Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1231 E. 2022/303 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1231
KARAR NO : 2022/303

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12.02.2019
NUMARASI : 2017/55 E. 2019/162 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 22.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.02.2022

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.02.2019 tarih 2017/55 E. 2019/162 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, ferdileşme sonucunda A blok 5 nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, kooperatif ana sözleşmesinin 61. maddesi gereğince üç kişilik teknik heyet oluşturularak şerefiye tutarları ile ilgili rapor alındığını, davalıya ait bağımsız bölüm için ödenecek şerefiye bedelinin 8.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, düzenlenen şerefiye fiyat listesinin davalıya 15.04.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının tebliğ edilen listeye karşı yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini, şerefiye bedelinin kesinleştiğini, ancak davalının şerefiye bedelini ödemediğini, İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün 2016/16436 E. sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili, davacı kooperatifin üyeleri arasından sadece müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, müvekkilinin kendisine tebliğ edilen listeye 20.04.2015 tarihli iadeli taahhütlü itiraz dilekçesi ile itiraz ettiğini, bu listede sadece şerefiye bedeli ödemesi gereken üyelerin yer aldığını, şerefiye bedeli alması gereken üyelerin yer almadığını, bazı üyelerin alacak-verecek durumlarının ise belirsiz olduğunu, listenin usulüne uygun tutulmadığını, Kooperatifler Kanunu’nda ve Bakanlıkça hazırlanan örnek ana sözleşmelerde ödemelerini zamanında yerine getirmeyen ortaklardan gecikme faizi alınacağına dair bir hüküm bulunmadığını savunarak davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, alınan bilirkişi asıl ve ek raporu doğrultusunda, davacı kooperatifin mimar, jeoloji ve inşaat mühendisinden oluşan üç kişilik bilirkişi kurulundan şerefiye bedellerinin belirlenmesi için rapor aldığı, şerefiye belirleme puan kriterleri ile bilirkişi kurulunun hazırladığı raporun Torbalı 2. Noterliğinin 06.04.2015 tarihli işlemleri ile onaylatıldığı, bu rapora göre davalının 8.000,00 TL şerefiye bedeli ödemesi gerektiğinin belirlendiği, raporun 10.11.2014 tarihli yönetim kurulu kararı doğrultusunda üyelerin bir kısmına elden tebliğ edildiği, davalıya posta yolu ile tebliğ edildiği, davalının 31.07.2013 tarihli sözleşme ile kooperatife ödeyeceği aidat miktarının belirlendiği ve davacının ileride şerefiye bedeli ödemeyi taahhüt ettiği, davalının raporun kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içinde rapora itiraz etmediği, davalı tarafça diğer üyelerden şerefiye bedeli tahsil edilmeden davalıdan tahsil edimesinin KK’nun 23. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğu belirtmişse de, yöntemine uygun şekilde hangi üyelerin şerefiye bedeli ödeyeceği belirlendikten sonra bu bedelin tahsil sırasının eşitlik ilkesine aykırı olmayacağı, diğer üyelerin ödemelerini geciktirmesinin davalıya şerefiye bedeli ödememe hakkı vermeyeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının icra takibine itirazının iptaline, takibin 8.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, İİK’nun 67. Maddesi uyarınca hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında hesaplanan 1.600,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, Kooperatifler Kanunu’nun hak ve vecibelerde eşitlik başlıklı 23. maddesine aykırı olarak sadece müvekkili hakkında hukuki işlem yapıldığını, bu durumun eşitlik ilkesne aykırılık teşkil ettiğini, kooperatif üyelerinden … ve …’ın şerefiye bedellerini ödemediklerini, ancak bu kişiler hakkında icra takibi yapılmadığını, şerefiye bedellerinin tespitini içeren listenin usulüne uygun olarak hazırlanmadığını, manzara, balkon metrekaresi, emniyet, kaza yangın çıkışı, gürültü, görüş uzaklığı, çatı akıntısı, asansör gürültüsü, kar tipi su baskını, yön, yeşil alan, park yeri, blok vs. değerlerin belirtilmediğini, bilirkişi tarafından bu hususun değerlendirilmediğini, müvekkilinin şerefiye bedeli ödemekten imtina etmediğini, sadece bu usulsüzlüğün giderilerek, olması gerektiği gibi gerçek ve şeffaf bir şerefiye raporu sunulmasını talep ettiğini, ana sözleşmenin 61. maddesinde özellikle teknik olarak yapılacak işlemin usulünden bahsedildiğini, bu usuli işlemlerin silsile halinde ve tam olarak yapılması gerektiği, üyelerden sadece şerefiye bedeli ödemesi gerekli olanların listede yer aldığını, şerefiye bedeli alması gerekenlerin ise yer almadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, şerefiye bedelinin kooperatif üyesi olan davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı ile davacı kooperatif başkanı ve başkan yardımcısı tarafından birlikte imzalanan 31.07.2013 tarihli sözleşmede, davalının kooperatife ödemesi gereken aidat tutarının 77.000,00 TL olduğu, ayrıca genel kurul kararı gereğince aidata ek olarak aylık 100,00 TL’den 4.200,00 TL ödeyeceği, ayrıca yönetim kurulu tarafından bilirkişiye tespit ettirilecek şerefiye bedeli ni de ödeyeceğini kabul ettiği; Kooperatif yönetim kurulunun 10.11.2014 tarihli kararı ile şerefiye bedellerinin belirlenmesi için takdir komisyonu kurulmasına, bu komisyona bir mimar, bir jeoloji mühendisi ve bir inşaat mühendisi seçilmesine karar verildiği, kurulan komisyon tarafından düzenlenen şerefiye payı fiyat listesinin bazı üyelere imza karşılığında tebliğ edildiği, davalıya ise iadeli taahhütlü olarak gönderildiği anlaşılmaktadır.
Şerefiye payı fiyat listesinde davalıya ait A Blok 5 numaralı bağımsız bölüm için ödenecek şerefiye bedelinin 8.000,00 TL olarak belirlendiği, aynı bloktaki 7 numaralı bağımsız bölüm için 8.500,00 TL, 8 numaralı bağımsız bölüm için 8.350,00 TL, 11 numaralı bağımsız bölüm için 8.850,00 TL, 12 numaralı bağımsız bölüm için 8.700,00 TL şerefiye bedeli belirlendiği, diğer bağımsız bölümler için bedel tespitinde bulunulmadığı, davacı kooperatif başkanı ve başkan yardımcısı tarafından imzalanan şerefiye bedeli düzenlemesi kabul kriterleri belgesinde, şerefiye bedelleri belirlenirken daire alanı, manzara, balkon metrekaresi, emniyet, kaza yangın çıkışı, gürültü, görüş uzaklığı, çatı akıntısı, asansör gürültüsü, kar tipi su baskını, yön, yeşil alan, park yeri, blok değeri, nem rutubet, merdiven çıkışı, boru tıkanması, hasta çıkışı, tozlanma değerlerinin dikkate alınacağının belirtildiği görülmektedir.
Davacı kooperatifin şerefiye bedellerine ilişkin listeyi davalıya göndermesine rağmen, davalı tarafından kooperatif yönetimine bedele ilişkin itiraz ileri sürüldüğünün kanıtlanamamasına, davalının 31.07.2013 tarihli sözleşmede yönetim kurulu tarafından bilirkişiye tespit ettirilecek şerefiye bedelini ödemeyi kabul etmiş olmasına göre; davanın asıl alacak yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 546,48 TL’den peşin alınan 136,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 410,48 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22.02.2022