Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2510 E. 2021/1460 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2018/2510
KARAR NO : 2021/1460

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13.09.2018
NUMARASI : 2016/916 E. 2018/852 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.12.2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 13.09.2018 tarih 2016/916 E. 2018/852 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacılar vekili, 24.04.2015 tarihinde plakası alınamayan bir aracın yaya olan …’ya çarpması sonucunda çocuğun yaralanarak sakat kaldığını, İzmir C.Başsavcılığı’nın 2015/103158 dosyası ile sovuşturma yapıldığını, …’ya çarpan aracın sürücüsünün tespit edilemediğini, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, gerekli evraklarla davalı …na başvurulduğunu, ancak başvurunun reddedildiğini, küçüğün kazadan sonra ameliyat olduğunu, uzun süre yatakta kaldığını, tedavisinin devam ettiğini, bakıma ihtiyacı olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL kalıcı iş görmezlik ve 50,00 TL bakıcı gideri olmak üzere 100,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, cevap dava konusu trafik kazasına ilişkin kaza tespit tutanağına göre kazanın oluşumunda yaya …’nın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68/1-c maddesini ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğunu, plakası bilinmeyen aracın herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun sadece davacının maluliyetine sebebiyet veren olayda plakası tespit edilemeyen aracın kusurlu olması halinde başlayacağını, davacı tarafın zararına plakası tespit edilemeyen kusurlu bir aracın sebebiyet verdiğinin ve ayrıca olayın trafik kazası olduğunun davacı tarafça ispatının gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Mahkemece, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan alınan 28/02/2018 tarihli raporda yaya davacı … …’ın CD’de kayıtlı kaza görüntülerine göre başka bir şahıs tarafından kovalanırken park halindeki kamyonetin önünden geçerek taşıt trafiğine açık yola ani ve kontrolsüzce intikal ettiği, bu haliyle kimliği meçhul sürücü yönetimindeki vasıtanın seyir şeridine girerek kendi yaralanmasına sebebiyet verdiği, kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacı vekilinin rapora itirazı üzerine … Öğretim Üyelerinden oluşan heyetten alınan 20.06.2018 tarihli raporda kazaya karışan plakası tespit edilemeyen aracın sürücüsünün hatalı sevk ve idaresinin bulunmadığı, kazada yaya … …’ın hatalı davranışının birinci derecede tam ve %100 oranında etkili olduğunun tespit edildiği, kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun davacıların küçük çocuğu …’da olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, ilk derece mahkemesince yapılan kusur araştırmasının yetersiz olduğunu, gerek ATK gerekse …’den alınan kusur raporlarında olaya karışan faili meçhul aracın hızlı bir şekilde …’ya çarparak olay yerinden hızla uzaklaşarak kaçmasının sürücünün çok hızlı olduğunun ispatı olduğunu, en azından çarpan aracın sürücüsüne şehir içinde hızlı gitmekten dolayı KTK’nın ilgili maddesi gereğince tali kusur verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, plakası belirlenemeyen bir aracın çarpmasıyla meydana gelen trafik kazasında yaralanan çocukları yararına sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatının davalıdan tahsili istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 91. maddesinde; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yaptırma zorunluluğunu getirilmiştir.
Ancak, işletenin 91. madde gereğince mali sorumluluk sigortası yaptırması gerektiği yönündeki bu düzenlemeye karşın yaptırmaması durumunda 3. kişilerin bedensel zararlarının karşılanması için … kurulmuştur.
… Yönetmeliği’nin 9. maddesinin “Hesaba başvurulabilecek haller” başlığını taşıyan 9/b maddesinde ise, rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için …na başvurulabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre rizikonun meydana geldiği tarihte 2918 sayılı kanun gereğince Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası bulunmayan, ya da sigortası olup da sigortalısı belirlenemeyen kazalar neticesinde kişiye gelen bedensel zararlar için … oluşturulacağı ve bu tip zararlardan dolayı …nın sorumlu olduğu kabul edilmiştir. …nın sorumluluğu rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları ile sınırlıdır.
Bu itibarla davalı …nın sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için davacının yaralanmasının trafik kazasından kaynaklı olması ve söz konusu yaralanmaya sebebiyet veren aracın kaza anı itibari ile geçerli bir ZMMS poliçesinin bulunmaması, araç sigortalı olsa dahi sigortalının tespit edilememiş olması gerekmektedir.
Somut olayda, davacılar vekili dava dilekçesinde her ne kadar 24.04.2015 günü müvekkillerinin çocuğu olan …’ya yaya halde iken plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın tam kusurlu olarak çarpması sonucu …’nın yaralandığını belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuş ise de, kaza anı görüntülerinin incelenmesi sonucunda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 28.02.2018 tarihli rapor ve … Ulaştırma Birimi Karayolları ve Trafik Öğretim Üyelerinden oluşan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 20.06.2018 tarihli raporlar dikkate alındığında, …’nın yolun sağ tarafında park halinde bulunan kamyonetin önünden, görüşe kapalı noktadan ani ve kontrolsüzce trafiğe açık yola çıktığı, kimliği bilinmeyen sürücünün kazayı önlemek için gerekli zaman ve mesafeye sahip olamadığı, olayın, plaka numarası tespit edilemeyen aracın fren emniyet mesafesi içinde gerçekleştiği, kimliği bilinmeyen sürücünün kazayı önlemesinin mümkün olmadığı ve olayda etkili herhangi bir hatalı davranışının bulunmadığı, kazanın meydana gelmesinde …’nın %100 oranda kusurlu olduğunun tespit edildiği, ilk derece mahkemesince alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporları ile kaza tespit tutanağının birbirleriyle uyumlu olduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacılardan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerlarinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02.12.2021