Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1024 E. 2022/756 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1024
KARAR NO : 2022/756

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2018
NUMARASI : 2018/21 Esas 2018/209 Karar
DAVANIN KONUSU :Tasarıma Tecavüzün Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat
KARŞI DAVANIN
KONUSU : Tasarımın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 17.01.2018
KARŞI DAVA TARİHİ : 01.03.2018
KARAR TARİHİ : 16.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.05.2022

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 20.11.2018 tarih 2018/21 Esas 2018/209 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili şirketin kokusuz küllük ismini verdiği ürününü TPE nezninde 2016/03435, 2015/05800 tescil numarası ile tasarım tescil belgelerini aldığını, davalı tarafın davacı müvekkiline ait tasarım konusu ürünleri üretip ve sattığını tespit ettiğini, Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/72 D.İş sayılı dosyası ile yaptırılan delil tespiti ile de davalının davacıya ait tasarım konusu ürünleri üretip sattığının sabit olduğunu, davalı tarafın bu şekilde müvekkilinin tescilli tasarımı ile iltibas yaratmaya çalışarak müvekkilinin müşteri çevresinden kendilerine haksız yararlandığını, davalının fiillerini tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek davalının davacıya ait 2016/03435, 2015/05800 tescil numaralı tasarım konusu ürünleri ile iltibas yaratan iş yerlerinde bulunan ürünlerin ve bu ürünlerin üretilmesinde kullanılan araçlar, ürün görsellerinin bulunduğu tabelalar, levhalar, dış camlar, kartvizitler, broşürler, reklam araçları, web sayfası ve iş yerinin içerisinde bulunan diğer unsurlar üzerinden müvekkilinin tasarıma konu ürünün görselinin kaldırılmasına, el konulmasına, toplanmasına, fazla ilişkin maddi tazminat hakkına saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL maddi 10.000,00 TL manevi tazminatın tecavüzün gerçekleştiği tarihten itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline hükmün ilamına karar verilmesine talep ve dava etmiş, 15.03.2018 tarihli dilekçesi ile de 016/03435-1 nolu çoklu tasarım için 2.000 TL, 2016/03435-3 nolu çoklu tasarım ihlali için 1.000 TL maddi tazminat talep etmiştir.
CEVAP – KARŞI DAVA : Davalı – karşı davacı vekili, davacı tarafın tescilli tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik özelliğine haiz olmadığını, bu nedenle tescilli tasarımların hükümsüzlüğünün talep edildiğini, müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, tecavüz koşullarının oluşmadığını, müvekkilinin eylemlerinin tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmediğini, tazminat taleplerinin haksız olduğunu, tecavüze dayanak yapılan tasarım tescillerinin harcı alem hale gelip dünyanın pek çok yerinde ayırt edilemeyecek derecede benzerlerinin üretildiğini ve tescil edildiğini, hükümsüzlük kararlarının geriye etkili olup ihlalden de söz edilemeyeceğini, davacının tasarım tescillerinden önce ayırt edilemeyecek şekilde benzerlerinin kamuya sunulduğunu savunarak ve ileri sürerek davanın reddine karşı davanın kabulü ile davacı adına tescilli 2016/03435 ve 2015/05800 nolu tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP : Davacı- karşı davalı vekili , davalı tarafından müvekkilinin en çok taklit edilen ürününün kafesli ürün olduğunu, müvekkilinin geniş bir renk skalasında kafes ve küllüğü ayrı kalıplarda ürettiğini ve farklı renk kombinasyonları ile tüketiciye sunduğunu, karşı davacı tarafından sunulan görsellerin müvekkilinin kafesli ürün olan 2015/03435 nolu tasarım görselleri ile bir ilgisi bulunmadığını, kafesli bir görselin dosyaya sunulamadığını, karşı davacı tarafından internet arama motorunda yapılan aramaların her zaman doğru sonuç vermediğini, bu nedenle internet görsellerini delil olarak kabul etmediklerini, karşı davacı tarafından sunulan örnek tasarım tescilleri müvekkilinin tasarım tescillerinden farklı olup hiçbir benzerliğinin bulunmadığını, 2015/08134 nolu tasarım tescili nedeni ile açtıkları davada müvekkilinin tasarımları ile sunulu tasarımın benzemediğine karar verilmiş olup istinaf sürecinin devam ettiğini, karşı davacı tarafından sunulan tasarımlara da benzemediğini savunarak karşı davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın tescilli tasarıma tecavüz, tazminat davası ve karşı davanın hükümsüzlük davası olduğu, 2016/034035, 2015/05800 sayılı tasarım tescillerinin davacının tasarım haklarını kanıtlar nitelikte olduğu, bu belgelerden doğan haklar geçerlilik süresi boyunca ürünün üretimi, satışı ve ticareti bakımından davacıya tekelci haklar sağlayacağı, Antalya 3.AHM 2017/72-74 sayılı değişik iş dosyasında davalı ürünlerinin davacının 2015/05800 ve 2016/034035 nolu tasarımlarına benzer olduğunun tespit edildiği, tasarım tescilinin başvuru tarihi itibarıyla önceki açıklanmış tasarımlara göre ”yeni ve ayırt edici” olan tasarımlara verildiği, davacının dayandığı yenilik bozucu, açıklanmış tasarımlar ve belgelerin incelendiği, 2010 yılında internet ortamına yüklenmiş olduğu sabit olan görsellerle esasen ürünün yeniliğinin bozulduğu,bilirkişinin bütün çoklu tasarımları değerlendirerek davacı tasarımlarının ayırt edicilik taşımadığını ve sair ülke tescillerinin, WIPO tescillinin de yeniliği bozduğunu belirttiği, raporun tasarım hukuku ilkelerine uygun olarak düzenlendiği, inceleme ve değerlendirme yöntemlerinin doğru olduğundan hükme esas alınması gerektiği, karşı dava konusu olan her iki tasarımın hükümsüz olduğu sonucuna varıldığından tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddialarının dinlenemeyeceği, diğer deyimle tasarım tescil belgesi hükümsüz kılındığında kararın geçmişe etkili olduğu, (SMK 79/1 md), davacı lehine tasarım hakkının hiç doğmadığı, dolayısıyla tasarıma tecavüz ve tazminat taleplerinin dayanaksız olduğu gerekçesiyle ana davada tasarıma tecavüzün önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davasının reddine, karşı davada davacı adına kayıtlı 2016/03435 ve 2015/058055 tescil nolu çoklu tasarımların bütünüyle hükümsüzlüğüne, sicilden terkinlerine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı – karşı davalı vekili, bilirkişinin tek tek görselleri değerlendirmediğini, hangi tasarımın hangi delil nedeni ile yenilik unsurunun ortadan kalktığını ortaya koymadığını, raporun denetimden uzak olduğunu, tasarımların tek tek deliller karşısında değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkiline ait 2015/05800 tescil numaralı çoklu tasarımlarının yeni ve ayırt edici olduğunu, karşı davacı tarafından sunulan delillerin tamamının yuvarlak kül tabağı tasarımlarına ilişkin olup tek bir tane dahi kare ya da üçgen tasarım bulunmadığını, taraflarınca dava dışı üçüncü kişinin altıgen tasarımı ile açılan davada müvekkilinin tasarımları ile davalının tasarımlarının benzemediğine karar verildiğini, bu durumda müvekkilinin kare ve üçgen tasarımlarının karşı davacı tarafından sunulan deliller karşısında yeni olduğunun ortada olduğunu, bilirkişinin yuvarlak tasarım karşısında müvekkilin ürünlerinin yeni olmadığını belirtmek suretiyle hatalı değerlendirme yaptığını, karşı davacı tarafından sunulan görseller ile müvekkili şirkete ait kare ve üçgen tasarımlara ait altı, üstü, köşeleri ve hiçbir yerinin benzemediğini, müvekkiline ait 2016/03435 numaralı çoklu tasarımlarının tamamının da karşı davacı tarafından sunulan tasarımlardan tamamen farklı olduğunu, kafessiz tasarımların karşı davacı tarafından sunulan tasarımlar ile hiçbir benzerliğinin bulunmadığını, müvekkiline ait tasarımların sigara bölümleri, sayısı , köşeli gelişi, alt tasarımları, tamamen farklı olup görsel olarak hiçbir benzerliği bulunmamasına rağmen bilirkişinin tasarımların ayırt edici olmadığı yönündeki raporu anlaşılamadığını, başka bir davada alınan raporda müvekkilinin tasarımlarına rağmen dava dışı …’in ürününün yeni olduğunun kabul edildiğini, raporlar arasında açık bir çelişki oluştuğunu, müvekkiline ait kafesli tasarımların en büyük özelliğinin kafesin ayrı bir kalıp ile üretilmesi ve kafesin takılıp çıkartılması olduğunu, bu bağlamda kafesin başlı başına tasarıma ayırt edicilik kattığını, SMK’nın 56/1. Maddesinde belirtilen her iki şartında gerçekleşmiş olup, müvekkilinin ürününde yer alan kafesin gözükür durumda ve kafesin ürün ile renk ve biçim açısından farklı kombinasyon oluşturması nedeni ile yeni ve ayırt ediciliğe haiz olduğunu, seçenek özgürlüğü dikkate alındığında kafes için ayrı bir kalıp oluşturularak üründen tamamen farklı bir şekilde üretilerek ürün eklendiğini, ister mevcut ürüne isterse diğer ürünlere farklı renk kombinleri ile eklenebildiğini, bu durumun tüketicilerin kendi zevk ve istekleri nezninde farklı opsiyonlar yaratma şansını doğurduğunu, SMK 56.maddesi uyarınca ayırt ediciliğe haiz olduğunu, bilirkişinin piyasada daha önce kafesli bir ürün bulunmadığını belirtmesine rağmen müvekkilinin değişik tasarımlarının hiçbirinin ayırt ediciliğinin bulunmadığını belirtmesinin çelişki içerdiğini, bilgilenmiş bir kullanıcı bir uzman olmayacağı için tasarımdaki detay farklılıklarındansa tasarımın ayırt ediciliğini sağlayan görünüm özelliklerini alıcılar için tercih sebebi olmasına dikkat edeceğini, bu bağlamda müvekkilinin ürününde yüzey dokusunun farklı ve kafesin üründen ayrılabilen bir parça oluşu dolayısıyla kullanıcıların seçenek özgürlüğüne sahip olmaları ve müvekkilinin kullanıcılara farklı kombinasyon sunmasının ürünü piyasadaki ürünlerin tasarımlarından farklı kılıp ayırt edicilik sağladığını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle asıl davanın kabulünü karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı – karşı davacı vekili, ana davada beş adet, karşı davada dokuz adet talep ve dava konusunun bulunduğunu, mahkemece ana davadaki davacının tüm taleplerinin reddine, karşı davadaki tüm taleplerin kabulüne karar verildiğini, talep ve dava edilen her bir çoklu tasarım yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir iken mahkemece ana davada yalnızca maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden iki ayrı vekalet ücretine karşı davada iki ayrı tasarım nosu altındaki dokuz ayrı çoklu tasarımın hükümsüzlüğü açısından tek bir vekalet ücretine hükmedildiğini, her biri ayrı dava ile talep edilebilecek bu hususların tek bir dava ile talep edildiğini, objektif dava birleşmesi söz konusu olup her biri ayrı dava konusu olan istemler yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ana davada ve karşı davada birbirinden farklı tasarımlar açısından ayrı ayrı savunma yapılarak ayrı ayrı delil sunulduğunu, vekalet ücretinin eksik hükmedildiğini, kararın bu yönünden hukuka aykırı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın vekalet ücreti yönünden kaldırılmasını ana dava ve karşı davada çoklu tasarım için kurulan hüküm yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti hükmedilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Asıl dava, tescilli tasarıma tecavüzün giderilmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl davanın reddine karar verilmiştir. Karşı dava ise çoklu tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup karşı davanın kabulü ile davacı-karşı davalı adına kayıtlı 2016/03435, 2015/05800 tescil nolu çoklu tasarımların bütünüyle hükümsüzlüğüne, sicilden terkinlerine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
554 Sayılı KHK’nin 6. maddesi(6769 sayılı Kanunun 56. maddesi) uyarınca, bir tasarımın tescil edilebilmesi için, tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması, bir başka deyişle mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir.
554 Sayılı KHK’nin 7. maddesinde(6769 sayılı Kanunun 56. maddesinde) düzenlenen tasarımın ayırt edicilik unsuru ise yeni olan bir tasarımı ortak özelliklerinin dışında ve bilgilenmiş kullanıcı gözüyle kıyaslanan diğer tasarımlardan farklı kılan ve böylece yeni olan bir tasarıma aynı KHK’nin 11. maddesi(6769 sayılı Kanunun 58. maddesi) ile sağlanan hukuki korumanın da kapsamını belirleyen özelliktir. (Yargıtay 11. H. D’nin 05.03.2014 tarih 2013/11345 E, 2014/420 K).
Somut olayda asıl dava tescilli tasarıma tecavüzün giderilmesi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin, karşı dava ise asıl davacı-karşı davalı adına tescilli çoklu tasarımların yeni ve ayırdedici olmadığı iddiasına dayalı hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece talimat yolu tasarım uzmanından alınan 28.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda, karşı davacı tarafından dosyaya sunulan tesciller ve daha önce kamuya sunulan ürünler tek tek incelenerek davacı- karşı davalı adına tescilli 2016/03435 numaralı 1,2,3,4,5,6 ve 2015/05800 numaralı 1,2,3 nolu tasarımların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yeni ve ayırt edici olmadığı belirtilmiştir. Yasal mevzuata uygun şekilde tasarımın bilgilenmiş kullanıcı gözüyle inceleme yapan bilirkişi raporu dayanaklı, denetime elverişli ve bilimsel olup rapora itibar edilerek karşı davalı adına kayıtlı 2016/03435, 2015/05800 tescil nolu çoklu tasarımların yeni ve ayırtedici olmadığı gerekçesiyle hükümsüzlüğüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiş, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmamıştır.
554 sayılı KHK’nin 45. maddesi uyarınca hükümsüzlük kararının sonuçları kural olarak geriye etkilidir. Bundan dolayı, kural olarak tasarım başvurusu ve tescili nedeniyle sağlanan koruma baştan itibaren yok sayılır. Hükümsüzlük kararının geriye etkili olarak sonuçlarını doğuracağına ilişkin kuralın iki istisnası olup bunlardan biri tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesinden önce tasarımdan doğan haklara tecavüz sebebiyle verilen kesinleşmiş ve uygulanmış kararlar, ikincisi ise hükümsüzlük kararından önce yapılmış ve uygulanmış sözleşmelerdir. Davaya konu olayda yukarıda açıklanan 554 sayılı KHK’nin 45. maddesinde düzenlenen iki istisnayı içeren bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı- karşı davalı adına tescilli 2016/03435, 2015/05800 tescil nolu çoklu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik niteliğinin bulunmadığı gerekçesi ile verilen hükümsüzlük kararı geriye yönelik olarak etki doğuracağından ve tasarıma tecavüz söz konusu olmadığından tescilli tasarıma tecavüzün giderilmesi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin asıl davanın reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Yargıtay 11.HD 2010/10540 Esas 2010/11635 Karar, 2016/14267 Esas 2018/5212 Karar sayılı içtihatları da bu doğrultudadır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı-karşı davalı vekilinin asıl ve karşı davaya yönelik istinaf itirazları yerinde değildir.
Davalı – karşı davacı vekilinin asıl ve karşı davada hükmedilen vekalet ücretlerine ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; asıl davada dava dilekçesinde davacı vekili 2016/03435, 2015/05800 numarası ile davacı adına tescilli çoklu tasarımlarına davalının tecavüz ettiğini ileri sürerek davacıya ait tescilli tasarımlarla ile iltibas yaratan davalının iş yerinde bulunan ürünlerin ve bu ürünlerin üretilmesinde kullanılan araçlar, ürün görsellerinin bulunduğu tabelalar, levhalar, dış camlar, kartvizitler, broşürler, reklam araçları, web sayfası ve iş yerinin içerisinde bulunan diğer unsurların görselinin kaldırılmasına, el konulmasına, toplanmasına, fazla ilişkin maddi tazminat hakkına saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL maddi 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 15.03.2018 tarihli dilekçesi ile de 2016/03435-1 nolu çoklu tasarım için 2.000 TL, 2016/03435-3 nolu çoklu tasarım ihlali için 1.000 TL maddi tazminat talep istemiştir. Görüldüğü üzere asıl davada davacı taraf her biri ayrı bir davaya konu olabilecek tasarıma tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat olmak üzere üç ayrı istemi tek bir dava içinde talep etmiştir. Davacının davalıya karşı ileri sürebileceği farklı istemlerini tek bir davada isteyebilmesi mümkün olup, bu duruma objektif dava birleşmesi denilmektedir. Somut olayda asıl davada tasarıma tecavüzün önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat olmak üzere üç ayrı dava açılmış, mahkemece üç ayrı davanın reddine karar verilmiştir. Bu durum karşısında tasarıma tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine karar verildiği de dikkate alınarak, reddedilen tasarıma tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerini içeren her bir dava için davalı … yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin hükümleri uyarınca ayrı ayrı vekalet ücreti tayin edilmesi gerekirken asıl davada tasarıma tecavüzün önlenmesi talebi yönünden ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle davalı vekilinin asıl davada vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazları bu yönden haklı bulunmuştur. Karşı davada ise karşı davalı adına tescilli 2016/03435, 2015/05800 tescil nolu çoklu tasarımların hükümsüzlüğü ve sicilden terkinlerine karar verilmesi istenmiş olup mahkemece karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükümsüzlüğü istenen her bir çoklu tasarım sayısı kadar vekalet ücreti verilmeyeceğinden mahkemece kabulüne karar verilen karşı davada karşı davacı lehine tek 3.145,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olup karşı davacı vekilinin karşı davada 9 tane vekalet ücreti hükmedilmesine ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Ayrıca asıl davada da tasarıma tecavüzün önlenmesi istenen her bir çoklu tasarım sayısı kadar vekalet ücreti verilemeyeceğinden davalı vekilinin asıl davada 5 tane vekalet ücreti hükmedilmesine ilişkin istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda istinaf kanun yoluna başvuran davacı-karşı davalı vekilinin dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine, karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalı vekilinin asıl davada hükmedilen vekalet ücretlerine ilişkin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, sair istinaf itirazlarının reddine, Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının asıl davada davalı lehine hükmedilen vekalet ücretlerine ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, bu kısım dışında yasa gereği asıl ve karşı davada verilen hükmün diğer kısımları aynen tekrar edilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3- Davalı- karşı davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 20.11.2018 tarih 2018/21 Esas 2018/209 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Tasarıma tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin ASIL DAVANIN REDDİNE,
Karşı davanın KABULÜ ile davacı- karşı davalı adına kayıtlı 2016/03435 ve 2015/05800 tescil nolu çoklu tasarımların bütünüyle hükümsüzlüğüne, sicilden TERKİNLERİNE,
Asıl davada alınması gereken 80,70 TL red karar harcının peşin olarak yatırılan 222,01 TL harçtan mahsup edilerek, fazla 141,31 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı … şirketine iadesine,
Asıl davada davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen tasarıma tecavüzün önlenmesi talebi yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT.’ne göre belirlenen 3.145,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacı … şirketinden alınarak davalı …’na ödenmesine,
Asıl davada davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT.’ne göre belirlenen 3.000,00 TL vekâlet ücretinin davacı … şirketinden alınarak davalı …’na ödenmesine,
Asıl davada davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT.’ne göre belirlenen 3.145,00 TL vekâlet ücretinin davacı … şirketinden alınarak davalı …’na ödenmesine,
Karşı davada alınması gereken 80,70 TL karar harcının peşin olarak yatırılan 16,50 TL harçtan mahsubu ile eksik 64,20 TL harcın karşı davalı … şirketinden alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Karşı davacı tarafından yatırılan 16,50 TL peşin harç ile 35,90 TL başvurma harcının karşı davalı … şirketinden alınarak karşı davacı …’na ödenmesine,
Karşı davada karşı davacı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne göre belirlenen 3.145,00 TL vekâlet ücretinin karşı davalı … şirketinden alınarak karşı davacı …’na ödenmesine,
Davacı – karşı davalı … Şirketi tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
4-Davalı- karşı davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
5-Asıl davada davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
6- Karşı davada karşı davalı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin karşı davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Karşı davacı vekilinin karşı dava yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı- karşı davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-İstinaf başvurusu nedeniyle karşı davacının karşı dava yönünden yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-İstinaf yoluna başvuran davalı … tarafından asıl dava yönünden yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
11-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından asıl dava yönünden yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 47,26 TL posta masrafı olmak üzere toplam 168,56 TL istinaf yargılama giderinin istinaf başvurusundaki haklılık durumuna göre takdiren 151,70 TL’sinin davacı … şirketinden alınarak davalı …’na ödenmesine, bakiye masrafın üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16.05.2022