Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2242 E. 2021/1195 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2242
KARAR NO : 2021/1195

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2018
NUMARASI : 2014/243 Esas 2018/778 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 18.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18.10.2021

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.06.2018 gün ve 2014/243 Esas 2018/778 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı şirketin Çin’den İzmir’e taşıttırdığı RTG lastik tekerlekli kullanılmamış yeni konteyner saha portal vincinin müvekkili şirket tarafından sigortalanmasını talep etmesi üzerine, müvekkili şirket tarafından 13.02.2013 tarihli 420021003234-8 poliçe nolu emtia nakliyat sigorta poliçesinin düzenlendiğini, ancak davalının 15.216,43 USD sigorta primini ödemediğini, vincin halen … … Liman İşletme Müdürlüğü tarafından İzmir Alsancak Limanında kullanıldığını, alacağın tahsili amacıyla İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2013/8272 E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek, itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, icra dairesinin yetkisiz olduğunu, İİK’nun 50. maddesi uyarınca ilamsız icra takibinde borçlunun takip tarihindeki yerleşim yeri icra müdürlüğünün yetkili olduğunu, müvekkili şirketin yerleşim yeri olan Menemen’de icra takibi yapılması gerektiğini,taraflar arasında poliçe koşulları üzerinde mutakabakat sağlanmadığını, poliçenin işleme alınmadığını, yükleme esnasındaki risklerin müvekkili şirket tarafından üstlenildiğini, müvekkili tarafından yükleme anında doğacak riskler karşılığının sigorta bedelinden düşülmesini talep etmelerine rağmen bu taleplerinin dikkate alınmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, taraflar arasındaki poliçenin düzenlenmesi ve bir kısım maddelere ilişkin görüşmelerin e-mail üzerinden yapıldığı, … Malzeme Dairesi Başkanlığının verdiği yazıya göre poliçenin ilk halinin bu kuruma verildiği ve kullanıldığı, TBK’nın 2/1. maddesi gereğince tarafların sözleşmenin esaslı noktalarında uyuşmuşlarsa 2. derecedeki noktalar üzerinde durulmamış olsa bile sözleşmenin kurulmuş sayılacağı, ikinci derecedeki noktalarda uyuşulmaz ise hakimin uyuşmazlığı, işin özelliğine bakarak karara bağlayacağının düzenlendiği, sigorta sözleşmesinin esas unsurlarının sigorta ettiren yönünden prim ödemek, sigortacı yönünden ise sigorta poliçesindeki klozlarda teminat altına alınan riziko gerçekleştiğinde zarara ödemekten ibaret olduğu, taraflar arasındaki poliçe ile maillerde düzenlenme istenilen hükümlerin tali konulara ilişkin olduğu, davalının sigorta bedeline itirazının olmadığı, bu haliyle tarafların sözleşmenin esaslı unsurlarında anlaştıkları, davacının poliçenin ilk halini davalıya gönderdiği ve davalının da kullandığı, davacının sözleşmeden döndüğüne dair açık bir beyanının bulunmadığı, sözleşmenin en geç poliçenin düzenlendiği 13/02/2013 tarihi itibariyle kurulduğu, prim ödeme borcunun bu tarih itibariyle davalı yönünden muaccel hale geldiği, gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline, hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında hesaplanan 5.976,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, mahkemece yetki itirazı hakkında herhangi bir hüküm kurulmadığını, Menemen İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, 27.02.2013 tarihli e-mail ile teklif edilen değişikliklerin davacı tarafından değiştirilerek sigorta sözleşmesine işlenmediğini, davacı tarafından 28.02.2013 tarihinde poliçenin kendilerince onaylandığı bildirilmiş ise de müvekkili şirket tarafından 11.03.2013 tarihli mektup ile poliçe koşulları üzerinde mutabakat sağlanamadığının yazılı olarak davacıya bildirildiğini, davacı tarafın emtianın taşınmazının hiçbir aşamasında bulunmadığını, rizikoyu üstlenmediğini, konişmentoda dava konusu taşıma sigortasına ilişkin herhangi bir ifadenin yer almadığını, emtianın gemi üstüne bağlanarak taşındığını, lashing adı verilen bu uygulamanın onaylandığına dair belgenin davacı tarafça müvekkiline verilmediğini, davacı şirket tarafından düzenlenen 28.02.2013 tarihli belgede de belirtildiği üzere, dava konusu sigortanın prim borcunun davacı tarafça tahsil erildiğini, poliçenin ilk halinin resmi mercilere verilmesinin gümrük-ithalat mevzuatı uyarınca yasal zorunluluk olduğunu, müvekkilinin mutabık kalındığı zaman poliçenin son halini de resmi mercilere daha sonra sunabileceği düşüncesi ile ilk aşamada poliçeyi yasal zorunluluk gereği, gümrük ve ithalat işlemlerinin devam edebilmesi için sunmak zorunda kaldığını, alacağın likit olmadığın likit olmadığını, inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, emtia nakliyat poliçesinden kaynaklanan prim alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekilince, dava dışı … Genel Müdürlüğü’nce satın alınan ve Çin’den Türkiye’ye nakliyesi davalı şirket tarafından yapılan 4 adet lastik tekerlekli konteyner saha … vinci hakkında taraflar arasında 13.02.2013 tarihli 420021003234-8 nolu emtia nakliyat sigorta poliçesinin düzenlendiği, davalı tarafça prim borcunun ödenmediği iddia olunmuştur. Davalı taraf esasa ilişkin savunmalarının yanısıra yargılama sırasında ve istinaf dilekçesinde davacı şirket tarafından düzenlenen 28.02.2013 tarihli belgeye dayanarak prim borcunun ödendiğini savunmuştur.
Davacı şirket tarafından düzenlenen ve … Genel Müdürlüğü Satın Alma ve Stok Kontrol Dairesi Başkanlığı’nca mahkemeye gönderilen belgeler arasında yer alan 28.02.2013 tarihli yazıda, … Genel Müdürlüğü’ne ait 420021003234 nolu poliçenin vadesi gelmiş prim borcunun tahsil edildiği belirtilmiştir. Ödeme definin yargılamanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün olup, davacı vekilince yargılama aşamasında ve istinafa cevap dilekçesinde 28.02.2013 tarihli belge hakkında beyanda bulunulmadığı anlaşılmakla, mahkemece öncelikle davacı şirkete söz konusu belge konusunda beyanları sorularak, gerektiği takdirde davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişiler tarafından inceleme yapılmak suretiyle, davalının dava konusu prim borcuna ilişkin olarak ödeme yapıp yapmadığı, yapmış ise tutarı konusunda ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.06.2018 tarih 2014/243 Esas 2018/778 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18.10.2021