Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2567 E. 2021/1208 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2567
KARAR NO : 2021/1208

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2018
NUMARASI : 2017/54 Esas 2018/633 Karar
DAVANIN KONUSU : Hasar ve Değer Kaybı Tazminatı
KARAR TARİHİ : 20.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.10.2021

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.06.2018 tarih 2017/54 Esas 2018/633 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 01.09.2016 tarihinde davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın …’a ait araca çarpması nedeniyle aracın hasarlandığını, müvekkilinin aracı tamir etmesi üzerine araç malikinin kazadan kaynaklanan haklarını müvekkiline temlik ettiğini, davalının ekspertiz raporunda daha fazla hasar tespit edilmiş olmasına rağmen müvekkiline sadece 16.680,00 TL ödediğini, oysaki tamir faturasının 21.443,00 TL olduğunu, aracın değer kaybına uğradığını ileri sürerek, 1.000,00 TL hasar bedelinin 20.10.2016 tarihinden, 1.000,00 TL değer kaybının, 236,00 TL çekici ücretinin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline, 354,00 TL eksper ücretinin yargılama gideri olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle bilirkişi raporuna itirazlarını belirttikten sonra hasar tazminatı talebini toplam 7.636,00 TL’ye yükseltmiş, değer kaybı yönünden ise pert total işlemi görmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmasını istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkilinin davadan önce gerçek zarara göre ödeme yaptığından sorumluluğu kalmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun belirlenmesi icap ettiğini, hasar ve değer kaybı yönünden bilirkişi raporu alınması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sigortalı araç sürücüsünün % 75, diğer sürücü …’ın % 25 kusuruyla kazanın gerçekleştiği, aracın kaza tarihindeki piyasa değerinin ortalama 40.000,00 TL olup hasar miktarının KDV dahil 21.433,20 TL olması nedeniyle aracın pert total sayılması gerektiği, aracın sovtaj değerinin 15.000,00 TL olarak belirlendiği, aracın davacıda kaldığı, sovtaj bedelinin düşülmesiyle toplam zararının 25.000,00 TL’ye denk geldiği, bunun % 75’i olan 18.750,00 TL’den sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin mahsubu ile geriye ödenmesi gereken 1.942,38 TL bakiye hasar tazminatı kaldığı, araç pert total olmakla değer kaybının söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile toplam 1.942,38 TL’nin 1.000,00 TL’sine dava tarihinden, bakiyesine ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, değer kaybı talebinin araç pert olduğu için reddine, 150,00 TL çekici ücretinin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, kazanın trafik işaret ve lambaları bulunan kontrollü kavşakta gerçekleştiğini, davalı nezdinde sigortalı araç sürücünün kaza tutanağında ilk yeşil ışıkta geçtiğini, ancak ikinci ışığın kırmızıya dönmesine rağmen duramadığını, kavşakta bekleyen müvekkilinin tazminat istediği araca önce sarı sonra yeşil ışık yandığını, sigortalı araç kırmızı ışıkta geçtiği için hızlı olduğunu, çarpma sonrası savrularak aracın ön kısmının ters döndüğünü, müvekkilinin hasar tazminatı talep ettiği aracın ise çarpışma noktasında durduğunu, bu durumun hızlı olmadığını gösterdiğini, sigortalı aracın kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu sayılması gerektiğini, bilirkişi raporunda araçta meydana gelen hasarın 21.443,20 TL olduğu ifade edildiğini, ancak tamir esnasında ek parçalar da çıkabileceği ihtimaline binaen pert olarak değerlendirildiğini, aracın tamir edilmesi esnasında ek parçalar çıkmadığını, ekspertiz raporunda ve müvekkili servis tarafından faturada gösterilen parçalar ile tamir edildiğini, aracın bir ihtimalden yola çıkarak pert olarak değerlendirilemeyeceğini, aracın daha önceden hiçbir kazası mevcut olmadığını, emsal değerinin 55.000,00 TL’ye çıktığını, dosyaya sunulan emsal araç fiyatlarına bakıldığında benzer konumdaki araçların 53.000,00 TL görüldüğünü, bir aracın pert total sayılması için araç hasarının % 50’si kadar hasar oluşması yönünde yasal düzenleme bulunmadığını, her araca ve her hasara göre bu oranın değişebileceğini, araç tamir edilse idi sigorta şirketi tarafından ödenecek olan hasar bedeli 21.443,20 TL, pert olarak işlem görmesi halinde ise sigorta şirketi tarafından ödenecek olan hasar bedeli 25.000,00 TL’ye çıktığını, aracın tamiri ekonomik değil ise o zaman pert total ile neden tamir bedelinden daha yüksek bir hasar bedeli bulunduğunu, sigorta şirketi aracın onarım kabul etmesi nedeniyle pert olarak değil onarım olarak işlem yaptığını, aracın tamir edildiğini, aracın pert işlemine tabi olmaması gerektiği için değer kaybınının da oluştuğunu, bilirkişinin kendi uzmanlık alanı olmayan çekici ücreti konusunda tespit yaptığını, … Büyükşehir Belediyesi Ulaştırma Koordinasyon Merkezi tarafndan çıkartılan tek bir tarife bulunduğunu, tarifeye uygun şekilde 236,00 TL çekici ücretinin hüküm altına alınması gerektiğini, …’den rapor alınması taleplerinin reddedildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiş, ek istinaf dilekçesinde SMB sistemine girilmiş kusur oranın kesinleştiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olarak belirlendiğini, sigortacının artık bu belirlemeye itiraz edemeyeceğini belirtmiştir.
GEREKÇE : Dava, hasar, değer kaybı ve çekici ücretinin kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacının temlik alan sıfatıyla açtığı davada davalı nezdinde sigortalı aracın kazaya sebebiyet verdiğini ileri sürerek hasar, değer kaybı ve çekici ücreti talebinde bulunmuştur. Mahkemece keşif sonrası alınan bilirkişi heyeti raporunda davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kontrollü dönel kavşağa yeşil ışıkta giriş yaparak kavşak orta alanına geldiğinde kendisine hitaben ikinci ışıklarda yolun kapalı olduğunu bildiren dur anlamındaki kırmızı ışığa dikkat etmemek suretiyle kırmızı ışığı ihlal ettiği, davacının hasarı temlik aldığı aracın sürücüsü olan ….’in ise her ne kadar yolun açık olduğunu bildiren geç anlamında yeşil ışık yanmakta ise de kavşağa yaklaşırken aracının hızını yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uyarlamayarak önünde görüş alanı içinde düz yolda sol taraftan kavşak orta alanından seyretmekte olduğu yola çıkarak sol tarafta Karabağlar istikametine dönüşe geçerek önünü kapatan davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsü idaresindeki otomobili görüp gerekli uyarı ve ikazla birlikte etkin fren ve direksiyon tedbirlerine başvurmadığı, böylelikle davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün % 75, davacının hasarı temlik aldığı araç sürücüsünün ise % 25 kusurlu olduğu, aracın piyasa rayiç değerinin 40.000,00 TL, hasar miktarının 21.443,20 TL tespit edildiği, araç hasarının piyasa değerinin % 50’sini aştığı için pert total sayılması gerektiği, sovtaj değeri 15.000,00 TL olup sovtajın araç piyasa değerinden düşülmesi ve %75 kusur oranı uygulanması suretiyle toplam 18.750,00 TL hasar hesaplandığı, davalı … tarafından yapılan ödemenin mahsubu ile davalı sigortanın bakiye 1.942,38 TL hasar bedelinden sorumlu tutulması gerektiği, kaza mahalli ile aracın tamiri yapılan servisin yakınlığı gözetildiğinde takdiren 150,00 TL çekici bedelinin uygun olacağı, pert sayılan araç için değer kaybının söz konusu olmadığı rapor edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde de geçen itirazları dikkate alınarak ek rapor alınmış, ek raporda davacıya ait aracın hızlı olmaması halinde ağır hasarlanmayacağı, yeşil ışıkta kavşağa girse bile hız yapma hakkı bulunmadığı, davacının dayandığı ekspertiz raporunda dahi araç piyasa değerinin 40.000,00 TL olarak belirtildiği, aracın çukur, uçurum arazi vs gibi yerden kurtarılmadığı, onarım yerinin yakınlığı nedeniyle kök rapordaki çekici ücretinin uygun olduğu belirtilerek davacı vekilinin rapora itirazları karşılanmıştır. Mahkemece kök ve ek rapora itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Tramer kayıtlarına davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsü tam kusurlu olarak geçmiş ise de bu durum, davalının kusura itiraz etmesine engel oluşturmayacağı, yargısal bir karar niteliği taşımadığı kabul edilmelidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda keşfe istinaden olay yeri gözlemlenip, fotoğraflar ve kaza tespit tutanağı irdelenerek sonuca ulaşılmış olup kusur oranına, hasar ve piyasa rayicine ilişkin belirleme dosya kapsamına uygun bulunduğundan bu yöndeki istinaf itirazları haklı bulunmamıştır. Yine Yargıtay 17. HD’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere araç tamir edilmiş olsa bile aracın pert total sayılmasının ekonomik olup olmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yargıtay 17. H.D’nin 18.05.2016 tarih 2016/3196 E ve 2016/6047 K sayılı kararında Daire uygulamalarına göre hasar bedelinin araç rayiç bedelinin % 50’sini aşması halinde aracın tamirinin ekonomik olmayacağı belirtilmiş olup eldeki davada da hasar miktarı aracın piyasa değerinin % 50’sini aştığı için pert total işlemine tabi tutulması doğru bulunmuştur. Davacı vekili aracın piyasa rayiçinin daha yüksek olduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de davacının dayandığı … üzerinden alınan ekspertiz raporunda bile bilirkişi raporundaki gibi piyasa rayiç değeri belirlendiği için davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde değildir. Çekici ücretinin de kusur oranına göre hüküm altına alınması gerekirken bilirkişi tarafından belirlenen çekici ücretinin tamamına hükmedilmesi doğru değil ise de istinafa gelenin sıfatına göre karar kaldırılmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.20.10.2021