Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2653 E. 2021/1306 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2653
KARAR NO : 2021/1306

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.09.2018
NUMARASI : 2017/972 E. 2018/930 K.
DAVANIN KONUSU : Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesinden Kaynaklanan Hasar ve Değer Kaybı Tazminatı
KARAR TARİHİ : 08.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.11.2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.09.2018 tarih 2017/972 E. 2018/930 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 21.07.2017 tarihinde davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu araçla gerçekleşen zincirleme kazada müvekkilinin aracının hasarlandığını, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsü şerit ihlali nedeniyle asli kusurlu olduğunu, İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/118 D.İş sayılı dosyası ile yapılan delil tespitinde bilirkişinin 18.747,00 TL hasar tespit ettiğini, davalıya yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, 5.000,00 TL hasar, 10,00 TL değer kaybı tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline, delil tespiti giderlerinin yargılama gideri olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesinin talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle hasar tazminatı talebini toplam 18.555,00 TL’ye, değer kaybı talebini toplam 5.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, sürücülerin kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazaya karışan diğer araç sürücüsünün % 75, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün % 25 oranında kusurlu olduğu, davacının kusurunun ise bulunmadığı, davacı tarafça dava dilekçesinde teselsül karinesine dayanılmadığı, ayrıca dava dilekçesinde davalı araç sürücüsünün kazada asli kusurlu olduğunun iddia edildiği, diğer araç sürücüsüne veya sigortasına karşı bir dava açıldığının da davacı tarafça belirtilmediği, davalının %100 kusurlu olarak kabulü ile zararın tamamından müteselsilen sorumlu tutulmasının hakkaniyete uygun olmadığı, davalının ancak sigortalısının kusuru nispetinde meydana gelen hasar ve değer kaybından sorumlu olabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 4.638,87 TL hasar tazminatı ile 1.250,00 TL değer kaybı tazminatı olmak üzere toplam 5.888,87 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, TBK’nın 61, maddesi ve KTK’nın 88/1 maddesi uyarınca müvekkiline ait araçta oluşan hasardan kazaya karışan iki aracın sürücüsü, işleteni ve mali mesuliyet sigortacısının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davanın tamamen kabul edilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili şirkete başvurusu üzerine yapılan incelemede davaya konu aracın 8.000,00 TL’ye pert total işlemi uygun olacağının tespit edildiğini, ancak davacı taraf değişik iş dosyasından aldığı rapora dayanarak eldeki davayı açtığını, bilirkişi raporunda aracın kaza tarihindeki piyasa değeri 40.000,00TL olarak belirtildiğini, 18.555,50 TL’ye onarılabileceği kanaatine varıldığını, onarım bedeli fahiş hesaplanmış olmakla piyasa/sovtaj araştırması yapılarak aracı pert kabul edebilecekken onarım bedeline göre karar verilmesi uygun olmadığını, pert total işlemi için yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, aracın pert işlemi görmesi halinde değer kaybı oluşmayacağını istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, hasar ve değer kaybı tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Davacı vekili, zincirleme trafik kazasında müvekkilinin motosikletinin hasarlandığını ileri sürerek kazaya karışan araçlardan birinin zorunlu sigortacısı olan davalı aleyhine hasar ve değer kaybı tazminatı isteminde bulunmuştur. Somut olayda davacının motosikleti dahil toplam üç aracın karıştığı trafik kazası gerçekleşmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıya ait araç sürücüsü kusursuz, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsü % 25, aleyhine dava açılmayan dava dışı araç sürücüsü % 75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, mahkemece davalının sigortalısının % 25 kusuruna göre hüküm kurulmuştur. Uyuşmazlık, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kazada % 25 oranında kusurlu olmasına rağmen zarar gören davacının % 100 kusura isabet eden tüm zararından sorumlu tutulup tutulamayacağı hususlarında toplanmaktadır. Davacı, dava dilekçesinde Türk Borçlar Kanununun 61, 62, 163 maddesinde düzenlenen teselsül karinesine dayanmayıp, bilakis davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün şerit ihlali nedeniyle asli kusurlu olduğunu belirttiği gibi dava açmadan önce davalı sigorta şirketine sunduğu başvuru dilekçesinde dahi davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kusuruna göre tazminat talep etmiş olmakla mahkemece davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kusuruna denk gelen tazminata hükmedilmesi doğru bulunmuştur.
Davalı vekilinin istinaf itirazlarına gelince, mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporu ve tüm deliller irdelenerek hasar kalemleri tek tek gösterilip, ikinci el motosiklet satışı yapılan internet sitelerinden piyasa rayici sorgulama görüntüleri eklenerek davacıya ait motosikletin kazadan önceki piyasa değeri 40.000,00 TL olarak belirtilmiş, hasar miktarı, değer tespiti dosyasındaki bilirkişi raporuyla örtüşecek şekilde 18.555,50 TL, değer kaybı tazminatı da 5.000,00 TL olarak hesaplanmıştır. Davalı sigorta vekili hasar dosyasında 8.000,00 TL hasar belirlendiğini belirtmiş ise de yargılama aşamasında hasar dosyası ve ekleri sunulmadığı gibi mahkemenin bu konuda yazdığı yazıya da olumlu cevap verilmemiştir. Böylelikle mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli, bilimsel ve dosya kapsamına uygun olduğundan bu rapora itibar edilerek toplam tazminata davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün % 25 kusur oranı uygulanarak hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yargıtay 17. H.D’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere hasar ile piyasa değeri arasındaki fark % 50 oranını aşmadığı için pert sayılamaması ve bunun sonucunda değer kaybı tazminatı belirlenmesi de doğru bulunmuştur.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçelerinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 402,26 TL’den peşin alınan 100,64 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 301,62 TL’nin davalıdan tahsiline,
4-İstinaf başvurusu nedeni ile tarafların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.08.11.2021