Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1921 E. 2021/1179 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1921
KARAR NO : 2021/1179

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12.10.2017
NUMARASI : 2015/552 E. 2017/1068 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİH : 15.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.10.2021

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.10.2017 tarih 2015/552 E. 2017/1068 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 30.09.2013 tarihinde 50.000,00 TL araç kredisi kullandığını, karşılığında 2013 model traktörü davalı bankaya rehin vermek suretiyle dava dışı şirketten satın aldığını, 06.04.2014 tarihinde davacının arkadaşının davaya konu traktörle çalışır iken yakınlarındaki tarlada yangın çıktığnı gördüğünü, traktör ile yangın yerine gidip yangını kontrol etmeye çalışırken kıvılcımların traktöre sıçraması sonucu traktörün tamamen yandığını, bu olayla ilgili yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, yanan traktörün bedelini almak için sigorta şirketine ve bankaya başvuran davacının olumsuz cevap aldığını, sigorta şirketinin yangın sebebiyle sorumlu olmayacağını, bankanın ise traktörün kaskosunun olmadığını belirttiğini, davacının halen traktör için çekmiş olduğu kredileri ödediğini, davalı bankaya ihtar çekerek kredi ile alınan araca neden kasko yapılmadığını ve kasko yapılmadan niçin paranın satıcının hesabına geçtiğini sorduğunu fakat yanıt alamadığını, müvekkilinin halen bankaya kredileri ödediğini, davalı bankanın yapması gereken kaskoyu yapmaması nedeniyle sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla krediyle alınan traktörün bedeli için 10.000,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı ile müvekkili banka arasında 30.09.2013 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden davacıya 35.000,00 TL tutarlı 5 yıl vadeli taksitli ticari kredi kullandırıldığını, davacının dava dışı …. Ltd Şti’den 50.000,00 TL bedelle traktörü satın aldığını, traktörü satan bu firmanın müvekkili bankaya 24.09.2013 tarihli proforma faturayı gönderdiğini ve rehin tesisinden önce imzaladığı taahütnamesinde “İş bu kayıtların tescili gerçekleşmeden ve kasko işlemleri tamamlanmadan taşıtın tarafımızca alıcıya teslim edilmeyeceğini bankanıza karşı garanti ederiz” hükmü yer aldığını, kredi kullandırılırken zorunlu trafik sigortasının da müvekkili banka tarafından yapılmadığını, davacının başka bir sigorta şirketinde yaptırdığını, öncelikle davanın satıcı firmaya ve traktörün zorunlu trafik sigortacısın ihbarını talep ettiklerini, davaya konu traktör için kaskonun müvekkili banka tarafından yapılmayacağı bilgisinin davacıya verildiğini, aksini davacının ispat etmesi gerektiğini, davacının iddiasını ispatlayacak bir kasko poliçesi de bulunmadığını, kasko yapılmamasının sorumluluğunun müvekkili bankaya yüklenemeyeceğini, kullandırılan kredinin ticari nitelikte olup krediyle alınan traktörün mesleki faaliyet kapsamında kullanıldığını, sorumluluk tespitinde bu hususun da dikkate alınması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı bankadan çektiği ticari kredi ile traktörü bankaya rehinlemek suretiyle satın aldığı, taraflar arasında imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmesinin 10.8 maddesinde “bankanın rehne konu motorlu nakil vasıtasını her türlü rizikoya karşı dilediği klozlarla kendi lehine veya banka daimi mürtehin olacak şekilde dilediği bedel şart ve mühletle masraflar rehin verene ait olmak üzere sigorta ettirebilir ve dilediği anda bu sigortayı rehin verene bildirmek kaydı ile iptal ettirebilir. Ancak bu husular banka için zorunluluk oluşturmayacak ve sorumluluk doğurmayacaktır.” hükmü bulunduğu, kasko sigortası isteğe bağlı bir sigorta olup, davacının bu yönde bankaya herhangi bir talebi veya bankanın da sigorta şirketine kasko poliçesi yapılması yönünde bir talebi bulunmadığı, davalı banka ile dava dışı traktörü satan firma arasındaki “rehin tesisinden önceki ödeme ile ilgili genel yapı kredi bankası taahhütnamesi ile” kayıtların tescili gerçekleşmeden ve kasko işlemleri tamamlanmadan taşıtın alıcıya teslim edilmeyeceğinin bankaya karşı garanti edildiği, ancak kasko işlemleri tamamlanmadan traktörün alıcıya satıcı firma tarafından teslim edildiği, dolayısı ile dava dışı firmanın da bu taahhüdünü yerine getirmemiş olduğu,bu durumda bankanın hem Genel Kredi Sözleşmesindeki 10.8 maddesi,hem de dava dışı satıcı firmanın bankaya karşı sorumluluklarını içeren taahhütnamesi uyarınca, traktörün zarar görmesinden dolayı hiç bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kullandığı araç kredisi karşılığında satın aldığı traktörün daha sonra yandığını, bu olayla ilgili yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, yanan traktörün bedelini almak için sigorta şirketine ve bankaya başvuran davacının olumsuz cevap aldığını, sigorta şirketinin yangın sebebiyle sorumlu olmayacağını, bankanın ise traktörün kaskosunun olmadığını belirttiğini, davacının halen traktör için çekmiş olduğu kredileri ödediğini, davalı bankaya ihtar çekerek kredi ile alınan araca neden kasko yapılmadığını ve kasko yapılmadan niçin paranın satıcının hesabına geçtiğini sorduğunu fakat yanıt alamadığını, müvekkilinin halen bankaya kredileri ödediğini, davalı bankanın yapması gereken kaskoyu yapmaması nedeniyle sorumlu olduğunu, toplanan delillere göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece verilen kararın eksik inceleme sonucu verildiğini, davacı müvekkilinin anayasal hak kapsamında dava açarak hakkını aradığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davacının davalı bankadan kullandığı araç kredisiyle satın aldığı traktörün yangında yanması nedeniyle davalı bankanın araç için kasko yapmadığı iddiasına dayalı traktörün bedelinin davalı bankadan tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı taraf, davalı bankadan araç kredisiyle satın aldığı traktörün yanması sebebiyle kredi kullandığı sırada davalı bankanın araç için kasko yapmaması yüzünden traktörün bedelinden sorumlu olduğunu ileri sürerek traktörün bedelinin davalı bankadan tahsilini istemiştir. Taraflar arasında imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmesinin 10.8 maddesinde “banka rehne konu motorlu nakil vasıtasını her türlü rizikoya karşı dilediği klozlarla kendi lehine veya banka daimi mürtehin olacak şekilde dilediği bedel şart ve mühletle masraflar rehin verene ait olmak üzere sigorta ettirebilir ve dilediği anda bu sigortayı rehin verene bildirmek kaydı ile iptal ettirebilir. Ancak bu hususlar banka için zorunluluk oluşturmayacak ve sorumluluk doğurmayacaktır.” hükmü bulunmakta olup, isteğe bağlı bir sigorta türü olan kasko sigortasının yapılması için davacının davalı bankadan herhangi bir talebi bulunmadığı, davalı bankanın kredi ile alınan araç için kasko sigortası yaptırma zorunluluğunun bulunmadığı,bu nedenle de traktörün zarar görmesinden dolayı davalı bankanın bir sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna varılmakla, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15.01.2021