Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2640 E. 2021/1216 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2640
KARAR NO : 2021/1216

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2018
NUMARASI : 2017/1207 Esas 2018/1009 Karar

DAVANIN KONUSU : Trafik Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücuen Alacak (Tazminat)
KARAR TARİHİ : 20.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.10.2021

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.09.2018 tarih 2017/1207 Esas 2018/1009 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili,, davalının ZMMS sigortacısı olduğu araç sürücüsünün 04.01.2017 tarihinde, müvekkiline ait Alman Trafiğine kayıtlı aracına çarpmasıyla meydana gelen kazada, müvekkil aracında hasar oluştuğunu, Almanya’da bulunan Bilirkişi Bürosu tarafından düzenlenen raporda, 11.581, 00 TL hasar tespit edildiğini,449, 23 TL bilirkişi ücreti ödendiğini ileri sürerek, fazlaya dair her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile 11.581, 00 TL maddi tazminatın davalının temerrüde düştüğü 04.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, bilirkişi ücretinin yargılama giderine eklenmesine kara verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. .
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ; alınan bilirkişi raporunda, sigortalı araç sürücüsünün trafik kazasında kusuru olmadığı, davacının ise dönüş kurallarına uymayarak kazaya sebebiyet verdiği ve tam kusurlu olduğunun belertildiği, davacı vekili rapora itiraz etmiş ise de, kaza sonrası davacı ile davalı araç sürücüsünün birlikte düzenledikleri kaza tespit tutanağı esas alınarak kazanın oluşumunun belirlendiği, davacının sağa dönüş yaparken raporda belirtildiği üzere sinyal vermek dışında arkadan gelen araçları uyarıcı tedbirleri almadan dönüşe geçerek kazaya sebep olması nedeni ile kusurlu bulunmasının dosya kapsamındaki delillere ve KTK hükümlerine uygun olduğu anlaşılmakla raporun hükme esas alındığı, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusuru olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine kara verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, kaza yeri meskun mahal olup sürücülerin meskun mahalde seyrederken belirlenmiş olan hız limitlerine uymaları ve seyir halinde daha yüksek bir dikkat ve özen içerisinde olmaları gerektiğini, sigortalı araç sürücü ise yeterli dikkat ve özeni göstererek hız limitlerine uygun bir şekilde aracını kullanmış olsaydı, davaya konu kazanın meydana gelmesinin mümkün olmayacağını,, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, dava dilekçelerinde açıklandığı ve ekinde dosyaya sunulan kaza yeri fotoğraflarından anlaşılacağı üzere, müvekkilin aracı ile sağ tarafta bulunan mülke giriş yapabilmek için aracının niteliği de dikkate alındığından dönüşünü gerçekleştirebilmek için birkaç manevra yaparak aracını mevcut konumuna getirebildiğini, müvekkilin ani bir manevra yaparak sigortalı araç sürücüsünün seyrini engeller şekilde dönüş yapmadığından, müvekkile kusur izafe edilemeyeceğini, müvekkilin sağa dönüş için arkadan gelen trafiği de kontrol ederek ve sağ sinyalini vererek dönüşüne başladığını, anacak, dönüş yapacağı yerin ve aracının niteliği gereği birkaç manevra yapmak zorunda kaldığından bu sırada arkadan gelen davalı araç sürücüsünün meskun mahalde hız sınırına aykırı ve dikkatsiz, özensiz seyri sebebiyle kazanın meydana geldiğini, rapora karşı itirazları ile dosyanın rapor alınmak üzere Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi talepleri bulunmasına rağmen, kazada müvekkilin tam kusurlu olduğuna ilişkin rapora dayanılarak davanın reddine kara verilmesinin hukuka uygun olmadığını ileri sürmektedir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazasında davacı aracının hasarlanmasından kaynaklanan araç hasar bedelinin tahsili istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı ile sigortalı araç sürücüsünün birlikte düzenleyerek imza altına aldıkları Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağında ; Davacının aracıyla sağ şeritten gelirken sağa sinyali verip evinden otoparkına gitmek için dönerken arakadan gelen sigortalı aracın , aracına çarptığını, sigortalı araç sürücüsünün, sağ şeritten yoluna devam ederken davanın aracıyla sol şeritten önüne kırıp geçmesiyle yandan araca çarptığın beyan ettiği, tutanakta olay yerinin krokisini çizildiği, kaza sonrasına ait fotoğrafları çekerek tutanağa ekledikleri görülmektedir.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda; tarafların kendi aralarında çizmiş oldukları kroki ve olay yerinde çekmiş olduğu fotoğraflar ve tutanak incelendiğinde, olay yerinin, iki şerit gidişli, orta refüjle bölünmüş tek yönlü yol konumunda olduğu, yolun gidişe göre sağında emniyet şeridinin (Banket) bulunduğunun anlaşıldığı, davacının sevk ve idaresindeki aracı ile Kaynarca caddesi,Gümüşler Bulvarı üzerinde seyir halinde iken, kaza mahalli olan noktaya geldiğinde evinin otoparkına girmek için kendi beyanına göre sağ şeritten, (diğer sürücüye göre sol şeritten) sağa doğru dönüşe geçtiğinde aracının sağ arka çamurluk ve kapı kısmından, sağ şeritten aynı yön ve istikamette seyir halinde bulunan dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki aracın ön kısımları ile çarpması sonucu bahse konu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, tramer belgesinde davacını tam kusurlu bulunduğu, davacı sürücünün yönetimindeki aracı ile meskun mahalde gece vakti görüşün cadde aydınlatması ve far ışığıyla açık olduğu bölünmüş ve tek yönlü yol üzerinde seyir halinde iken yola gereken dikkat ve önemi vermesi, bir mülke girmek için sağa dönüş için sinyal her ne kadar da yakmış ise de, sağa dönüşü için gerisinden far ışığıyla gelerek yoluna düz devam eden araçların seyir yönünü etkilememe adına yolun en sağında dörtlülerini yakıp duraksaması, manevra yapacağı güvenli ortamın oluşması sonrasında, sağ sinyalini geçip aracının teknik özelliğine göre, sağa manevra ile dönüşünü yapması gerekirken, sürücü bu hususlara riayet etmeyerek, yola gereken tüm dikkat ve özeni göstermediği, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde araç kullandığı, bölünmüş tek yönlü yol üzerinde gerisinden gelen araçları kontrol etmeksizin hatalı şekilde sağa manevra yapıp, gerisinden gelen ve yaklaşan aracın seyir yönünü kapatmasıyla karışmış olduğu olayda,dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı asli ve tam kusurlu, sigortalı araç sürücüsünün idaresindeki aracı meskün mahal şartlarına, trafik kurallarına ve nizamlarına uygun bir şekilde, bölünmüş, tek yönlü yol/üzerinde ve kendi şeridinde sevk ve idare ederken, seyir yönüne manevra yapan davacı sürücünün hatası ve kusuru ile karışmış olduğu olayda kusursuz olduğu belirtilmiş, ilk derece mahkemesince bilirkişi raporu benimsenerek, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunun; ayrıntılı, hükme ve denetime elverişli olarak ve dosya kapsamı ile olayın oluş şekline uygun düzenlenen bilirkişi raporundan, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusursuz, davacı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince, davacı vekilinin itirazları ile yeniden rapor alınması talepleri kabul edilmeyerek, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemekle, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.20.10.2021