Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2134 E. 2021/1189 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2134
KARAR NO : 2021/1189
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/05/2018
NUMARASI : 2017/145 Esas 2018/223 Karar
DAVANIN KONUSU : Değer Kaybı Alacağı
KARAR TARİHİ : 15.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.10.2021

Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11.05.2018 gün ve 2017/145 Esas 2018/223 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve ZMMS sigortacısı olduğu traktörün 18.02.2016 tarihinde freni tutmadığı için kayarak kırmızı ışıkta bekleyen müvekkiline ait araca çarpması sonucu müvekkili aracının sol kısmının büyük derecede zarar gördüğünü, ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere aracın birçok parçasının değişmek zorunda kaldığını, davalı sürücünün %100 kusuru ile kazanın meydana geldiğini, davacıya ait araçtaki hasarın 5.500,00 TL olduğunun tespit edildiğini, daha önce başka bir kazaya karışmadığını, kaza neticesinde davacıya ait araçta 15.000,00 TL değer kaybı meydana geldiğini, değer kaybı talebinde bulunabilmek için değer kaybının tespiti için ekspertize 393,00 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, buna rağmen değer kaybı talebinin davalı şirketçe reddedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 393,00 TL ekspertiz ücretinin ve davacının aracında meydana gelen değer kaybı için şimdilik 6.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile değer kaybı talebini 9.140,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, talep edilen değer kaybı tutarının fahiş olduğunu, tamir bedelinden fazla değer kaybı olamayacağını, tek taraflı olarak yapılan tespitin kabul edilemeyeceğini, aracın yaşı, hasar tutarı, hasarın lokasyonundan dolayı araçta fahiş değer kaybı oluşmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından yaptırılan ekspertiz raporunda aracın piyasa rayiç fiyatının fahiş belirlendiğini, müvekkili şirketin ekspertiz ücretinden sorumluluğunun olmadığını, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartları ve ekinde değer kaybının hangi kriterlere göre hesaplanacağının açıkça belirtildiğini, genel şartlar uyarınca hesaplama yapılması gerektiğini, değer kaybı talebine ilişkin müvekkili şirkete tüm belgelerle ihbarda bulunulmadığını, temerrüdün oluşmaması nedeniyle kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddi gerektiğini, davacının aracının sürücüsünün de kusurunun bulunduğunu, haksız fiilden kaynaklanan davada avans faizi talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın davalı sürücünün % 100 hatalı araç kullanımı sebebi ile gerçekleştiği, kaza neticesinde davacı aracında 9.140,00 TL değer kaybı oluştuğu, bu miktarların davalılardan müştereken ve müteselsilen istenebileceği, sigorta şirketi yönünden temerrüdün dava tarihinde gerçekleştiği, bu tarihten itibaren bu davalıdan, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceği gerekçesiyle davanın 8.747,00 TL üzerinden kabulüne, alacağa davalı … yönünden dava tarihinden, davalı … ve … yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, 393,00TL ekspertiz ücretinin yargılama giderlerine dahil edilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili, değer kaybının hatalı tespit edildiğini, kaza tarihi itibariyle dava konusu aracın 12 yaşında 240.408 km de olduğunu, kazadan önce beş kez plakasının değiştiğini ve 12 malik değiştirdiğini, tramer sistemine kaydı geçen iki kazaya karıştığını, aracın emsal değerinin bu kazalarla düştüğünü, aracın emsal değerinin hasarsız daha önceden hiç kazaya karışmamış araç fiyatlarına göre esas alınmasının hatalı olduğunu, aracın emsal değerinin aracın yaşı, kilometresi, kaç kez el değiştirdiği, daha önceden karıştığı kazalar gibi hususlar gözetilerek tespit edilmesi gerektiğini, herhangi bir gerekçe sunulmadan hazırlanan bilirkişi raporunda aracın emsal değerinin fahiş tespit edildiğini, bilirkişi tarafından genel şartlarda belirtilen hesaplama tekniğine göre yapıldığı yazılan hesaplamanın genel şartlar ekindeki hesaplama tekniklerine göre yapılmadığını eksik ve yanlış hazırlandığını, tespit edilen 9.140,00 TL değer kaybı tutarının genel şartlar ekindeki hesaplama tekniğine ve Yargıtay’ın belirlediği kriterlere göre yapılmadığını, formülün tamamının kullanılması halinde değer kaybının sıfır olması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından bağımsız ekspere yaptırılan değer kaybı ekspertiz raporunda davacının aracında meydana gelen değer kaybının sıfır olduğunun tespit edildiğini, araçtaki hasar bedelinden fazla değer kaybı tespit edilmiş olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, poliçe tanzim tarihi itibariyle yeni genel şartların yürürlükte olmadığını, bu sebeple Yargıtay kararlarında belirtilen hesaplama tekniklerinin kullanılarak değer kaybının tespiti gerektiğini, bilirkişi kök raporunda Yargıtay’ın emsal kararları değerlendirilerek araçta meydana gelen değer kaybının 2.000,00 TL olarak tespit edildiğini, Yargıtay kararlarına uygun tespit edilen bu tutara göre karar verilmesi gerekirken poliçe tanzim tarihi itibariyle yürürlükte olmayan genel şartlar ekindeki hesaplama tekniği kullanılarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava açmadan önce sigortacıya başvurulmasının ön şart olduğunu, sigorta şirketine başvuru için herhangi bir eksper raporu talep edilmediğini, davacının ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeden eksper raporu aldırmasının tamamen kendi insiyatifinde olup başvuru yapmadan ekspertiz raporu temin edip doğrudan dava açmasının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, kendisine hasar başvurusu yapılmadığı için hiçbir kusuru olmayan sigorta şirketinin ekspertiz ücretinden sorumlu tutulmasının adalete ve hakkaniyete aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, trafik kazasına sebebiyet veren karşı aracın sürücüsü, maliki ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısından araç değer kaybı bedeli ve ekspertiz ücreti istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın 8.747,00 TL üzerinden kabulüne, 393,00TL ekspertiz ücretinin yargılama giderlerine dahil edilmesine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Yargıtay 17. HD’nin yerleşik içtihatlarına göre (Yargıtay 17. HD’nin 19.04.2016 gün ve 2015/18080 E.-2016/4971 K. sy. kararında olduğu üzere) poliçe 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenmişse araçta meydana gelen değer kaybının tespiti için, aracın kaza tarihindeki hasarsız hali ile piyasa rayiç değeri ve araçtaki hasar onarıldıktan sonraki hali ile piyasa rayici belirlendikten sonra aradaki fark değer kaybı zararı olarak kabul edilmektedir.
Mahkemece alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında , davacının aracının kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el piyasa değeri arasındaki farka göre 2.000,00 TL, 01.06.2015 tarihli genel şartlara göre yapılan hesaplamaya göre 9.140,00 TL değer kaybı hesaplanmış, mahkemece 01.06.2015 tarihli genel şartlara göre yapılan hesaplamaya itibar edilerek 8.747,00 TL değer kaybı bedeline hükmedilmiştir. Poliçe 20.03.2015 tarihli olup poliçe tarihi itibariyle 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlar yürürlükte olmadığından değer kaybının yeni genel şartlara göre hesaplanması mümkün değildir. Davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerektiğinden mahkemece 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlara göre hesaplanarak belirlenen değer kaybına itibar edilmesi doğru değildir. Mahkemece alınan bilirkişi kök raporunda, aracın 2.el piyasa rayiç değeri 40.000,00 TL, kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el piyasa değeri 38.000,00 TL, arasındaki farka göre değer kaybının 2.000,00 TL olduğu belirtilmiş ise de; araştırmaların ve emsallerin dayanakları belirtilmemiş, aracın 2.el piyasa değerleri soyut ve afaki olarak belirlenmiştir.Bilirkişi raporu bu haliyle yetersiz, gerekçesiz, dayanaksız, denetime ve hükme elverişli olmadığı gibi davacının ve davalının aldığı ekspertiz raporları ile de çelişkilidir. Mahkemece alanında uzman bilirkişiden Yargıtay içtihatlarında belirtildiği gibi kaza nedeniyle oluşan hasarın nitelik ve niceliği, aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi,tramer kayıtlarına göre geçmiş hasar kayıtları, emsal araçlara ilişkin ibraz edilen ilan suretleri gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki farka göre değer kaybının belirlenmesine yönelik ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak ortaya çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken poliçe tarihinde yürürlükte olmayan 01.06.2015 tarihli genel şartlara göre yapılan hesaplamaya göre tespit edilen değer kaybına hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın kaldırılması gerekmiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.05.2018 tarih 2017/145 Esas 2018/223 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı … vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15.10.2021