Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2576 E. 2021/1333 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/2576
KARAR NO : 2021/1333

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10.04.2018
NUMARASI : 2017/219 E. 2018/448 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 11.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.11.2021

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.04.2018 tarih 2017/219 E. 2018/448 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalanan davalıya ait … plakalı kapalı kasa kamyonet cinsi ticari aracın 06/09/2015 tarihinde … plakalı araca çarpması sonucunda karşı araçta hasar oluştuğunu, sigortalı aracın sürücüsünün kaza sonrası olay yerinden firar ettiğini, kim olduğunun belirlenemediğini, … plakalı araçta 10.300,00 TL tutarında hasar oluştuğunun belirlendiğini, bu tutarın 29/02/2016 tarihinde müvekkili şirket tarafından ödendiğini, sigortalı araç sürücüsünün zorunlu bir neden bulunmadığı halde keyfi olarak kaza yerini terk ettiğini, ehliyetsiz araç kullanmanın yasak olduğunu, bu durumun da Trafik Sigortası Genel Şartlarında sigortalıya rücu edilebilecek haller arasında sayıldığını, davalı aleyhine İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2017/1461 E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin davamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkilinin … plakalı aracı 04/09/2015 tarihinde dava dışı …’a kiraladığını, 06/09/2015 tarihinde trafik kazasının meydana gelmesi üzerine karakolda … adına çıkarılan ehliyetin sahte olduğunun ortaya çıktığını, aracı kiralayan ve kullanan kişinin gerçek isminin … olduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin kendisine sunulan ve geçerli olduğunu zannettiği ehliyet nedeniyle aracı … olarak bildiği …’a teslim ettiğini, davacının herhangi bir zararının doğmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, araç sahibi olan davalı ile aracını kiraya verdiği dava dışı 3. kişi arasındaki ilişkinin eldeki davanın konusu olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kaza yerini terk etmesi ve geçersiz ehliyetle araç kullanması nedeniyle Trafik Sigortası Genel Şartları’nın 4. maddesinde “f” bendine aykırı davrandığı, sözleşmenin davalı tarafça ihlal edilmesi nedeniyle davacının rücu hakkının doğduğu, 08/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu kazanın oluşunda … plakalı aracın sürücüsü olan ve kaza sonrasında firar eden dava dışı …’ın 2918 sayılı KTK’nın 47-b ve 84-a maddelerini ihlalinden dolayı asli ve tam kusurlu olduğunun, … plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığının, … plakalı araçta oluşan hasarın bahse konu trafik kazası ile uyumlu olduğunun, bu araçta parça bedeli, işçilik ve KDV dahil 10.030,00 TL tutarında hasar oluştuğunun tespit edildiğini, aracın ticari nitelikte kamyonet olması nedeniyle asıl alacağa 31/12/2016 tarihine kadar 10,50, bu tarihten sonra ise 9,75 oranı üzerinden avans faizi yürütüldüğünde takip talebinde belirtilen işlemiş faiz tutarına ulaşıldığından, bu miktara yönelik itirazın da haklı görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptaline, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak, herhangi bir hukuki değerlendirme yapılmaksızın karar verildiğini, davacı tarafın poliçe gereği üçüncü kişilerin zararını karşılaması gerektiğini, davacı şirketin rücu hakkının doğmadığını, müvekkilinin mevzuat gereği B sınıfı ehliyet sahiplerinin kullanmaya yetkili olduğu bir aracı B sınıfı ehliyet sahibi müşterisine kiraladığını, aracı kiralayan kişinin gerçeğinden ayırt edilemeyen sahte ehliyetle dava konusu aracı kiraladığını, Trafik Sigortası Genel Şartları Tebliğinin B.4-e maddesinde tazminat gerektiren olayın aracın gasp veya çalınması sonucunda olması durumunda sigorta ettirenin sorumluluğuna ancak kusurunun varlığı halinde gidilebileceğinin hüküm altına alındığını, bu hükmün dava konusu uyuşmazlığa kıyasen uygulanması gerektiğini, müvekkilinin gerekli özeni göstermesine rağmen üzerinde soğuk damgası dahi olan ehliyetin sahte olduğunu anlayamadığını, gerekçeli kararın hukuki gerekçelere dayanmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, zorunlu mali sorumluluk poliçesine dayalı rücuen tazminat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Sigortacı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 95/2. maddesi ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının B-4. maddesi gereğince, tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri, üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden, zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. Somut olayda, üçüncü kişiye ödenen araç hasar tazminatının rücuen sigortalıdan tahsili istenmekte olup, davacı rücu sebebini sigortalısı olan davalı taraf sürücüsünün kazadan sonra olay yerini terk etmesi olgusuna dayandırmıştır. Kaza tarihi olan 06.09.2015 tarihinde yürürlükte bulunan 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlığını taşıyan B.4. maddesinin f bendinde “bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması” hali rücu sebebi olarak düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere yeni genel şartlarda olay yerini terk sadece bedeni hasara neden olan trafik kazalarında rücu sebebi olarak öngörülmüştür. Bu nedenle maddi hasarlı trafik kazalarında olay yerini terk, gerçekleşen rizikonun teminat dışı olmasını gerektirmeyip davacının trafik poliçesi ile üstlendiği sorumluluğunu ortadan kaldırıcı bir etkisi bulunmamaktadır.
Ne var ki, poliçe tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sgortası Genel Şartları’nın B/4-c maddesinde tazminatı gerektiren olayın, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevkedilmesi sonucunda meydana gelmiş olması halinde sigorta ettirene rücu edilebileceği düzenlenmiştir. Davalı sigorta ettirene ait aracın sürücüsü dava dışı …’ın kaza tarihinde hukuken geçerli bir sürücü belgesine sahip olmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 750,04 TL harçtan peşin alınan 187,51 TL’nin mahsubu ile bakiye 562,53 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11.11.2021