Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2250 E. 2021/1338 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/2250
KARAR NO : 2021/1338

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/04/2018
NUMARASI : 2015/1034 Esas 2018/430 Karar
DAVANIN KONUSU : Tespit
KARAR TARİHİ : 11.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.11.2021

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16.04.2018 gün ve 2015/1034 Esas 2018/430 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı sigorta şirketi tarafından 3. Şahıs Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalandığını, peşin olarak ödenmesi gereken miktarın ve ilk taksit tutarının EFT yolu ile dava dışı yetkili acente … adına kayıtlı banka hesabına yatırıldığını, ödeme planının peşinat ile birlikte 5 taksit olduğunu, geri kalan taksitlerin mail order yoluyla davacının kredi kartı hesabından kesilmesi için kart bilgilerinin acenteye verildiğini, davacıya ait sigortalı aracın karıştığı kaza ile ilgili zarar gören dava dışı … ‘nin davalı şirkete riziko ihbarı yapıldığını, ancak davalı tarafından sigorta poliçesinin iptal edildiğinin bildirildiğini, poliçenin iptali ile ilgili müvekkiline yazılı ya da sözlü bildirimde bulunulmadığını iddia ederek, sigorta poliçesinin geçerliliğinin tespitine, ihbarı yapılan ve poliçe teminatında olan davacı sigortalıya ait aracın karıştığı kaza ile ilgili hasar bedelinin hesaplanarak davalı sigorta şirketinden alınıp, zarar gören üçüncü şahsa verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafından harca esas değer gösterilmeden hasar bedelinin üçüncü şahsa ödenmesinin talep edildiğini, davanın usulden reddi gerektiğini, davacı sigortalı tarafından poliçe pirimlerinin ödenmemesi nedeniyle 06/11/2014 tarihli iptal zeyili ile poliçenin iptal edildiğini, üçüncü şahsın zararının 31.03.2015 tarihinde meydana geldiği belirtildiğinden, hasar tarihi itibariyle poliçe yürürlükte bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini, davacının aydınlatılmadığı ve bilgilendirilmediği yönündeki iddiaların TTK’nın 1423 maddesi hükmü gereğince yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Taraflar arasında 3. Şahıs Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin düzenlendiği, davacı tarafından ilk ödemenin yapıldığı, sonraki ödemeler için 27.05.2014 tarihli belge ile talimat verildiği, bu talimata rağmen ödemelerin alınmamasının davalının sorumluluğunda olduğu, poliçenin geçerli olduğu, poliçenin geçerli olduğu kabul edilen süre içinde davacı tarafından sigortalanan ve üçüncü kişi … tarafından kullanılan iş makinesinde hasar meydana geldiği iddiasında bulunulduğu, davacı tarafça verilen yasal süre içinde sigortalı iş makinesinde oluştuğu iddia edilen hasarın nelerden ibaret olduğu, bu hasara ilişkin ne gibi bir tamirat yapıldığı, bu tamiratın bedelinin dava dışı üçüncü kişi tarafından karşılandığının iddia edilmesine göre oluşan hasar ile uyumlu olup olmadığının denetlenmesine yarar şekilde herhangi bir belge ve delilin dosyaya sunulmadığı, süresinden sonra sunulan belge ve delillere göre inceleme yapılmasına davalı tarafça muvafakat edilmediği, süresi içinde sunulan belge ve kayıtlara göre değerlendirme ve inceleme yapılabileceği, dosyaya sunulan belge ve delillerin ise davacı tarafça iddia edilen zararın varlığı ve miktarı yönünden kanaat uyandırır nitelikte olmadığı, davacının zarara ilişkin iddiasını ispatlayamadığı, bu haliyle davacının zarara uğradığına ilişkin bir delilin tespit edilemediği, üçüncü şahıs lehine düzenlenen poliçe uyarınca herhangi bir ödeme zorunluluğunun ise dosya kapsamından belirlenemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, gerekçeli kararda müvekkiline ait aracın karıştığı kaza ile ilgili sunulan fotoğrafların süresi içinde temin edilerek dosyaya sunulmadığını ve davalı tarafın bu belgelerin sunulmasına muvafakatinin bulunmadığının belirtildiğini, ancak kazanın dava dışı … ‘ye ait işyerinde gerçekleştiğini, dava devam ederken ellerinde bulunan evrakların tamamını mahkemeye sunduklarını, dava dışı zarar gören şirket tarafından verilen evrakların tamamını mahkemeye sunduklarını, başkaca herhangi bir belgenin uhdelerinde bulunmadığını mahkemeye bildirdiklerini, mahkemece bunun üzerine 06.06.2016 tarihinde yapılan 2. celsede dava dışı … ye müzekkere yazılarak ellerinde bulunan tüm evrakları sunmalarının istendiğini, bu müzekkereye cevap da verildiğini, ancak bu şirket tarafından kaza anında çekilen fotoğrafların mahkemeye ibraz edilmediğini, bu fotoğrafların varlığından kendilerinin de zor koşullarda temin edip mahkemeye ibraz edinceye kadar haberlerinin bulunmadığını, bilirkişilerin kaza anında hasarlı makinenin durumun gösteren olay yeri resimlerinin temin edilmesi veya makinenin bulunduğu fabrikada gerekli inceleme yapılması konusunda yetki verilmesini talep ettiklerini, ancak mahkemece duruşmada bu talepten hiç bahsedilmediğini, mahkemece bilirkişilere olay yeri resimlerinin temini veya makinenin bulunduğu fabrikada gerekli incelemeleri yapmak üzere yetki verilmemesinin hatalı olduğunu, mahkemece 14.03.2017 tarihinde yapılan 6. celsede bilirkişilere yerinde inceleme yapma yetkisi verildiğini, bu hususun bilirkişilere tebliğine karar verildiğini, ancak makine mühendisi bilirkişiye tebligat yapılmadığını, daha sonra bilirkişilerin dosyayı mahkemeye iade ettiklerini, bir sonraki celsede mahkemece olay anına ilişkin tüm bilgi ve belgeleri sunmak üzere taraflarına 1 hafta kesin süre verildiğini, bunun üzerine kazanın gerçekleştiği dava dışı … ‘ye ait fabrikaya yere gittiklerini, kaza anına ilişkin fotoğrafların temin edilerek 22.12.2017 tarihinde ilk derece mahkemesine tevdi edildiğini, mahkemece kesin süre içerisinde sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, 3. şahıs mali sorumluluk sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 3. Şahıs Sorumluluk Sigorta Poliçesi uyarınca davacıya ait 8 adet vinç donanımlı kamyonların, üçüncü kişilerin ölmesi, yaralanması veya sıhhatinin muhtel olması, üçüncü şahıslara ait mallarda ziya ve hasar (maddi zarar ve ziyanlar) husule gelmesi sebebiyle, poliçede gösterilen sıfat, faaliyet ve hukuki münasebetlerinden dolayı, kendisine karşı, üçüncü şahıslar tarafından ileri sürülecek zarar ve ziyan taleplerinin neticelerine karşı, mevzuat hükümleri dairesinde ve poliçede tesbit olunan meblağlara kadar teminat altına alınmış olup, teminatın başlangıç tarihi 16.07.2014, bitiş tarihi ise 16.07.2015 olarak belirtilmiştir.
Davacı taraf, 31.03.2015 tarihinde davacıya ait … plakalı aracın dava dışı … ‘ye ait fabrikada çalıştığı sırada, bu şirkete ait torna tezgahının taşınması esnasında bağlama millerinin eğilmesi nedeniyle torna tezgahının düşerek hasarlandığı, dava dışı üçüncü kişinin bu şekilde zarara uğradığı, davacı tarafından, üçüncü kişinin zararının tazmini hususunda davalı şirkete başvurulduğu, ancak davalı şirketin sigorta poliçesinin primlerin ödenmemesi nedeniyle iptal edildiğinden bahisle bu talebi reddettiği iddiasıyla eldeki davayı açmış, dava dilekçesi ekinde davacıya ait vincin kullanımı sırasında meydana gelen kaza sonucunda dava dışı üçüncü kişi … ‘ye ait torna tezgahında oluşan hasarın giderilmesine ilişkin olduğu iddia edilen, dava dışı … tarafından … adına düzenlenmiş 11.07.2015 tarihli 8.785,10 TL tutarlı fatura sunulmuş olup, delil olarak prim ödemelerine ilişkin hesap özetleri, kredi kartı ile ödeme formu, dava dışı … ‘nin riziko ihbarı ile bu şirkete ait torna tezgahının onarımına ait fatura, sigorta poliçesi ve bilirkişi incelemesine dayanılmıştır.
İlk derece mahkemesince 04.04.2016 tarihli ara karar ile taraf vekillerine dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları delil ve belgeleri sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekilince bu sürede belge sunulmamıştır.
Mahkemece, dava konusu makinede meydana gelen hasarın ve miktarının, taraflar arasındaki sigorta paliçesinin usulüne uygun şekilde kurulup kurulmadığının ve geçerli olup olmadığının, davalıdan talep edilebilecek bir bedelin bulunup bulunmadığının tespiti için ilk derece mahkemesince dosyanın makina mühendisi ve sigorta hukuku konusunda uzman bilirkişilere tevdi edildiği, ancak bilirkişilerin makinadaki zararın ne olduğu konusunda fatura, resim gibi belgelerin dosyaya sunulmaması nedeniyle rapor düzenlemenin mümkün olmadığını belirterek dosyayı iade ettikleri anlaşılmaktadır. Mahkemece 18.12.2017 tarihli ara karar ile davacı vekiline, dava konusu iş makinasında oluşan hasarın sebebi ve tamirine ilişkin sunulan fatura içeriğinin denetlenmesi amacıyla iş makinasında onarımı gereken kısımların ve parçaların neler olduğu hususunda düzenlenmiş tutanak, rapor ve belgeleri sunması için 1 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili 22.12.2017 tarihli dilekçesi ile dava dışı … tarafından düzenlenen 31.03.2015 tarihli tutanak ve 8 adet fotoğrafı mahkemeye sunmuş, davalı vekili delil listesinde yer almayan fotoğrafların bu aşamada sunulmasına muvafakat etmediklerini beyan etmiş, mahkemece davacının zarara ilişkin iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 145. maddesinde “Taraflar, Kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremezler. Ancak bir delilin sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkeme o delilin sonradan gösterilmesine izin verebilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava dışı şirketin uhdesinde olan torna tezgahına ait fotoğrafların varlığının davacı şirket tarafından sonradan öğrenilmesi ve bu fotoğrafların sonradan dava dışı şirketten temin edilerek dosyaya sunulmasının hayatın olağan akışına aykırı olmadığı, HMK’nın 145. maddesi kapsamında yargılamayı geciktirme amacı taşımadığı ve süresinde sunulmamasının davacının kusurundan kaynaklanmadığı kanaatine varılmıştır. Kaldı ki, dava dilekçesi ekinde vincin kullanımı sırasında meydana gelen kaza sonucunda dava dışı üçüncü kişi … ‘ye ait torna tezgahında oluşan hasarın giderilmesine ilişkin olduğu iddia edilen fatura ve dava dışı şirket tarafından davalı sigorta şirketine gönderilen riziko ihbarı sunulmuş olup, bu haliyle dahi sunulan fatura ve yapılan ihbara göre gerçekleştiği iddia olunan kaza ile hasarın uyumlu olup olmadığı hususunda önceki heyetten farklı bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dosyaya sunulan belge ve delillerin davacı tarafça iddia edilen zararın varlığı ve miktarı yönünden kanaat uyandırır nitelikte olmadığı, davacının zarara ilişkin iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.04.2018 tarih 2015/1034 Esas 2018/430 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11.11.2021