Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/830 E. 2021/495 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/830
KARAR NO : 2021/495

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.12.2017
NUMARASI : 2016/1524 E. – 2017/1081 K.

DAVANIN KONUSU : İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 13.04.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.04.2021

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.12.2017 tarih 2016/1524 E. – 2017/1081 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olup, 12.11.2016 tarihli toplantıda 07.09.2016 tarih ve 9 nolu yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarıldığı ve öncesinde de 39.985,00 TL borcu olduğu, bu borcun ödenmesi gerektiğinin bildirildiği iki ihtarın gönderildiğinin söylendiğini, müvekkilin ise kendisine tebliğ edilmiş hiçbir belgenin olmadığını beyan ettiğini, müvekkilinin kooperatifçe tahsis edilen … mahallesi, … sokağı, No: …/İzmir adresinde ikamet ettiğine dair resmi belgelerin dilekçe ekinde sunulduğunu, borcun ödenmediğine dair ihtarların tebliğ edildiği adreslerin müvekkilinin adresi ile hiç ilgisinin olmadığını, bu durumun kooperatif yönetimince de bilindiğini, tamamen kötü niyetli ve Tebligat Kanununa aykırı olarak yapılan tebliğlerin geçersiz olup, hukuki sonuç doğurmayacağını, müvekkiline usulüne uygun şekilde ihtarnamelerin ve çıkarma kararının tebliğ edilmediğini, kooperatif ortakları arasında eşitlik kuralı geçerli olup, kooperatif yönetiminin eşitlik ilkesine aykırı her türlü tasarrufunun batıl olduğunu, kooperatif başkanı da dahil birçok kooperatif ortağının kooperatife borçlu bulunduğunu, sırf muhalif olması sebebiyle ihraç kararı alınmasının eşitlik ilkesine aykırı olup batıl olduğunu, ana sözleşme gereğince çıkarma kararının 10 gün içinde notere tevdi edilmemesi nedeniyle geçerli olmadığını, ihtarnamelerde belirtilen 39.985,00 TL borç miktarının gerçeği yansıtmadığını, ne kadarının asıl ne kadarının faiz borcu olduğunun izah edilmediğini, TBK’nın 120. maddesine uygun hesaplama yapılıp yapılmadığının mahkemece denetlenmesi gerektiğini ileri sürerek, davalı kooperatifin yönetim kurulunun 07.09.2016 tarihli 9 sayılı çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, kooperatifin halen 26 kayıtlı üyesinin bulunduğunu, 13.09.2014 tarihinde yapılan genel kurulda bütün üyelerin 01.01.2015 tarihine kadar ödemelerini toplam 114.000,00 TL’ye tamamlamaları yönünde karar alındığını, buna rağmen davacının 39.985,00 TL bakiye borcunun kaldığını, bu borcu tamamlaması için iki tane ihtarname tebliğ edildiğini, iki ihtara rağmen borç ödenmeyince yönetim kurulunun 07.09.2016 tarihli kararı ile üyelikten çıkarılmasına karar verildiğini, ihraç kararının da davacının kooperatifçe bilinen adresine noter marifeti ile gönderildiğini, davacının daha sonra 12.11.2016 tarihli genel kurul toplantısına katılarak toplantıda çıkarma kararının yasalara uygun olmadığını ve ihtarların kendisine tebliğ edilmediğini bildirdiğini, davacının bu genel kurulda itiraz hakkını kullandığına göre böyle bir iptal davası açma hakkının olmadığını, davanın reddi gerektiğini, iki ihtarnamenin davacının kooperatifçe bilinen adresine usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, davacının sonradan ikamet adresini değiştirmiş olsa dahi bunu kooperatife bildirmekle yükümlü olup, böyle bir bildirimde bulunmadığını, borçlu bulunan üyelerin tamamına sırasıyla ihtarların çekildiğini, bu sebeple eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı iddialarının yasal dayanağı olmadığını, çıkarma kararının tevdi için notere tevdi edilecek 10 günlük sürenin ana sözleşmenin 14.maddesine göre zorunlu bir süre olmayıp, çıkarma kararının 1 ay geç gönderilmesinin davacının lehine bir durum olduğunu, ihraç kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı kooperatifin ortağı olduğu, davacının keşide edilen iki ihtara rağmen parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesi ile 07.09.2016 tarihli 9 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarıldığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. Maddesi gereğince ortaklıktan çıkarmayı gerektiren nedenlerin ana sözleşme ile belirlenmesinin gerektiği, davalı kooperatif ana sözleşmesinin 14. Maddesinde keşide edilen iki ihtara rağmen borcunu ödemeyen ortakların ihraç edilebileceklerine dair düzenleme bulunduğu, davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 14. Maddesinde yönetim kuruluna ortaklıktan çıkarma yetkisi verildiği, davalı kooperatifin 13.09.2014 tarihine yapılan genel kurul toplantısında gündemin 5. Maddesinde; “Her üyenin ödemelerini 114.000,00 TL’na tamamlamasına, 2015 yılında yapılacak olan olağan genel kurula kadar her üyeye ödediği bedel ve 114.000,00 TL ye tamamlamak için gerekli rakamın bildirilmesine, 01.01.2015 tarihine kadar ödemelerini 114.000,00 TL’na tamamlamayan üyelere aylık % 2 geçikme faizi uygulanmasına oy birliği ile karar verildi.” şeklinde karar alındığı, genel kurul kararlarının tüm ortaklar için geçerli ve bağlayıcı olup davacının da 114.000,00 TL’nı ödemesi gerektiği, davacı tarafça yapılan toplam ödemenin 74.015,00 TL tutarında olup davacının ödemesi gereken bedelin 39.985,00 TL olduğu, davacıya söz konusu borcu ödemesi için davalı kooperatif tarafından İzmir … Noterliği’ nin 21.10.2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnamede; borcun ödenmesi için 10 günlük süre verildiği, ihtarnamenin … Sok. No: … … Mah. … /İzmir adresine gönderildiği ve ihtarnamenin muhatabın kardeşi …’ a 06.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borcun belirlenen süre içinde ödenmemesi üzerine davalı kooperatif tarafından İzmir … Noterliği’ nin 04.05.2016 tarih … sayılı yevmiye sayılı ikinci ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnamede; 39.985,00 TL tutarındaki borcun 1 ay içerisinde ödenmesinin istenildiği, ikinci ihtarnamenin de … Sok. No:… … Mah. …/ İzmir adresine gönderildiği ve ihtarnamenin 27.05.2016 tarihinde muhatap ile birlikte ikamet eden yengesi …’a tebliğ edildiği, ikinci ihtarnamede verilen sürenin dolmasına rağmen borcun ödenmemesi üzerine davaya konu edilen yönetim kurulu kararı ile davacının ortaklıktan çıkarıldığı, ortaklıktan çıkarılma kararının da İzmir … Noterliği’ nin 05.10.2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tebliğe çıkarıldığı, söz konusu çıkarma kararının 12.11.2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında gündeme alındığı, genel kurul toplantısı sırasında davacının tebligatların kendisine ulaşmadığını belirttiği, her iki ihtarnamenin de Kooperatifler Kanunu’nun 16 ve 27. Maddeleri ile kooperatif ana sözleşmesinin 14. Maddesine uygun olduğu, ihtarnamelerin davacının davalı kooperatifin ortaklık defterinde kayıtlı adresi olan … Sok. No:… …/İzmir adresine gönderildiği, söz konusu adrese 2015 yılına ait olağan genel kurul toplantısına katılmaya ilişkin çağrı yazısının da gönderildiği ve davacının bu toplantıya katıldığı, ihtarname tebligatlarının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı kooperatife davacı dışında başka üyelerinde borcunun bulunduğu ancak borcu olan tüm ortakların aynı anda ortaklıktan ihraç edilmesinin kooperatifi mali yönden sıkıntıya sokabileceği, bu husus göz önüne alındığında ilk planda 5 ortağın ihraç edilmesinin eşitlik ilkesinin ihlali anlamına gelmeyeceği ve yalnızca bu gerekçe ile çıkarma kararının iptal edilmesinin uygun olamayacağı, davacının davalı kooperatif üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, davalı kooperatifin müvekkilinin kooperatifçe bilinen adresinin … Sokak No:… … mahallesi … olduğunu belirterek bu kaydı sunduğunu, davalı kooperatifin sunduğu hazirun belgelerinde ise müvekkilinin adresinin … Sokak No:… D:.. … olduğunun yazılı olması sebebiyle davalının tebligat adresini açıkça yazarak No:… teki binanın … nolu dairesine göndermesi gerekirken iki ihtar ve çıkarma kararının daire nosu olmayan bina adresine gönderildiğini, bu nedenlerle tebligatların kooperatif kayıtlarına ve tebligat kanununa aykırı olduğunu, tebliğleri kabul eden kişilerin No:… – … adresinde olmadıklarının ve No:…/… adresinde olduklarının resmi belge ile sabit olduğunu, postacının müvekkilinin ağabeyinin ve eşinin ikamet ettiği D:…’e tebliğ götürüp birlikte oturuyormuş gibi beyan yazarak tebliğ evraklarını bırakmasının TK’na aykırı olduğunu, müvekilinin ekte sunulu yerleşim yeri kaydından tebliğlerin gönderildiği tarihlerde … mahallesi ….sokağı, No:… …/İzmir adresinde mukim olduğunu, bu adresin kooperatifçe tahsis edilen resmi belge ile sabit olan aynı zamanda kooperatifçe bilinen son adres olduğunu, müvekkilinin No:…/… dahil hiçbir bağımsız bölümle ilgisinin olmadığını, mahkemenin tebliğleri usulüne uygun kabul ederek davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda ortaklıktan çıkarma nedeniyle ayrılma payı ödenecek olduğundan tüm ortakların aynı anda ihraç edilmesinin tercih edilen bir uygulama olmadığını belirttiğini, bilirkişinin rapor ekinde sunduğu belgelere göre kayıtlı 26 ortaktan yalnızca 3 ortağın aidat ödemelerini 114.000,00 TL’ye tamamladığını, diğer 23 ortağın halen kooperatife borçlu durumda olduklarını, çıkarma kararı verilen ortaklara yapılacak ayrılma payı ödemelerinin kooperatif genel kurulunda kooperatifin zor duruma düşeceği sebebiyle ötelenebileceğini, ayrıca öteleme kararı alınmamış ise takip eden dönem başında ödemenin yapılacağını, bu nedenle bilirkişinin yorumunun hukuken hiçbir öneminin olmadığını, kooperatif başkanının dahi kooperatife borçlu olduğunu, rapor tarihinde dahi 23 ortağın borçlu olduğunun ve haklarında hiçbir işlem yapılmadığının alenen belli olduğunu, rapor tarihinde bile kooperatifin sırasıyla yapacağını beyan ettiği ortaklıktan çıkarmaya yönelik işlemlerin yapılmadığını, genel hazirun listesinin ilk 5 sırasında isimleri olan kişiler hakkında herhangi bir ihraç kararı alınmadığını, hakkında ihraç kararı alınan ortakların tamamının yönetime muhalif ortaklar olduğunu, 23 ortağın kooperatife borcu olduğu sabit iken yalnızca 5 ortak hakkında işlem yapılarak ihraç kararı verilmesinin ana sözleşme ve Kooperatifler Kanunu gereğince eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, kooperatifin 13.09.2014 tarihine yapılan genel kurul toplantısında gündemin 5. Maddesinde; ” Her üyenin ödemelerini 114.000,00 TL’na tamamlamasına, 2015 yılında yapılacak olan olağan genel kurula kadar her üyeye ödediği bedel ve 114.000,00 TL’ye tamamlamak için gerekli rakamın bildirilmesine, 01.01.2015 tarihine kadar ödemelerini 114.000,00-TL’ na tamamlamayan üyelere aylık % 2 geçikme faizi uygulanmasına” karar verildiğini, bu karara göre 2015 yılında yapılacak olan olağan genel kurula kadar 114.000,00 TL’ye tamamlama için gerekli miktarın ortaklara bildirileceğini, ancak 2015 yılı olağan genel kurul toplantısının 27.06.2015 tarihinde yapıldığını, bu nedenle tamamlanması istenen tarihin 01.01.2015 tarihi olmasının fiilen imkansız olduğunu, ortaklara 27.06.2015 tarihine kadar borç bildirimi yapılmadığını, tamamlama tarihinin bu nedenle açıkça karara bağlanmadığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, mahkemenin yönetim kurulunun müvekkili hakkında yaptığı işlemlerin yoklukla malul ve geçersiz olduğunu saptayarak davanın kabulüne karar vermesi yerine reddine karar vermesinin doğru olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı kooperatif yönetim kurulunun davacı hakkındaki ihraç kararının iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı Kooperatifçe davacıya keşide ve tebliğ edilen iki ihtara rağmen davacının parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesi ile ana sözleşmesinin 14. maddesi gereğince 07.09.2016 tarihli 9 sayılı yönetim kurulu kararı ile davacı ortaklıktan ihraç edilmiş, ihraç kararı davacıya 06.10.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, dava 29.12.2016 tarihinde 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Mahkemece kooperatifin defter ve kayıtları incelenmek suretiyle alınan uzman bilirkişi raporuna ve ekli mizana göre; davalı kooperatifin 26 ortağından 23 ortağının ihraç kararına dayanak genel kurul kararı gereğince ödemelerini 114.000,00 TL’ye tamamlamadığı ve halen parasal yükümlülüklerinin devam ettiği ancak buna rağmen davacının da aralarında bulunduğu 5 ortağın bu sebeple ihraç edildiği anlaşılmıştır.Kooperatifler Kanunu’nun 23 ncü maddesi uyarınca kooperatif ortakları, bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve vecibelerde eşittir. Ortaklar arasında eşitlik ilkesinin dışına çıkılmak istendiği takdirde bu husus, yönetim kurulunca genel kurula getirilmeli ve genel kurulca karara bağlanmalıdır. Davalı kooperatif yönetim kurulunca başka borcu olan tüm ortaklar hakkında ihraç işlemi yapılmayarak, parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacının ihracına karar verilmesinin Kooperatifler Kanununun 23.maddesindeki hak ve vecibelerdeki eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu kanaatine ulaşılmakla; mahkemece davanın kabulü ile eşitlik ilkesine aykırı olarak davacı hakkında alınan ihraç kararının iptaline karar verilmesi gerekirken yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.12.2017 tarih 2016/1524 E. – 2017/1081 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile davacının kooperatif ortaklığından ihracına dair davalı kooperatifin yönetim kurulunun 07.09.2016 tarihli 9 sayılı kararının İPTALİNE,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin alınan 29,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 30,10 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 62,70 TL dava açılışta yatırılan harç toplamı, 89,40 TL posta masrafı, 400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 552,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacının ödediği istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 98,10 TL başvurma harcı, 65,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 163,60 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 13.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.