Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1931 E. 2022/103 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/1931
KARAR NO : 2022/103

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2018
NUMARASI : 2017/95 Esas 2018/108 Karar
DAVANIN KONUSU :Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 19.01.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.02.2022

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 03.07.2018 tarih 2017/95 Esas 2018/108 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin tescilli “…” markasıyla süt ürünleri ürettiğini, davalının işletmesinde 28.02.2017 tarihinde yapılan denetimde müvekilinin ürünü olmayan ancak markasını taşıyan “… Süzme Yoğurt (Parti No: 0227, S.T.T.: 14.03.2017)” ürününden numune alındığını, alınan numunenin gıda kodeksine aykırı olduğunun tespit edildiğini, … Kaymakamlığı İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün müvekkili hakkında 16.058,00 TL idari para cezası tahakkuk ettirdiğini, numune olarak alınan yoğurtaki parti numarasının müvekkilinin parti numarası verme talimatına uymadığını, müvekkilinin parti numarasını ürün hangi tarihte üretilmiş ise parti numarasının yılın o günü olarak verildiğini, buna göre söz konusu ürünün parti numarası 56-121 olması gerekirken ele geçen taklit üründe parti numarasının sadece 0227 olarak geçtiğini, müvekkili ile davalı arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını ileri sürerek, davalı şirket fiillerinin müvekkili şirketin “…” ibaresini içeren marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, markaya tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasına, önlenmesine, sonuçlarını ortadan kaldırılmasına, davalının haksız kazancı ve müvekkilinin idari para cezasını ödemek zorunda kalması halinde bu meblağ da takdir edilerek 1.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi, 5.000,00 TL itibar kaybı tazminatının reeskont faiziyle tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 31.07.2017 tarihli dilekçesiyle müvekkili şirketin uğradığı zararın SMK’nın 151/2-c maddesi uyarınca lisans yöntemine göre belirlenmesini istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkilinin merkezine göre Denizli mahkemesinin yetkili olduğunu belirterek yetki ilk itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da müvekkilinin perakende satış yapan, üretim gerçekleştirmeyen market niteliğinde mağazalar zinciri şeklinde faaliyet gösterdiğini, davacının kendisine ait olmadığını iddia ettiği ürünün … Şti’nden satın aldığını, … Şti’nin … Tarım İl Müdürlüğüne verdiği dilekçe ile yoğurdu satın almasına dair irsaliyeli faturayı sunduğunu, müvekkilinin üretici olmadığını, markaya tecavüzden söz edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “… + şekil” ibareli markası, 29. sınıfta süt ve süt ürünleri, tereyağı, yenilebilir bitkisel yağlar için 04.11.2013’den beri kayıtlı olduğu, yaptırılan teknik analiz ve inceleme ile el koyma konusu yoğurt ürünlerinin kodekse uygun olmadığı belirlendiği, … İlçe Gıda Tarım Müdürlüğü tarafından marka sahibi firmaya (davacı) idari para cezası uygulandığı, söz konusu yoğurt ürünlerinin “…” markasını taşımalarına karşın, davalı ve davacı tarafından üretilmediği, davacının üretim kodlama sisteminin işaretlerini taşımadığı parti numaralarının ilgisiz olduğu, markanın izinsiz ve taklit suretiyle kullanıldığı; ambalajların güncel ve yeni olmadığı, kullanılmış ambalajın üretime konu edildiği, marka uzmanı, muhasip bilirkişi ve gıda uzmanı bilirkişinin raporu ile belirlendiği, davalı firma ürünleri başka şirketten aldığını beyan ettiği halde, yoğurtları aldığı firmanın markayla bağlantısı konusunda gerekli araştırma yapmadığı, kural olarak marka, ancak sahibi tarafından veya onun lisans verdiği firma tarafından kullanılabileceği, basiretli bir tacir olarak marka sahibi ile yoğurtları satan ve ürettiğini belirten …. Şirketinin bayilik veya lisans ilişkisini gösterir yazılı kanıtları sorgulaması ve ticaretine bu şekilde devam etmesi gerektiği, bundan zuhül ettiğine göre marka ihlali eyleminde kusuru bulunduğu, marka sahibinin üretmemiş olduğu ihlal oluşturan ürünün ticarete, satışa konu edilmesi marka hakkının ihlali kapsamında kaldığı, davacı ile dava dışı … A.Ş arasında bir bayilik veya lisans ilişkisi ortaya konulmadığı ve kanıtlanmadığı, teknik analizi yapılan numune yoğurtların Türk Gıda Kodeksi’ne aykırı olduğu tespit edilmiş olmakla davacı marka sahibinin itibar zararına uğradığı, söz konusu ihlal eylemi bakımından davacı lehine 3.771,90 TL maddi zarar hesaplandığı, söz konusu tecavüz eyleminin niteliği, kapsamı ve boyutlarına uygun bulunduğu, itibar zararının net olarak hesabının mümkün olmadığı, yanların sosyal ekonomik durumları ve özellikle markanın tescil ve kıdem durumu, marka sahibi firmanın kuruluş tarihi ve yapısı, markanın geçerlilik süresi, eylemin niteliği, marka sahibinin idari para cezasına maruz kalışı, el konulan ürünlerin vasıfsızlığı dikkate alındığında itibar zararının 5.000,00TL olarak takdiri gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı şirketin vasıfsız ve taklit markalı yoğurt ürünlerini satma eyleminin mrkaya tecavüz oluşturduğunun tespitine, bundan böyle … markalı ürün satmasının önlenmesine, durdurulmasına, 1.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi ve 5.000,00 TL itibar tazminatının dava tarihinden işleyen değişen oranlı ticari faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, HMK’nın 9. maddesi uyarınca müvekkili şirket merkezinin Denizli’de olduğu için davaya bakmakla Denizli mahkemelerinin yetkili olduğunu, dosyadaki mevcut dava dilekçesi deliller ve bilirkişi raporunda … Şti’nin davacıdan ürün satın alarak 3. şahıslara satışını yaptığı konusunda hiçbir ihtilaf bulunmadığını, davacı sadece ürünlerin sahte olduğunu ileri sürdüğünü, … ürünlerinin … ürünlerine verdiği satış izni yetki belgesini … Şti’nin bu ürünü davacı şirketler satın aldığını gösterir faturalar ile buna dair yazıları dosyaya sunduğunu, davacı tarafın ticari kayıtlarında söz konusu faturaların kayıtlı olup olmadığı, davacı ile … şirketi arasında ticari defterleri de ticari bir ilişki olup olmadığı konularında araştırma yapılmadığını, davacı tarafın bu faturalara ve … şirketinin ürün sattığı hususuna itiraz etmediğini, sadece ürün kodlarının doğru olup olmadığının araştırılması halinde ortaya çıkabilecek sahte ürün satışı hususunun müvekkili şirket tarafından tespitinin mümkün olmadığını, müvekkiline ait mağazada ürünün kilitli orijinal kapaklı olduğu hususunun … Tarım İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen tutanakla sabit olduğunu, müvekkilinin 50 civarında mağaza şubesi bulunduğunu, bu şubelerde binlerce farklı ürün satışı yapıldığını, bu ürünlerden de binlerce sirkilasyon yapıldığını, QR kod sitemi olmayan bu ürünlerin tek tek barkod usüllerinin üretici firmadan öğrenip kontrolü yapılamayacağını, ürünün üzerine basılan üretim senri no fabrikanın iç denetimi için yapılan bir uygulama olduğunu, malı satışa arz eden 3. kişi konumundaki müvekkilini ilgilendirmediğini, müvekkilinin üretim tesisi olmadığından taklit ürün üretmesinin mümkün bulunmadığını, sahte ürün alması için ürün fiyatının rayiçlerinin altında olması ve bu durumdan müvekkilinin haksız kazanç elde etkisi gerektiğini, böyle bir iddia ve delil ileri sürülmediğini, ibraz ettiklerini, sahte ürün üreten … şirketine karşı aynı mahkemede açılan 2018/112 E sayılı dosyanın getirtilip incelenerek gerekirse ürünün sahte olup olmadığının ve davacı tarafından üretilen ürünlerden olup olmadığının tespiti yapılacağından bu dosyanın bekletici mesele yapılması gererekirken bu dosya incelenmeden karar verildiğini, davacı hakkında gıda mevzuatına uygun olmadığı iddiasıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 23.03.2018 tarihinde açıklama yapıldığını, müvekkili şirkete ait mağazada numunenin 28.02.2017 tarihli olduğunu, bakanlık açıklaması dahi bir yıl sonra yapıldığı için davacının tazminat isteebilmesi için bu olay nedeniyle saygınlığını yitirmiş olması gerektiğini, bu konuda delil bulunmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
556 sayılı KHK’nın 63/1(6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 156/3) maddesi uyarınca markaya tecavüz nedeniyle açılacak davalarda marka hakkı sahibinin ikametgahı mahkemesi de yetkili olduğu için davalı vekilinin yetki itirazı yerinde değildir.
Davacı vekili, davalıya ait markette idari mercilerce yapılan denetimde üzerinde müvekkiline ait “…” markasını taşıyan yoğurdun numunesinde gıda kodeksine aykırılık tespit edildiğini, numune ürün üzerinde Parti No: 0227 yazıldığını, oysa ki müvekkilinin parti numarası verme talimatına göre ürünün üretildiği gün başa yazılmak üzere bu ürün için 56-121 yazılması gerektiğini, ürünün sahte olduğunu ileri sürerek, markaya tecavüzün ve haksız rekebatin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili ise ürünü dava dışı … Şti’nde satın alındığını, bu şirketin davacı şirket ürünlerini satma yetkisi bulunduğunu, davacı şirket ile bu şirket arasında düzenlenmiş faturaların idari mercilere de sunulduğunu, müvekkilinin üretici olmadığını, sahteliği denetleyemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu … markalı yoğurt ürününün gıda kodeksine aykırı olduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Dosyadaki belgelerden davalının, dava konusu yoğurt ürününü satın aldığı … Şti ile davacı şirket arasında ticari ilişki bulunduğu anlaşılmakla birlikte ve faturalar üzerinde parti koduna ilişkin bir açıklama bulunmadığı için ele geçen ürün ile fatura edilen ürünlerin aynı olup olmadığının tespiti mümkün değildir. Davacının dava dışı … Şti’ aleyhine açtığı 2018/112 E sayılı davada gıda mühendisinin de bulunduğu bilirkişi heyetince hazırlanan raporda dava konusu üründe yazılı olan imalat parti kod sisteminin davacı şirket tarafından kullanılmadığı, imalat kod sistemleri takip çizelgeleri ve imalatı takip etmekte kullanılan tüm bu kodların zaman içerisinde oturduğu ve sistem içerisinde çapraz kontroller ve takipler olduğundan bu hacimde bir firma için kolayca değiştirilebilir kod sistemleri olmadığı, söz konusu ürünün davacı tarafından üretilmediği hususları belirtilmiş, anılan davada üretici olan davalı … Şti aleyhine hüküm kurulmuştur. Dava konusu üründe QR kodu bulunmasa bile pek çok marketi olan ve basiretli tacir gibi hareket etmesi beklenen davalı … şirketinin sattığı ürünlerin menşeini başka yollardan araştırıp taklit olup olmadığını denetlemesi gerektiği için davanın kabulüne dair kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 751,41 TL’den peşin alınan 187,85 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 563,56 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19.01.2022