Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1868 E. 2021/547 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/1868
KARAR NO : 2021/547

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10.05.2018
NUMARASI : 2017/1302 E. 2018/575 K.

DAVANIN KONUSU : Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesinden Kaynaklanan Geçici
ve Sürekli İşgöremezlik Tazminat
KARAR TARİHİ : 26.04.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26.04.2021

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.05.2018 tarih 2017/1302 E. 2018/575 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 10.10.2016 tarihinde davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı araç …. tarafından kullanılırken gerçekleşen kazada araçta yolcu olan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ileri sürerek, 100,00 TL kalıcı iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sigortalı olması nedeniyle üçüncü kişi konumunda olmadığı, gerçekleşen kaza nedeniyle oluşan davacı zararlarının poliçe teminat kapsamında kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, KTK’nın 91 ve 99 maddeleri hükmü ve Yargıtay uygulamalarına göre işleten ve sürücü yakınlarının trafik sigortasından yararlanma hakkı bulunduğunu, davaya konu kazada müvekkili işleten olsa da kazada yolcu pozisyonunda olup 3 kişi konumunda olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Katılma yoluyla davalı vekili, mahkemece müvekkili yararına vekalet ücretine hükmedilmediğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın düzeltilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işleteni bu zarardan sorumlu olur”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklindedir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacı …., kazaya karışan aracın maliki olup dava konusu yapılan zorunlu mali sorumluluk sigortasının sigortalısıdır. Bu nedenle davacı üçüncü kişi sayılamaz. Davacı üçüncü kişi olmadığından zarar, zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatına dahil değildir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf itirazları reddedilmiştir. ( Yargıtay 17. H.D’nin 03.12.2015 tarih 2015/15630E, 2015/13340K).
Davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; dava dilekçesi davalı sigorta şirketine tebliğ edilmiş, davalı sigorta, davaya cevap vermemiş, gerekçeli kararın tebliği aşamasında 01.06.2018 tarihinde davalı sigorta vekili tarafından ilk kez vekaletname ibraz edildikten sonra katılma yoluyla istinaf yoluna başvurulmuştur. Görüldüğü üzere davalı sigorta yargılama aşamasında kendisini vekille temsil ettirmediğinden davalı sigorta yarına red vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçelerinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yoluna başvuran davalıdan 59,30 TL istinaf başvuru harcının tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle tarafların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26.04.2021