Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1937 E. 2021/683 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1937
KARAR NO : 2021/683
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21.06.2018
NUMARASI : 2017/596 E. 2018/662 K.
DAVANIN KONUSU : Hasar Bedeli
KARAR TARİHİ : 08.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.06.2021

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.06.2018 tarih 2017/596 E. 2018/662 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın davacıya ait araca tam kusuru ile çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacı aracının hasarlandığını, hasar bedelinin tespiti amacıyla İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/59 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talep edildiğini, tespit bilirkişi raporunda müvekkiline ait araçta 23.400,00 TL hasar olduğunun belirtildiğini, davalı sigortaya yapılan başvuru üzerine herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla hasar bedeline mahsuben 10.000,00 TL değer kaybı alacağına mahsuben 10,00 TL olmak üzere toplamda 10.010,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 1.004,60 TL delil tespit giderinin yargılama giderlerine dahil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle hasar bedeli talebini 20.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın oluşumunda davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı kamyonet sürücüsünün yüzde yüz oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsü ile dava dışı diğer araç sürücüsünün kusurları bulunmadığı, kaza sebebiyle davacıya ait araçta onarımı ekonomik olmayacak şekilde hasar oluştuğu, davacı aracının kaza tarihi itibariyle ikinci el piyasa değerinin 32.000,00 TL’sı olduğu, aracın hurda (sovtaj) değerinin 12.000,00 TL’sı olduğu, araçta bu nedenle oluşan hasar bedeli zarar miktarının 20.000,00 TL olduğu, bu miktarın da ZMSS poliçesi limiti ve kapsamı dahilinde kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 20.000,00 TL hasar bedeline ilişkin maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davalı … şirketince hazırlanan araştırma raporunda söz konusu kazaya karışan aracın hasarı ile kaza arasında uyumsuzluk tespit edildiğini, uyumsuz hasar ve hasar boyutlarında görülen tutarsızlıklar nedeniyle talebin reddedildiğini, dava açmadan önce alınan tespit raporu ile neredeyse aynı bilirkişi raporu düzenlendiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, kusur ve maddi zarar yönünden itirazları mevcut olduğundan yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, kaza ile oluşan hasarlar arasında özellikle hasar boyutları açısından son derece fahiş rakamlar bulunduğunu, kazanın oluş şekli ve kaza yapan araç incelendiğinde hükmedilen maddi hasarın gerçeği yansıtmadığını, trafik sigortası genel şartlarının B2 maddesinin b fıkrasının 2.paragrafına göre hasar gören parçanın onarımının mümkün olmaması ya da eşdeğer parça ile değiştirilme imkanı yok ise yenisi ile değiştirilmesi gerektiğini, değişimi gereken parçalar bakımından ise parça tedariki hakkı bulunduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla maddi zarara uğradığı iddia edilen aracın hasar gören kısımlarının hasar boyutları ve niteliklerine göre onarım yönteminin belirlendiğini, söz konusu aracın zararına konu herhangi bir parça ve aksamının bulunmadığını, boya işlemsiz ve mini onarımla giderilebilen basit kaporta, plastik tampon, plastik çamurluk ve diğer plastik parça onarımları, jant, lastik ve mekanik tüm parçalar, elektrik, elektronik, tüm hava yastıkları, radyo, cd, navigasyon cihazları, cam kilit, döşeme aksamlarındaki hasarların maddi zarar kapsamı dışında kaldığını, zararın yasal mevzuata cari ilkeler ışığında belirlenmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun hukuki dayanaktan yoksun, hatalı ve denetime elverişsiz , kararın hukuka ve kanuna aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, kazaya sebebiyet verdiği ileri sürülen karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından araç hasar bedeli ve değer kaybı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile 20.000,00 TL hasar bedeline ilişkin maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, değer kaybı isteminin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece trafik uzmanı ve makine mühendisinden alınan 16.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda, taraflar arasında maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı tutulduğu, bu tutanağa ve hasarlı araçların fotoğraflarına göre davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı kamyonetin önündeki dava dışı araca arkasından çarpması sonucu davacının aracının kontrolünü kaybederek yolun sağındaki kaldırım ve duvara çarptığı, kazanın oluşumunda davalı … şirketine trafik sigortalı aracın sürücüsünün takip mesafesini korumaması ve KTK’nın 56/c maddesinde belirtilen kuralı ihlal etmesi nedeniyle %100 oranında asli kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsü ile dava dışı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, davacıya ait araçtaki hasarın kaza ile uyumlu olduğu, araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere KDV dahil 23.400,00 TL onarım bedeli gerektiği, aracın kaza tarihi itibariyle 2.el piyasa değerinin 32.000,00 TL olduğu, aracın hasar bedelinin 2.el piyasa değerinin %73’üne tekabül etmesi nedeniyle aracın tamirinin ekonomik olmadığı, pert total olarak değerlendirilmesinin uygun olduğu, alınan sovtaj tekliflerinin değerlendirilmesi sonucunda aracın kaza tarihi itibariyle hurda satış değerinin 12.000,00 TL olacağı, bu nedenle aracın 2.el piyasa değeri olan 32.000,00 TL’den kaza sonrası hasarlı sovtaj değeri olan 12.000,00 TL’nin mahsup edilmesi ile toplam zararın 20.000,00 TL olacağı belirtilmiş, mahkemece rapor benimsenerek 20.000,00 TL hasar bedeline ilişkin maddi tazminata hükmedilmiştir.
Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu, delil tespiti sonucu düzenlenen tespit bilirkişi raporu ile de uyumlu, gerekçeli, teknik ve bilimsel, denetime elverişli olup davalı … şirketinin gerçek zarardan sorumlu olması nedeniyle mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmayıp davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.366,20 TL’den peşin alınan 375,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 990,30 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 08.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.