Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1861 E. 2021/607 K. 17.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1861
KARAR NO : 2021/607
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10.05.2018
NUMARASI : 2017/944 E. – 2018/510 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 17.05.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.05.2021
Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10.05.2018 gün ve 2017/944 E. – 2018/510 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 10.10.2016 tarihinde davalı …’nin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu araç ile müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu davalı …’nin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın çarpışması neticesinde meydana gelen kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, davalı sigorta şirketlerince yapılan kısmi ödemenin zararını karşılamadığını ileri sürerek, 50,00 TL kalıcı iş göremezlik, 25,00 TL geçici iş göremezlik 25,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 100,00 TL’nin kısmi ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, 19.06.2017 tarihinde % 10 maluliyet ve % 75 kusur oranına göre 14.261,00 TL ödendiğini, müvekkilinin ibra edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davacıya ödeme yapıldığını, davacının müvekkilini ibra etttiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, CMK’nın 253/19. maddesi gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlık uzlaşma yoluyla giderildiği için tazminat istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, CMK’nın 253/19. maddesinde bir edimin yerine getirilmesinden bahsedildiğini ve bir para alacağının üzerinde uzlaşma olursa tarafların uzlaşmış sayılacağını, müvekkilinin herhangi bir para almadığını, karşı tarafın yerine getirmesi gereken bir ediminden söz edilmediğini, Yargıtay 17. HD’nin 2015/17658E, 2017/190K sayılı ilamında bir edim yerine getirilmediğinden kararın bozulduğunu, CMK’nın 253/19. maddesinin bir çok uzlaştırmacı tarafından yanlış yorumlandığını, insanların mağdur olduklarını, müvekkili karşı taraftan para almadığı için uzlaşmadığını, iyniyetli olarak şikayetinden vazgeçtiğini, uzlaştırmayı yapan şahsın tüm maddi ve manevi haklardan feragat etmiş sayılacağına dair herhangi bir uyarı yapmadığını, müvekkilinin uzlaşması sadece şikayetten vazgeçme beyanı kapsamında kaldığını istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, geçiçi iş göremezlik, kalıcı iş göremezlik ve bakıcı giderinin kazaya sebebiyet veren araçların zorunlu mali sorumluluk sigortacılarından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
5271 sayılı CMK’ nın 253/17. bendinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. ” CMK’ nın 253/19. bendine göre ise “…Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38. maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu araçla gerçekleşen çift taraflı kazada müvekkilinin yaralandığını ileri sürerek, kazaya karışan her iki aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacılarından bakiye iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı talebinde bulunmuş, mahkemece soruşturma aşamasında uzlaşma gerçekleştiği için davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, 12.10.2016 tarihli karakol ifadesinde sadece karşı traktör sürücüsünden şikayetçi olduğunu bildirmiş olup yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsü olan eşi … hakkında şikayetçi olmadığı için eş … yönünden uzlaşmayı gerektirecek bir hal bulunmamaktadır. Her ne kadar dosyadaki 11.11.2016 tarihli uzlaşma raporunda davacının şüpheli konumundaki eşi hakkında da uzlaşma beyanında bulunmuş ve uzlaşma nedeniyle takipsizlik kararı verilmiş ise de birden çok kişinin yaralanması nedeniyle topluca düzenlenen uzlaşma raporunda baştan itibaren eş hakkında şikayet bulunmadığı için ortada uzlaşmadan söz edilemez. Buna göre davacının eşinin sürücüsü olduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı … hakkında CMK’nın 253/19. maddesi uyarınca uzlaşma gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddedilmesi doğru değildir. Nitekim Yargıtay 17. H.D’nin 04.02.2020 tarih 2018/3250 E- 2020/677K sayılı kararı da bu yöndedir. Mahkemece davacının yolcu olarak bulunduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu davalı … hakkında yargılamaya devam edilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi icap etmektedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.05.2018 tarih 2017/944 E. – 2018/510 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
5-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 17.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.