Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2369 E. 2021/1186 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2369
KARAR NO : 2021/1186

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2018
NUMARASI : 2017/396 esas 2018/657 Karar

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 15.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.10.2021

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.06.2018 tarih 2017/396 esas 2018/657 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı şirket tarafından ZMMS ile sigortalanan … ve dava dışı … plakalı araçların 04.03.2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde davalı şirketçe sigortalanan araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, kaza sonrasında İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/39 D.İş sayılı dosyasında yaptırdıkları tespitte müvekkiline ait araçtaki hasar bedelinin 35.700,00 TL olduğunun tespit edildiğini, 24/03/2017 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, fakat herhangi bir cevap alınamadığını iddia ederek, belirsiz alacak davası mahiyetinde şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, dava konusu araç maliki tarafından müvekkili şirkete yapılan ihbar üzerine hasar dosyası açılarak hasar işlemlerinin başlatıldığını, araç üzerindeki hasar tespiti için ekspertiz atandığını, ancak davacı tarafça aracın üzerinde inceleme yapılmasına izin verilmediğini, ayrıca davacı tarafından alınan tespit raporunda belirlenen onarım bedelinin fahiş olduğunu, aracın piyasa değerinin 36.000,00 TL olarak belirlendiğini, pert-total uygulaması ile zararın tespit edilmesi gerektiğini, tramer kayıtlarında görüleceği üzere aracın dava konusu kaza öncesinde 20.03.2016 tarihinde karıştığı kazada ağır hasar aldığını ve trafikten çekilmiş olduğunu, 2017 yılı için maddi hasarlar için araç başına teminat limitinin 33.000,00 TL olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dava konusu trafik kazasının oluşumunda davalı tarafça sigortalı araç sürücüsü …’nın yüzde yüz oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsü ile dava dışı … plaka sayılı araç sürücülerinin kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı, davacının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın kaza sebebiyle onarımının ekonomik olmayacak şekilde hasarlandığı, aracın kaza tarihi itibariyle ikinci el rayiç değerinin 40.000,00 TL, sovdaj değerinin ise 12.500,00 TL olduğu, davacı aracının hasarından kaynaklı 27.500,00 TL hasar bedeli zarar oluştuğu, bu miktarın ZMSS poliçesi limiti ve kapsamı dahilinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 27.500,00 TL hasar bedeli maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacının dava konusu aracın maliki olmadığını, aracın kaza tarihinde dava dışı … adına kayıtlı olduğunu, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, aracın onarım gördüğüne dair herhangi bir fatura ve bu onarımın davacı tarafça yaptırıldığına dair herhangi bir belge sunulmadığını, davacının tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, bilirkişi raporunda gerçek zararın tespiti bakımından yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını, belirlenen tazminat miktarının fahiş olduğunu, dava konusu aracın kaza öncesinde 20.03.2016 tarihinde karıştığı kaza neticeseinde ağır hasar gördüğünü, trafikten çekildiğini, piyasadaki araçların ortalama rayiç değerleri 42.000,00 TL civarındayken, bu derecede ağır hasar gören bir aracın piyasa değerinin 40.000,00 TL olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, aracın rayiç değerinin 36.000,00 TL olorak kabul edilmesi gerektiğini, belirlenen sovtaj değerinin çok düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazasına sebebiyet veren karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından araç hasar bedeli istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile, 27.500,00 TL hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Tazminat davasında davacı olma ehliyeti, kural olarak mal varlığından doğrudan doğruya zarar gören kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs.) elinde bulunduran kişi, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmekle yükümlü olup, ödemek zorunda olduğu onarım giderlerini isteyebilecektir.
Dosyada, davacı …’nin sürücü olduğu anlaşılmakla, kazaya karışan aracın sürücüsü olması, aracı aldığı gibi eksiksiz ve hasarsız olarak malikine teslim etmekle yükümlü bulunması nedeniyle, aracın zilyedi sıfatıyla, hasar tazmini yönünden dava açmakta hukuki yararı ve aktif husumet ehliyeti bulunduğundan, davalı vekilinin aktif husumet yokluğu yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/1704 E. 2018/2358 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere)
Mahkemece trafik uzmanı ve makine mühendisinden alınan 03.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda, taraflar arasında maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı tutulduğu, davalı taraf araç sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile görüşün açık olduğu meskun mahalde gece sürüş şartlarında yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, seyir halinde iken aracının hızını mahallin konumunu ve öndeki araç/araçları göz önünde bulundurarak müteyakkız bir şekilde görüş alanını etkin kontrolü altında bulundurup yakın takip yapmadan durma mesafesinde seyir yapması gerekirken. belirtilen hususlara riayet etmediği, yola gereken dikkat ve özeni vermeden, hızını yol ve trafiğin şartlarına göre ayarlamadan tehlike arz edecek tarzda seyretmesi neticesinde aracına hakim olamayıp önünde seyir eden davacı idaresindeki araca arkadan çarpması sonucunda meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası olayında dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı araç kullanması nedeniyle 2978 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 56/c ve 84/d müddeferini ihlal ettiğinden asli derecede (%100) kusurlu olduğu, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurunun bulunmadığı, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda dava konusu araçta bulunan hasarlı yedek parça saptamalarının ve değerlendirmelerin kazaya karışan araç sürücüleri tarafından düzenlenip imzalanan 04.03.2017 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağına ve aracın fotoğraflarında görülen çarpılma noktalarına uygun ve bu trafik kazasıyla ilintili olduğu, dava konusu araç ile aynı marka ve model yılı araçların Aralık 2017 itibariyle 2. el rayiç fiyatlarının internet araç satış sitesinde 41.000,00 TL ile 44.900,00 TL arasında değiştiği, listeye alınan 5 adet aracın ortalamasının 42.710,00 TL olduğu, dava konusu aracın trafik kazası öncesi ağır hasarlı bir kazaya karışmış olması nedeniyle 2. el rayiç değerinin 40.000,00 TL olarak tespit edildiği, aracın sovtaj değerinin piyasadan alınan teklif bedeli uyarınca 12.500,00 TL olduğu, aracın onarımının ekonomik olmadığı, pert total işlemine tabi tutulmasının uygun olduğu, sovtaj bedeli düşüldükten sonra hasar miktarının 27.500,00 TL belirtilmiş, mahkemece rapor benimsenerek 27.500,00 TL hasar bedeline ilişkin maddi tazminata hükmedilmiştir.
Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu, delil tespiti sonucu düzenlenen tespit bilirkişi raporu ile de uyumlu, gerekçeli, teknik ve bilimsel, denetime elverişli olup davalı sigorta şirketinin gerçek zarardan sorumlu olması nedeniyle mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmayıp davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.878,52 TL’den peşin alınan 470,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.408,52 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15.10.2021