Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1910
KARAR NO : 2021/632
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06.03.2018
NUMARASI : 2015/1123 E. – 2018/280 K.
DAVANIN KONUSU : Kasko Hasar Bedeli
KARAR TARİHİ : 24.05.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.05.2021
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.03.2018 tarih 2015/1123 E. – 2018/280 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davalı … şirketine birleşik kasko sigorta poliçesi ile sigortalı müvekkilina ait aracın 10.10.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hasara uğradığını, araçtaki hasarın çok fazla olması nedeniyle davalı şirket tarafından pert total işlemi yapılmasına karar verildiğini, davacı şirket yetkililerince aracın rayiç değerinin 95.000,00 – 100.000,00 TL arasında olduğu belirtilerek mutabakat sağlanmaya çalışıldığını ancak davalı eksperi tarafından rayiç bedelin 80.000,00 TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin maddi zorluk nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 05.12.2013 tarihinde 80.000,00 TL bedeli aldığını, poliçede ”hasar tarihi itibariyle rayiç değerine kadar teminat altına alınmış” ibaresi bulunmasına rağmen rayiç bedelin altında ödeme yapılarak müvekkilinin zarara uğratıldığını, eş değer araçların fiyatlarının çok daha yüksek olduğunu, ekspertiz raporunda dahi aracın rayiç değerinin çok daha yüksek belirtildiğini, aracın tamir edilmesi durumunda dahi tamir masrafının 99.089,19 TL olduğunu, davalı şirketin kazalı aracı sattığını, sigorta şirketince ödenen miktarın yetersiz olduğunu, ibranamenin iptali için ayrıca dava açılmasına gerek duyulmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL hasar bedelinin 05.12.2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 5.500,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, hasar ihbarı üzerine ekspertiz incelemesi sonucunda hasarın araç değerine yakın çıkması sebebiyle tam hasar (pert total) işlemi yapıldığını, eksper tarafından aracın rayiç değerinin 70.000,00 – 80.000,00 TL arasında olduğunun tespit edildiğini ve en yüksek değer olan 80.000,00 TL’nin davacıya ödendiğini, davalı şirketin poliçe gereği sorumluluğunun sona erdiğini, davacının aracının öncesinde altı adet hasar kaydı bulunduğunu, aracın 2006 model olmasına karşın 2005 yılında trafiğe çıktığını, aracın km sinin 681510 km de olup ekonomik ömrünün dolmak üzere olduğunu, davacının aracındaki frigofrig kasa hasarının ayrıca ödendiğini, ekte sunulan ilanlarda en düşük 73.000,00 TL, en yüksek 84.000,00 TL civarı bir rayiç değer bulunduğunu, üstelik ilanda belirtilen araçların kilometrelerinin daha düşük olduğunu, davacı aracının hasarlı olup, davacı vekili tarafından sunulan emsallerinin km lerinin daha düşük, donanımlarının farklı ve hasarsız olduğunu, 80.000,00 TL’nin bu araç için hakkaniyete uygun olduğunu, davacıya ödeme yapılarak ibra edilmiş olduğundan herhangi bir temerrüdün söz konusu olmadığını, bu nedenle dava öncesi faiz talebinin dayanağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, meydana gelen kaza sonucunda dava konusu aracın hasar öncesi 2.el piyasa değerinin 85.500,00 TL olduğu, araçtaki hasar miktarı aracın 2. el değerini geçeceğinden, onarımının ekonomik olmayacağı için pert total işlemine tabi tutulmasının teknik ve ekonomik açıdan uygun olduğu, araç davalı … şirketinde kalmak kaydı ile 05.12.2013 tarihinde 80.000,00 TL davacıya ödeme yapıldığı, davacıya ödenmemiş olan bakiye zarar bedelinin 5.500,00 TL olduğu, bilirkişi heyeti raporunun ve ek raporun aracın özellikleri, km.si, mevcut ekspertiz raporu, kaza tarihindeki 2.el piyasa rayiç değerleri dikkate alınarak verildiği, her ne kadar davalıda kalan aracın davalı tarafça 25.600 TL ye satıldığı iddia olunmuş ise de, kaza tarihindeki 2.el değerine ve somut verilere uygun olan raporun hüküm vermeye elverişli olduğu, dava tarihinde zamanaşımının kesilmesi nedeniyle ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 5.500,00 TL hasar bedelinin 05.12.2013 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili, eksper tarafından aracın rayiç değerinin 70.000,00 – 80.000,00 TL arasında olduğunun tespit edildiğini ve en yüksek değer olan 80.000,00 TL’nin davacıya ödendiğini, davalı şirketin poliçe gereği sorumluluğunun sona erdiğini, davacının aracının öncesinde altı adet hasar kaydı bulunduğunu, dava konusu kaza öncesinde 15.07.2013 tarihinde dahi poliçe kapsamında 4.653,00 TL hasar tazminatı ödendiğini, aracın 2006 model olmasına karşın 2005 yılında trafiğe çıktığını, aracın 681.510 km de olup ekonomik ömrünün dolmak üzere olduğunu, davacının aracındaki frigofrig kasa hasarının ayrıca ödendiğini, davacı aracının hasarlı olup, davacı vekili tarafından sunulan emsallerinin km lerinin daha düşük, donanımlarının farklı ve hasarsız olduğunu, 80.000,00 TL’nin bu araç için hakkaniyete uygun olduğunu, cevap dilekçesi ekinde davacıya ait aracın hasar tarihindeki muadil fiyatlarına ilişkin bulunabilen ilanların sunulduğunu, bu ilanlarda dahi en düşük 73.000,00 TL, en yüksek 84.000,00 TL bir rayiç mevcut olduğunu, üstelik ilanda belirtilen araçların kilometrelerinin daha düşük olduğunu, cevap dilekçesi ekinde sunulan kaza tarihindeki ilanlardaki bedellerin ve aracın somut özelliklerinin bilirkişi tarafından değerlendirilmediğini, davacı aracının hasarlı olup raporda karşılaştırma yapılan araçların özelliklerinin açıkça yazılmadığını, dayanakların belirtilmediğini, kaza tarihi 2013 olmasına rağmen bilirkişi raporunda sunulan emsal ilanların 2016 tarihli olduğunu, bilirkişiler tarafından hasar tarihi itibariyle değer belirlenmediğini, hakkaniyete uygun bir sonuca ulaşmak için 2013 yılındaki emsal bedellere göre bir değerlendirme yapılması gerektiğini, yapılan ödeme ile davalı şirketin ibra edildiğini, bu nedenle ödeme tarihinde temerrüde düşüldüğüne dair tespitin yerinde olmadığını, ıslah talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, TTK’nın 1420 maddesi ve kasko genel şartları uyarınca alacağın muaccel olduğu tarihten 2 yıl içerisinde zamanaşımına uğradığını, davanın kısmi dava olarak açıldığını, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasının hukuken bir önemi olmadığını, ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğradığını, diğer kısımların hukuki yarar yokluğundan, esastan ve ödeme nedeniyle sigorta şirketi ibra edildiğinden reddi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Dava, kasko hasar bedeli istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece makine mühendisi ve sigorta hukukçusu bilirkişilerden alınan 12.10.2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, dosyadaki bilgi belge, eksper raporu ve tüm dosyanın incelenmesi sonucunda kaza neticesi, dava konusu araçtaki hasar miktarı aracın ikinci el rayiç bedelini geçmesi sebebiyle onarımının ekonomik olmayacağı, pert total işlemine tabi tutulmasının uygun olduğu, internetten tramer kaza tespit tutanağı ekranından aracın geçmiş hasar kayıtları ve dosyadaki bilgiler kontrol edildiğinde aracın kaza öncesindeki 5 adet hasar kaydının bulunduğu ve buna göre aracın kilometresi, önceki kazaları göz önüne alınarak yetkili servisler ve internetten yapılan araştırma sonucunda bilgi kaynakları da belirtilerek davacıya ait aracın ikinci el rayiç değerinin kaza öncesinde 85.500,00 TL olabileceği, itiraz üzerine alınan ek raporda ise; aracın kaza tarihi itibariyle ikinci el rayiç değerinin araç satışı yapan şirketlerden de araştırılarak tespit edildiği belirtilmiş, mahkemece rapor hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi kök ve ek raporu gerekçeli, teknik ve bilimsel, denetime elverişli olup, dava ve cevap dilekçesi ekinde ibraz edilen emsal ilanlar birlikte gözetildiğinde bilirkişi raporunda tespit edilen kaza tarihi itibariyle aracın ikinci el rayiç değerinin makul olduğu, davanın mahiyeti itibarıyle belirsiz alacak davası olduğu ve dava tarihinde alacağın tamamına ilişkin zamanaşımı süresi kesildiğinden ıslah edilen miktar yönünden zamanaşımı süresi de dolmadığı, gerçek zarardan sorumlu olan davalı … şirketinin kısmi ödeme tarihinde temerrüde düştüğü, mutabakatname başlıklı belgenin araç rayiç değer aralığı belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla imzalanması nedeniyle mutabakatname olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, makbuz hükmünde olduğu anlaşılmakla; mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmayıp davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 375,70 TL’den peşin alınan 93,92 TL’nin mahsubu ile bakiye 281,78 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 24.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.