Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2371 E. 2021/1135 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2371
KARAR NO : 2021/1135

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2018
NUMARASI : 2018/230 Esas 2018/726 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 08.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.10.2021

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.07.2018 tarih 2018/230 Esas 2018/726 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 24.10.2017 tarihinde davalının ZMMS sigortacısı olduğu kamyonun kasasında bulunun samanların bir kısmını başaklı mezrasına boşalttıktan sonra hareket ettiği esnada, kamyonun kasasında bulunan müvekkilinin düşmesi neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında yolcu olan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını ileri sürerek, davacının kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile fazlaya ilişkin tüm dava ve tazminat talep hakları saklı kalmak kaydıyla kaydı ile 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacı tarafça müvekkil şirkete 25.01.2018 tarihinde yapılan başvuruya istinaden şirket nezdinde hasar dosyası açıldığı, müvekkili şirket tarafından yasal süre içerisinde 06.02.2018 tarihindeverilen cevabi yazıda, başvuru evrakları arasında “tasdikli kaza zaptı,avukata ait nüfus cüzdan fotokopisi, vukuatlı nüfus kayıt örneği, gelir durumunu gösteren belge, heyet raporu,sigortalının ehliyet fotokopisi, sigortalının alkol raporu”nun bulunmadığının belirtildiğini davacı vekilince eksik belgelerin tamamı tamamlanmadığından ödeme yapılamadığını , müvekkil şirkete yapılan başvurunun KTK madde 97 kapsamında geçerli bir başvuru sayılması mümkün olmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, meydana gelen kaza nedeniyle davacının talep ettiği geçici iş göremezlik giderinden müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu hususta sorumluluğun SGK’ ya ait olduğunu, SGK ‘ya yapılan prim aktarımı neticesinde müvekkil sigorta şirketinin geçici iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderine ilişkin sorumluluğunun sona erdiğini, savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre ;Gaziantep C.Başsavcılığının 2017/10634 soruşturma nolu ve 2018/13639 karar nolu evrakların incelenmesinde; uzlaşma nedeniyle şüphelilar …. ve …. hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiğinin görüldüğü, davacı ile davalının sigortalısı ….’ın uzlaştırma raporunu imzaladıkları, arabulucuk tarafından düzenlenen “Anlaşma Tutanağı”‘na göre müşteki davacının uzlaşmayı edimsiz bir şekilde kabul ettiği, 19.02.2018 tarihli Arabuluculuk Anlaşma Belgesinin 6325 sayılı Arabuluculuk Kanununun 18. maddesine uygun olarak düzenlendiği, uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacağının CMK.m.253/19 .maddesinde düzenlendiği, davacının yeniden dava açmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı gibi anılan yasal düzenlemelere de aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ,davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, Uzlaşma tutanağında davacı ile şüphelinin edimsiz bir şekilde uzlaştıkları kayıt altında alınmış ise de, uzlaşmanın hukuki sonuçları anlatılmadığı gibi diğer zarar sorumlularından tazminat talep edip etmeyeceği yönünde kayıt altına alınmış bir kabul beyanı da bulunmadığını, Ceza Mukameleri Kanunu’nun Uzlaşma başlıklı 253/19. Maddesinde, uzlaşılan taraflar arasında tazminat davası açılamayacağı hükme bağlandığını, diğer zarar sorumlularını açıkça sorumluluktan kurtaran bir hükme yer verilmediğini, davacıya imzalatılan matbu uzlaşma teklif formunda, sadece, genel bir ifade tarzıyla, uzlaşmanın sağlanması halinde tazminat davası açılamayacağı kayıtlı olduğunu, kusuruyla zarara sebebiyet veren sürücü yanında, kanundan ve sözleşmeden kaynaklanan hukuki sorumlulukları bulunan işleten ve sigorta şirketine de tazminat davası açılamayacağının açıklanmadığını, zarar gören davacı, böylesi bir uzlaşma teklifiyle, uzlaşmadan sadece sürücünün yararlanacağı, işleten ve sigorta şirketinin hukuki sorumluluğunun devam edeceği düşüncesine kapılacağını, Uzlaşma teklif, “hukuk devleti” “hukuki güvenlik”, hukuk, belirlilik” “hak arama özgürlüğü” ve “adil yargılanma” ilkelerine, keza CMK’nın 253/5. madde ve bendindeki buyurucu düzenlemeye aykırı oduğunu, özel hukukta bazı sözleşmelerin sonuç doğurabilmesinin, en az on iki puntoyla yazılmaları, hükümlerinin müzakere edilmesi, açık ve anlaşılır olması koşullarına tabi tutulmasının da gözden uzak tutulmaması gerektğini (6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 23 üncü maddeleri), 6502 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin 3 üncü fıkrasıyla, standart önceden hazırlanmış sözleşmelerdeki şartların ilgililerle müzakere edilmediğinin , peşinen kabul edildiğini, bazı özel hukuk sözleşmelerinin sonuç doğurabilmesi için kanunla kabul edilen bu ve benzeri kuralların kamu gücü kullanılarak yürütülen uzlaştırma görüşmelerinde de evleviyetle uygulanması gerektiğini, red kararının hukuka uygun olmadığın ileri sürmektedir.
GEREKÇE : Dava , trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının tahsili istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, 24.10.2017 tarihinde davalının ZMMS sigortacısı olduğu kamyonun kasasında bulunun samanların bir kısmı boşalttıktan sonra hareket ettiği esnada, kamyonun kasasında bulunan davacının düşmesi neticesinde meydana gelen kazada, davacının yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatını istendiği, Gaziantep C.Başsavcılığının 2017/10634 soruşturma sayılı dosyasında, davaya konu kazaya ilişkin sigortalı araç sürücüsü …. ve araç maliki sigortalı …. hakkında soruşturma başlatıldığı, 13.02.2018 tarihli Uzlaştırma Raporunda, davacı ile dava dışı diğer müştekilerin, şüpheli ile edimsiz şekilde uzlaşmayı kabul ediyorum beyanlarını bulunduğu ve müştekilerin edimsiz olarak şüpheli ile uzlaşmayı kabul ediyorum beyanlarını bulunduğu ve imzalandığı, uzlaşma nedeniyle Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır
5271 sayılı CMK’nun 253/17. bendinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. “CMK’nun 253/19. bendine göre ise “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup,anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
Davacının asıl fail konumunda bulunan araç sürücüsü ile uzlaşması aynı eylemden sigorta poliçesi sebebi ile hukuki sorumluluğu üzerine alan sigorta şirketini de kapsamakta olup, davacının, sigortalı araç sürücüsü …. ve araç maliki sigortalı …. ile uzlaşmış olması nedeni ile bu kaza sebebiyle tazminat davası açamayacağını kabul etmiş olması Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan uzlaşmanın usulüne uygun olması karşısında davalı sigorta şirketi hakkında tazminat davası açamayacağından, ilk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmesi doğru olup, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.08.10.2021