Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1083 E. 2022/136 K. 21.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/1083
KARAR NO : 2022/136

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11.12.2018
NUMARASI : 2017/170 E. 2018/1395 K.
DAVANIN KONUSU : Bakiye Destek Tazminatı
KARAR TARİHİ : 21.01.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.01.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11.12.2018 gün ve 2017/170 E. 2018/1395 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının eşi …’ın 18.07.2016 tarihinde dava dışı …’in sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araçta seyehat etmekte iken sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle aracın şarampole yuvarlanmasıyla hayatını kaybettiğini, davacının eşinin desteğinden yoksun kaldığını, davalı sigorta şirketine başvuru sonucunda davacıya 86.000,00-TL destek tazminatı ödemesi yapılmışsa da bu ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL destek tazminatının 18.07.2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının davadan evvel 2918 sayılı yasanın 97. maddesi uyarınca şirketlerine başvurmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, bunun yanı sıra davacıya davadan evvel 22.09.2016 tarihinde 86.211,00 TL ödeme yapılarak sorumluluklarının yerine getirildiğini, davacının bu konuda ibraname verdiğini, ibranamenin iptali konusundaki yasal şartların oluşmadığını mahkemece ibranamenin iptali yönünde karar verilecek olursa davadan önce yapılan ödemenin yasal faizi ile hesaplanacak tazminattan tenzilinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere sorumluluklarının poliçedeki limit ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, davacının destekten yoksun kaldığını ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının desteğinin de 3 kişilik arka koltuğa 4 kişi oturmak ve gerekse emniyet kemeri takmaması suretiyle %15 oranında müterafik kusurlu olduğu, poliçe kapsamında davacıya 22.09.2016 tarihinde 86.211 TL destek tazminatı ödemesi yapıldığı, poliçe tanzim tarihinin 19.10.2015 tarihi olup davacının destek zararının hesaplanmasında değiştirilmiş yeni genel şart hükümlerine göre TRH 2010 tablosu ve 1,8 teknik faiz yönteminin uygulanması gerektiği, davacıya ödemenin yapıldığı 22.09.2016 tarihindeki veriler itibariyle bilirkişi tarafından hesaplanan davacının destek zararının 82.879,65 TL olduğu, davacıya 86.211-TL ödeme yapıldığı, böylelikle davacının destek zararının karşılandığı ve davacının destekten yoksun kalma tazminatı alacağının kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili süresinde verdiği gerekçeli istinaf dilekçesinde, dava dilekçesinde ve delil listesinde müteveffanın evvelce çalışmış olduğu işe dair meslek odasından gelirin sorulmasını talep ettiklerini, ancak mahkemece bu hususta ayrıca bir inceleme veya delil toplama çabasına girişilmeden karar verildiğini, “meslek odasından” aylık geliri sorulsaydı mirasçılarının da alması gereken tazminat miktarının değişeceğini, bu nedenle bilirkişi hesabının da hatalı olup tüm bu hususlar dikkate alınmadan verilen kararın kaldırılması gerektiğini, dilekçede adresini bildirdiği meslek odasından “üzüm toplayanların aylık kazanç miktarlarının” sorulmasına karar verilmesi için dosyanın mahkemeye tekrar iadesine karar verilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davacının desteğinin yolcusu olduğu aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından bakiye destek tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili tarafından gerekçeli kararın tebliğinden önce süresinde 17.12.2018 tarihli gerekçeli istinaf dilekçesi ibraz edilmesinden sonra gerekçeli karar davacı vekiline 19.01.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, karar tebliğinden yaklaşık 2 ay sonra davacı vekilince 19.03.2019 tarihinde istinafa beyan dilekçesi verilerek yeni istinaf sebepleri bildirilmiştir. İstinaf incelemesinde istinaf sebepleri ile bağlı olunup bu sebeplerle sınırlı inceleme yapılabileceğinden gerekçeli istinaf dilekçesinde ileri sürülmeyip 2.kez verilen istinafa beyan dilekçesinde ileri sürülen yeni istinaf sebepleri incelenmemiş, sadece süresinde verilen 17.12.2018 tarihli gerekçeli istinaf dilekçesinde ileri sürülen desteğin tazminat hesabına esas alınan geliri ile ilgili sınırlı istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava dilekçesinde ölen desteğin ölmeden önce yaptığı işe dair herhangi bir açıklama yapılmadan ekinde SGK hizmet döküm cetveli sunulmuştur. Davacı vekilince ibraz edilen cevaba cevap dilekçesi ve delil dilekçesinde ölen desteğin ölmeden önce yaptığı işe dair herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Mahkemece alınan 28.08.2018 tarihli aktüer raporunda, ölenin dosyadaki SGK hizmet döküm cetveline göre zaman zaman çalışmasının olduğu ancak olay tarihinde çalıştığına dair belge kayıt ve ya bordro örneği bulunmadığından ve bordrolu aylık kazancı belirlenemediğinden hesaplamada AGİ’siz net asgari ücretin esas alındığı belirtilmiş, aktüer raporu davacı vekiline 07.09.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekilince ibraz edilen 20.09.2018 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde tazminat hesaplamasına AGİ’siz net asgari ücretin esas alınmasına yönelik bir itirazı olmadığından esas alınan gelire ilişkin itiraza uğramayan aktüer raporu bu yönden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan mahkemece aktüer raporu hükme esas alınarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Kaldı ki dosyada desteğin iddia edildiği üzüm toplama işi yaptığına ve gelirine yönelik bir delil de bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 44,80 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21.01.2022