya ait istemin reddine,
492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen bakiye poliçe limiti üzerinden alınması gereken 1.894,56 TL harçtan başlangıçta peşin olarak alınan 371,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.523,42 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 371,14 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 3.328,17 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 423,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ilk masraf 36,00 TL, 9 davetiye gideri 131,00 TL, posta gideri 63,88 TL, bilirkişi ücreti 990,00 TL, adli tıp masrafı 764,50 TL toplamı 1.985,38 TL yargılama giderinden kazanıp kaybetme oranına göre hesap edilen taktiren 1.946,66 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran davalının ödediği istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
5-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından istinaf yargılaması nedeniyle yapılan 121,30 TL istianf yoluna başvuru harcı istinaf yargılama giderinin istinaftaki haklılık durumuna göre hesap edilen taktiren 12,13 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye istinaf yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.04.03.2022