Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1169 E. 2022/305 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1169
KARAR NO : 2022/305

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13.12.2018
NUMARASI : 2015/940 E. 2018/1405 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.02.2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.12.2018 tarih 2015/940 E. 2018/1405 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 03.07.2011 tarihinde müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin seyir halinde iken sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybedip yoldan çıkması nedeniyle trafik kazası gerçekleştiğini, davalı sürücü …’ın tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kazada ağır şekilde yaralandığını, 1,5 yıl çalışamadığını, ev işlerini yapamadığını, kaza sonrasında 27 gün hastanede yattığını, ayda 800,00 TL bakıcı masrafı olduğunu, Sarayköy Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/110 E. -2013/117 K. sayılı dosyasında alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunda davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalı … şirketinin aracın ZMMS sigortacısı olduğunu, kazanın sigorta şirketine 18/10/2011 tarihinde ihbar edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 3.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 2.000,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın davalı sürücü yönünden kaza tarihinden, davalı … şirketi yönünden ihbar tarihi olan 18.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca müvekkilinin duyduğu acı ve ızdırabın karşılığı olarak 45.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücü yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı …Ş. vekili, dava konusu aracın müvekkili şirket nezdinde 21.07.2010-2011 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS poliçesi ile teminat altına alındığını, kaza tarihi itibarıyla kişi başına sakatlanma ve ölüm teminat limitinin 200.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, yetkili mahkemenin Denizli Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin davacıya 15.01.2016 tarihinde 58.187,00 TL ödediğini, davacının müvekkilini ibra ettiğini, müvekkilinin poliçedeki teminat limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, ceza dosyasında İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından aldırılan 23.05.2013 tarihli raporun, her ne kadar davacı tarafça maddi tazminat talepli iş bu dava açılmış ise de; yargılama sırasında davalı … tarafından davacıya dava devam ederken 15/01/2016 tarihinde 58.187,00 TL maddi tazminata mahsuben ödeme yapıldığı, davacının yapılan ödeme nedeniyle davalı sigortayı ibra ettiği, hesap bilirkişisi raporuna göre davacının toplam maddi tazminat alacağının 70.274,93 TL olduğu, hatır taşıması nedeniyle tazminattan %20 oranında indirim yapıldıktan sonra davacının talep edebileceği maddi tazminat alacağının 56.219,944 TL olduğu, davalı … tarafından dava sırasında davacıya bu miktarın da üzerinde 58.187,00 TL ödeme yapılmış olduğu, maddi tazminat davasının konusuz kaldığı; davacı vekilince ıslah ile ödenen bedelin faiz alacağına mahsubu ile kalan bakiye talep edilmiş ise de; davacı tarafça ibranamede faiz ile ilgili her hangi bir ihtirazi kayıt konulmadığı, manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede, davacının davaya konu kaza nedeniyle %16 oranında meslekten kazanma gücünü kaybetttiği, bu nedenle elem ve ıstırap çekmemesinin mümkün olmadığı, davalı sürücünün meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, davacının yaşı, maluliyet oranı, kaza tarihi dikkate alınarak davacı lehine hakkaniyete uygun miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, maddi tazminat davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça ıslaha konu edilen talebin reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 7.000,00 TL manevi tazminatın 03.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davacı vekili, dosyaya sunulan “makbuz ve ibraname” başlıklı belgenin, müvekkilinin maluliyet zararı yönünden talep etmeye hakkı bulunan tazminat hesabı konusunda, müvekkili tarafından herhangi bir inceleme yapılmadan verildiğini, henüz belirli hale gelmemiş alacağa dair olduğunu, dava açarken fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına dair olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmaların, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceklerini, kaza ve ödeme talebinin davalı … şirketine 18.10.2011 tarihinde ihbar edildiğini, maddi zararlarına davalı sürücü bakımından kaza tarihi olan 03.07.2011; sigorta şirketi bakımından 18.10.2011 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin TBK 100. maddesi uyarınca önce faize, vekalet ücretine, masraflara ve daha sonra anaparaya mahsup edilmesi gerektiğini, davalı … şirketince müvekkilinin 5 yıllık faiz alacağının adeta silindiğini, davalı … şirketince yapılan ödeme ve müvekkili tarafından imzalanan makbuz ve ibraname başlıklı belgede faize dair bir kaydın olmamasının önemli olmadığını, müvekkilinin hukukçu olmadığını, müzayaka halinde olan bir kişiye onun bu halinden yararlanmak suretiyle belge imzalatılmasının bir irade sakatlaması olduğunu, hatır taşıması indirimi yapılmasının zorunlu olmadığını, müvekkilinin maluliyeti ve hakkaniyet gereği yapılan indirim oranının çok fazla olduğunu, müvekkili lehine hükmolunan manevi tazminat miktarının da oldukça düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili, davanın 12.10.2015 tarihinde açıldığını, yargılama devam ederken müvekkil şirket tarafından davacıya 15.01.2016 tarihinde 58.187,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, davacının aynı taleple bu sefer farklı vekil ile 22.04.2016 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde müvekkili şirket aleyhine husumet yöneltildiğini, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2016.E.11039 sayılı dosyası üzerinden yürütülen yargılamaya derdestlik itirazında bulunmalarına rağmen, bu itirazlarının dikkate alınmadığını ve davacı yararına 7.040,82 TL bakiye maluliyet tazminatına ve bu tutar üzerinden hesaplanan 1.800,00 TL ilam vekalet ücretine hükmedildiğini, bu ilam dayanak yapılarak müvekkili şirket aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığını, müvekkilince 07.10.2016 tarihinde icra dosyasına 11.906,62 TL ödeme yapıldığını, davanın konusuz kalması nedeniyle, müvekkili aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davacının herhangi bir gelir kaybının olmadığını, davacının emekli maaşı dışında elde ettiğini iddia ettiği gelire ilişkin hiçbir belge, ve delil sunulmadığını, davacının geçirdiği kaza nedeniyle uğradığı zararın emekli maaşına bir etkisinin bulunmadığını, kazada hatır taşıması durumun gerçekleşmesi nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacının kazadan uzun süre sonra dava açtığını, amacın manevi zararın tatmini olmayıp para ve menfaat elde etmek olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle karşı aracın işleten-sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle maddi tazminat davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 7.000,00 TL manevi tazminatın sürücü ve araç maliki olan davalı …’dan tahsiline karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı …’ın sevk ve idaresindeki kamyonet ile 03.07.2011 tarihinde Sarayköy yönünden Aydın yönüne seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, Adli Tıp Kurumu İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nce düzenlenen 26.05.2017 tarihli raporda davacını kaza nedeniyle %16 oranında sürekli meslekte kazanma gücünde azalma olduğunun tespit edildiği, davalı … şirketi tarafından 15.01.2016 tarihinde davacıya 58.187,00 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığı, davacının bu ödeme nedeniyle davalı … şirketine kazadan kaynaklanan her türlü hak ve dava alacaktan rücu kabil olmamak üzere tamamen itirazsız ibra ettiğine dair ibraname imzaladığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça davalı … şirketine 18.10.2011 tarihinde ödeme için başvuru yapılmasına rağmen davalı şirket tarafından eldeki davanın açılmasından sonra 15.01.2016 tarihinde davacıya maddi tazminat ödemesi yapıldığı anlaşılmakla, davanın açılmasına sebebiyet veren davalı şirket aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı şirket vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.
Davalı … şirketi tarafından dava tarihinden sonra yapılan ödeme tutarının yasal faiz eklenmeksizin, yani güncelleme yapılmadan hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekmekte olup (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/6758 E. 2019/3272 K. sayılı ilamı), mahkemece alınan dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporunda davacının toplam 70.274,93 TL maddi tazminat alacağından hatır taşıması nedeniyle indirim yapılarak bulunan 56.219,94 TL’nin davalı şirket tarafından fazlasıyla davacıya ödenmiş olduğu, kaldı ki davacı tarafça bu ödeme nedeniyle kayıtsız şartsız ve geri dönüşsüz biçimde ibraname verildiği anlaşılmakla, davacı vekili ve davalı … vekilinin hatır taşıması indirimi ve maddi tazminat hesabına ve tutarına ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili ve davalı … vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; Manevi tazminat; ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut uyuşmazlıkta, 03.07.2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacının %16 oranında maluliyetinin oluştuğu, kazanın gerçekleşmesinde davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur durumu, tarafların ekonomik sosyal koşulları dikkate alındığında, mahkemece davacı için takdir edilen 20.000,00 TL manevi tazminat tutarı makul ve ılımlı bulunmuş olmakla, davacı vekili ile davalı … vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçelerinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL maktu harcın, peşin alınan 119,54 TL harçtan mahsubu ile bakiye 38,84 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davalı …Ş. yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL maktu harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalı …Ş.’den alınmasına,
4-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 478,17 TL harçtan, peşin alınan 120,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 358,17 TL harcın davalı …’dan alınmasına,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle tarafların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22.02.2022