Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1754 E. 2021/581 K. 05.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1754
KARAR NO : 2021/581
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26.02.2018
NUMARASI : 2016/1450 E. 2018/222 K.
DAVANIN KONUSU: Destek Tazminatı
KARAR TARİHİ: 05.05.2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 05.05.2021

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.02.2018 tarih 2016/1450 E. 2018/222 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 11.03.2011 tarihinde davalıların ZMMS sigortacısı olduğu kamyonetin davacının murisinin kullandığı araca çarpması sonucu davacının oğlunun vefat ettiğini, davacının oğlunun ölümü ile destekten yoksun kaldığını, ceza dosyasında alınan ATK raporunda kamyon sürücüsünün %70, davacının oğlunun %30 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, karşı araç kamyonetin ZMMS sigorta poliçesinin davalılardan … Sigorta tarafından düzenlendiğini, müteveffanın kullandığı aracın ZMMS sigortasının ise diğer davalı … Sigorta Şti tarafından düzenlendiğini, her iki davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine destek tazminatı talebinin reddedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL destek tazminatının kusur oranlarına bakılmaksızın tamamının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, değer arttırım dilekçesiyle davalı … Sigorta A.Ş’den talebini 15.013,99 TL’ye, davalı … Sigorta A.Ş’den talebini 6.434,57 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta vekili, dava konusu trafik kazasında karşı aracın müvekkili şirkete 26.11.2010 tarihli trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, desteğin vefatı nedeniyle eşi ve çocuklarına tazminat ödendiğini, bakiye teminat limitinin 114.829,50 TL olduğunu, destek zararının ispatı gerektiğini, bilinen ya da belirlenen bir ücret yok ise asgari ücretin hesaplamada esas alınması gerektiğini, kazaya karışan sigortalı aracın ticari araç olmaması sebebiyle yasal faize hükmedilebileceğini, dava öncesi başvuru olmadığından ancak faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak dikkate alınması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 11.03.2011 tarihinde meydana gelen kazada karşı araç sürücüsünün %70 oranında ve destek sürücünün %30 oranında kusurlu olduğu, kaza sonucunda davacının oğlunun vefat ettiği, desteğin kullandığı aracın zorunlu trafik sigortasının davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapıldığı, karşı aracın zorunlu trafik sigortasının diğer davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapıldığı, oğlunun vefatı ile annesi olan davacının destekten yoksun kaldığı, bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 21.448,56-TL olduğu, desteğin eşi ve çocuklarına davalı sigorta şirketleri tarafından ödenen tazminat miktarlarından sonra bakiye teminat limitinin bulunduğu, davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile toplam zarar miktarının 15.013,99 TL’ sini davalı … Sigorta A.Ş’den 6.434,57 TL’ sini davalı … Sigorta A.Ş.den tahsilini istediği gerekçesiyle davanın kabulüne 15.013,99 TL tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.den 6.434,57 TL tazminatın davalı … Sigorta A.Ş’den dava tarihi olan 15.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … Sigorta A.Ş vekili, 2918 sayılı yasada yapılan değişiklik ile 92. maddeye eklenen ek bentte hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışında bırakıldığını, dolayısıyla hak sahibinin kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu hallerde tazminat talep etmesinin mümkün olmadığını, yasa değişikliğinin gerçekleştiği 26.04.2016 tarihinden sonra açılan davalarda hak sahibinin kusurlu olduğu durumlarda tazminat taleplerinin sigorta teminatı dışında kaldığını, hak sahibinin kusuru oranında müvekkili şirket aleyhine tazminata hükmedilmiş olmasının yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, BK’nun 44. maddesi hükmüne göre ise zarar gören taraf, zararın doğmasına veya zararın artmasına sebep olmuş ise hakimin zarar ve ziyan miktarını indirebileceğini veya zarar ve ziyan konusunda hüküm kurmaktan sarfınazar edebileceğini,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1315 E.-2017/1239 K. sayılı ilamında kendi kusuruyla zarara sebep olan desteğin bu kusurlu davranışlarının yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenleri de etkileyeceğinin kabul edildiğini, kazanın meydana gelmesinde % 30 oranında kusuru bulunan müteveffanın davacı annesi lehine sigortalının kusur oranına denk gelen tutarda tazminata hükmedilmesinin açıkça içtihatlara aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, desteğin kullandığı aracın ve karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı sigorta şirketlerinden destek tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Sigortalı araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmamaktadır.Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açması nedeniyle ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusur davacılara yansıtılamayacaktır. Dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları , desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyecek, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığından ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında poliçe tarihi itibariyle 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının yürürlüğe girmediği anlaşılmaktadır. Poliçe tarihi itibariyle yürürlükte bulunan eski genel şartlar, KTK hükümleri ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre davacının desteğin mirasçısı sıfatıyla değil üçüncü kişi sıfatıyla dava açmış olması nedeniyle destek sürücünün kusuru davacıya yansıtılamayacağından davacının destek tazminatından davalı sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında sorumludur. Davalı vekilinin istinaf itirazında belirttiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun söz konusu kararı somut olayla örtüşmeyip bu davalara bakmakla görevli ilgili Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından önce tanzim edilen poliçeler için yukarıda açıklanan görüş yönünde kararlar vermeye devam etmektedir. Nitekim Yargıtay HGK’nın 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, 2011/17-787 E, 2012/92 K, 17. H.D’nin 2013/14063 E -2015/245 K, 17. HD’nin 2015/11772 E, 2018/6434 K, 24.04.2018 tarih 2015/9649E, 2018/4463 K sayılı ilamları da bu yöndedir. Bu nedenlerle davalı … Sigorta A.Ş.’nin zararın teminat dışı olduğuna yönelik istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.465,15 TL’den peşin alınan 370,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.095,15 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.05.05.2021