Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2324 E. 2022/606 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/2324
KARAR NO : 2022/606

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15.05.2018
NUMARASI : 2016/363 E. 2018/233 K.
DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 12.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.05.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.05.2018 tarih 2016/363 E. 2018/233 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, koşer(kaşer, kosher) teriminin İbranice’de uygun olan ve gerekli şartları karşılayan” anlamına geldiğini, Yahudilik inancının “koşer” olan yani sadece binlerce yıl önce belirlenmiş bulunan kimi dini standartları karşılayan yiyecek ve içeceklerin tüketilmesini şart koştuğunu, müvekkili şirketin koşer belgelendirme hizmeti verme konusunda Türkiye Hahambaşılığı tarafından Türkiye’de yetkilendirilen tek şirket olduğunu, müvekkili şirketin bu yetkisine dayanarak ve Türkiye Hahambaşılığı bünyesinde bulunan din görevlileri aracılığıyla kendisine sertifika başvurusunda bulunan işletmelerin üretimini, başvuru ardından akdedilen müşteri sözleşmesine istinaden denetlediğini, Yahudilik inancına ve koşer kurallarına uygunluğunu kontrol ettiğini, uygulama, ekipman ve malzemelerde inanca aykırı bir durum olmaması halinde üretilen ürünlere “koşer sertifikası” belgesi verildiğini, 03.06.2013 tarihinde müvekkili ile davalı arasında koşer sertifikasının verilmesi ve bulundurulması şartlarını ihtiva eden müşteri sözleşmesi imzalandığını, davalı şirkete verilen sertifikanın üzerinde sertifika süresi 25.06.2014 tarihinde sona erdiği belirtilmiş olmasına rağmen davalının kötüniyetli olarak sertifika üzerindeki tarihleri değiştirdiğini, izinsiz olarak müvekkilinin ve Türkiye Hahambaşılığı’nın logosu içeren geçersiz sertifika kullandığını, davalının müvekkiline ait iş ürünü sayılan koşer sertifikasından yetkisiz şekilde yararlanarak haksız rekabette bulunduğunu, müvekkilinin zararının giderilmesi için davalıya gönderilen ihtarnameden sonuç alınamadığını ileri sürerek, haksız rekabetin tespitine, men’ine, 15.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkilinin koşer sertifikasında tahrifat yapmadığını, 03.06.2013 tarihli sözleşmeye istinaden verilen ve 25.06.2014 tarihinde süresi dolan sertifikanın akabinde yine davacı şirketten geçerlilik tarihi 20.06.2015 olan 01.06.2014 tarihli sertifika temin edildiğini, 20.05.2015 ile 21.06.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere düzenlenen kosher sertifikasının da bu konuda yetkili kosher supervisor olan … isimli şahsın imzası karşılığında bedeli ödenmek suretiyle müvekkili tarafından temin edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının koşer sertifikası vermekte tek yetkili olarak yetkililendirilen davacıdan bu sertifikayı temin etmeyerek dava dışı üçüncü kişi … isimli şahıstan temin edilen sertifikayla işlem yaptığı, bu şahsın bu sertifikayı düzenleme hak ve yetkisinin bulunmadığı, bu eylem ve işlemin Türkiye’deki Yahudi vatandaşlarının yahudi inançlarına göre yaşayanların kandırılması amacını taşıdığı, davalının bu sertifikayı verme yetkisine sahip olan firmayı araştırma yaparak tespit edebilmesi mümkün iken bunu yapmayarak dava dışı şahıstan geçerli olmayan sertifikayı alarak kullandığı, haksız rekabetin gerçekleştiği, davacının, bu sertifikayı vermiş olsaydı ne kadar bir gelir elde edecek ise o kadar maddi zararının doğduğu, bunun da 7.154,44 TL’ye denk geldiği, davacının manevi zarara uğradığı gerekçesiyle, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine, 7.154,44 TL maddi tazminatın, 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacı yanın iddia ettiğinin aksine, davacı tarafından müvekkil şirkete verilmiş olan kosher sertifikası üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmadığını, davacı şirket tarafından müvekkili şirket yetkilisi … hakkındaki sahtecilik suçuna ilişkin şikayet neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, müvekkilinin somut bir kusurunun ve davacının zararın kanıtlanmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, haksız rekabetin tespiti, men’i, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
TTK’nın 55. maddesinde haksız rekabet halleri örnek gösterme yoluyla sayılmıştır.
Somut olayda dosyadaki belgelere göre davacı ile davalı arasındaki sözleşme uyarınca davacı şirket tarafından davalı şirkete 2014-2015 yılları için geçerli Yahudi inancına özgü kosher sertifikası verildiği, davacı şirket tarafından 20.06.2015-21.06.2016 tarihleri arasında davalıya verilmiş bir sertifika bulunmamasına rağmen davalının bu tarihler için … tarafından düzenlenen kosher sertifikası alarak kullandığı, Türkiye Başhahamlığı’nın 16.11.2017 tarihli cevabi yazısından …’ın kosher sertifikası verme yetkisi bulunmadığı, davacı şirketin kosher sertifikası vermekte tek yetkili olduğu anlaşılmıştır. Davalı şirketin faaliyet alanı ve davacı şirket ile ilişkileri gözetildiğinde davalının, davacı şirketin kosher sertifikası düzenlemekte tek yetkili olduğunu bilebileceği, yetkisiz kişilerce düzenlenen geçersiz kosher belgesinin kulllanmasının TTK’nnı 55/1-c maddesi uyarınca başkasının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma suretiyle haksız rekabet oluşturduğu, davacının zarara uğradığı anlaşılmakla verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-.Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 488,71 TL’den peşin alınan 207,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 280,81 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12.04.2022