Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1014 E. 2022/109 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/1014
KARAR NO : 2022/109

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26.02.2019
NUMARASI : 2018/685 E. 2019/149 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 19.01.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.01.2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.02.2019 tarih 2018/685 E. 2019/149 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 02.05.2018 tarihinde davalının ZMMS ve İMMS sigortacısı olduğu aracın müvekkiline ait araca çarpmasıyla meydana gelen kazada,müvekkiline ait araçta hasar oluştuğunu, tespit dosyasında alınan rapor üzerine, davalının elektronik posta adresine başvurulduğunu ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 25.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,delil tespiti giderlerinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talep miktarını 40.000,00 TL ‘ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, müvekkilin yokluğunda ve tek taraflı değerlendirme ile düzenlenen tespit raporunu kabul etmediklerini, raporda fahiş tespitler yapıldığını, tespit masrafları ve vekalet ücreti dolaylı zarar olup müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu kapsamı dışında kaldığını,avans faizi istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre ; ATK raporuna göre meydana gelen trafik kazasında her ne kadar ekspertiz raporundaki tespitler ile dosyadaki kaza sonrası çekilen fotoğraflar ve kaza tespit tutanağı birlikte değerlendirildiğinde kazanın belirtilen şekilde gerçekleşmiş olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiş ise de, davalı … şirketinin bunun aksine herhangi bir delil sunmadığı, kaza tespit tutanağının resmi bir belge niteliğinde olup bunun aksininde ispatlanamadığı sürece kabulü gerektiği, sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu davacıya ait aracın ikinci el piyasa değeri 70.000 TL , onarılması için gereken miktarın 56.544,98 tl olduğu, aracın pert total işlemine tabii tutulması gerektiği buna göre aracın ikinci el değeri olan 70.000 TL den sovtaj değeri 30.000 tl mahsum edildiğinde davacının gerçek zararının 40.000 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 40.000 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 36.000 TL sinin davalının KMMS poliçesi 4.000 TL7 sinin İMMS poliçesi kapsamında davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, ATK raporunda, kazanın beyan edildiği şekilde gerçekleşmediği, beyan yükümlülüğüne aykırı davranıldığı tespit edilmiş olduğundan müvekkil sigorta şirketinin meydana gelen zarardan sorumlu olmadığını, rapor davacının haksızlığını ve mesnetsizliğini ispatlamakta iken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava kısmi dava olarak açıldığından, ıslah edilen miktar yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, dava belirsiz alacak olarak kabul edilmiş ise dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazasında davacı aracının hasarlanmasından kaynaklanan zararın tazmini istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, davalının ZMMS ve İMMS sigortacısı olduğu araç sürücüsünün kusuru neticesinde gerçekleşen kazada, davacı aracının hasarlandığı iddia edilmektedir. Dava, sigorta akitleri arasında görülmekte olan bir dava değildir. Davacı tarafça, iddia edilen kazada, davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsünün kusuru ispatlandığında, davalı sigortacı, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında tespit edelen gerçek zarardan sorumlu olacaktır.
İlk derece mahkemesince alınan ATK raporunda; dosyadaki beyanlar, araca ilişkin fotoğraflar, araç onarım faturası, tramer kaydı, ekspertiz raporu ve maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde, maddi hasarlı kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsü …’nın … plakalı aracın ( davacı aracı ) arka-sol kısımlarına çarptığını, davacı sürücünün arkadan gelen otomobilin aracına sert bir şekilde vurduğunu belirttiği görülmüş ise de, tespit ve ekspertiz raporunda, aracın arka kısımlarına dair herhangi bir hasar kaleminin bulunmaması ve kaza sonrası olduğu anlaşılan fotoğraflarda aracın arka kısımlarında bir hasar görülmemesi de dikkate alındığında; dosyadaki mevcut verilerle kazanın belirtilen şekilde gerçekleşmediği kanaatine varıldığı, araç kaza tarihinde 6 yaşında, 134.958 kilometrede olup, 2. el piyasa değerinin daha önceden karıştığı kazalar da dikkate alındığında yaklaşık 70.000,00TL olduğu, aracın onarılması için gereken miktarın 56.544,98TL olduğu , aracın pert-total işlemine tabi tutulmasının daha uygun olacağı , sovtaj bedelinin 30.000,00 TL tespit edildiği belirtilmiş olup, mahkemece ATK raporundaki kazanın iddia edildiği gibi gerçekleşmediği görüşü benimsenmeyerek, davalının, sigortalısının düzenlediği kaza tespit tutanağının aksini somut verilerle ispatlayamadığı gerekçesiyle, sigortalı araç sürücüsü % 100 kusurlu kabul ederek, raporda hasar ile ilgili görüşe itibar edilerek, pert total uygulaması sonucu istenebilecek zarar olan 40.000,00 TL’ye hükmedildiği görülmektedir.
ATK raporunda, davaya konu olan kazada, araçtaki hangi hasarların talep edildiği, liste halinde ayrıntılı olarak gösterilmediği gibi, sürücülerin beyanlarına göre gerçekleşecek kazada davacı aracında hangi hasarların oluşacağı ve sürücülerin kusurları ile kazayla uyumlu olan hasarlar, davaya konu kazada gerçekleşmeyen hasarların da davada talep edilip edilmediği ayrıntılı ve denetime elverişli şekilde belirtilmemiş olup, rapor bu haliyle hükme esas alınamaz. Kabule göre yapılan değerlendirmede; ATK raporunda , sürücülerin beyanlarına göre kusur tespiti yapılmadığı halde, ilk derece mahkemesince sigortalı araç sürücüsünün hangi eylemi ve olayın gerçekleşme şekline göre, % 100 kusurlu kabul edildiği, kararın gerekçesinde açıklanmaması ve dava dilekçesinin açıklama ile talep kısmında , davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilmediğinden, davanın kısmi dava olarak açıldığının kabulü gerektiği halde, davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilmesi de doğru olmamıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince, Karayolları Fen Heyetinden veya …’de görevli öğretim üyelerinden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, tramer kayıtlarının da dosyadaki tüm delillerle birlikte değerlendirilerek, sürücüler tarafından düzenlenen Anlaşmalı Kaza Tespit Tutanağındaki sürücü beyanlarına göre davacı aracında kazayla uyumlu olan hasar bulunup bulunmadığı ve sürücülerin kusurları, davacı aracında davaya konu kazayla bağlantılı olmayan hasarların da istenip istenmediği, var ise bu hasarların açıklandığı, davaya konu kazayla uyumlu olan hasarların onarım bedeli ile kaza öncesi aracın 2.el piyasa rayiç değerine göre, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, değil ise aracın sovtaj değeri, emsal araştırmaların açıklandığı, bilimsel ve teknik verilere dayalı rapor alınması gerekirken, bu hususlar yerine getirilmeden, esasa münhasır deliller toplanmadan, eksik değerlendirmeyle ve yetersiz gerekçeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, sair istinaf itirazlarının kararın kaldırılma şekline göre incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.02.2019 tarih 2018/685 E. 2019/149 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19.01.2022