Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1934 E. 2021/1484 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/1934
KARAR NO : 2021/1484

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2017
NUMARASI : 2016/49 Esas 2017/14 Karar

DAVANIN KONUSU : FSEK’ten Kaynaklanan Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 06.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.12.2021

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 23.02.2017 tarih 2016/49 Esas 2017/14 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin ….ne ait dersanede iktisat öğretmeni olarak çalıştığını, davalı şirketin …. adı altında yayıncılık faaliyeti gösterdiğini, davalı şirketin piyasaya sürdüğü “….” isimli eserin 1. cildindeki “….”, 2. cildindeki “….” isimli kısımları müvekkili tarafından yazıldığını, müvekkilinin basıma muvaffakat vermesine rağmen kitabın basıldığını, müvekkiline herhangi bir telif ücreti de ödenmediğini, Kültür Bakanlığı belgelerinde davalı şirketin müdür ve yetkilisi olan davalı ….’in de eser sahibi olarak gösterildiğini, bu şekilde sözleşme imzalandığını ileri sürerek, FSEK’in 68. maddesi uyarınca 3 katına kadar tazminatın ödenmesine, HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davasına esas olmak üzere şimdilik 1.000,00 TL’nin kitabın yayınlandığı tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle FSEK 68. maddesine göre 3 katı tazminat olan 14.154,00 TL, FSEK 70. maddesine göre 1 kat tazminat olan 4.718,00 TL olmak üzere toplam 18.872,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı …. vekili, henüz satış dönemi devam eden kitabın toplamda kaç adet satılacağı ortada olmadığını, davacıya ödenecek bedelin Mayıs/2016 sonunda belli olacağını, davacının kitap yazarlarından olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …. vekili, müvekkilinin isminin bandrol alınırken bildirilmesi şirketin yetkilisi ve kitabın editörü olmasından kaynaklandığını, kitapta davacının isminin belirtildiğini, davacıya ödenecek bedelin ancak Mayıs/2016 sonunda belli olabileceğini, kitabın henüz satış dönemi devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kitabın yazarı olduğu kısımları bakımından mali hak sahibi olduğu, davalının ancak yazılı bir devir sözleşmesi ile çoğaltma ve yayma tasarrufunda bulunabileceği, tarafların sözlü olarak iletişim kurdukları, aralarında kitabın basılmasıyla ilgili telif bedeli pazarlığı yapılmış olsa da davalı tarafından yazılı izin alındığına, sözleşme yapıldığına ilişkin bir belge sunulmadığı, davalının eylemi, çoğaltma ve yaymanın şartları ve bedel açıkça netleştirilerek sözleşmeye bağlanmadığından hukuka aykırı ve tecavüz niteliğinde kaldığı, telif ve yayın hakkı konularında uzman bilirkişinin yazara düşen kısım için 4.718 TL telif bedeli belirlediği, FSEK 68. maddesinde kanunun hakime üç katına kadar tazminata hükmetmeye dair takdir yetkisi tanıdığı, taraflar arasındaki görüşmeler ve kurulan iletişim dikkate alındığında iki katı tazminatın somut olaya uygun düşeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 9.436,00 TL’nin yayın tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalıların müvekkili ile arasındaki hizmet ilişkisini kötüye kullandıklarını, müvekkilinin aksi yöndeki açık irade beyanına rağmen gönderdiği e postada açıkça yayınlarının basılmasına izin vermediğini belirttiğini, müvekkilinin açık irade beyanı bildirdiği halde davalıların kötü niyetli hareket ettiğini, müvekkilin herhangi bir hata/kusurunun bulunmadığı için davalılar aleyhine 3 kat tazminata hükmedilmesi gerektiğini, doktirinde ve Yargıtay kararlarında da 3 kat tazminata hükmedileceği belirtildiğini, FSEK’in 70/2. maddesi uyarınca tecavüz edenin kusuru varsa haksız fiillere müteallik hükümler dairesinde tazminat talep edilebileceği öngörüldüğünü, davalılar açık kusur ve kötü niyetli olduklarının kabulü gerektiğini, ıslah dilekçesindeki gibi tazminata hükmedilmesini istediklerini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, FSEK uyarınca maddi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Somut olayda mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı şirket tarafından basılan kitabın % 38’lik kısmına denk gelen bölümünün davacı tarafından yazıldığı, davacıyla yayıncı olan davalı şirket arasında mali hakların devrine ilişkin yazılı bir sözleşme yapılmadığı, davacıya telif ücreti ödenmediği, Kültür Bakanlığı bandrol işlemleri sırasında eser sahibi olarak diğer davalının gösterilerek yayın sözleşmesi imzalanmış gösterildiği, davalıların eyleminin eser sahibinin mali haklarına tecavüz oluşturduğu FSEK’in 68. maddesi uyarınca tazminat şartları oluştuğu kabul edilmiştir. Davalı taraf istinaf yoluna başvurmamış, davacı taraf ise FSEK 68. maddesi uyarınca 3 kat tazminata hükmedilmesi gerekirken mahkemece 2 kat tazminata hükmedildiğini, FSEK 70/2 maddesi uyarınca ayrıca maddi tazminata da karar verilmesi gerektiğini istinaf nedeni olarak bildirmiştir. Yargıtay 11. H.D’nin yerleşmiş içtihatlarında(Yargıtay 11. H.D’nin 22.06.2021 tarih 2019/5119E, 2021/5304K, 17.12.2020 tarih 2019/2087E, 2020/5937K ve 07.10.2019 tarih 2018/5073E, 2019/6260K) FSEK’in 68. maddesi uyarınca tazminat taleplerinde 3 kat tazminata hükmedilmesi gerektiği, hakimin bu yönde takdir hakkı bulunmadığı belirtildiğinden davacının 3 kat tazminata hükmedilmesi gerektiği yönündeki istinaf itirazı haklı bulunmuş, buna göre mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda 4.718,00 TL x 3 =14.154,00 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak kararın sadece bu yönden kaldırılması yoluna gidilmiştir.
Davacı vekili FSEK’in 70/2. maddesi uyarınca ayrıca tazminata hükmedilmesi gerektiği yönündeki istinaf itirazına gelince; davacı dava dilekçesinde sadece FSEK 68. maddesi uyarınca tazminat talep etmiş iken ıslah yoluyla bu talebine ilave olarak FSEK 70/2. maddesi uyarınca ayrı bir maddi tazminat istemesi ıslahla bağdaşmayacağı, ıslah yoluyla davaya yeni bir talep ithal edilemeyeceği gibi Yargıtay 11. H.D’nin 02.02.2015 tarih 2014/15975 E, 2015/1062 K sayılı kararında belirtildiği üzere 5846 Sayılı Yasa’nın 68. maddesine dayalı olarak rayiç bedelin 3 katına kadar telif tazminatına hükmedilmesinin istenilmesi halinde, aynı eylem nedeniyle 70/2. maddesi uyarınca haksız fiile dayalı olarak tazminat istenilmesine imkan bulunmamaktadır. Mahkemece bu talep hakkında açık bir gerekçe yazılmamış ise de ıslah talebinin reddi sonucu itibariyle doğrudur.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile 23.02.2017 tarih 2016/49 Esas, 2017/14 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile FSEK’in 68. maddesi uyarınca 14.154,00 TL tazminatın davalılardan müşterek müteselsilen alınarak, yayın tarihi olan 01.10.2015’den itibaren işleyen değişen oranlı ticari faiziyle tahsil edilerek, davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 966,86 TL karar harcından başlangıçta peşin olarak alınan 29,20 TL harç ve 310,00 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 627,66 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL harç ve 310,00 TL ıslah harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, tazminat davası kısmen kabul edilmekle, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ne göre belirlenen 7.375,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müşterek müteselsilen alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Reddedilen maddi tazminat yönünden davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 4.718,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 4,30 TL vekâlet harcı, 0,75 TL dosya masrafı, 2 müzekkere gideri 13,50 TL, 17 tebligat gideri 190,00 TL, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 1.122,00 TL talimat gideri olmak üzere, toplam 1.859,75 TL yargılama giderinin ilk derece mahkemesi kararındaki gibi davalılardan müşterek müteselsilen alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davalı …. tarafından yapılan 3 tebligat gideri olan 33,00 TL’nin davalı …. üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili yanlara iadesine,
3- İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 72,43 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 170,53 TL istinaf yargılama giderinden istinaftaki haklılık durumuna göre hesap edilen taktiren 85,26 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.06.12.2021