Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1867 E. 2021/987 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1867
KARAR NO : 2021/987

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2017
NUMARASI : 2016/644 Esas 2017/1088 Karar
DAVANIN KONUSU : İstirdat
KARAR TARİHİ : 14.09.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.09.2021

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.11.2017 tarih 2016/644 Esas 2017/1088 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı kooperatifin müvekkili aleyhine yönetim giderinin tahsili için başlattığı takibin eski ev adresine tebliğ edildiği için kesinleştiğini, müvekkilinin menkul ve gayrımenkullerine işlenen haciz şerhi nedeniyle ihtirazi kayıtla ödeme yaptığını, müvekkilinin taşınmazı kooperatif üyesi olan …’ın ölümünden sonra mirasçılarından 31.10.2011 tarihinde ferdileştirme işleminden sonra satın aldığını,kooperatif hissesi temliki yani ortaklık payı devrinin yapılmadığını, bu nedenle yönetim gideri ve kooperatif aidatından sorumlu tutulamayacağını, ödeme emrinde borcunuh kaynağının 01.12.2009 tarihli yönetim gideri olduğunu ileri sürerek, İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2015/3835E sayılı takip dosyasıyla ilgili olarak 7.610,00TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili kooperatifin karar defterinde görüleceği üzere davacının 07.05.2012 tarih üye devri konulu kararla tapu üyelik haklarının …’a geçmesi konulu karar alındığını, davacının kooperatifin tüm genel kurullarına davet edildiğini, davacının her seferinde imzadan imtina ederek duyurulara ilişkin tebligatı almadığını, toplantılara da katılmadığını, müvekkili kooperatifin hazirun cetvelinde davacı dahil toplam 194 üye bildirildiğini, üyelerin aidatlarıyla masrafların karşılandığını, davacının taşınmazı aldığı tarih itibariyle kooperatifte yapılan işlerin devam ettiğini, oturma ruhsatı alınması için gerekli hazırlıklar yapıldığını, bununla ilgili yapılan giderlere davacının katılmak zorunda olduğunu, davacının devam eden hizmetler ve yararlandığı hizmetlere katılması gerektiğini, davacının giderleri karşılayacağı beyanı ile taşınmazı satın aldığını, kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının satın aldığı konutun devrine dair resmi satış senedinde ortaklığın da devredildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığı, davacı ile ortak … mirasçıları arasında kooperatif ortaklığının devredildiğine dair bir sözleşmenin imzalanmadığı ya da davacının ortaklık başvurusunda bulunduğuna dair davalı kooperatif tarafından bir delil ibraz edilmediği, yapılan bilirkişi incelemesinde de davacının kooperatif ortaklığını benimsendiğini/kabullendiğini gösteren bir olguya rastlanmadığı, ortak olmayan davacının davalı kooperatife ait zemin kat daireler için yapılacak imalat masrafı olan 250,00 TL ek ödeme ile taşınmazın satın aldığı tarihten çok önce kararlaştırılan 500,00TL oturma ve tapu masraflarından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, davalı kooperatifin 2008 yılında inşaat imalatlarını tamamladığı ancak uzun süre ferdi mülkiyete geçmemesi nedeniyle faaliyete devam ettiği, bilirkişi raporunda tespit edilen masraf çizelgelerindeki faaliyetlerden konut maliki olan davacının da faydalanması karşısında konut satın aldığı tarihten itibaren kooperatif giderlerine katılmasının hakkaniyete uygun olacağı, taşınmazı satın aldığı Kasım-Aralık 2011 ayları ile Aralık 2014 aylarına kadar 38 aylık dönemde 38×50,00=1.900,00TL katılım bedelinden sorumlu olduğu, davalı kooperatif tarafından katılım paylarının davacıya bildirildiği ve davacının takip tarihinden önce ihtarla temerrüde düşürüldüğü ispatlanmadığından davalı kooperatifin takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı, bu miktar yönünden takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, ödenmeyen aidat alacaklarına aylık % 5 oranda gecikme faizi yürütülmesine ilişkin aldığı kararın kooperatif ortağı olmayan davacı yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı, % 9 yasal faiz oranı üzerinden hesaplanan işlemiş faizden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 5.660,81 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacı kooperatif üyesi olmakla birlikte bir an için dahi üye olmadığı düşünüldüğünde ilgili giderlere sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca katılmak zorunda olduğunu, davacının taşınmazı satın aldığı tarihte kooperatifteki devam eden işlerin henüz tamamlanmadığını, tamamlanan hizmetlerin tümünden de davacı tarafın yararlandığını, bu hizmetlerin eksik olması nedeniyle satış bedelinden ilgili taşınmazı gerçek değerinin çok altında aldığını, bu yönüyle zenginleştiğini, müvekkili kooperatifin tüm genel kurul toplantılarına diğer ortaklar ve davacı usulüne uygun olarak davet edilmiş olmasına karşın davacı yapılan tebligatlara ilişkin imzadan imtina ederek toplantılara katılmadığını, kooperatif üyesi olmasa bile yararlandığı hizmetlerin karşılığını sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca ödemekle yükümlü olduğunu, bilirkişinin davacının maliki bulunduğu taşınmazlara ilişkin hatalı olarak sadece satış tarihinden sonraki giderler esas alındığı halde taleplerinin de üzerinde 3.151,71 TL olarak hesaplandığını, bu bakımdan raporda yer alan davacının kendisinden tahsil edilen aidatlar yönünden istirdat talebinin olmaması gerektiğini, bilirkişi raporunda işlemiş yıllık faiz % 9 olarak hesaplanarak 296,66 TL bulunduğunu, 2004 yılı genel kurul toplantısında aidatlara yıllık % 5 temerrüt faizi uygulanmasının kararlaştırıldığını, aksi kabul edilse dahi 6098 saylıı TBK’nın 120/2 maddesi uyarınca 3095 sayılı Kanunu 2/1 maddesie göre belirlenen yasal faiz oranını % 100 fazlasının kararlaştırılabileceğini, bahse konu giderlerin yüklenici kooperatifin inşa ettiği ana taşınmazlara ilişkin giderler olduğununu, oturma raporu ve ferdileşme giderleri yapılmasa idi davacının taşınmazı iktisap etmesi mümkün olmayacağından yapılan bu işten faydalandığı için sorumlu olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, istirdat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin eski üyesinin mirasçılarından taşınmaz satın aldığını, kooperatif üyeliğini devralmadığını, üyelik başvurusunda da bulunmadığını, bu nedenle kooperatif aidat ve borçlarından sorumlu olmadığını ileri sürerek haciz baskısıyla icra dosyasına yaptığı ödemenin istirdatını istemiştir. Uyuşmazlık, davacının üye olup olmadığı, üye değil ise takip konusu alacağın ne kadarından sorumlu tutulabileceği, takip konusu alacağın genel giderler kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti raporunda belirtildiği üzere davacının sadece taşınmazı devraldığı, kooperatif üyeliği için başvurmadığı, davalı kooperatifin kendiliğinden davacıyı kooperatif üyeliğine kaydettiği, davacının hiçbir genel kurul toplantısına katılmadığı, kooperatif üyeliğini benimsediğine dair bir delil bulunmadığı anlaşılmakla davacının kooperatif üyesi olarak kabul edilmemesi ve davalı kooperatif genel kurulunda alınan kararlarla bağlı tutulmaması doğrudur. Ne var ki davacının satın aldığı dairenin de menfaatine olan genel giderlerden sorumlu tutulması icap etmektedir. Bilirkişi heyeti davacının daireyi satın aldığı 2011 tarihi itibariyle inşaat ve genel gider katkı payının 3.151,71 TL olması gerektiği, ancak icra takibinde 2.470,00TL aidat alacağı talep edildiği, bunun genel kurul toplantılarında aylık 50.00TL aidat alınma kararıyla örtüştüğü, dairenin satın alındığı tarihten itibaren 38 aylık aidat borcu toplamı olan 1.900,00TL ve % 9 yasal faize göre 296,66 TL faizden sorumlu tutulması gerektiği belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda istenebilecek aidat miktarı ayrıca hesaplanmış olup takip talebinde daha azı olan 2.470,00 TL talep edilmiş olmasında bir çelişki bulunmamaktadır. Yine davacı ile davalı arasında kooperatif ortaklığı ve dolayısıyla sözleşme ilişkisi olmadığı için temerrüt tarihinden itibaren % 9 gecikme fazi uygulanmasında da bir isabetsizlik yoktur. İcra takibine konu 250,00TL zemin kat oturum ruhsatlarının projeye uygun hale getirilme masrafı ile 500,00TL oturma raporu ve tapu masrafı alınması ortak olmayan davacının yararlandığı genel gider kapsamında kalmadığı için bu kalemler yönünden davacının sorumlu tutulmaması da doğrudur.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 386,69 TL’den peşin alınan 134,58 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 252,11 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14.09.2021