Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1897 E. 2021/627 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/1897
KARAR NO : 2021/627

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.07.2018
NUMARASI : 2017/766 E. 2018/800 K.

DAVANIN KONUSU : Hasar bedeli
KARAR TARİHİ : 24.05.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.05.2021

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.07.2018 gün ve 2017/766 E. 2018/800 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalıların zorunlu mali mesuliyet ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın 01.06.2017 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki araca arkadan çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedelinin İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/87 D. İş sayılı dosyası ile tespitinin talep edilmesi üzerine düzenlenen tespit bilirkişi raporunda araçta 41.331,00 TL hasar oluştuğunun tespit edildiğini, müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan davalıların ayrı ayrı poliçe limitleri ile sorumlu olduklarını, davalılara yapılan başvurulardan sonuç alınamadığını ileri sürerek belirsiz alacak olarak ikame edilen davada fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile hasar bedeline mahsuben 33.010,00 TL maddi tazminatın, 33.000 TL kadarının davalı … Sigorta’dan, kalan 10 TL’sinin davalı … Sigorta’dan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ayrı ayrı tahsiline,1.054,60 TL delil tespit gderinin yargılama gideri olarak davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 41.331 TL’ye yükselterek 33.000 TL’sini davalı … Sigorta’dan, 8.331,00 TL’sini davalı … Sigorta’dan tahsilini istemiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta vekili, davadan önce başvuru şartının yerine getirilmediğini, müvekkili sigorta şirketinin gerçek zarardan sorumluluğunun poliçesindeki limit ve sigortalı araç sürücüsüne atfedilecek kusur ile sınırlı olduğun genel şartlara göre hasar gören parçanın onarımı ve ya eş değer parça ile değişimi mümkün değilse orjinal parça ile oeğişiminden sorumlu olduğunu, talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, araç üzerinde yapılacak inceleme ile gerçek hasarın tespiti gerektiğini, tespit bilirkişi raporu uile belirlenen hasarı kabul etmediklerini, yokluklarında yaptırılan tespitin delil değeri bulunmadığını, tespit masraflarını dolaylı zarar kapsamında teminat dışı olduğunu,davadan önce usulüne uygun başvuru olmadığından temerrüdün gerçekleşmediğini, haksız fiillerde ancak yasal faiz talep edilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta vekili, … plaka sayılı aracın davalı müvekkili şirket tarafından 28.02.2017 – 28.02.2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 43887677 poliçe numarası ile Arabam Garantide Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olup İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları A.1. maddesi gereğince; anılan poliçenin ancak ve ancak zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatları tükendikten sonra devreye girebileceğini, kaza tarihi itibariyle zorunlu mali mesuliyet teminatları tüketilmeden davalı müvekkile ait ihtiyari mali sorumluluk teminatı devreye giremeyeceğinden müvekkili şirketin sorumluluğunun yalnızca zorunlu mali mesuliyet sigortası limitlerini aşan kısım için söz konusu olabileceğini, davayı kabul anlamına gelmemek koşulu ile müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçesindeki limit ve sigortalı araç sürücüsüne atfedilecek kusur ile sınırlı olduğunu, İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/87 d. iş. sayılı dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinin kabulünün mümkün olmadığını, anılan tespit ve incelemenin davalı müvekkilinin yokluğunda ve tek taraflı değerlendirme ile yapıldığını, anılan bilirkişi incelemesinin objektiflikten uzak ve gerçeği yansıtmadığını, hasar onarım bedelinin (yedek parça + işçilik + montaj v.s.) piyasa rayiç bedellerinin çok çok üzerinde belirlendiğini, sigortacının gerçek zarardan sorumlu olduğunu, bu sebeple araçtaki hasar miktarı ağır ise tam zayi uygulaması yapılarak aracın rayiç bedelinden sovtaj bedeli düşülmek suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, haksız fiillerden mütevellit tazminat taleplerine temerrütten itibaren yasal faiz talep edilebileceğinden davacı tarafın avans faizi talebinin hatalı olduğunu, tespit masrafları ve vekalet ücretinin dolaylı zarar olup müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu kapsamı dışında kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, ATK raporu, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kaza sonucunda davacı aracında 41.331,00 TL hasar meydana geldiği, kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketinin zarardan sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde sorumluluğu söz konusu olduğundan davalı … Sigorta şirketinin 33.000,00 TL sigorta limiti ile sorumlu olduğu, geri kalan hasar bedeli 8.331,00 TL’nin ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı davalı … sigorta A.Ş’dan tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 33.000 TL hasar bedelinin davalı … Sigorta A.Ş’den, 8.331,00 TL hasar bedelinin davalı … Sigorta A.Ş’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … Sigorta vekili, hasar ile tutanakta belirtilen ve müvekkili şirketin sigortalısının karıştığı iddia olunan kaza arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığını, sigortalı araç sürücüsü hakkında şikayetçi olunmadığını, olayın soruşturma konusu edilmediğini, ayrıca haricen öğrenilmesi ve İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/21 D. İş, İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/188 D.İş, İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesi 2017/59 D.İş ve İzmir 7. Sulh Mahkemesi 2017/87 D. İş sayılı dosyalarına sunulan bilirkişi raporlarından anlaşıldığı üzere, araç plakasının değiştirilerek haksız kazanç elde edilmesi amacı ile aynı aracın kazaya karıştırılmasının söz konusu olduğunu, müvekkili şirkete trafik sigortalı aracın 09.04.2017 ve 01.06.2017 tarihlerinde trafik kazasına karıştığı gerekçesi ile olayda zarar gören araçlar için müvekkili şirkete tazminat başvurularında bulunulduğunu, 09.04.2017 tarihli kazaya karıştığı iddia edilen ve tazminat talep edilen … plakalı araç ile … plakalı aracın bilgileri, şase no ve motor nosunun işbu davaya konu … plakalı araç ile aynı olduğunu, açıkça sigorta bedelini almak maksadıyla yapılmış hukuk dışı hareket olduğundan suç duyurunda bulunulduğunu,01.06.2017 tarihli kazaya karıştığı iddia edilen ve tazminat talep edilen ….. ve ….. plakalı araçlar için müvekkil şirkete ayrı ayrı tazminat talepleri ile başvuru yapıldığını, şüpheli kaza sebebi ile hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olan sigortalının pek çok gerçeği yansıtmayan tutanak ile farklı sigorta şirketlerine de başvuruda bulunarak hukuk dışı yollar izlediğini, aynı şekilde sigortalının trafik poliçesi kapsamında karşı araçlara ödenecek olan tazminat için yapılan tüm talepler için aynı avukatın başvuru yapmasının da oldukça şüpheli göründüğünü, bu sebeplerle meydana gelen kazanın kurgudan ibaret olduğu ve meydana gelen olay ile araç hasarının uyumsuz olduğunu, sigortalı araçta meydana geldiği iddia edilen hasarın iddia edilen çift taraflı trafik kazası neticesinde oluşmadığının açık olduğunu, davacının hasar gören aracın maliki değil, sürücüsü olduğunu, araçta meydana gelen zararın tazmini amacı ile başvuruda bulunarak dava açma yetkisinin araç malikine ait olduğunu, olayda maddi kaybı olmayan yani dolayısı ile “zarar görmeyen” tarafın, zararın tazminini talep etmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, yukarıda numaraları verilen Sulh Hukuk mahkemesi D. İş dosyalarının celbi ile araçlardaki plaka değişimi ve hasar ilişkisi şüphesinin aydınlatılması ve yukarıda açıklanan sair hususların yeniden incelenmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta vekili, ATK raporunda, sigortalı araç sürücüsünün çarptığı dava dışı diğer araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek davacının kullandığı araca çarptığının belirtildiğini, dava dışı bu araç sürücüsünün önündeki araç ile kendi aracı arasında güvenli takip mesafesi bırakmadığı ve direksiyon hakimiyetini kaybettiği için davacının aracına çarpması nedeniyle kazanın oluşumunda sigortalı ile birlikte kusurlu olduğunu, ATK raporunda sadece sigortalı araç sürücüsüne verilen kusuru kabul etmediklerini, ATK raporunda dava konusu araca ilişkin hiç bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın İzmir 7. Sulh Mahkemesi 2017/87 D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu aynen rapora yansıtılarak fahiş olarak hesaplanan hasar bedelinin aynen tekrar edildiğini, ATK raporunda araçta hasarlanan parçaların piyasa rayiç bedellerine ilişkin inceleme yapılmadığını, tespit raporundaki bedellerin uygun olduğunun belirtildiğini, ayrıca ATK raporunda aracın tamirinin uygun olduğu ve pert total işlemine tabi tutulmasının uygun olmadığına dair tespitin gerekçelendirilmediğini, ATK raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, HMK’nun 109/2. Maddesi uyarınca talep konusunun miktarı bilirkişi raporu ile açıkça belirli hale geldiğinden kısmi dava ve belirsiz alacak davası açılamayacağını, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararın bulunmadığına ilişkin itirazların değerlendirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, dosyada davacı avukatı ile kusurlu olduğu tespit edilen sigortalı araç malikinin avukatının da aynı kişi olup tüm taleplerin aynı avukat tarafından yapılmış olmasının da oldukça şüpheli olduğunu, mahkeme tarafından bu hususun değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı araçın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacısından araç hasar bedeli istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile 33.000 TL hasar bedelinin davalı … Sigorta A.Ş’den, 8.331,00 TL hasar bedelinin davalı … Sigorta A.Ş’den tahsiline karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 07.06.2018 tarihli hasar raporunda; tespit bilirkişi raporunda kalemler halinde belirtilen parça ve işçiliklerin kazanın oluş şekli ve alınan darbelerle uyumlu olduğu, değişmesi gereken yedek parça tutarının 36.741,62 TL, işçilik tutarının 4.590,20 TL olmak üzere toplam hasar miktarının KDV dahil 41.331,82 TL olduğu, davaya konu aracın kaza tarihindeki kasko ve rayiç değeri, yaşı, kullanım şekli, modeli, kilometresi, kullanılmışlık düzeyi, kazanın oluş şekli ve bu oluşa göre hasar gören parça ve yapılan işçilikler dikkate alındığında pert total işlemine tabi tutulmasının uygun görülmediği belirtilmiş, mahkemece de ATK raporu hükme esas alınarak ıslah dilekçesinde belirtilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Öncelikle zarar gören davacıya ait aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı ve pert total uygulanması gerekip gerekmediğine göre gerçek zararın belirlenmesi gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan ATK raporunda, davacı aracının hasar bedeli, piyasa rayiç bedellerine ilişkin hiç bir inceleme ve araştırma yapılmadan dayanaksız, gerekçesiz olarak belirlendiği gibi aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, pert total işlemi yapılması gerekip gerekmediği hususlarında da Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değeri tespit edilmeden aracın pert total işlemine tabi tutulmasının uygun görülmediği belirtilmiş olup, rapor bu haliyle yetersiz, eksik, denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece alanında uzman bilirkişiden piyasa rayiç bedellerine ilişkin inceleme ve araştırma yapılması suretiyle hasar bedeli ve aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değeri belirlenerek Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, şayet pert total işlemi yapılması gerekiyorsa sovtaj bedeli de tespit edilerek aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değerinden sovtaj bedeli mahsup edilerek gerçek zarar miktarının belirlenmesine yönelik ayrıntılı, dayanaklı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, dayanaksız, denetime ve hükme elverişsiz ATK raporu hükme esas alınarak karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davalıların istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin ayrı ayrı kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalılar vekillerinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş ile davalı … Sigorta A.Ş vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN ayrı ayrı KABULÜNE,
2-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.07.2018 gün ve 2017/766 E. 2018/800 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalılar vekillerinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24.05.2021