Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1675 E. 2021/1180 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1675
KARAR NO : 2021/1180
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15.05.2018
NUMARASI : 2017/356 E. 2018/230 K.

DAVANIN KONUSU : Erken Kapama Komisyonunun İadesi
KARAR TARİHİ : 15.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.10.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.05.2018 tarih 2017/356 E. 2018/230 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeler gereğince müvekkilinin yüklü miktarda krediler kullandığını, davalı bankanın ticari hayata aykırı ve eşit olmayan uygulaması nedeniyle müvekkili şirketin davalı bankadan kullandığı kredilerini kapatmak istediğini, müvekkili şirketin kredi borcunu erken ödemesi nedeniyle kullandığı kredinin yaklaşık %8 i oranında erken kapama komisyon ücreti, muhtelif masraflar, fek vs. ücret adı altında toplam 151.761,09 TL müvekkilinden tahsil edildiğini, krediyi erken ödemesi nedeniyle müvekkili şirketin cezalandırıldığını, davalı bankanın bu uygulamasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, diğer bankalarca ortama %1- 2 oranında erken kapama komisyonu uygulandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmeye uygun erken ödeme komisyonunun ve fazladan alınan bedellerin tespiti ile fazla tahsil edilen miktarın tahsil tarihinden itibaren krediye uygulanan faiz oranıyla birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 86.670,94 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili banka tarafından davacıya 28.04.2011 tarihli genel taahhütnameleri ve 31.07.2012, 21.06.2013 tarihli genel kredi sözleşmeleri uyarınca taksitli ticari krediler kullandırıldığını, davacının kullandığı kredileri erken kapatmak istediğini bankaya bildirdiğini, bankanın 21.04.2015 tarihli yazısı ile davacıya kapama koşulları, masraf ve ücretler konusunda bilgi verildiğini, davacı tarafça 22.04.2015 tarihinde de yazılı olarak kredilerin erken kapatılması talebinde bulunulduğunu, bunun üzerine davacının kredi borcunu kendi rızası ile vadesinden önce ödediğini, davacının imzaladığı genel kredi taahhütnamesinin erken ödeme komisyonu başlıklı 4/VI-b maddesi ile erken kapama komisyonu ödemeyi peşin olarak kabul ettiğini, genel kredi taahhütnamesinin tarafların serbest iradesiyle düzenlenip imza edildiğini, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 2.8/1 maddesinde de davacının erken ödeme isteğinin kabul edilmesi halinde bankanın kar mahrumiyeti zararını talep edebileceğini kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkili banka tarafından %8 oranında alınan erken ödeme komisyonlarının sözleşmeye, yasaya, diğer bankaların uygulamalarına ve hakkaniyet ilkesine uygun olduğunu, müvekkili bankanın toplamda 355.047,01 TL kar mahrumiyeti bulunduğu halde daha az miktarda erken ödeme komisyonu aldığını, genel kredi taahhütnamesinde erken ödemeye ilişkin hiç bir düzenleme olmadığı varsayılsa dahi TBK 96.maddesi gereğince erken ifa nedeniyle bankanın erken kapama komisyonu talep etmesinin hakkaniyete ve yasaya aykırılık teşkil etmediğini, müvekkili bankanın davacının erken kapama talebini kabul edip etmeme konusunda serbest olduğunu, davacı tarafın tacir olup basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, davacının en başından beri erken kapama halinde ödemekle yükümlü olduğu bir ücret olduğunu bildiğini, bu durumun ticari hayatın olağan akışına uygun olduğunu, banka tarafından bildirilen şartlar dahilinde davacının %8 erken ödeme komisyonunu ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki 28.04.2011 tarihli kredi sözleşmesinin genel taahhüdünün 33.maddesinin f bendinde ticari kredilerde erken kapama komisyonunun düzenlendiği ancak oran yüzde % kısmının boş bırakıldığı, uyuşmazlığa konu olan 21.06.2013 tarihli genel kredi sözleşmenin 5.11.5.maddesi gereğince erken ödeme durumunda talep edilecek komisyon oranının %3 olarak kararlaştırıldığı, davacı firmanın kullanmış olduğu ticari kredilerin 22.04.2015 erken kapatılma tarihinde banka tarafından %7 komisyon oranın uygulandığı, sözleşmede kararlaştırılan orandan yüksek olduğu, TBK.20. Maddesinde düzenlenen genel işlem koşullarının somut uyuşmazlık yönünden değerlendirilmesinde, taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerde erken kapatma komisyonunun alınacağının yazılı olduğu, ancak oranın bulunmadığı, oran bulunmamasının sözleşmedeki bu düzenlemenin yok sayılmasını gerektirmeyeceği, emsal bankalarda uygulanan erken kapatma komisyon oranının araştırılması gerektiği ve ortalamanın üstünde ise bu miktar kadar erken kapatma komisyonunun iadesinin gerektiği, bu bağlamda yaptırılan bilirkişi incelemesi ile %3 erken kapama komisyonu uygulanması halinde 61.990,62 TL komisyon bedeli ve 3.099,53 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 65.090,15 TL komisyon kesintisinin yapılmasının gerektiği, davalı tarafından 151.761,09-TL tahsilatın yapıldığı, davalı tarafından 86.670,94 TL fazla erken kapama bedeli alındığı ve fazladan alınan erken kapama bedelinin iadesinin yerinde olduğu gerekçesiyle ıslah nazara alınarak davanın 86.670,94 TL üzerinden kabulüne, alacağın 10.000,00-TL’sine dava tarihinden, 76.670,94-TL’ sine 29.11.2017 ıslah tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açıldığını, davada erken kapama komisyonu, alınan masraf, komisyon ücretlerinin tespitinin istendiğini, davacıdan hangi işlem nedeniyle ne tutarda ödeme alındığının açık olduğunu, tüm işlemlerin davacının talebi üzerine ve bilgisi dahilinde yapıldığını, hangi işlem için ne tutarda ödeme yapıldığının bilinmediği iddialarının mesnetsiz olduğunu, davacının erken kapama nedeniyle ödediği tutarı bildiğini, davacının talep ettiği tutarı belirleyebilecek konumda olduğunu, buna rağmen davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerekirken davanın kabulüne hükmedilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece bu hususta değerlendirme ve gerekçe oluşturulmadığını, davacı taraf tacir olup müvekkili banka ile imzalanan sözleşmenin karşılıklı müzakere edilerek imzalandığını, mahkemenin gerekçede TBK 20. Maddesine atıfla sözleşme hükümlerini genel işlem şartı olarak nitelendirdiğini, sözleşmenin genel işlem koşulları içerdiği tespitinin hatalı olup kabul edilemeyeceğini, davacı tarafın basiretli bir tacir olarak müvekkili banka ile ticari kredi sözleşmesi düzenlediğini, sözleşmenin tacirler arası işlem olduğunu, davacının kredinin erken kapanması durumunda müvekkili bankanın erken kapama bedelleri alacağını kabul ettiğini, sözleşmede genel işlem koşullarına aykırılık oluşturacak bir hüküm bulunmadığını, genel işlem koşullarının oluştuğu kanaatiyle sözleşmenin hatalı yorumu sonucu verilen hükmün hukuki olmadığını, hangi sebeplerle ve hangi hükümler için genel işlem koşullarının oluştuğunun dahi gerekçeli kararda açıklanmadığını, kredilerin erken kapanması konusunda davacı tarafın bilgilendirildiğini, davacını erken kapama bedelleri hususunda şerh-itiraz koymadan erken kapama bedelini kabul ettiğini, davacının kullanmış olduğu kredileri erken kapatmak istediğini bildirdiğini, banka yazısı ile geçerli olan ve taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri gereği davacıya kapama koşulları, masraf ve ücretler konusunda bilgi verildiğini, davacı tarafça 22.04.2015 tarihinde yazılı olarak kredilerin erken kapatılması talebinde bulunulduğunu, banka tarafından bilgilendirilmiş olan davacının, ilgili yazıya istinaden cari hesap şeklinde işleyen kredi borcunu, kendi rızası ile vadesinden önce ödediğini ve bu şekliyle taraflar arasındaki kredi ilişkisinin sona erdiğini, sonrasında erken ödeme bedellerinin iadesini talep etmenin hukuki olmadığı gibi ticari hayatın akışına da aykırı olduğunu, müvekkili bankanın erken ödemeyi kabul etme zorunluluğunun olmadığını, sonrasında bu bedellerin iadesi halinde, erken kapama işlemi de gerçekleştiğinden dolayı müvekkili bankanın zarara uğramış olacağını, tarafların tacir olduğu da dikkate alındığında bu yöndeki değerlendirmenin kabul edilemeyeceğini, davacının talebi karşısında müvekkili bankanın bildirdiği erken kapama koşullarını davacı tarafın kabul edip kredilerin kapanmasından sonra erken kapama bedellerinin iadesini talep etmenin sözleşmeye, iyiniyet kurallarına, ticari hayata, mevzuata aykırı olduğunu, erken kapama bedelleri ödenirken davacı tarafın ödenen tutarlar konusunda herhangi bir itirazda sunmadığını, davacı ile müvekkil banka şubesi arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi’nin “Erken Ödeme” başlıklı 2.8.1 maddesinde; “Banka, erken ödeme isteğini kabul ederse, bunun şartlarını bildirir ve maruz kalacağı kar mahrumiyeti, zarar ve maliyetleri, erken ödeme nedeniyle doğabilecek vergi, KKDF gibi mali yükümlülükleri müşteri’den talep edebilir.” hükmü bulunduğunu, sözleşmenin amir hükmü gereği erken kapamanın müvekkili bankaca kabul edilmesi halinde kar mahrumiyeti talep edilebileceğini, müvekkili bankanın kar mahrumiyeti 355.047,01 TL iken daha makul bir tutar talep edildiğini, erken kapama bedeli sözleşmeye uygun olduğunu, mahkemece sözleşmenin belirtilen hükümlerinin değerlendirilmediğini, sözleşmenin yasaya uygun, genel işlem koşulları içermeyen niteliği ve tacirler arasında yapılışı da dikkate alındığında sözleşme hükümlerine aykırı hüküm kurulduğunu, erken kapama bedelinin ticari hayat ve yasal mevzuat gereği olağan olduğunu, bilirkişi raporuna karşı itirazlarını giderici ek inceleme dahi yapılmadığını, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, bilirkişi raporunda sözleşme hükümlerinden ziyade diğer bankaların emsal oranlarının dikkate alındığını, bilirkişinin değerlendirmelerinin hukuki olmadığını, erken kapama bedeli üzerinde tarafların uzlaşıya varıldığını, erken kapama oranları konusunda diğer bankaların oranlarıyla kıyaslama yapılmasının kabul edilemeyeceğini, bu hususta öncelikli olarak taraflar arasındaki sözleşme ve mutabakatların uygulanması gerektiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/8793 Esas, 2018/13 Karar sayılı içtihadında erken kapama bedelinin %23,67 olabileceğini kabul ettiğini, genel işlem koşulları 6101 sayılı yasayla ilk defa mevzuata girdiğinden tüm sözleşme ve taahhütnamelere genel işlem koşullarına dair hükümlerin uygulanması mümkün olmadığını, mahkemece bu hususa riayet edilmeden kredi sözleşmeleri ve taahhütnameler arasında ayrım yapılmadan hepsi için genel işlem koşulları noktasında hatalı değerlendirme yapıldığını, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürürlüğünden önce düzenlenen sözleşme ve taahhüt belgelerinde önceki mevzuatın uygulanması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, genel kredi sözleşmelerine istinaden kullanılan kredilerin erken ödenmesi nedeniyle fazladan tahsil edildiği ileri sürülen erken kapama komisyonu ile BSMV’nin tahsili istemine ilişkin olup mahkemece yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Ticari kredilere ilişkin erken kapama ücreti ile ilgili alacak davalarının temyiz incelemesi Yargıtay 11. Hukuk Dairesince, aynı konuda itirazın iptali şeklinde açılan davaların temyiz incelemesi ise Yargıtay 19. Hukuk Dairesince(Kapatılan) temyiz incelemesi yapılmaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin erken kapama komisyonu ile ilgili kararları değişkenlik göstermekle birlikte son dönemdeki kararlarından sözleşme tarihine göre ikili ayrıma gittiği, 818 sayılı Borçlar Kanunun zamanında düzenlenen sözleşmeler yönünden sözleşmede bir oran belirtilmesi halinde bu oran, bir oran belirtilmemesi halinde bankanın T.C. Merkez Bankasına bildirdiği oran, bu da yok ise emsal banka uygulamalarına göre makul bir oran belirlenmesi gerektiği, sözleşme tarihi 6098 sayılı TBK döneminde ise sözleşme hükümleri yönünden aynı yasanın 19, 20.. maddesi uyarınca genel işlem koşulları yönünden incelemeye tabi tutulması, kredi sözleşmelerinde yer alan masraf tahsiline ilişkin hükümlerin yazılmamış sayılması sebebiyle oluşan boşlukların öncelikle bankanın 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3., 4. ve 6/2 maddeleri uyarınca belirleyip ilan ettiği oranlar, bankanın bu yönde yapmış olduğu bir ilan bulunmadığının tespit edilmesi halinde ise emsal banka uygulamaları gözetilerek doldurulması gerektiği yönündedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/12/2019 tarih 2018/4910 E -2019/8174 K, 30.09.2019 tarih 2018/5750 E- 2019/5991K, 26.09.2019 tarih 2018/4650 E- 2019/5901K sayılı kararları). Basiretli bir tacirin seçenek özgürlüğü içinde kendisine en uygun kredi şartlarını sağlayan banka ile sözleşme yapması icap eder. Kredi kullanan tacirin bankaların uyguladığı erken kapama oranı ve diğer masrafları araştırması, bankalarla müzakere etmesi, T.C. Merkez Bankasına bildirilen masrafları öğrenmesi bir tacirden beklenmesi gereken bir durumdur. Sözleşmenin orana ilişkin kısımları önceden müzakere edilmediği için genel işlem koşulu olarak kabul edilmesi durumunda kredi kullanan tacirin bankanın internet sitesinde de yayınlanan T.C. Merkez Bankasına bildirdiği erken kapama komisyonu ve masrafından haberdar olması gerektiği için Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yukarıda anılan kararlarında belirtildiği üzere bu boşluğun bankanın T.C. Merkez Bankasına bildirdiği oran üzerinden belirlenmesi gerekir.
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 07.07.2020 tarihli kararıyla 19. Hukuk Dairesi kapatılarak işleri 11. Hukuk Dairesi’ne devredilmiş olmakla Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin uygulamaları da dikkate alınarak uyuşmazlığın incelenmesi gerekmektedir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 08.05.2019 tarih 2018/426 E, 2019/3029 K sayılı kararında sözleşmedeki erken ifa hali her iki tarafın menfaatlerini korumaya yönelik bir düzenleme olduğundan genel işlem şartı olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı, sözleşmede bir oran belirlenmiş ise bu oranın uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Böylelikle Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 6098 sayılı TBK’dan sonra düzenlenen sözleşmelerde aynı yasanın 19, 20 maddeleri uyarınca genel işlem koşullarına yönelik denetim yapılmaması, sözleşmedeki oranın uygulanması görüşünde olduğu anlaşılmaktadır.
İstinafa konu dosyada, davacı ile davalı bankanın … Şubesi arasında 28.04.2011 tarihli 2.000.000,00 TL ve 400.000 Euro limit üzerinden genel taahhütnamenin ve 31.07.2012 tarihinde 1.000.000,00 TL limit üzerinden genel kredi sözleşmesinin, 21.06.2013 tarihinde 5.000.000,00 TL limit üzerinden genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, 28.04.2011 tarihli genel taahhütnamenin 33f maddesinde kredinin erken ödenmesi halinde erken ödeme komisyonunun alınacağının belirtildiği ancak oranın yazılı olmadığı, 31.07.2012 tarihli ve 21.06.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinin 5.11.5. maddesinde ise erken ödeme halinde erken ödemeden kaynaklanacak tüm masrafları ve kullandırılan kredi toplamı üzerinden bankaca hesaplanacak %3 oranında erken ödeme komisyonunun belirlendiği, taraflar arasında imzalanan 28.04.2011 tarihli genel taahhütname gereğince davacıya 25.05.2012 tarihinde 350.000,00 TL tutarında 48 ay vadeli taksitli ticari kredi kullandırıldığı, kredinin 22.04.2015 tarihinde erken kapatılması nedeniyle %7 oranında erken komisyon ücreti alındığı, 21.06.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca davacıya 21.06.2013 tarihinde 2.100.000,00 TL tutarında 72 ay vadeli taksitli ticari kredi kullandırıldığı, kredinin 22.04.2015 tarihinde erken kapatılması nedeniyle %7 oranında erken komisyon ücreti alındığı, 21.06.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca davacıya 26.02.2014 tarihinde 44.000,00 TL tutarında 36 ay vadeli taksitli ticari taşıt kredi kullandırıldığı, 22.04.2015 tarihinde erken kapatılması nedeniyle %7 oranında erken komisyon ücreti alındığı, 21.06.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca davacıya 18.09.2014 tarihinde 259.000,00 TL tutarında 12 ay vadeli taksitli ticari kredi kullandırıldığı, 22.04.2015 tarihinde erken kapatılması nedeniyle %7 oranında erken komisyon ücreti alındığı, davacı şirketin 22.04.2015 tarihinde kredilerin erken kapatılması ile ilgili talimatının bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bankacı bilirkişiden alınan 22.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda; erken kapatılan kredilerin tamamının taksitli ticari kredi olduğu ve kapatılan krediler için %7 oranında komisyon + BSMV tahsil edildiği, davacıdan 22.04.2015 erken kapama tarihinde 4 kredi için vergiler dahil toplam 151.761,09 TL tahsil edildiği, diğer bazı bankaların taksitli ticari kredilerin erken ödenmesi halinde tahsil ettiği erken ödeme komisyon oranlarının internet sitesinden tespit edilerek gösterildiği, bu oranların %2 – %4 – %5 olduğu, davalı bankanın internet sitesinde bu işlemler için %3 erken kapama oranı belirlediği ve ilan ettiği, davalı bankanın %3 oranında erken kapama komisyonu uygulaması halinde tahsil edilmesi gereken komisyon + BSMV’nin 65.090,15 TL olduğu ve 86.670,94 TL fazla tahsilat yapıldığı belirtilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunun yürürlüğü zamanında imzalanan 28.04.2011 tarihli genel taahhütnamenin 33f maddesinde kredinin erken ödenmesi halinde erken ödeme komisyonunun alınacağının belirtildiği ancak oranın yazılı olmadığı, 818 sayılı Borçlar Kanunun zamanında düzenlenen sözleşmeler yönünden sözleşmede bir oran belirtilmemesi halinde bankanın T.C. Merkez Bankasına bildirdiği oranın uygulanması gerekeceği, davalı bankanın internet sitesinde bu işlemler için %3 erken kapama oranı belirlediği ve ilan ettiği, bu sebeple davalı bankanın %3 oranında erken kapama komisyonu alabileceği, ancak davalı bankanın % 7 oranında almakla fazla tahsilat yaptığı sonucuna varılmıştır.
6098 sayılı TBK yürürlüğü döneminde imzalanan 31.07.2012 tarihli ve 21.06.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinin 5.11.5. maddesinde ise erken ödeme halinde davalı bankanın %3 oranında erken kapama komisyon ücreti alacağının belirlendiği, aynı yasanın 19, 20. maddesi uyarınca genel işlem şartı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, sözleşmede belirlenen % 3 oranının uygulanması gerektiği, ancak davalı bankanın % 7 oranında erken kapama komisyonu almakla fazla tahsilat yaptığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda gerek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin gerekse Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin (Kapatılan) kararlarına göre yapılan incelemede davalı bankaca % 7 oranı uygulanarak fazladan erken kapama komisyonu tahsil edildiğinden ilk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 5.920,49 TL’den peşin alınan 1.481,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.439,49 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15.10.2021