Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2314 E. 2021/1074 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2314
KARAR NO : 2021/1074

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10.07.2018
NUMARASI : 2017/1213 E. 2018/678 K.
DAVANIN KONUSU : Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından Kaynaklanan Hasar
ve Değer Kaybı Tazminatı
KARAR TARİHİ : 27.09.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27.09.2021

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.07.2018 tarih 2017/1213 E. 2018/678 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 30.06.2017 tarihinde davalı nezdinde sigortalı aracın müvekkiline ait araca çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının hasarlandığını, hasarın davalı şirkete ihbar edildiğini, davalı şirketçe 3.094,44 TL’lik hasar ödemesi yapıldığını, oysa ki onarım faturalarından anlaşıldığı üzere gerçek hasar bedeli 3.094,44 TL yedek parça ve 1.879,89 TL işçilik olmak üzere toplamda KDV dahil 4.974,33 TL olduğunu ileri sürerek, 100,00TL hasar, 10,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 110,00 TL’nin 27.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, değer artırım dilekçesiyle hasar tazminatı talebini toplam 2.720,00 TL’ye, değer kaybı talebini toplam 1.500,00 TL’ye yükselterek toplamda 4.220,00 TL’nin tahsilini istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili, değer kaybı talebi yönünden KTK’nın 97. maddesi uyarınca dava tarihinden önce başvuru yapılmadığını, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlara göre değer kaybının hesaplanması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün % 100 kusuruyla kazanın gerçekleştiği, davalı tarafından yapılan ödemenin mahsubu ile 2.720,33 TL hasar, 1.500,00 TL değer kaybından davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile toplam 4.220,00 TL’nin tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, dava tarihinden önce değer kaybı tazminatı için KTK’nın 97. maddesi uyarınca başvuruda bulunulmadığını, hasar dosyası kapsamında müvekkilince ödeme yapıldığını, ödeme tarihinde yürürlükte olan genel şartların B2. maddesi uyarınca hasar halinde, hasar gören parça, onarımı mümkün değilse veya eşdeğer parça veya ömrünü tamamlamış araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişimine imkan yok ise orijinali ile değiştirileceğini, bu halde, sigortacının bilgisi ve onayı dahilinde olmadan orijinal parça ile onarım sağlanır ise sigortacının sorumluluğu, sigortacının kaza tarihi itibariyle benzer hasarlardaki onarım uygulamasına göre eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlardan elde edilen orijinal bedel ile sınırlı olduğunu, genel şartların ilgili maddesi uyarınca davaya konu araç kaza tarihinde 3 yaşını geçmiş olduğundan eşdeğer parça ile onarımı sağlanabilecek nitelik taşıdığını, ancak bilirkişi raporunda yedek parça üzerinden hesaplama yapıldığını, fahiş onarım bedeli çıkarıldığını, değer kaybı hesabının 01.06.2015 tarihli yeni genel şartlara göre hesap edilmesi gerektiğini, bilirkişinin piyasa rayiçine göre hesaplama yaptığını istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, araç hasar ve değer kaybı tazminatının kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.14.04.2016 tarih 6704 sayılı Kanunun 5. maddesiyle değişik KTK’nın 97. maddesiyle zorunlu mali sorumluluk sigortacısı aleyhine dava açılmadan önce sigortaya başvuru şartı getirilmiştir. Davalı, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup zarar gören davacının doğrudan oluşan gerçek zararını ödemekle mükelleftir. Araç hasarı ve değer kaybı doğrudan hasarlardandır. Davacı zarar gören, dava açmadan önce aracının hasara uğradığını bildirerek zararının karşılanmasını istediğine göre sadece araç hasarıyla ilgili ekspertiz incelemesi yapılmış olsa da bu talebin değer kaybını da kapsayacağı, davacının ayrıca değer kaybı tazminatı talebi için davalı sigorta şirketine başvurusunun aranmasının usul ekonomisine aykırı olacağı, bu nedenle dava şartı eksikliği bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili, müvekkiline ait aracın davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kusuruyla hasarlandığını, değer kaybına uğradığını ileri sürerek hasar ve değer kaybı tazminatı isteminde bulunmuştur. Davalı sigorta gerçek zarardan sorumlu olup Yargıtay 17. H.D’nin 5.3.2015 tarih ve 2014/24664E, 2015/3863K ve 06.03.2017 tarih ve 2015/5823E, 2017/2334K sayılı kararında belirtildiği üzere davacıdan aracının eşdeğer parçalarla onarımını kabul etmesi beklenemez. Bu nedenlerle orijinal parçalara göre hasar bedelinin belirlenmesi doğrudur.
Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.(Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03.12.2020 tarih 2019/6271E -2020/8104K).
Somut olayda poliçe tarihi olan 12.06.2017 tarihi itibariyle 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında belirtilen hesaplama tekniğine göre değer kaybı belirlenmesi gerekir ise de Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan iptal kararından sonra bu hükümlerin uygulanması mümkün olmadığı gibi dava tarihinden sonra 19.06.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7327 sayılı Kanunun 18. maddesiyle KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklikle bu maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı olarak dikkate alınarak…. hesaplanır” ibareleri eklenmek suretiyle Anayasa Mahkemesinin iptal kararına uygun şekilde bir düzenleme yapılmıştır. Böylelikle poliçe tarihi itibariyle ister eski genel şartlar ister yeni genel şartlar yürürlükte olsun her halükarda Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı tazminatı hesaplanması gerekmektedir. Eldeki davada da hükme esas alınan bilirkişi raporunda Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde piyasa rayiç değerine göre değer kaybı belirlenmiş olup denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 288,26 TL’den peşin alınan 72,10 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 216,16 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27.09.2021