Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1026 E. 2022/231 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1026
KARAR NO : 2022/231

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/01/2019
NUMARASI : 2017/802 Esas 2019/21 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 07.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.02.2022

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.01.2019 tarih 2017/802 Esas 2019/21 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen belirli süreli hizmet sözleşmesinin 4-J/2 maddesine göre, işi üstlenen durumunda olan müvekkilinin, sözleşme tarihi itibari ile 6. ayın sonunda devam etmek istemediğini bildirdiği ve marka bünyesinde başka bir projeye geçmek istemediği takdirde, davalı işverenin 6 ay boyunca kârından ettiği fedakarlığın ve o zamana kadar geliştirdiği tüm sistem ve işletme deneyimlerinin işi üstlenenle paylaşımının bedeli olarak ödenen meblağın 1/3’ünün kesilerek kalan tutarın 30 gün içerisinde işi üstlenene ödeneceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin 31.05.2017 tarihinde işe devam etmek istemediğini mail yoluyla davalıya ilettiğini, ancak sözleşme gereği müvekkilinin yatırdığı 40.000,00 TL kullanım ücretinin 2/3’ü olan 26.666,66 TL’nin davalı tarafından ödenmediğini, davalı şirkete 27.04.2017 tarihinde ihtarname gönderdiklerini, davalının olumsuz cevap verdiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 26.666,66 TL alacağın ihtarname tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin konusunun İstanbul Üsküdar’da bulunan … alışveriş merkezi içindeki meyve suyu satışının yapıldığı işletmenin davacı tarafından belirli süreli olarak işletilmesi hakkında olduğunu, sözleşmenin içeriğinin işyeri işletilmesine ilişkin olsa da, davacının, müvekilinin sigortalı çalışanı olduğundan görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğunu, davacının müvekkili şirket nezdinde 26.12.2013 – 08.06.2014 tarihleri arasında çalıştığını, sözleşme tarihinin 01.12.2013 tarihi olsa da, davacının işletmede çalışmaya başladığı tarihin 26.12.2013 olduğunu, davacının sözleşmenin 4/G maddesinde yer alan 6 aylık süre dolmadan kendi isteği ile sözleşmeyi feshettiğini, bu nedenle sözleşme bedelinin iadesini isteyemeyeceğini, davacının davayı kötüniyetli olarak işten ayrılışından 3 yıl sonra dava açtığını, davacının 2016 yılında müvekkilinin İstanbul …. şubesinde çalışmak istediğini, ancak sadece 24 gün çalışıp yine işi bıraktığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme meyve suyu standının işletilmesi ile ilgili olduğundan taraflar arasında gerçekte işçi işveren ilişkisi değil, işletmeye veren ve işleten olarak sözleşmeye dayalı bir iş ilişkisinin mevcut olduğu, uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, davacının en az 6 ay boyunca sözleşmeyi kendi isteği ile feshedemeyeceği, sözleşmenin yürülüğe giriş tarihi sözleşmede yazılmamış ise de, sözleşmenin yürülüğe girmesi için davacının sözleşmeye göre başlangıçta ödemesi gereken 40.000,00 TL işletmeyi kullanım bedelinin tamamını ödemesi gerektiği, davacının bu bedeli iki parti halinde 03.12.2013 ve 25.12.2013 tarihlerinde ödediği, sözleşmenin başlangıç tarihinin son ödemenin gerçekleştiği 25.12.2013 tarihinden sonraki gün olarak belirlenmesi gerektiği, 6 aylık sürenin başlangıcının 26.12.2013 tarihi olduğu, davalının sunduğu sigorta evraklarında da sigorta başlangıç tarihinin 26.12.2013 olarak bildirildiği, davacının 26.12.2013 tarihinden itibaren 6 ay içerisinde kendi isteği ile sözlemeyi feshedemeyeceği, feshederse sözleşmeye göre bedelin iadesini isteme hakkının bulunmadığı, davacının 31.05.2014 tarihli mail ile sözleşmeyi feshettiği, davalı şirketin sigorta evraklarına göre davacının 08.06.2014 tarihine kadar davalı şirket bünyesinde çalıştığı ve bu tarihte iş yerinden ayrıldığı, davacının sözleşmenin yürürlüğe girdiği 26.12.2013 tarihinden itibaren 6 aylık süre dolmadan önce kendi isteği ile işletmeyi bıraktığı anlaşılmakla ödediği bedelin iadesini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, HMK 266. maddesi gereğince seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiğini, bilirkişinin eksik ve hatalı incelemelerde bulunduğunu, davalı tarafın 12.05.2017 tarihli cevabi ihtarnamesinde sözleşmenin 01.12.2013 tarihinde kurulduğunu ikrar ettiğini, bu ihtarnamenin mahkeme tarafından gözardı edildiğini, bu tarihin kabul edilmemesi halinde ilk ödemenin yapıldığı 03.12.2013 tarihinin esas alınması gerektiğini, sigorta giriş kaydının sözleşmenin başlangıç tarihi olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, davalının faturayı neden sözleşmenin feshinden 1 yıl sonra düzenlediğinin ve müvekkiline neden teslim etmediğinin incelenmediğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davalının kiracısı olduğu işyerinin davacı tarafından işletilmesi hakkında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Taraflar arasında, … AVM içinde bulunan …meyve suyu standının işletilmesi ile ilgili olarak düzenlenen tarih içermeyen “Belirli Süreli Hizmet Sözleşmesi” başlıklı sözleşmede davacının “işi üstlenen”, davalı şirketin ise “işveren” olarak nitelendirilmiş, sözleşmenin 4/G. maddesinde işi üstlenenin işverene işletmeyi kullanım bedeli olarak 40.000,00 TL ödeme yapacağı, sözleşme süresi içinde işi üstlenenin en az 6 ay sözleşmeyi kendi isteği ile fesh edemeyeceği, herhangi bir nedenle kendi kararıyla ayrılmak isterse ödediği bedelin iade edilmeyeceği, 4/J. maddesinde işi üstlenenin 6. ayın sonunda devam etmek istemesi durumunda aynı koşullar ile bu sözleşmenin 6 ay süre ile daha uzatılacağı, bu uzatma seçeneğinin dava dışı kiraya verenle işveren arasındaki sözleşme devam ettiği sürece işi üstlenence herhangi bir bedel ödenmeyeceği, işi üstlenen ve işverenin daha uygun bulduğu sürece istenildiği kadar tekrarlanabileceği, ancak işi üstlenen kendi isteği ile devam etmek istemediğini bildirmesi halinde ise marka bünyesinde başka bir projeye geçebileceği, bu durumda işi üstlenenin işletme becerisinin görüleceğinden işverenin onayı ve rızası ile başka bir projeye geçmesine onay verilmesi halinde ödenen meblağın, yeni projenin bedeli üzerinden ödenecek kalan meblağdan mahsup edileceği ve kalanını işi üstlenenin ödeyerek yeni bir projeye franchise ya da işletmeci olarak geçebileceği, işi üstlenenin 6. ayın sonunda devam etmek istemediğini bildirmesi ve marka bünyesinde başka bir projeye geçmek dahi istemediğini beyan ederse, bu durumda işverenin 6 ay boyunca kârından ettiği fedakarlığın ve de bu zamana kadar geliştirdiği tüm sistem ve işletme deneyimlerinin işi üstlenenle paylaşımının bedeli olarak, ödenen meblağın 1/3’ü kesilerek kalan tutarın başkaca borç ve zarar yoksa en geç 30 gün içinde işi üstlenene ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşme kapsamında işin başlama tarihinin hangi tarih olduğu ve davacının işi sözleşmenin 4/G maddesindeki 6 aylık süre içerisinde bırakıp bırakmadığı hususlarında toplanmaktadır.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, davalı şirket tarafından 02.05.2011 tarihinde … Alışveriş Merkezi Üsküdar/İstanbul adresinde şube açılışı yapıldığı, şube müdürlüğüne 10 yıl süre ile şirket ortaklarından dava dışı …’in atandığı, davalı şirketin bu şubesinin işletilmesi için davalı şirket ile davacı arasında sözleşme düzenlendiği, davalı şirketin cevap dilekçesinde sözleşmenin imzalandığı tarihin 01.12.2013 olduğunun beyan edildiği, sözleşmenin 4/G maddesine istinaden davacı tarafından banka aracılığı ile 03.12.2013 tarihinde 20.000,00 TL, 25.12.2013 tarihinde 20.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL ödeme yapıldığı, davacının 26.12.2013 tarihinde davalı şirketin … AVM adresinde bulunan şubesinde 26.12.2013 – 08.06.2014 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığı, 07.04.2016 – 30.04.2016 tarihleri arasında ise davalı şirketin başka bir şubesinde sigortalı olarak çalıştığı, davalı şirket tarafından davacı adına 31.07.2015 tarihli 36.300,00 TL tutarında Şube İşletme Bedeli faturası düzenlendiği, bu faturanın davacıya tebliğ edilip edilmediğine dair dosyada delil bulunmadığı, sözleşmede işin başlangıç tarihi ile ilgili net bir hüküm bulunmadığı, davacının işin başlangıcının 01.12.2013 tarihi olduğuna dair iddiasını kanıtlayan somut bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, davacının işe başladığı tarihin 01.12.2013 olarak kabulü halinde işin başlama tarihi ile işin sona erme tarihi olan 08.06.2014 arasında 6 aylık sürenin dolacağı, bu durumda davacının sözleşmenin 4/G. maddesi hükmü gereği davalı şirketten 26.666,66 TL alacaklı olacağı; davacının işe başladığı tarihin 26.12.2013 olarak kabulü halinde ise, işin başlama tarihi ile işin sona erme tarihi olan 08.06.2014 arasında 6 aylık sürenin dolmayacağı, bu durumda davacının sözleşmenin 4/G. maddesi hükmü gereği davalı şirketten herhangi bir alacağının bulunmayacağı görüşü bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmede işin başlangıç tarihi konusunda açıklık bulunmamakta olup, davacı tarafından sözleşme gereği ödemesi gereken 40.000,00 TL’nin ödemesini 25.12.2013 tarihinde tamamlamış olmasına, davacının davalı şirket bünyesinde aynı zamanda sigortalı çalışan olarak 26.12.2013 tarihinde işe başladığının ilgili ücret bordro belgesinden ve SGK işe giriş bildirgesinden anlaşılmasına göre, davacının sözleşmenin 4/G maddesindeki 6 aylık süre dolmadan işten ayrılması nedeniyle davanın reddine dair kararda isabetsizlik bulunmamakta olup, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07.02.2022