Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/1003 E. 2022/2 K. 03.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/1003
KARAR NO : 2022/2

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2018
NUMARASI : 2017/445 Esas 2018/1255 Karar
DAVANIN KONUSU :Geçici ve Sürekli İş Göremezlik Tazminatı
KARAR TARİHİ : 03.01.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03.01.2022

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.11.2018 tarih 2017/445 Esas 2018/1255 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan aracın 14.12.2010 tarihinde davacının sürücüsü olduğu motosiklete çarparak davacının yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davacının % 42 oranında sakat kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, resmi görevliler tarafından tutulan kaza tespit tutanağına göre davacının kendi istikametinden müvekkili sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün şeride geçmesi nedeniyle kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kaza tespit tutanağı esas alınarak kazanın oluşumunun belirlendiği, kaza tespit tutanağına göre davacının kendi şeridinde ilerlerken birden araç hakimiyetini kaybettiği ve karşı şeritten gelen davalıya sigortalı aracın ön kısmına çarptığı, taraf ifadelerinde ve kaza tespit tutanağında davalıya sigortalı araç sürücüsünün başka bir eyleminden bahsedilmediği, kaza tespit tutanağına göre kendi şeridinde kurallara uygun bir şekilde devam eden davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olmadığına yönelik bilirkişi tespitinin dosya kapsamındaki delillere ve KTK hükümlerine uygun olduğu, raporun hükme esas alındığı, davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusuru olmadığından davalı sigorta şirketinin zarardan sorumluluğunun doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün 2918 sayılı KTK madde 52: “hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak” kuralını ihlal ederek müvekkili görmesine rağmen gerekli önlemleri almadığını, keşif yapılarak olay yeri tetkik edildiğinde, hız sınırı, hava durumu, görüş mesafesi vs hususların göz önünde bulundurulacağını ve davalı şirkete sigortalı aracın kusurlu olduğunun ortaya çıkacağını, dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ve dava devam ederken farklı zamanlarda kusur durumunun belirlenmesi için keşfin gerekli olduğu belirtilerek keşif yapılmasını talep ettiklerini, buna rağmen keşif talebinin reddedildiğini, kaza sebebiyle gerçekleşen yaralanma neticesinde tepecik eğitim ve araştırma hastanesi özürlü sağlık kurulu raporuna göre davacının ağır derecede %42 oranında sakat kaldığını, kusurun tamamının müvekkilininde olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, davalı tarafın kusurlu olduğunu, kusur durumunun gerçeğe uygun olarak tespit edilebilmesi için olay yerinde keşif yapılması taleplerinin hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, bu sebeple kararın yasaya ve usule aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan geçici ve kalıcı iş göremezlik zararının karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusuru olmadığından davalı sigorta şirketinin zarardan sorumluluğunun doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece trafik bilirkişiden alınan bilirkişi kök ve ek raporunda, olay anını gösteren kamera kaydı ve fotoğraf bulunmadığı, davacının aracının direksiyonunu kaybedip karşı istikamete kayarak geçtiği, sigortalı aracın önüne çarparak durduğu, davacının zeminin ıslak olduğu mücavir alanda seyrini yavaş ve dikkatli yapması gerekirken yapmadığı, KTK’nun 52.ve 56.maddelerinde belirtilen hız ve şerit ihlali kurallarını ihlal etmesi nedeniyle kazanın oluşumunda davacının asli derecede % 100 oranında kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun olmadığı belirtilmiştir. Davacı sürücü soruşturma dosyasında kollukta verdiği ifadesinde, olay günü idaresindeki motosiklet ile seyir halinde iken karşısına plakasını bilmediği beyaz bir aracın çıktığını, bu araca çarpmamak için sol manevra yaptığını beyan etmiş ise de; kaza tespit tutanağında ve dosyada bu beyanı destekleyecek herhangi bir tespit, delil ve beyan bulunmamaktadır. Trafik görevlilerince düzenlenen kaza yeri krokisinde araçların çarpma noktaları ve araçların durduğu yerler gösterilmiş olup davacının aracının direksiyonunu kaybedip karşı istikamete kayarak geçtiği, sigortalı aracın önüne çarparak durduğu bellidir. Trafik görevlilerince tutulan kaza tespit tutanağı aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi belge niteliğinde olup bu tutanağın aksi de ispat edilemediğinden ve dosyada keşif yapılması gerekli olmayıp sonucu değiştirmeyeceğinden mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03.01.2022