Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1900 E. 2021/1176 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1900
KARAR NO : 2021/1176
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2018
NUMARASI : 2017/1191 Esas 2018/607 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 15.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.10.2021

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.05.2018 tarih 2017/1191 Esas 2018/607 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, kooperatifin 20.06.2016 tarihinde yapılan genel kurulunda kooperatife borçları olan üyelerin bu borçlarını 30.06.2016 tarihine kadar kapatmalarına, borcu kapatmaktan imtina eden ortaklardan ödenmeyen borçlarına aylık % 5 gecikme faizi alınmasına karar verildiğini, alınan bu genel kurul kararına hiçbir kooperatif üyesi tarafından itiraz edilmediğini, davalı üyenin kooperatif genel kurulu gereğince 30.06.2016 tarihine kadar kooperatife ödemesi gereken üyelik aidat alacağı olan 108.201,00.TL ‘yi 31.10.2016 tarihinde gecikmeli olarak ödemesi sebebiyle bu tarih aralığında işletilen 6.654,36.TL gecikme faizi alacağının tahsili için hakkında İzmir 2. İcra Müdürlüğü ‘nün 2017/10224 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu, TBK 120. Md sine göre sözleşme ile kararlaştırılan yıllık temerrüt faiz oranının 1. Fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının % 100 fazlasını aşamayacağından davalıya aylık % 5 gecikme faizi değil bu maddeye uygun şekilde yıllık 18 oranında temerrüt faizi uygulandığını, davalının yaptığı itirazların haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davalı borçlunun İzmir 2. İcra müdürlüğünün 2017/10224 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, kooperatif yönetiminin konutların maliyetini 130.000 TL olarak açıkladığını, 20.06.2016 tarihinde yapılan genel kurulda üyelere herhangi bir ek ödeme yükümlülüğü getirmediğini, kooperatife ödenmesi gereken 130.000.TL ‘nin 22.400.TL ‘sinin konut tesliminde ödeneceğini, takip tarihi itibariyle konut teslimi gerçekleşmediğinden, müvekkilinden bu miktarın talep edilemeyeceğini, icra takibine kadar yapılan genel kurul toplantısında alınan kararlara göre kooperatif üyeleri toplam 113.400,00.TL ödemekle yükümlü olduğunu, davalının müvekkilinin peşin olarak 81.600,00TL ödeyip 24.000,00.TL ‘lik senet verdiğini,ayrıca makbuz karşılığında toplamda 217.100,00.TL ödeme yaptığını, müvekkilinin kooperatif yönetimine hukuken talep edebileceğinin çok üzerinde ödeme yaptığını, olmayan bir borcun temerrüt faizinin de olamayacağını, ek ödeme yükümlülüklerinin ihdasına ilişkin kararlarda ortakların 3/4 ‘ünün oyunun gerekli olduğunu, bu şekilde oluşturulmuş karar olmaksızın müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, faizin ana paraya bağlı bir borç olup TBK 104. Md si gereğince ana para alacağını tahsil ettiğini belirten ve makbuz veren alacaklının faizleri de tahsil etmiş sayılacağına, asıl alacağı tahsil ettikten sonra alacaklının işlemiş faizi talep edebilmesi için bu hakkını saklı tutmasının zorunlu olduğunu, 3 yılda teslim edilmesi gereken konutların 5 yıldır teslim edilemediğini, faize esas alınan asıl alacak miktarı ile faizin hangi tarihten itibaren hesaplandığını ve faizin dayanağı belgelerin açıklanmadığını, bu şartlarda likit bir alacaktan söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini ve kötü niyetli olan davacının aleyhine % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının 17 nolu ortak olarak davacı kooperatife kayıtlı olduğu, davalıya …bloktaki … nolu bağımsız bölümün tahsis edildiği, kooperatif genel kurulu kararına göre 30.06.2016 tarihi itibariyle her ortağın 108.600,00 TL ödeme yapması gerektiği, davalı tarafça davacı kooperatife 108.600,00 TL ödeme yapıldığı, daha sonra davacı kooperatif tarafından şerefiye bedellerinin teknik heyete hesaplattırılarak rapor alındığı, bu raporun dosyaya sunulan belgelerden davalı tarafa tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, davalının ödemesi gereken toplam bedelin 216.801,00 TL olduğu, davalının Ana Sözleşmenin 61. Maddesinde belirtildiği üzere 15 gün içerisinde şerefiye raporuna itiraz etmediği, davalının şerefiye raporunda belirtilen farkı 108.201,00 TL olarak 31.10.2016 tarihinde davacı tarafa ödediği, dolayısıyla davalının şerefiye raporuna itiraz etmemesi nedeniyle şerefiye raporunun davalı yönünden kesinleştiği, nitekim davalının bu rapora göre ödeme yaptığı, geç ödenen bakiye alacak faizinin bilirkişi tarafından hesaplandığı, yapılan hesaplamanın mevzuata uygun olduğu, 30.06.2016 tarihinde ödenmesi gerekirken 31.10.2016 tarihinde geç ödenen ana para alacağı için davacının davalıdan gecikme faizi talep etmekte haklı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; davalı borçlunun İzmir 2. İcra Dairesi’nin 2017/10224 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin 6.563,21 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak belirlenebilir olduğundan 6.563,21 TL üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, mahkemece verilen karardan sonra 06.07.2018 tarihinde yapılan kooperatif genel kurulunun 12 no.lu kararı ile “ana para borcu olmayan üyeler hakkında icra takiplerinin (varsa icra takibine dayalı üye aleyhine açılmış davalar da dahil) takipsiz bırakılması yönünde karar alındığını, davaya konu alacağın tamamının 123 günlük gecikmeden kaynaklanan faiz alacağı olduğunu, bu genel kurul kararına rağmen müvekkili hakkında icra takibine devam edildiğini, kooperatif yönetim kurulunca genel kurul kararı doğrultusunda 09.07.2018 tarihinde ana para borcu bulunmayan üyeler hakkında icra takiplerinin takipsiz bırakılması yönünde karar alındığını ve kooperatif vekiline bu yönde yazılı talimat verildiği bilgisinin kendilerine verildiğini, genel kurulda alınan kararın yerine getirilmesi için yönetim kurulunca alınan karara rağmen eldeki davanın ve icra takibinin devam ettirildiğini, davacı vekilince genel kurul kararının aksine ve yönetim kurulunun bu yöndeki yazılı talimatına aykırı hareket edildiğini, bilirkişi raporunda kooperatif ana sözleşmesinin 61.maddesi kapsamında belirlenen prosedürün yerine getirildiğini gösteren bulgulara rastlanmadığı ve bu sebeple şerefiye raporuna itibar edilmediği takdirde fazla ödeme yapılmasının söz konusu olduğunun belirtildiğini, ancak mahkemece ana sözleşmenin 61. maddesinde yer alan prosedüre uygun şerefiye raporu tanzim edilmediği yönündeki itirazları yönünden hiçbir değerlendirme yapılmadan davanın kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin ana para borcu bulunmadığını, usulüne uygun düzenlenmeyen şerefiye raporları dolayısıyla ortada muaccel bir borcun bulunmadığını, şerefiye raporunun yok hükmünde olduğunu, ana sözleşmede belirtilen prosedürün işletilmediği sabit olan şerefiye raporuna müvekkilinin itiraz etmesi ya da itiraz etmemesinin sonuca etkili olmadığını, şerefiye raporu olması gerektiği gibi düzenlenmediğinden müvekkilinin borçlandırılmasının da mümkün olmadığını, hukuki dayanağı kalmadığından davanın reddi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve davanın reddi ile % 20 kötü niyet tazminatı istemiştir.
GEREKÇE :Dava, kooperatife üye olan davalının borcunu genel kurul kararında kararlaştırılan tarihte ödememesi nedeniyle aidat alacağına işletilen gecikme faizi alacağının tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı kooperatifin 20.06.2016 tarihinde yapılan genel kurulunda kooperatife borçları olan üyelerin bu borçlarını 30.06.2016 tarihine kadar kapatmalarına, borcu kapatmaktan imtina eden ortaklardan ödenmeyen borçlarına aylık % 5 gecikme faizi alınmasına karar verildiği, kooperatifçe alınan şerefiye raporunun davalıya tebliğ edildiği, davalının şerefiye raporuna itiraz etmediği gibi şerefiye raporuna göre ödemesi gereken fark bedelini şerefiye raporuna uygun olarak hiç bir ihtirazi kayıt ileri sürmeden 108.201,00 TL olarak 31.10.2016 tarihinde ödediği, itiraz ve iptal edilmeyen 20.06.2016 tarihli genel kurul kararına göre davalının borcunu 30.06.2016 tarihine kadar ödemesi gerekirken 31.10.2016 tarihinde geç ödediği, bu nedenle davacının davalıdan TBK 120. Maddesine uygun şekilde yıllık % 18 oranında gecikme faizi talep etmekte haklı bulunduğu, mahkemenin karar tarihinden sonra alınan genel kurul kararının etkisinin bulunmadığı sonucuna varılmakla, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 448,33 TL’den peşin alınan 112,08 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 336,25 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15.10.2021