Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2688 E. 2021/1217 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2688
KARAR NO : 2021/1217

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2018
NUMARASI : 2017/275 Esas 2018/422 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 20.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.10.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.10.2018 tarih 2017/275 Esas 2018/422 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 22.06.2014 tarihinde, yaya ışıklı kavşakta karşıdan karşıya geçmek isteyen müvekkiline, Renault marka bir aracın çarparak olay yerinden kaçtığını, yaralanan müvekkilinde sol tibia fibula kırığı oluştuğunu, sol crus bölgesinde vücut yüzeyinin yaklaşık % 3 ünü kaplayan cilt nekrozu oluştuğunu, kaza nedeni ile Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/12118 sayılı soruşturma dosyasının açıldığını, failinin meçhul olması nedeni ile daimi arama kararı verildiğini, davalı kuruma 15.03.2017 tarihinde müracaat edildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, HMK.107.madde gereği fazlaya ilişkin tüm dava ve tazminat talep haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50,00 TL geçici iş göremezlik ve 50,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 100,00 TL maluliyet tazminatının davalıdan başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline kara verilmesin talep ve dava etmiş, bedel arttırım dilekçesiyle, geçici iş göremezlik tazminat talebini 8.165,90 TL’ye, kalıcı maluliyet tazminat talebini 137.433,71 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili,2918 Sayılı Kanunun 97 nci maddesindeki değişikliğe göre başvuru yapılmadığından davanın reddi gerektiğini, davacı tarafından maluliyeti sebebiyle tazminat talebine ilişkin olarak, dava öncesinde müvekkili kuruma başvuru yapıldığını, başvuru sırasında müvekkiline sunulmamış olan ve tazminat hesabı için zaruri olan, davacının söz konusu kazaya bağlı sürekli maluliyetini gösterir Sağlık Kurulu Raporunun davacı vekilinden yazılı olarak talep edildiğini, ancak, sunulmadığını, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsinin, araç plakası ve sürücüsünün tespit edilemediğinin ve kazaya tespit edilemeyen aracın neden olduğunun tanık, kamera kaydı vs. delillerle ispatlanması gerektiğini, …. sorumluluğunun plakası tespit edilemeyen aracın kusur oranı sınırlı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre ;gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporları ile de belirlendiği üzere, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün %100 kusuru ile yaya haldeki davacıya çarpması neticesinde kazanın gerçekleştiği, yaralanan davacının maluliyet oranının %17 geçici maluliyetinin 9 ay olduğu, 8.165,90 TL geçici, 137.433,71 TL kalıcı maluliyet tazminatı talep edebileceği, temerrüdün 28/03/2017 tarihinde gerçekleştiği gerekçesiyle, 8.165,90 TL geçici maluliyet, 137.433,71 TL kalıcı maluliyet olmak üzere toplam 145.599,61 TL üzerinden davanın kabulüne ve alacağa 28/03/2017 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, ,2918 Sayılı Kanunun 97 nci maddesindeki değişikliğe göre başvuru yapılmadığından davanın reddi gerektiğini, davacı tarafından maluliyeti sebebiyle tazminat talebine ilişkin olarak, dava öncesinde müvekkili kuruma başvuru yapıldığını, başvuru sırasında müvekkiline sunulmamış olan ve tazminat hesabı için zaruri olan, davacının söz konusu kazaya bağlı sürekli maluliyetini gösterir Sağlık Kurulu Raporunun davacı vekilinden yazılı olarak talep edildiğini, ancak, sunulmadığını, kusur tespitinin hatalı yapıldığı, davacının kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, benimsenen kusur raporunun hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, kaza sebebi ve meydana geliş biçimi tam olarak irdelenmemiş olduğundan bilirkişi raporunun maddi gerçeği yansıtamadığını, Yargıtay uygulamasına göre, kusur oranına ilişkin raporları Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınarak tespit edilecek hukuki duruma göre karar verilmesi gerektiğini, davacının yaya üst geçidini kullanmaksızın 3 şeritli yoldan geçmeye çalışması nedeniyle kusursuz kabul edilmesinin hatalı olduğunu, müvekkil kurum tarafından alınan hasar dosyası içerisinde mahkemeye sunulan kusur bilirkişi raporundaki açıklama ve fotoğraflarda bu hususun açıkça görüldüğünü, eksik incelemeye dayalı mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürmektedir.
GEREKÇE : Dava, davacının trafik kazasında yaralanmasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının tahsili istemlidir. .
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK’nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğuna göre, başvurunun yapıldığı, ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksiklik de yargılama aşamasında tamamlanabilecektir ( Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ‘ nin 2021/3042 E.- 2021/1562 K. sayılı içtihatı ) .Davalı vekilinin dava şartının gerçekleşmediğine ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.
Trafik Kazası Tespit Tutanağında; kazanın Karşıyaka’da meskun mahal içinde, Anadolu caddesi üzerinde, … no’lu bina önünde, Jandarma yaya geçidinde, Çiğli istikametinde meydana geldiği, yolun tek yönlü, bölünmüş, yüzeyi asfalt kaplı ve kuru, düz ve eğimsiz, trafik ışığı ve yaya geçidi bulunan, görüşe açık, aydınlatılmış cadde olduğu belirtilerek,22.06.2014 tarihinde saat 01.30 sıralarında, sürücüsü firari ve plakası alınamayan sürücünün Anadolu caddesi Serinkuyu kavşağı istikametinden gelip Çiğli istikametine seyir halinde iken Anadolu caddesi Jandarma yaya ışıklı kavşağına geldiği esnada yaya … ‘a aracının sağ ön ayna kısımları ile çarpması ve olay mahallinden ayrılması (firar) neticesinde yayaya çarpmalı olay yeri terk yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğinin, olay yerinin incelemesinde, olay yerinde firari aracın sağ ön ayna parçalarını düşürdüğünün tespit edildiği ve herhangi bir kusur tespiti yapılamadığı belirtilmiş olup, plakası ve sürücüsü tespit edilmeyen aracın yaya haldeki davacıya çarparak kazaya sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan, ayrıntılı, denetime elverişli, dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun düzenlenen kusur raporundan ; plakası tespit edilemeyen aracın, kimliği de tespit edilemeyen sürücüsünün sevk ve |idaresindeki aracı ile tek yönlü, bölünmüş, her iki yönde üçer şeritli, düz ve eğimsiz, görüşe açık, aydınlatılmış, yaya geçidi olan Anadolu caddesi üzerinde Çiğli istikametinde seyir halinde olduğu, davacı yayanın ortadan refüjle bölünmüş, her iki yönde üçer şeritli caddede, yaya geçidi üzerinden yolun karşısına geçmek üzere sağ şeride geçtiği ve bu şeritten yolun karşısına geçmeye çalışırken ,kimliliği tespit edilemeyen araç sürücüsünün makul bir mesafeden yayayı görerek tedbir alması mümkün iken, fren tedbirine başvurması, yaya geçidine yaklaştığında yavaşlaması dikkatli ve tedbirli geçmesi gerekirken, seyir hızı ile geçiş yapması neticesinde, 6 şeritli yolda en sağ şeride kadar gelen yaya davacıya sol yan ayna kısmı ile çarptığı, kazanın oluşumunda araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince kusur raporunun benimsenerek, davanın kabulüne kar verilmesi doğru olup, davalı vekilin istinaf itirazları yerinde değildir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 9.945,90 TL’den peşin alınan 2.486,50 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 7.459,40 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20.10.2021