Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1707 E. 2021/535 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1707
KARAR NO : 2021/535
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10.05.2018
NUMARASI : 2017/454 E. 2018/216 K.
DAVANIN KONUSU : Değer Kaybı ve İkame Araç Bedeli
KARAR TARİHİ : 26.04.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26.04.2021
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.05.2018 tarih 2017/454 E. 2018/216 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 29.04.2016 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldduğu aracın davacının aracına çarptığını, davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, kaza sonrasında davacının aracının hasar gören parçaların değiştirilmesi ve tamiri için iki hafta serviste kaldığını ve aracını tamir süresi boyunca kullanamaması nedeniyle günlük ortalama 100,00 TL ulaşım bedeli ödemek zorunda kaldığını, kaza tarihine kadar aracın tüm bakımlarını zamanında ve yetkili servisinde yaptırdığını, kaza gerçekleşene kadar geçen süre içerisinde aracın değişen her hangi bir parçası bulunmadığı gibi kaporta ve boyasında herhangi bir kusur ve çizik olmadığını, araçta meydana gelen değer kaybı için alınan ekspertiz raporunda tespit edilen 5.000.-TL araç değer kaybı ile 300.-TL ekspertiz ücretinin ödenmesi için davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine 1.898,73 TL kısmi bir ödeme yapıldığını, talebin tamamının karşılanmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı ile aracın tamir süresince kullanılamaması nedeni ile uğranılan zarar karşılığı olarak 3.000 TL’nin hasar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş,ıslah dilekçesi ile değer kaybı talebini 3.601,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı …, zmss teminatı kapsamında kalması nedeniyle değer kaybı zararından sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, bu nedenle kendisinin sorumluluğunun olmadığını,dava dilekçesinde talep edilen ulaşım bedelinin hayatın olağan akışına aykırı olarak belirlendiğini, günlük 100 TL ulaşım bedelinin aşırı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili, müvekkili şirkete başvuru üzerine davacıya 01.07.2016 tarihinde 1.898,73 TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, davacının gerçek zararının karşılandığını, müvekikili şirketten ikame araç bedeli talep edilmediğini, kusur durumunun tespiti gerektiğini, talep edilen miktarın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …, ehliyet almak için gittiği sürücü kursunda hocasının nezaretinde araç kullanırken kazanın gerçekleştiğini, araç kullanımı konusunda hiç bir bilgi ve tecrübesinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Sürücü Kursları Yönetmeliğinde K belgeli, çalışma saatlerinde eğitim sahası içinde sürücü adayının yaptığı kusurlardan usta öğreticisinin sorumlu olduğunun belirtilmesi nedeniyle davalı sürücü adayı …’nin olayda kusursuz ve sorumsuz olduğu, sürücü kursu sorumlusu davalının …’un asli ve tam kusurlu olarak meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun bulunmadığı, davacıya ait aracın kaza sonucu aracın hasara uğradığı, kazadan önceki piyasa fiyatının 62.500,00 TL civarında ve hasarı giderilmiş durumdaki rayiç fiyatının 56.000,00 TL olduğu, bu itibarla uğranılan değer kaybına ilişkin zararın 6.500,00 TL olduğu, davadan önce davalı … Sigorta A.Ş.tarafından 01.07.2016 tarihinde 1.898,73 TL değer kaybı ödemesi yapıldığı, bu tutarın düşülmesi halinde davacının bakiye değer kaybı alacağının 4.601,27 TL olduğu, dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile istenen ve harçlandırılan değer kaybı alacağı talebinin 3.601,00 TL olduğu, davacıya ait aracın hasarlı kısımlarının sökülmesi, yenilerinin yerine takılması, boyaya hazırlama, boya yapılması, boyanın kuruması, ayarlarının yapılması için 10 günlük bir sürenin gerektiği, bu süre için ikame araç bedelinin günlüğü 100,00 TL’den toplam 1.000,00 TL olduğu, taleple bağlı kalınarak, belirlenen 3.601,00 TL değer kaybına ilişkin zarardan ve 1.000,00 TL araç kiralama bedelinden sürücü kursu sorumlusu davalı …’un kurs sorumlusu sıfatıyla haksız fiili ika eden olarak TBK.’nun 49 vd.madde hükümlerine ve ayrıca “araç işleten” sıfatıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’un 85.maddesi hükmüne göre ve gerçek zarar kapsamında bulunması nedeniyle belirlenen bakiye 3.601,00 TL değer kaybı zararından dolayı zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesi çerçevesinde davalı sigorta şirketinin de davacıya karşı sorumlu olduğu, ikame araç bedelinin zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalmadığından bu taleple ilgili davalı … Sigorta A.Ş’nin sorumluluğunun bulunmadığı, ıslah dilekçesi ile istenen 300,00 TL ekspertiz raporu bedelinin HMK.’nun 323. madde hükmü çerçevesinde yargılama gideri kapsamında kaldığı gerekçesiyle davalı … hakkında açılan davanın reddine, davalılar … ve … Sigorta A.Ş.hakkında değer kaybı tazminatı talebinin kabulüne, 3.601,00 TL değer kaybı tazminatının davalı … yönünden kaza tarihi 29.04.2016 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş.yönünden kısmî ödeme tarihi 01.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının fazlaya (harçlandırılmayan 500,00 TL’sına) ilişkin değer kaybı tazminatı hakkının saklı tutulmasına, davalı … Sigorta A.Ş.hakkında açılan ikame araç bedeli davasının reddine, davalı … hakkında açılan ulaşım gideri (ikame araç bedeli) davasının kısmen kabulü ile 1.000,00 TL ulaşım giderinin (ikame araç bedelinin) kaza tarihi 29.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine, ıslah dilekçesi ile istenen 300,00 TL ekspertiz raporu bedeli yargılama gideri kapsamında kaldığından bu konuda ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … Sigorta A.Ş vekili, müvekkili şirket tarafından yapılan tazminat hesaplaması neticesinde 01.07.2016 tarihinde 1.898,73 TL TL’lik ödeme ile davacının zararı karşılandığından davanın reddi gerektiğini, tespit edilen kusur durumunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, kaza anı ve durumu tamamiyle dosya üzerinden irdelenmiş olup keşif ihtimali değerlendirilmeden beyanlar doğrultusunda kusur irdelemesi yapıldığını, kusura ilişkin raporu kabul etmemekle beraber davacının da gerekli dikkat ve özeni göstermediği aşikar olduğundan en azından tali kusurlu olduğunun kabulü gerektiğini, yargılama safhasında İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınması talebinin mahkemece kabul edilmediğini, bilirkişi tarafından araç rayiç bedeli 62.500,00 TL olarak tespit edilen bu miktarın fahiş olduğunu, dava açılmadan önce davacı ve müvekkili şirketçe yaptırılan ekspertiz incelemesinde araç rayiç bedelinin 60.000,00 TL olarak tespit edildiğini, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Ek-1e göre yapılmış olan hesaplamalarda katsayısal farklılıklar ve bu sebeple çelişkiler mevcut olduğunu, değer kaybının tespitinde aracın yaşı, modeli, araç üzerinde değişmesi gereken kompanentlerin sökülüp takılabilirliği, araca ait eski hasarlar, kilometre, hasarın parasal karşılığı, tamir yeri, piyasa koşulları, aracı kullanan sürücü sayısı gibi faktörlerin etkili olduğunu, bu kadar çok etkenin rol oynadığı bir hususta bu etkenlerden yalnızca birinden yola çıkarak tespit yapılması hukuka aykırı olup hükme esas alınmasının kabul edilemeyeceğini, dava dilekçesinde belirtilmeyen bir alacak kaleminin ıslah dilekçesiyle talep edilemeyeceğini, ıslah dilekçesi ile talep edilen ekspertiz ücretinden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, ekspertiz raporu bedeli talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, sigortacının ödeme yükümlülüğünün gerçek zararla sınırlı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın sürücüsü,işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından değer kaybı, ve ikame araç bedeli ile ekspertiz rapor ücreti istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davalı … hakkında açılan davanın reddine, davalılar … ve … Sigorta A.Ş.hakkında değer kaybı tazminatı talebinin kabulüne, 3.601,00 TL değer kaybı tazminatının bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı … Sigorta A.Ş.hakkında açılan ikame araç bedeli davasının reddine, davalı … hakkında açılan ikame araç bedeli davasının kısmen kabulü ile 1.000,00 TL ikame araç bedelinin davalı …’tan tahsiline, ıslah dilekçesi ile istenen 300,00 TL ekspertiz raporu bedeli yargılama gideri kapsamında kaldığından bu konuda ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece trafik ve kusur uzmanı bilirkişiden alınan 20.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda; aracın hasarlı resimlerinin, ekspertiz raporunun, trafik kaza tespit tutanağının ve kaza oluş krokisinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davalı araç sürücünün seyri sırasında dikkatini yola vermeyerek vites değiştirirken aracının direksiyonunu sola kırdığı, bu nedenle kendi şeridinde seyreden davacıya ait araca çarparak kazanın meydana gelmesinde etken olduğu, davalı sürücünün kendi şeridinde seyrederken işaret vermeden sol şeride geçmesi nedeniyle KTK’nın 56 ve 84/g maddelerini ihlal etmesi nedeniyle kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu ancak sürücü kursları yönetmeliğine göre K belgeli çalışma saatlerinde eğitim sahası içerisinde sürücü adayının yaptığı kusurlardan usta öğreticisinin sorumlu olduğu, bu nedenle sürücü kursu sorumlusu davalının asli ve tam kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsünün ise aracı ile kendine ait şeritte seyir esnasında aniden şerit değiştirilmesi nedeniyle meydana gelen kazada kazanın oluşumunu engelleyecek bir davranışı olamayacağından kusurunun olmadığı belirtilmiş olup, bilirkişi raporu kazaya karışan sürücülerin kendi aralarında düzenledikleri kaza tespit tutanağına, ekspertiz raporuna ve dosya kapsamına uygun, denetime elverişli olmakla; mahkemece hükme esas alınarak davalı işleten ve araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunun kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı sigorta vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Mahkemece alınan hasar bilirkişi raporunda; davacıya ait aracın ikinci el otomobil alım satımı yapan galeriler ile internet ortamında yapılan araştırma ve inceleme sonucunda kaza tarihi itibariyle rayiç değerinin 62.500,00 TL olduğu, yine bu şekilde yapılan araştırmalar sonucunda davacıya ait aracın özelliği, modeli, hasarı giderilmiş aracın kaza tarihi itibariyle ortalama 56.000,00 TL olacağı, aradaki fark olan 6.500,00 TL araç değer kaybının oluştuğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporu denetime elverişli ve bilimsel, emsal araştır malarına dayalı olup bilirkişi raporu ile belirlenen rayiç değerler makul bulunmuş olmakla; davalı sigorta vekilinin bu hususa ilişkin istinaf itirazları da yerinde değildir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03.12.2020 tarih 2019/6271 E. – 2020/8104 K. sayılı kararı), Buna göre mahkemece Yargıtay içtihatlarına göre belirlenen değer kaybına itibar edilmesi yerinde görülmüştür. Zira her ne kadar poliçe tarihi itibariyle 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlar yürürlükte olsa da Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararından sonra değer kaybı tazminatının yeni genel şartlara göre hesaplanması mümkün olmadığından davalı vekilinin bu husustaki istinaf itirazları da yerinde değildir.
Dava dilekçesinde talep edilmeyen alacak kalemi ıslah dilekçesi ile talep edilemez ise de; ekspertiz ücreti alacak kalemine dahil olmayıp yargılama gideri kapsamında kaldığından ve yargılama gideri de mahkemece resen gözetilmesi gerektiğinden davalı sigorta vekilinin ekspertiz raporu ücretinden sorumlu olmadığına dair istinaf itirazları da yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş yönünden istinaf karar harcı olan 314,29 TL’den peşin alınan 160,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 154,29 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.26.04.2021