Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1936 E. 2022/770 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/1936
KARAR NO : 2022/770

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2018
NUMARASI : 2014/718 Esas 2018/584 Karar
BİRLEŞEN İZMİR 3.SULH HUKUK MAHKEMESİNİN 2010/331 ESAS 2010/858 KARAR SAYILI DOSYASINDA
DAVANIN KONUSU : Çekin İstirdatı, Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 17.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.06.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 03.05.2018 gün ve 2014/718 Esas 2018/584 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA : Davacı vekili, 05.08.2009 tarihinde müvekkili şirketin fabrikasında hırsızlık yapıldığını, şirket kasasındaki 13 adet müşteri çekinin çalındığını, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/483 E sayılı dosyası ile 12 adet çekle ilgili çek iptali davası açıldığını, ödeme yasağı kararı alındığını, davalı … Şti vekilinin 3 adet çekle ilgili olarak başlattığı icra takiplerine dayanarak üç adet çekin hamili olduğundan bahisle katılma talebinde bulunduğunu, bunun üzerine mahkemece çeklerin istirdatı davası açmak üzere müvekkiline süre verildiğini, 8.447,38 TL bedelli çekteki müvekkili şirket yetkilisinin imzası mevcut ise de şirket kaşesinin sahte, müvekkili şirket unvanı ve adresinin hatalı olduğunu, 8.126,00 TL çekin … A.Ş’den alındığını, imzalı ise de kaşesi olmadığını, bu şirketin cirosunun altında müvekkili şirket yetkilisinin imzası var ise de kötü niyetli hamilin bu çeki icraya koyarken bir önceki çekteki gibi kaşelemeyi unuttuğunu, 7.500,00 TL lik çek ciranta … A.Ş. ‘den alınmış ise de müvekkili şirketin herhangi bir işareti yer almadığını, müvekkilinin zilyetliğinde bulunan bu üç çekin davalı şirketin eline geçtiğini, müvekkilinin davalılarla hiçbir ticari rabıtasının söz konusu olmadığını, hamil şirketin kötüniyetli ve çek iktisap ederken ağır kusurlu olduğunu ileri sürerek, menfi tespit yönünden 9064334 nolu keşidecisi … Şti. olan 28.08.2009 keşide tarihli 8.447,38 TL bedelli çekle ilgili olarak müvekkilinin davalılara borcu olmadığının tespitine, bahsi geçen çekle ilgili olarak İİK’nın 72/5 maddesine istinaden % 40’dan aşağı olmamak üzere haksız takip tazminatına hükmedilmesine, çek istirdatıyla ilgili talepleri yönünden de davalı şirketin elinde bulunan keşidecisi … Şti olan 8.447,38 TL, keşidecisi … A.Ş. olan 25.08.2009 keşide tarihli 8.126,00 TL, keşidecisi … Derneği olan 31.08.2009 keşide tarihli 7.500,00 TL bedelli çeklerin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı …. Şti. vekili, davaya konu istirdadı ve menfi tespiti talep edilen çekin müvekkili tarafından ciro edilmediğini, müvekkilinin ne davacıyla ne de diğer davalılarla ticari ilişkisi bulunmadığını, müvekkili hakkında 8.447,38 TL çekle ilgili olarak Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2009/10160E sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, müvekkilinin takibe ve imzaya itiraz ettiklerini, kaşesi ve imzası sahte olarak kullanılan müvekkilin dava ve takiplerle mağdur edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …, nüfus cüzdanının 12.08.2009 tarihinde işyerinden meçhul şahıslar tarafından çalındığını, çalınan kimliğinde bir şekilde değişiklik yapan ya da kimlik bilgilerini kullanarak sahte belge düzenleyen şahıs bir çok olaya karışmış olmalı ki şüpheliler … ve … hakkında soruşturma başlatıldığını, takipsizlik kararı verildiğini, davacıların dava açtıkları … ile kendisinin farklı olduğunu, dava açılan kişinin … kimliğini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Şti. vekili, çeklerin müvekkili şirketten önceki ciranta olan …’in iplik satımı nedeniyle müvekkili şirkete çekleri verdiğini, davalı şirketin kaşesinde … Makine-Makina yazılışı yahut kaşesindeki adresin şirketin adresi olduğunu kabul ettikleri Maslak/İstanbuldaki showroom adresi olması nedeniyle davacı şirketin bilgisi dışında çeklerin elinden çıktığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, … şirketinden alınan çekte imza bulunup kaşenin bulunmamış olmasının zorunlu olmadığını, yine ciranta … şirketinden alınan çekte iddianın aksine imza bulunduğunu, müvekkili şirketin yetkili hamil olduğunu, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20009/483E, 2010/321K ile çek iptali davasının reddine karar verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA : Davacı vekili, aslı davada olduğu üzere müvekkilinin işyerinde gerçekleşen hırsızlık sonucu çalınan müşteri çekleriyle ilgili olarak Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/2106E sayılı dosyasında çek iptali davası açtığını, ödeme yasağı kararı alındığını, iptali istenen keşidecisi …. A.Ş.olan 2.200,00 TL meblağlı çek ile ilgili olarak muhatap bankaya yazılan yazı cevabında çekin bankaya ibraz edildiğinin bildirildiğinden müvekkiline çek istirdatı davası açmak üzere süre verildiğini, çekteki müvekkili şirket yetkilisinin imzasının sahte olduğunu, şirket kaşesindeki şirket unvanı ve adresinin yanlış olduğunu, davalı hamil …. Şti.’nin kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin davalılarla hiçbir ticari ilişkisi olmadığını ileri sürerek, 2.200,00TL meblağlı çek ile ilgili olarak müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, çekin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Şti. vekili, davaya konu istirdadı ve menfi tespiti talep edilen çekin müvekkili tarafından ciro edilmediğini, müvekkilinin ne davacıyla ne de diğer davalılarla ticari ilişkisi bulunmadığını, müvekkili hakkında 8.447,38 TL çekle ilgili olarak Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2009/10160E sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, müvekkilinin takibe ve imzaya itiraz ettiklerini, kaşesi ve imzası sahte olarak kullanılan müvekkilin dava ve takiplerle mağdur edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, nüfus cüzdanının 12.08.2009 tarihinde işyerinden meçhul şahıslar tarafından çalındığını, çalınan kimliğinde bir şekilde değişiklik yapan ya da kimlik bilgilerini kullanarak sahte belge düzenleyen şahıs bir çok olaya karışmış olmalı ki şüpheliler … ve … hakkında soruşturma başlatıldığını, takipsizlik kararı verildiğini, davacıların dava açtıkları … ile kendisinin farklı olduğunu, dava açılan kişinin … kimliğini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …. Şti vekili, önceki ciranta olan …’e iplik satımı karşılığı çekin müvekkiline verildiğini, şirket kaşesinde … Makine-Makina yazılışı yahut kaşedeki adresin şirketin adresi olduklarını kabul ettikleri showroom adresi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu çeklerin davacıya dava dışı 3. kişiler tarafından ticari ilişki kapsamında verildiği, çeklerin davacının işyerinden çalındığı, çekte ciro imzası bulunan her üç davalının çekin yetkili hamili olduğuna dair delil sunamadıkları, davalı … Şti’nin çekte ciro imzası olmadığını belirtmesine rağmen, kaşesinin ve imzasının bulunduğu, bir kısım çeklerde kaşesi bulunmasa da benzer imzanın atıldığı, diğer davalıların arasında geçerli bir ticari ilişki olmadığı, tüm çekler yönünden istirdat şartlarının oluştuğu, çeklerden hükümde belirtilen iki adet çekin davalı … Şti tarafından tahsil edildiği, davanın bedel istirdadına döndüğü, bedelin ise çekte ciro imzası bulunan yetkisiz hamillerin tamamından tahsili gerektiği, diğer çeklerin ise halen davalı … Şti’nin elinde bulunduğu belirlendiğinden, bu davalıdan alınarak, davacıya verilmesi gerektiği, davalı …, çeklerdeki kişinin kendisi olmadığını, kimliğinin çalındığını belirtmiş ise de buna ilişkin yeterli delil sunamadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile 8.447,38 TL bedelli çek nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine ve çekin davalı …. Şti.den alınarak davacıya verilmesine, 8.126,00 TL bedelli çek nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine ve çek bedelinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 7.500,00 TL bedelli çek nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine ve çek bedelinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 2.200,00 TL bedelli çek nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine ve çekin davalı … Şti.den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, 05.12.2017 tarihli dilekçelerinde dava konusu 8.126,00 TL ve 7.500,00 TL bedelli çekler hakkında Bursa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/4407 ve 2010/4804 dosyası ile takibe giriştiğini, takip dosyalarının tamamen tahsil ve infaz ettiğini bildirdiğini, icra dosyası celp edildiğinde de çeklerin tahsil edildiğinin görüldüğünü, 20.12.2017 tarihli dilekçe ile taleplerini açıkladıklarını, iki adet çekin davalı … şirketi tarafından tahsil edilmiş olması nedeniyle 2 adet çek bedelinin yasal faiziyle talep edilmiş olmasına rağmen bu konuda hüküm kurulmadığını, çek bedellerinin davalı şirket tarafından icra dosyalarında tahsil edildiği tarihlerden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiğini, davalı … Tekstil şirketinin çekleri iktisap ederken kötü niyetli olduğu tespit edildiği için kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmadığını, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalılar arasında gerçek bir ticari ilişki bulunmadığının belirtildiğini, İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2010/4332 sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibine konu edilen 8.447,38 TL bedelli çeke ilişkin olarak müvekkili şirketin davalılara hiçbir borcu bulunmadığının tespit edilerek hüküm altına alınması ve söz konusu çekin davalı … şirketinden istirdatına ve müvekkili aleyhine haksız ve kötüniyetli icra takibini başlatarak menfi tespit davası açmaya zorlayan davalı … şirketi aleyhine İİK’nın 72/5. maddesine istinaden % 40’dan(takip tarihi ve dava tarihinin eski düzenlemeye tabi olduğu gözetilerek) aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talep edildiğini, mahkemece yalnızca müvekkilinin davalılara borcu olmadığının tespitine ve çekin davalı … şirketinden tahsiline karar verildiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Şti vekili, 8.447,38 TL bedelli çekin müvekkilinde olmadığını, İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2010/4332E sayılı dosyası nedeniyle İcra Müdürlüğünde olduğunu, 8.126,00 TL’lik çekin Bursa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/4407 E sayılı dosyası ile takibe devam edildiğini, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/515E, 2011/509K sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, …. A.Ş. tarafından yapılan ödeme ile dosyanın infaz edildiğini, davacı şirketin herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle istirdat şartlarının oluşmadığını, 7.500,00TL çekin Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2010/4804E sayılı dosyası ile takip edildiğini, Bursa 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/399E, 2011/263K sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, Bursa 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/388E, 2011/264 K sayılı kararı ile çek tazminatı dışındaki borca itirazların reddedildiğini, kararın kesinleştiğini, Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/318 E, 2012/45 K sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, …A.Ş. tarafından yapılan ödeme ile infaz edildiğini, davacı şirketin herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle istirdat şartlarının oluşmadığını, davacı şirketin hırsızlık iddiasının gerçek dışı olduğunun ispat edildiğini, bu nedenle istirdat davasının şartlarının oluşmadığını, bina içinde hırsızlık suçuna ilişkin olarak sanık …’ın beraat ettiğini, dosyanın temyiz incelemesinde olduğunu, müvekkilinin bu dosyanın tarafı olmadığını, İzmir C.Başsavcılığının 2009/8001 Sor. nolu dosyası hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, davacı tarafından çeklerin müvekkilince çalındığına ilişkin şikayet sonrasında 2013/51295 Sor nolu dosyada müvekkili hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, soruşturma dosyasındaki İzmir Kriminal Laboratuvarı Müdürlüğünün 29.05.2014 tarihli ekspertiz raporunda çekin ön ve arka yüzündeki yazı ve imzaların müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini, 8.447,38 TL bedelli çeke ilişkin İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2010/4332 E sayılı icra dosyası haricinde diğer dosyaların hiçbirinde davacının taraf olmadığını, icra takibi borçlusu, çeklerin keşidecisi ya da cirantası sıfatı bulunmadığını, davacının taraf olmadığı Bursa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/4407E sayılı dosyası ile Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2010/4804E sayılı dosyaları dava dışı … A.Ş. tarafından ödendiğini, davacı tarafın bu çekler yönünden istirdat davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacı ile ticari ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinden önceki ciranta …, müvekkili şirketten iplik alımı karşılığında söz konusu çekleri verdiğini, buna ilişkin 12.08.2009 tarihli fatura ve tahsilat makbuzunun sunulduğunu, davacının ticari ilişkisi bulunduğu şirketilerin ciranta olan müvekkiline borçlu bulunması nedeniyle davacı şirketin söz konusu çeklerden sorumlu olduğunu, davacının dava dilekçesinde … ve …. çeklerindeki imzayı kabul ettiğini, … çekindeki imzayı inkar ettiğini, 25.01.2015 tarihli bilirkişi raporuyla da davacı şirketin söz konusu çekleri ticari ilişki nedeniyle verildiğinin ispat edildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin bir fabrikada işçi olarak çalıştığını, tarafların hiç birini tanımadığını, müvekkilinin çalıştığı iş yerinde 12.08.2009 tarihinde hırsızılık olayı meydana geldiğini, bu olayda müvekkilinin cüzdanı ile birlikte parası ve kimliği çalındığını, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/19382 Hz. sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, cevap dilekçesinde bu durum belirtilmiş olmasına rağmen mahkemenin dikkate almadığını, yine davacıya ait fabrikada meydana gelen hırsızlık olayına ilişkin olarak çeklerde imzası bulunduğu gerekçesi ile İzmir C. Başsavcılığının 2013/51295 Hz sayılı dosyası ile müvekkil hakkında soruşturma başlatıldığını, savcılık makamı tarafından yaptırılan bilirikişi incelemesi neticesinde çeklerdeki yazı ve imzaların müvekkile ait olmadığının tespit edildiğini, yazı ve imza örneklerinin müvekkiline ait olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiğini, bu dosyanın mahkemeye bildirilmiş olmasına rağmen celp edilmediğini, görüleceği üzere çekler üzerindeki yazı ve imzalar müvekkile ait olmayıp müvekkilinin hiç bir zaman bu çekleri görmediğini, müvekkilinin hamil olmadığını, hırsızlık olayını gerçekleştiren şahıslar yanıltma amacı ile müvekkilin ismini yazdığını, keyfi bir imza ile çeki kullandıklarını, tahsilat yaptıklarını, çeki tahsile koyan da müvekkil olmayıp diğer davalılar olduğunu, mahkemece müvekkili lehine tüm deliller toplanmadan, gerekli araştırmalar yapılmadan karar verildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Şti. vekili, dava konusu istirdadı ve menfi tespit talep edilen çeklerin müvekkili tarafından ciro edilmediğini, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, dava konusu çeklerin hiçbir şekilde müvekkilinin eline geçmediğini, çeklerde bulunan kaşe ve imzanın sahte olduğunu, ne davacı ne de diğer davalılarla müvekkilinin ticari ilişkisi bulunmadığını, müvekkili hakkında Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2009/10160E saylı icra takibi ile 8.447,38 TL bedelli çekle ilgili olarak icra takibi başlatıldığını, takibe ve imzaya itiraz edildiğini, dosyanın İstanbul 5. İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, 2010/5413 E sayılı dosyadan müvekkiline ödeme emri gönderilmediğini, yenileme talebine karşı itirazda bulunulması üzerine şikayette bulunulduğunu, İstanbul 12. İcra Mahkemesi’nin 2014/207E, 2014/721K sayılı kararı ile ödeme emri yönünden kabul kararı verildiğini, bu sebeple müvekkiline yönelik icra dosyalarının takip edilmediğini, müvekkilinin savunmaları kapsamında şirket defter ve kayıtları üzerinde ve çeklerdeki imzalar yönünden inceleme yapılmadığını, defterler incelenmiş olsa idi müvekkili taraflar ile arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı ve dava konusu çeklerin kayıtlarında yer almadığını, 25.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda müvekkili yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, müvekkilinin davanın taraflarını tanımadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava çekin istirdatı ve menfi tespit istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca ilk derece mahkemeleri tarafından verilen miktar veya değeri 1.500,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, anılan miktar aynı yasanın Ek. 1. maddesi uyarınca 01.01.2018 tarihi itibariyle 3.560,00 TL’dir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümünü geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.
Somut olayda birleşen davada 2.200,00 TL’lik çeke ilişkin olarak menfi tespit ve çekin istirdatı isteminde bulunulmuş, mahkemece, 31.05.2018 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiştir olup kabul edilen miktar hüküm tarihi itibariyle yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca istinaf sınırının altında kaldığı anlaşıldığından istinafı kabil olmayıp, tüm davalılar vekillerinin istinaf dilekçesinin bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl dava yönünden tüm taraf vekillerinin istinaf incelemesine gelince; Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir.
İİK’nın 72. maddesi uyarınca çeke dayalı menfi tespit davasında ispat yükü davacıdadır.
Somut olayda asıl davada dava konusu tüm çekler yönünden çeklerin istirdatı ile 8.447,38 TL’lik çek yönünden ise ayrıca menfi tespit ile İİK’nın 72/5 maddesi uyarınca kötü niyet tazminatı isteminde bulunulmuştur. Dava konusu 8.126,00 TL meblağlı çekin keşidecisi … A.Ş., lehdarı ….A.Ş, cirantaları … …, … Şti’dir. Dava konusu 7.500,00 TL meblağlı çekin keşideçisi … Derneği, lehdarı …A.Ş., cirantaları … …, … Şti’dir. Dava konusu 8.447,38 TL meblağlı çekin keşideci … Şti, lehdarı davacı … A.Ş., cirantalar …. Şti, … … ve … Şti.’dir. Görüldüğü üzere asıl davaya konu çeklerden sadece 8.447,38 TL meblağlı çekte davacının imzası bulunduğu için davacının menfi tespit isteminde bulunmakta hukuki yararı vardır. Diğer iki çekte ise imzası davacının imzası bulunmayıp yetkili hamil olduğunu ileri sürerek çeki elinde bulundurandan çeklerin istirdatını, çeklerin yargılama sırasında tahsil edilmesi halinde ise bedelini istemesi mümkündür. Davalılar … Şti ile … imza inkarında bulunmuş olmalarına rağmen mahkemece çeklerdeki bu cirantalara atfen atılan imzalar üzerinde imza incelemesi yaptırılmadan yoruma dayalı olarak imzaların bunlara ait olduğu sonuca ulaşılması doğru değildir. Mahkemece grafoloji alanında uzman bir bilirkişiden davalı … Şti. ile davalı … adına atılı çekteki imzalar üzerinde inceleme yapılarak ortaya çıkacak sonuca göre adı geçen davalıların ve dolayısıyla davalı …Şti’nin sorumluluğu belirlenmesi ve buna göre hüküm kurulması gerekirken davanın esasına etkili bu delil toplanmadan ve davacının menfi tespit istemine dayalı olarak talep ettiği kötü niyet tazminatı hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu durumda, asıl dava yönünden ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, asıl dava yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularını esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1- Birleşen dava yönünden kurulan hüküm miktar itibariyle kesin olduğundan davalılar vekillerinin istinaf dilekçelerinin reddine,
2-Asıl davada taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
3- İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinini 03.05.2018 tarih 2014/718 Esas 2018/584 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
4-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
5-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
6-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17.05.2022