Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2680 E. 2021/1304 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2680
KARAR NO : 2021/1304

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04.10.2018
NUMARASI : 2017/192 E. 2018/184 K.
DAVANIN KONUSU :Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi,
Maddi Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 08.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.11.2021

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin 04.10.2018 tarih 2017/192 E. 2018/184 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin gayrımenkul ve inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili adına 2011/18085 sayılı “…+şekil” markası bulunduğunu, müvekkilinin bu markayı İzmir’deki … projesinde kullanmak üzere tescil ettirdiğini, davalıya ait Manisa’da bulunan “…” inşaat projesinin reklam ve sosyal medya paylaşımlarında müvekkili şirkete ait marka ile ayırt edilemeyecek kadar benzer bir logo kullandığını, müvekkilinin gönderdiği ihtarnameden sonuç alamadığını, davalının söz konusu hukuka aykırılığa gerek “www. … .com” internet sitesi gerekse …( htps://www…. .com/…) üzerinden devam ettiğini, davalı şirketin kullandığı logonun müvekkili şirketin tescilli markasına benzediğini, haksız rekabet ve müvekkilinin markasına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek, haksız rekabetin ve marka hakkına tecavüzün tespitine ve önlenmesine, bu kapsamda “www…..com” ve (https://www…..com/…) intenet sitesinden belirtilen ibranamelerin çıkartılmasına aksi takdirde www…..com” sitesinin erişiminin ve hosting hizmetinin engellenmesine, hükmün ilanına, şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işlemiş ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davaya konu … sadece Manisa merkezde bir binaya matuf bir isim olup haksız rekabet şartları oluşmadığını, kaldı ki bahse konu markanın kullanıldığı, hitap ettiği bölgelerin çok farklı olduğunu, müvekkilinin arsa maliki olmasının üzerindeki yapılardan da sorumlu olduğu sonucu çıkartılamayacağını, davacının maliki olduğu iddia ettiği marka bir binaya verilmiş isim olup … yapımı ve satışı yapılmış bir bina olması sebebiyle ticari bir kaybının olduğundan söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 2011/18085 nolu ”…+şekil” ibareli 35, 36 ve 37. sınıflarda kayıtlı markası bulunduğu, davalının davacıyla aynı sektörde faaliyet gösterdiği, ”…+ŞEKİL+…” ibarelerini kullandığı, her ne kadar davalının aynı zamanda bir şirketi bulunsa da, kişisel olarak da fiil ile bağlantısının sabit olduğu, markaların ayırt edici unsurunu ”…” ve ”…” ibareleri oluşturduğu, ortalama tüketicinin iki tarafın hizmetlerini karıştırması veya biri yerine diğerini karıştırarak seçmesinin söz konusu olmadığı, üst üste konmuş geometrik şekillerin yine bina silueti olarak algılanacağı, bu şekillerde yardımcı unsurlar olarak kabul edilmesi gerektiği, … veya … sözcükleri inşaat ve binalar için ayırt edici sayılmayacağı, davacı, davalının tescilli markanın ününden haksız olarak yararlandığını ileri sürse de, iki tarafın farklı coğrafi bölgelerde iştigal ettiği, davalının, ”…” ismini Manisa’da inşa ettiği bir binada kullandığı, bir seri bina için kullanıma ilişkin bir delil sunulmadığı, davalının bina adında kullandığı ”…’ ibaresinin’ ayırt edici nitelik taşıdığı, markaya tecavüz oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalı tarafa gönderilen ihtarnamede belirtikleri üzere davalı tarafın müvekkili şirketin “…” markasının bir benzerini “…” adı altında aynı coğrafi bölgede, aynı sektör içerisinde kullandığını, kullanılan logonun müvekkil şirkete ait markayla bir ilişki kurulmasına yol açacak nitelikte olduğunu, davalının müvekkili şirkete ait markanın çok benzerini kullanarak yanıltma, kandırma ve dış dünyada yanlış algılanma suretiyle müvekkil şirketin emeğinden, markasından ve isminden haksız olarak faydalandığını, “…” adlı taşınmazın yapı kullanma izin belgesi incelendiğinde yapı sahibinin davalı, yapı müteahidinin davalı ve … Ltd. Şti olarak göründüğünü, davalı ile bu şirket arasında dava arkadaşlığı bulunması nedeniyle şirketin davaya dahil edilmesi talep edildiğini, ancak taleplerinin reddedildiğini, oysa ki bilirkişi incelemesi neticesinde davalının, yetkilisi olduğu şirket üzerinden satışlar yaptığının tespit edildiğini, anılan şirketin davaya dahil edilmesinden sonra detaylı incelemenin yapılması üzerine dosyanın ek rapor alınması gerektiğini, … “…” olarak reklamı yapılmış olan üst segment malzemeler kullanılan ve konum olarak avantajlı olan bir profil olarak her bir dairede sadece 4+1 olarak yapıldığından dairelerin gerçek satış bedellerinin oldukça yüksek bulunduğunu, davaya dahil edilmesi talep edilen şirket kayıtları incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Somut olayda davacı adına 35, 36 ve 37 sınıflarda tescilli 2011/18085 saylı “… +Şekil” markası bulunduğu, davacının markasının inşaat hizmetleri alanında tescilli olduğu, her iki tarafın da inşaat hizmetleri alanında faaliyet gösterdiği, davalının kullanımının “…+ Şekil” den ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Davacı markasındaki asıl unsur “…”, davalıya ait kullanımın asıl unsuru ise “…” ibaresidir. Her iki markadaki “…” ibaresi inşaat hizmetlerinde kule, yüksek bina anlamında kullanıldığından ayırt ediciliği bulunmamaktadır. Davacının markasında iki dikdörtgen karşılıklı olarak konumlanmış iken davalının logosundaki dikdörtgenler birbirine paralel olarak konumlanmış olmakla logoların da birbirine benzediğinden söz edilemez. Dolayısıyla davacının markası ile davalının kullanımı arasında haksız rekabet ve markaya tecavüz oluşturacak nitelikte bir benzerlik görülmemiştir. Dava konusu “…” isimli inşaat projesinin müteahhitlerinden biri olan dava dışı şirketin davaya dahil edilmesi yönündeki talebin reddi de doğrudur. Zira HMK’da usulünce hakkında dava açılmamış kişinin davaya dahil edilmesi düzenlenmemiştir. Buna göre mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08.11.2021