Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1939 E. 2021/684 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/1939
KARAR NO : 2021/684

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21.06.2018
NUMARASI : 2016/838 E. 2018/779 K.

DAVANIN KONUSU : Hasar ve Değer Kaybı Tazminatı
KARAR TARİHİ : 08.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.06.2021

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi verilen 21.06.2018 gün ve 2016/838 E. 2018/779 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye …… tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 25.04.2016 tarihinde müvekkiline ait araca davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı aracın çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının hasarlandığını, İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/78D.İş sayılı dosyasıyla yapılan delil tespiti sonrası alınan bilirkişi raporunda müvekkiline ait araçta 20.614,00 TL hasar olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin davalıya yaptığı başvurudan sonuç alamadığını ileri sürerek, belirsiz alacak davasına esas olmak üzere hasar bedeline mahsuben 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline, toplam 942,20 TL delil tespiti giderinin yargılama gideri olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle toplam talebini 17.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, yokluklarında yapılan delil tespitini kabul etmediklerini, bilirkişi raporundaki parça ve onarım miktarının fahiş olduğunu, hasarlandığı belirtilen parçaların davaya konu kaza ile uyumlu olup olmadığının belli olmadığını, davacıya ait aracın 2010 model, çok eski ve yıpranmış bir araç olması nedeniyle mutlaka amortisman ve hurda tenzili yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı nezdinde sigortalı aracın % 100 oranında kusurlu olduğu, araçta 3.000,00 TL değer kaybı, 10.300,00 TL’lik hasar oluştuğu, ATK raporunda kaza ile hasarın uyumlu olup olmadığının tam tespiti için yeterli imkanların bulunmadığı, çarpışma testlerinin yapılması gerektiğinin belirtildiği, ilk bilirkişi raporunda kaza ile hasar uyumlu olmadığı belirtilmiş ise de kaza tespit tutanağının davacı ile davalının sigortalısı arasında düzenlendiği, rizikonun belirtilen şekilde meydana gelmediğini iddia eden sigortacının rizikonun ne şekilde meydana geldiğini ispat etmesinin gerektiği, davalının ispat yükünü yerine getiremediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 10.300,00 TL hasar, 3.000,00 TL değer kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, kazanın oluş şekli ile ilgili alınan bilirkişi raporunda kazanın gerçeğe aykırı bir kaza olduğunu teknik yönleriyle ortaya konulduğunu, bu raporu çürütür başka bir rapor bulunmadığını, ATK raporunun şablon, matbu ve birkaç kelimeden ibaret olduğunu, hasar ile kazanın uyumlu olup olmadığı yönünden bir tespit yapılmadığını, ilk bilirkişi raporuna göre davanın reddedilmesi ya da İTÜ veya Karayolları fen heyetinden yeniden rapor alınması gerektiğini, yine aynı vekil tarafından takip edilen bir başka davada İzmir 6. Tüketici Mahkemesince verilen aleyhe karar bulunduğunu, ilk derece mahkemesince kazaya karışan ve kazada mağdur olduğu öne sürülen araç için de yine aynı vekiller aracılığı ile aynı yöntemler izlenerek aracın eksper tarafından görülmesi özellikle engellenmeye çalışılarak ve yine aynı şüpheli durumları ihtiva ederek İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2017/204 E sayılı bir dava dosyasının olduğu da hiç dikkate alınmadığını, mahkemece bu dosya celp edilip her iki araç yönünden tespit edilen olumsuzluklar, uyumsuzluklar birlikte irdelenerek en azından mevcut çelişki ve farklılıkların giderileceği mahiyette yeniden bir rapor aldırılması yoluna gidilmeden itirazlar karşılanmadan hiçbir gerekçe, somut dayanak içermeyen davaya konu kaza ile ilgili en ufak bir tespit ve değerlendirme yapmaktan dahi yoksun çok genel ve şablon bir metinden ibaret ATK raporuna göre hüküm kurulduğunu, aracın 2010 model, eski ve yıpranmış bir araç niteliği taşıdığını, amortisman ve hurda tenzili yapılması icap ettiğini, aracın yaşı, kilometresi ve kullanılmışlık düzeyi dikkate alındığında davacıya ait araçta değer kaybı oluşması kesinlikle mümkün değil iken sadece tahmine ve takdire dayalı değer kaybı tespit edildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, hasar ve değer kaybı tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Davacı vekili, müvekkiline ait araca davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı aracın çarpması nedeniyle müvekkilin aracının hasarlandığını, değer kaybına uğradığını ileri sürerek tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak alınan ilk bilirkişi raporunda hasarlı kısımlar ve kaza mahalli irdelenerek hasar ile kazanın uyumlu olmadığı belirtilmiş, itiraz üzerine ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda ise hasar ile kazanın uyumlu olup olmadığının evrak üzerinden tespit edilemeyeceği belirtilmiştir. Görüldüğü üzere ilk bilirkişi raporu ile ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapor arasında çelişki bulunmaktadır. Mahkemece, yeni bir bilirkişi heyetinden bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde kaza ile hasarın uyumlu olup olmadığı yönünden denetime elverişli rapor alınarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi yerinde değildir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.06.2018 tarih 2016/838E, 2018/779 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
5-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08.06.2021