Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/2061 E. 2021/1015 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2061
KARAR NO : 2021/1015

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26.06.2018
NUMARASI : 2015/130 E. 2018/605 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 20.09.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.09.2021

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.06.2018 tarih 2015/130 E. 2018/605 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı … ortağı olduğunu, kooperatife karşı belirli parasal yükümlülüklerini yerine getirilmediği gerekçesiyle, müvekkilinin ortalıktan çıkarıldığını, müvekkilin ortaklıktan çıkarıldıktan sonra kendisine tahsis edilen daireyi, mahkeme kararına dayanarak kooperatife teslim ettiğini, ancak müvekkilinin yaptığı ödemelerin iade edilmediğini, müvekkiline ödenmesi gereken miktarın İzmir 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 201 / 306 E. 203 / 47 K. sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda müvekkilinin 81.636,00 TL ödeme yaptığı ve bu miktardan giderlerin düşülmesinden sonra, 79.054,00 TL’nin iade edilmesi gerektiğinin tespit edildiğini, üç yıldan fazladır iade yapılmadığını, ayrıca kuradan sonra kaba inşaat olarak teslim alınan daireye müvekkilinin faydalı masraflar yaptığını, tespit mahkemesince alınan bilirkişi raporunda bu masrafların 35.105, 00 TL olarak belirlendiğini, müvekkili diğer ortaklarla aynı miktarda ödeme yaptığı halde, müvekkili ortaklıktan çıkartılmış iken diğer ortakların yıllardır dairelerinde oturduklarını, bu nedenle ” denkleştirici adelet ilkesi ” gereğince , müvekkilin ödediği paranın değil, evin değerinin ödenmesi gerektiğini, kooperatifin taşınmazı başkasına devrederek gelir elde edeceğini, davalının icra takibine itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, icra inkar tazminatının tahsiline fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına kara verilmesin talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının yaptığı ödeme tutarının 81.636,00 TL olduğunu, ancak, nihai hesaplaşma sırasında bu bedelden mahsubu gereken kalemler bulunduğunu, eldeki davada mahsup işlemlerinin yapılabileceğini, tespit raporunda dairenin 10 yıldır kullanılması nedeniyle, yıpranma payının dikkate alınmadığını, itiraz edildiğini, yapılan imalatların ömrünü tamamladığın savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ; kooperatif ortağı olan davacıya … Ada, … parsel üzerinde inşa edilen … Blok ….Kat …. nolu bağımsız bölümün boş olarak tahsis edilerek teslim edildiği, 27.02.2011 tarihli Genel Kurulda davacının ihracının onaylandığı, genel kurul kararına karşı dava açılmadığından çıkarma kararının 2011 yılında kesinleştiği, ortaklık ilişkisi devam ettiği dönemde, davacı tarafındadn 81.636,00 TL ödeme yapıldığı, ihraç edilen davacıya yaptığı ödemelerin tamamını değil payına isabet eden giderlerin mahsup edilmesinden sonra bakiyesinin ödenmesi gerektiği, lirkişi raporunda, davacının 2007 Ekim ila 2010 Mart aylarını kapsayan dönemde 32.632,00 TL tutarında aidat ve ara ödeme borcunu ödemediğinin, bu borca genel kurulu kararı doğrultusunda 2008/Haziran ayı ve önceki için aylık % 10, 2008/Temmuz ayı ve sonrası için aylık % 5 üzerinden gecikme faizi hesaplandığı, toplam tutarın ise 28.554,00 TL olduğu ancak 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 120/2.maddesi uyarınca yıllık faizin % 18 üzerinden hesaplanması gerektiği, dolayısıyla davacının davalı kooperatife 2007 Ekim ila 2010 Mart ayları arasında toplam faiz borcunun 7.891,00 TL olduğunun hesaplandığı, ortaklık ilişkisinin 2011 yılında sona erdiği, anılan yılın olağan genel kurul toplantısının ise 26.12.2012 tarihinde yapıldığı, genel kurulda davalı kooperatifin 2011 yılına ait hesaplarının ibra edilerek kesinleştiği, buna göre bilanço tarihinin 26.02.2012 olup davacıya herhangi bir ödeme yapmayan kooperatifin 26.03.2012 tarihi itibari ile temerrüde düştüğü, davacıya kaba inşaat halinde dairenin teslim edildiği, ince işlerinin davacı tarafından yapıldığının tarafların kabulünde olup dairenin davalı kooperatife teslim edildiği tarih olan 16.05.2014 tarih itibari ile davacının dava konusu daireye yaptığı faydalı imalatların, yıpranma bedelinin ve pojeye aykırı olarak yaptığı imalatların projeye uygun hale getirilmesi bedelinin mahsubu sonucunda yaptğı faydalı faydalı imalat bedelinin benimsenen bilirkişi raporuna göre 22.123,39 Tl olduğu, dairenin teslim tarihi ile icra takibinin yapıldığı 27.11.2014 tarihi arasında faydalı imalat bedelinin gecikme faiz miktarının 1.061,92 TL olduğu , davacının davalı kooperatiften 69.995,93 TL ayrılma payı alacağı, 16.834,03 TL işlemiş faiz ve 22.123,39 TL iade edilen daireye yapılan faydalı imalat bedeli ve 1.061,92 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 110.015,27 TL alacağının bulunduğu, bu bedeli davacıya ödemesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının İzmir 11. İcra Dairesinin 2014/15936 takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, 69.995,93 TL ayrılma pay alacağı, 16.834,03 TL işlemiş faiz, 22.123,39 TL iade edilen daireyi yapılan faydalı masraflar ve 1.061,92 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 110.015,27 TL üzerinden takibin devamına, fazla istemin reddine, 92.119,32 TL üzerinden takip tarihinden itibaren %9’u geçmemek üzere yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili, davacının ortaklıktan ayrıldığı yılın bilançosunda gösterilen genel giderlerden davacı payına düşen miktar 27.665, 98 TL olduğu halde, mahkemece 2.582,00 TL olarak mahsubu yapıldığını, 2011 nizamında genel giderler toplamının 1.106.639, 49 TL olduğunu ve bu miktarın 40 ortağa bölünmesiyle fert başına 27.665, 98 TL düştüğünü,bu miktarın mahsubu gerekirken 2.582,00 TL mahsup yapıldığını, zamanında ödenmeyen aidatların gecikme faizleri toplamı 28.554,00 TL olduğu halde, mahkemece 7.891,00 TL olarak eksik şekilde mahsup yapıldığını, davacı her ne kadar üyelikten ihraç edilmiş ise de ortaklığının devam ettiği sürece ilişkin aidatlardan ve gecikme faizlerinden sorumlu olduğunu, ihracına ilişikn masrafların da mahsubunun yapılmasının hatalı olduğunu, genel kurul karalarında alınan karrlar gereğince, ortakların ayrılmalarıhalinde kendilerinden alınması ve mahsubu gereken tutarların mahsup edilmediğini, 05.07.1993 ile 31.12.2007 tarihlerinde görev yapan yöneticilerin 936.389, 88 TL ‘yi zimmetlerine geçirdiklerinin ve bu miktarın toplam aidatın % 25, 93 ‘ üne tekabül ettiğinin belirlenmesi üzerine, bu tutarların ilgililerden tahsiline ve davalar sonuçlanıncaya kadar ortaklıktan ayrılan ortakların yatırdıklara tutarın içerisinden orana karşılık gelen tutarın da zimmet katkı payı olarak kesilerek mahsubuna, ilgililerden tahsili halinde kesinti yapılan kişilere iadesine 03.10.2010 tarihli genel kurulun 7/ a maddesinde ve 27.02.2011 tarihli genel kurulun 1. Maddesinde kara verildiğini, bu karalara göre davacıdan 21.168,22 TL 7nin mahsup edilmesi gerektiğini ,dilekçelerinde belirtitikleri icra ve mahkeme dosyalarındaki masraflarında mahsubunu yapılmadığını, İzmir 8.Asliye Ticaret mahkemesindeki davanın konusu farklı bu dosyada düzenlenen rapora göre değerlendirme yapılamaycağı, tespit dosyasında düzenlenen raporun eksik ve hatalı olduğunu dairenin teslim alınmasından sonra İzmir 7.Asliye ticaret mahkemesincin tesipt dosyasında düzenlenen raporda, davacının yaptığı imalat bedelelrinin yıpranma payı hariç 14.390,00 tl olduğu, projeye aykırı yaptığı tadilatların eski hale getirme bedelinin 3.200,00 TL olduğu belirlendiği halde, davacının 35.105,00 TL talep ettiğini, alacağın likit olmadığını, her ne kadar taraflarınca hükmedilen miktar kabul edilmemekte ise de hükmedilen miktarın talepten az olduğunu, buna göre alacğın likit olmadığını, ortağın ayrıldığı yıl bilançusunun yapıldığı genel kurul kara tarihinin yanlış yorumlandığını,, yasa ve ana sözleşmede kastedilen son yıl yapılan giderler olmadığını, bilançonun her yıl devrederek yeni yıl bilançosuna genel giderlerin işlendiğini, kooperatifin kuruluşundan itibaren bu tutarların toplamı 1.106.639, 49 TL olduğunu, bilirkişi raporunda ise ayrıldığı 2011 yılının genel gideri 103.278, 35 TL ‘nin 40 ortağa bölüştürülmesiyle 2.582,00 TL hesaplandığını, önceki yıllardaki genel giderlerinde mahsubu gerektiğini, alacak tutarları bahsedilen sebeplerle belirsiz olması nedeniyle alacak likit olmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi karanın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, kooperatif ortaklığından ihraç edilen davacıya çıkma payının ve taşınmaza yaptığı faydalı masrafın ödenmesi amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, kooperatif ortağı olan davacıya, … ada … parsel saylı taşınmaz üzerindeki … Blok ….Kat … nolu bağımsız bölümün kaba inşaat olarak teslim edildiği, davacının diğer kooperatif ortakları gibi dairenin ince işlerini yaptırdığı, 27.02.2011 tarihinli Genel Kurulda alınan kararla , aidat borçlarını ödemeyen davacının ihracının onaylandığı, genel kurul kararına karşı dava açılmadığından çıkarma kararının 2011 yılında kesinleştiği, davacı tarafça 79.054, 00 TL ayrılma payı, 19.289, 18 TL işlemiş faiz, 35.105,00 TL faydalı masraf,1.711,37 TL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 135.169, 37 TL’nin tahsili amaçlı, davalı kooperatif hakkında icra takibi başlattığı, borcun tamamına yapılan itiraz üzerine, itirazın iptali davası açıldığı görülmektedir.
Kooperatiften çıkan ve çıkarılan ortaklarla ilgili hesaplaşma Kooperatifler Kanunu’nun 17. ve anasözleşme 15. madde uyarınca yapılır. Bu maddelere davacının alacağı ayrıldığı yıl bilançosunun görüşüldüğü genel kuruldan 1 ay sonra muaccel olur. Ayrıca, konuta yapılan faydalı masrafların ödenmesi de talep edilebilir.
Bilirkişi raporları ve dosya kapsamından; davacı tarafından toplamda 81.636,00 TL ödeme yapıldığı, davacının 2007 Ekim ive 2010 Mart aylarını kapsayan dönemde 32.632,00 TL tutarında aidat ve ara ödeme borcunu ödemediğinden, bu borca genel kurul kararı doğrultusunda 2008/Haziran ayı ve önceki için aylık % 10, 2008 / Temmuz ayı ve sonrası için aylık % 5 üzerinden gecikme faizi hesaplandığı, toplam tutarın ise 28.554,00 TL olduğu ancak 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 120/2.maddesi geriye yürütülerek uygulanacağından yıllık faizin % 18 üzerinden hesaplanması gerektiği, bu madde hükmü uyarınca yapılan hesaplamaya göre, davacının davalı kooperatife 2007 Ekim ila 2010 Mart ayları arasında toplam faiz borcunun 7.891,00 TL olması gerektiği, ortaklık ilişkisi 2011 yılında sona erdiğinden, bu yıla ait bilançonun 26.12.2012 tarihindeki genel kurulda ele alındığı, bu genel kurulda 2011 yılına ait hesaplarının ibra edilerek kesinleştiği, bir ay sonra 26.02.2012 tarihinde alacak muaccel olduğu halde, davacıya ödeme yapılmadığı, bu genel kurulda davacının ortalıktan ayrıldığı yıla ait bilanço görüşülerek kesinleştiğinden, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17. ve anasözleşme 15. madde uyarınca, 2011 yılına ait bilançoya göre giderler toplamı 103.278, 35 TL esas alınarak, 40 ortak sayısına bölünmesiyle mahsup edilecek giderin 2.582, 00 TL olduğu, zimmet suçu işlendiği iddia edilmiş ise de bu suçun işlendiğine ve işlenmiş ise miktara ilişkin bir karar bulunmaması, ayrıca zimmet suçu işleyenlerden tahsil edilmesinin gerekmesi ve tahsil edebilme imkanı bulunması nedeniyle, belirsiz bir duruma dayanarak, ihtimali gider kabul edilerek, mahsup yapılmasının istenmesinin hakkaniyete ve yasal düzenlemelere uygun olmadığı, bilirkişi raporunda davacıya gönderilen ihtarnameler gider toplamının 1.166,17 TL belirlendiği ve raporda davacının yatırdığı 81.636,00 TL ‘den ,2012 ylı bilançosundaki giderlere göre davacının payına düşen 2.582,00 TL gider ve kendisine yapılan ihtarlar gideri 1.166,17 TL ile davacının yukarıda açıklanan aidat ödemelerinin gecikmesinden kaynaklanan TBK ‘ nın 120. maddesi uyarınca tahakkuk eden 7.891, 90 TL gecikme faizinin mahsup edilerek , çıkma payının 69.995, 93 TL , işlemiş faiz alacağının 16.384, 03 TL hesaplandığı ve yapılan bu hesaplamaların yasal düzenlemeler ile dosya kapsamına uygun olduğu, diğer yıllara ait bilançoların yasal düzenlemeler gereği dikkate alınmamasının doğru olduğu, her ne kadar davacı ile davalının talebi üzerine düzenlenen tespit raporları çelişkili ise de, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi heyet raporunda inşaat bilirkişisi tarafından çelişkiyi gideren tespitler yapılarak ve % 10 yıpranma payı oranı ve projeye aykırı imalatların uygun hale getirilmesi masrafı, yapılan masraftan mahsup edilerek, davacının 22.123,39 TL alacağının hesaplanmasının dosya kapsamına uygun olduğu, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporlarının, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince , hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun düzenlenmesine, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, verilen kara hukuka uygun olup, davalı vekilinin vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 7.515,14 TL’den peşin alınan 1.878,80 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 5.636,34 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.20.09.2021