Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2449 E. 2021/1549 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/2449
KARAR NO : 2021/1549

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10.05.2018
NUMARASI : 2018/42 E. 2018/72 K.

DAVANIN KONUSU : Rücuen Alacak
KARAR TARİHİ : 17.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.12.2021

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 10.05.2018 tarih 2018/42 E. 2018/72 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/249 Esas 2013/18 Karar sayılı müvekkili şirket ile davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğu ilamının icraya konulması sonucu Ankara 26. İcra Müdürlüğü ‘nün 2013/18116 Esas sayılı dosyasına yayıncı olan davacı müvekkili şirketin davalıların payını da ödemek durumunda kaldığını, davalıların yayınlatmak istediği “…. ” adlı eseri yayınladığını,davalıların bu eserde kullanılmasını istedikleri fotoğrafların kendilerine ait olduğunu ve 3. şahısların mali haklarını satın aldıklarını ve 3. şahısların hiçbir haklarının olmadığının garantisini verdiklerini, bu fotoğrafların resmi kaydı bulunmadığından 3. şahıslara ait olduğunu müvekkili yayıncı şirketin araştırma ve bilme imkanının bulunmadığını, bu nedenle ödenen tazminatın sorumlusu olmayıp hiçbir kusuru olmadığını, davalıların asıl kusurlu olduğunu, TBK ‘nun 62. maddesine göre tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında bütün durum ve koşullar özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattığı tehlikenin yoğunluğunun gözönünde tutulacağını, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişinin bu fazla ödemesi için diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olduğunu, TBK ‘nun 167. Md sine göre, aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasında hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri alacaklılara yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumlu oldukları ve kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun ödediği fazla miktarı borçlulardan isteme hakkı bulunduğu ile borçlunun her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebileceğinin belirtildiğini, zarar görenin açtığı davada sorumluların kusur ve sorumluluk dereceleri ayrı ayrı belirlenmeyip müştereken ve müteselsilen sorumluluğa karar verilmiş ise de, tazminatın tamamını zarar görenlere ödeyen müvekkili şirketin rücu talebinde sorumluluk derecelerinin belirlenmesi için uzman bilirkişilerden kusur raporu alınması ve müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığından ödediği tazminatın tamamının iadesinin gerektiğini ileri sürerek, öncelikle ödenen 25.660,00 TL’nin olmadığı takdirde davalıların payına isabet eden 17.106,00 TL ‘nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili, müvekkillerinin kitabı yazdıklarını ve yayınevine teslim ettiklerini, dava konusu fotoğrafların kimlere ait olduğunun basılan eserde yazıldığını, bu sebeple zarar gören 3.kişilerin davayı kazanabildiklerini, yayınevleri eserde kullanılan tüm materyallerin mali haklarının alınması ve ilgililerle görüşmek gibi çalışmaların asli sorumlusunun davacı olduğunu, kitap yazarlarının eserde kullanmak istedikleri fotoğraf ve benzeri materyalleri yayınevine sunduklarını, yayınevlerinin de bu materyallerin incelemesini araştırmasını yapmak, hukuki düzen içinde esere dair materyal sahiplerinden telif haklarını almakla yükümlü olduğunu, tacir olan davacının da müvekkillerinin eserinde kullandığı fotoğrafların sahiplerinden mali hakları almakla yükümlü olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranılarak araştırma yapması gerektiğini, müvekkillerinin eserde kullanılan fotoğrafların kime ait olduğunu açıkça belirtmeleri sebebiyle davacı tarafın bundan habersiz olduğunu iddia edemeyeceğini, yayınevlerinin yazarlara genel işlem şartı benzeri tartışmaya açılmayan sözleşme maddelerini yazarlara dayatarak imzalattıklarını, müvekkillerinin talep edilen tazminattan sorumlu olmadığını, davanın reddi talebinin kabul edilmemesi halinde; yayınevlerinin yazarlara belirli oranda telif ücreti ödediğini, yayınevinin müvekkillerinin her ikisine birden toplamda % 10 oranında telif ücreti ödediğini, külfetin ücreti aşmaması gerektiğinden rücu oranının da telif ücreti oranını aşamayacağını, kitabın gelirinin % 90 ‘ı yayınevi tarafından kazanılırken teselsülün 2/3 ‘ünün müvekkillerince karşılanmasının hukuka aykırı olduğunu, teselsül oranının telif ücretine göre belirlenmemesi halinde ise sözleşmenin yazar ve yayınevi olmak üzere iki tarafı bulunduğunu, bu nedenle teselsül oranı yarı yarıya belirlenerek, müvekillerinin ikisine verilen yapılacak rücu isteminin ödenen tazminat miktarının yarısından fazla olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dayanılan kararda telif tazminatının taraflardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, ihlal eylemine sadece kitap yazarları değil, çoğaltma ve yayma yapan yayıncı kuruluşun da neden olduğu, TBK 62. madde uyarınca aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırmanın sorumluların kusurlarının ağırlığı, somut olayın koşullarına göre yapılacağı, davacının yatırımcı ve girişimci olarak kitabın çoğaltılıp, yayılmasından kazanç sağladığı, yazarların da telif hakkı kullanarak kazanç elde ettiği, yayıncının da basiretli bir yayıncı gibi davranarak bu konudaki hak devirlerini soruşturmak suretiyle kitabı çoğaltması gerektiği, bu nedenle yayıncının kusurunun da yazarlardan daha az olmadığı, yayıncının sorumsuzluk çekince ve sözleşmelerinin de kendisini de bu sorumluluktan kurtarmayacağı,taraflar arasında böyle bir olasılık için özel bir sözleşme bulunmadığından sorumluluğun eşit olacağı, yayıncı davacının icra dairesinde yaptığı ödemenin davalıların payına düşen 17.106 TL’nin eşit olarak tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 17.106 TL’nin davalılardan, davacının Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2013/18116 sayılı dosyada yaptığı ödeme tarihinden işleyen ticari faiziyle müştereken davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalılar vekili, kitabın yazarları olan davalılar ile tacir olan davacı anonim şirketin aralarında yapmış oldukları sözleşmenin bir genel işlem şartı olduğunu, tüm yazarlara aynı sözleşmeyi imzalattırdığını, işin doğası gereği kendi yapmaları gereken işlerin yükümlülüğünü başkalarına yükleyen kendi kusursuzluklarına dair olan sözleşme hükümlerinin batıl olup geçersiz olduğunu, yayınevlerinin yazarlara genel işlem şartı benzeri tartışmaya açık olmayan sözleşme maddelerini dayattıklarını, imzalanmadığı takdirde de eseri yayınlamadıklarını, dava konusu fotoğrafların kime ait olduğunun basılan eserde yazıldığını, mahkeme aşamasında da müvekillerince bu durumun inkar edilmediğini, işin doğası gereği olan yükümlülüklerini yerine getirmeyip bir kitabın ortaya çıkmasında yazarın yükümlülüğü olmayan işlemler sebebiyle doğan kusurdan ötürü yayınevinin yazara rücu edemeyeceğini, mali haklara dair araştırma ve eserde kullanılan materyallerin mali hakların alınması ile buna dair belgelerin muhafazasının yayınevinin sorumluluğunda olduğunu, yayınevinin ilgili fotoğrafçı ile konuşup görüşüp mali haklarını alması gerektiğini, yayınevlerinin işin doğasına aykırı bir şekilde hazırlanmış sözleşme ile sorumluluktan kurtulamayacaklarını, bu sebeple ödenen tazminatın tamamından yayınevi olan davacının sorumlu olduğunu, kitap yazarlarının eserde kullanmak istedikleri fotoğraf ve benzeri materyalleri yayınevine sunduklarını, yayınevlerinin de bu materyallerin incelemesini araştırmasını yapmak, hukuki düzen içinde esere dair materyal sahiplerinden telif haklarını almakla yükümlü olduğunu, tacir olan davacının da müvekkillerinin eserinde kullandığı fotoğrafların sahiplerinden mali hakları almakla yükümlü olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranılarak araştırma yapması gerektiğini, müvekkillerinin eserde kullanılan fotoğrafların kime ait olduğunu açıkça belirtmeleri sebebiyle davacı tarafın bundan habersiz olduğunu iddia edemeyeceğini, müvekkillerinin talep edilen tazminattan sorumlu olmadığını, davanın reddi talebinin kabul edilmemesi halinde; yayınevlerinin yazarlara belirli oranda telif ücreti ödediğini, yayınevinin müvekkillerinin her ikisine birden toplamda % 10 oranında telif ücreti ödediğini, külfetin ücreti aşmaması gerektiğinden rücu oranının da telif ücreti oranını aşamayacağını, kitabın gelirinin % 90 ‘ı yayınevi tarafından kazanılırken teselsülün 2/3 ‘ünün müvekkillerince karşılanmasının hukuka aykırı olduğunu, teselsül oranının telif ücretine göre belirlenmemesi halinde ise sözleşmenin yazar ve yayınevi olmak üzere iki tarafı bulunduğunu, bu nedenle teselsül oranı yarı yarıya belirlenerek, müvekillerinin ikisine verilen yapılacak rücu isteminin ödenen tazminat miktarının yarısından fazla olamayacağını, yazar ve yayınevi açısından sorumluluk oranlarının tespitine dair bilirkişi değerlendirmesi taleplerinin reddedildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle, yayınevi sektörü açısından sorumluluk oranlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmak üzere kararın kaldırılmasını, davanın reddinı, davanın kabulü halinde teselsül oranının telif ücret oranı olan % 10 olarak belirlenmesini, bu istem kabul görmediği takdirde de yazar ve yayınevi açısından bölüştürülerek, her bir davalı için % 25 ‘i geçmeyecek şekilde teselsülün belirlenmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davacı yayınevinin zarar gören 3. kişilere kesinleşen ilama dayalı müteselsil sorumluluk hükümlerine göre ödediği telif tazminatı ve manevi tazminatın kitabın yazarları olan davalılardan rücuen tazmini istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne, 17.106 TL’nin davalılardan ödeme tarihinden itibaren işleyen ticari faiziyle müştereken davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6098 sayılı TBK’nun “iç ilişki” başlıklı 62. Maddesinde (818 sayılı kanun 50,51) ise “Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.”, yine aynı kanunun 167. Maddesinin 1.fıkrasında aksi kararlaştırılmadıkça ve ya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine kaşı eşit paylarla sorumludurlar, 2. fıkrasında (818 sayılı kanun 146) “Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Eldeki davada, Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/249 Esas 2013/18 Karar sayılı kararı ile 3.kişilere müştereken ve müteselsilen ödenmesine karar verilen telif tazminatı ve manevi tazminata ilişkin ilamının icraya konulması sonucu Ankara 26. İcra Müdürlüğü ‘nün 2013/18116 Esas sayılı dosyasına yayıncı olan davacı şirketin davalıların payını da ödemek durumunda kaldığı ileri sürülerek 3.kişilere ödenen 25.660,00 TL’nin tamamı, olmadığı takdirde davalıların payına isabet eden 17.106,00 TL ‘nin kitabın yazarları olan davalılardan rücuen tahsili istenmiş, mahkemece tarafların sorumluluğunun eşit olacağı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/249 Esas 2013/18 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere “…. ” adlı kitapta kullanılan 4 adet fotoğrafın ait olduğu kişinin isminin kitapta yer aldığı, diğer fotoğrafların ait olduğu kişinin isminin ise kitapta belirtilmediği, kitabın ilk baskısının yapıldığı 2000 yılından itibaren 7 baskısında da izinsiz olarak tüm fotoğrafların kullanıldığı, ihlal eylemine sadece kitabın yazarları değil, çoğaltma ve yayma yapan yayıncı kuruluşun da neden olduğu, davacının yatırımcı ve girişimci olarak kitabın çoğaltılıp, yayılmasından kazanç sağladığı, yazarların da telif hakkı kullanarak kazanç elde ettiği, yayıncının da basiretli bir yayıncı gibi davranarak bu konudaki hak devirlerini soruşturmak suretiyle kitabı çoğaltması gerektiği, bu nedenle yayıncının kusurunun da yazarlardan daha az olmadığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmadığı, tüm bu nedenlerle 3.kişilere ait fotoğrafların kitapta izinsiz kullanılmasından davacı yayınevi şirketinin ve kitabın yazarları olan davalıların sorumluluğun eşit olacağı sonucuna varılmakla; mahkemece tarafların iç ilişkideki sorumluluklarının eşit olacağı kabul edilerek verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş, davalılar vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmamıştır.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar yönünden istinaf karar harcı olan 1.168,51 TL’den peşin alınan 292,13 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 876,38 TL’nin davalılar’dan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalıların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.12.2021